Bölüm 7: Tulpar

avatar
248 4

Obelisk: Bir Canavarın Direnişi - Bölüm 7: Tulpar


[Ali Rıza, ne yapacağız?]

 

Murat moloz binanın karanlık bölgesinde beklerken dikkatliydi.

 

[Kod Adımı kullan.]

 

[Kartal, ne yapacağız?]

 

Durum gittikçe daha kötüye gidiyordu. Olabildiğince fazla hasar vermeye çalışırken durum gittikçe daha kötüye gitmişti.

 

Saint Light pilotlarının neredeyse tamamı öfkeden çıldırmış ve umarsızca saldırmaya başlamışlardı. Bu da, planlarda ciddi bir sapma gerçekleştiriyordu.

 

Kısaca şu anda iki birimden oluşan takımların yerini daha büyük timler almıştı.

 

Bu da özgürce saldırmalarını engelliyordu.

 

Murat endişeliydi.

 

Dağdaki üssü korumak artık imkansız hale gelmişti. Ali Rıza’nın söylediklerinden yola çıkılınca kaçmalarının da pek bir olanağı yoktu.

 

Hayatını çok seven Murat’ın yapabileceği bir şey yoktu. Umutsuzca ateş etmekten başka bir şey yapamıyordu.

 

Ancak şimdi onu yapacak durumu da yoktu.

 

Tüm Saint Light birimleri bulundukları bölgeyi sarmışlardı ve çemberi yavaşça küçültüyorlardı. Ayrıca formasyonlarında bir açık yoktu. Bu da birini imha etseler bile diğerleri tarafından öldürülecekleri anlamına geliyordu.

 

Kaldı ki imha için doğrudan Alpha Sürücüsü’nü vurmaları gerekiyordu.

 

Ali Rıza cevap vermeyince Murat’ın aklında çok farklı şeyler dönmeye başladı.

 

[Kartal, Ali Rıza, cevap ver!]

 

Kükrerken soğuk bir homurdanma geldi.

 

[Kapa çeneni.]

 

Son derece soğuk bir ses, bu Ali Rıza’ya ait değildi.

 

[Seni piç kurusu! Ne yapmaya çalışıyorsun sen?]

 

Dakikalar önce onlarla temasa geçen garip sesti konuşan. Murat onun Britanya ajanı olduğunu düşünüyordu.

 

[Ali Rıza her şey hazır mı?]

 

[Evet, tüm birimleri binanın çevresine çektik. Sadece emri bekliyoruz.]

 

[Biraz daha bekleyin, Şahin, manevra aletinin durumu nedir?]

 

[Tam potansiyelde sadece otuz saniye hareket edebilirim. Ardından hem bataryam bitecek, hem de tekerleklerim işlevini yitirecek.]

 

[Tamam. Bölgeni terk et ve formasyonlarını boz. Umutsuz durumda olduğunu göstermek için birkaç mermi yesen iyi olur. Ancak Alpha Sürücüsü’ne dikkat et.]

 

Şahin’den ses gelmedi bir süreliğine. Murat Şahin’in ne yapacağını anladığında karışmamak için kendini zor tuttu.

 

Engel olduğunu fark etmese karışacaktı.

 

Dişlerini sıktı.

 

Ancak bir şey yapamadı, sadece Ali Rıza’dan gelecek cevabı bekledi.

 

[Ölme.]

 

Ali Rıza’dan gelen sesten sonra Murat anlam veremedi. Bu Şahin’i ölüme göndermekten farklı değildi. Bir Saint Oracle’nin ne kadar iyi manevra kabiliyeti olursa olsun mermilerden kaçmasına imkan yoktu.

 

Şahin tekrar cevap vermeden yerinden fırladı. Murat bağırdı ancak birden kanal da sessizleştirildi. Aynı sırada Köpek ve diğerleri pozisyonlarını değiştirdi. Murat’ta bir pozisyon değiştireceğine dair bir bildiri aldı.

 

Şahin yerinden ayrıldığı anda gördüğü ilk şey mermiler ateşlendikten sonra çıkan tüfek ışıklarıydı. Hızla Saint Oracle’yi çevirdi ve PHook yardımı ile bir duvarın arkasına geçti. Mermiler ona her yerden gelmeye başladı.

 

Artık güvenli olan bir yer yoktu. Yapabileceği tek şey garip manevralar çizerek bir kanadın ilerlemesini sağlamaktı.

 

Cephaneliğinde kalan kurşunları ateşledi ve birkaç Saint Light’ın çevresindeki molozları yok etti. Mermilerin gücü öyle fazlaydı ki Tungsten’den yapılan zırhın bile şansı yoktu.

 

Şahin zaman kaybetmeden onlarca metre ilerledi ve bir düzine Saint Light’ın dikkatini çekti.

 

Karmaşa çıkarmakta üzerine yoktu. Kısa süre içinde tek kişi olmasına rağmen gözüpek hareketleri Britanya birimlerinde paniğe yol açmıştı.

 

İlk başta dikkat dağıtmak için gönderildiğini sandıkları ayak takımı giderek bir baş ağrısı olmaya başladı.

 

Britanya komutanı sonunda dayanamadı ve birkaç birime hareket emri verdi. Dört Saint Light çemberden ayrıldı ve Şahin’in işini bitirmek için hareket etti.

 

Onlar ayrıldıktan sonra formasyon küçüldü ve istemeyerek de olsa çemberi daraltmak zorunda kaldılar.

 

Şahin onu kovalayan Saint Light timinden kaçarken kalbi panikle atıyordu. Durum düşündüğünden daha farklı gelişmekteydi. Saint Light’ları küçümsediğini fark etti. Saint Oracle’den daha iyi olsalar bile güç çıkışı %50’deyken bu kadar hızlı olmamaları gerekiyordu.

 

Değişen bir şey olmaması iyi haberdi. Düşündüğünden daha az kişinin dikkatini çekmiş olmasına rağmen plan devam ediyordu.

 

[Şahin dayanıklı bir çatının altında geç.]

 

Şahin ‘Neden?’ diye soracaktı ki kulak sarsan bir ses yüzünden dikkati dağıldı. Önceden yeryüzüne ulaşabilen ay ışıkları gücünü yitirdi. Yüz metreden daha uzun olan belediye binası çökmeye başladı. Moloz parçaları her yere düştü ve Şahin tepki dahi veremeden bacağına bir inşaat demiri saplandı.

 

Boom, boom, boom!

 

Binanın yıkıldığını fark eden Britanya kuvvetleri tepki verdi ancak çok geç kalmışlardı. Toz bulutu birden onları yuttu ve binadan çıkan toz tekerleklerin hareketini dondurdu.

 

Birçoğu hareket yeteneğini yitirirken yarısından fazlası molozlar yüzünden can verdi.

 

[Dikkat!]

 

[Acil Çıkış Sistemi Devrede!]

 

Pilotlar tereddüt dahi etmeden kokpitlerindeki acil çıkış düğmesine bastı ve kokpitleri Saint Light’lardan yüzlerce metre uzağa fırlatıldı.

 

---

 

“Kazandık!”

 

Murat heyecanla Saint Oracle’den indi ve Şahin’in yanına koştu.

 

Binanın yıkımından gelen molozların kuvvetine tanık olmuş Şahin’in durumu hiçte iyi değildi. Saint Oracle’nin zırhının tamamı yok olmuştu ve Alpha Sürücüsü’nü koruyan tabaka düşmüştü.

 

Oraya sıradan bir mermi dahi çarpsa Şahin bir balon gibi patlardı.

 

Şahin hareket edemiyordu. Bu yüzden Murat’ın onu çıkartması gerekti. Çıkardıktan sonra Murat toz bulutunun içinden çıkan Ali Rıza’ya doğru ilerledi.

 

Ali Rıza’nın da Saint Oraclesi’nde hasarlar vardı. Çerçevesini kaplayan zırhta küçük göçükler ve çizikler mevcuttu. Ama durumu Şahin’e kıyasla çok daha iyi olduğu bir gerçekti.

 

Ali Rıza onların yanına geldikten sonra durakladı.

 

[İyi misin?]

 

Şahin yorgun bir şekilde iç çekti, “Ölmedim.”

 

[Yeterli.]

 

Çok geçmeden Köpek ve Atmaca’da onların yanına geldi.

 

“Durumlarınız nasıl?”

 

“Binadan uzaktaydım birimimde bir sıkıntı yok ancak bataryası bitmek üzere. Cephane ise çok önceden bitmişti.”

 

Atmaca ve Köpek kokpitlerinden ayrıldı ve aşağı indi. Vücutlarından akan terin haddi hesabı yoktu. Bunlar Saint Oracle gibi 5. Nesil bir hurdayı kullanmanın sonucuydu. Vücuda bindirdiği yük abartısız çok fazlaydı.

 

O sırada telsizleri açıldı.

 

[Dinlenmek için çok erken. Britanya çoktan bölgeyi kuşattı. Üssü korumak istiyorsanız onların dikkatini çekmeniz gerekiyor.]

 

Ali Rıza bir şey demedi ancak Murat öfkeliydi.

 

Telsizini açtığı gibi öfkesini kusmaya başladı, “Sen kimsin de bize emir veriyorsun? Kimliğini açıkla!”

 

Onun öfkeli haline kıyasla ses hâlâ çok sakindi.

 

[Elliden fazla Saint Andromeda hazır da bekliyor. Şehirden çıkmanız imkansız ve gönderdikleri öncülerin imha edildiğini fark ettiklerinde tereddüt etmeyecekler.]

 

Onun sözlerine rağmen Murat sakinleşmemişti. Öfkesini yöneltebileceği birisi olmalıydı, düzgün düşünmesine engel oluyordu.

 

Bunu fark eden Atmaca ondan telsizi aldı ve devam etti.

 

Murat’ın aksine Atmaca otuzlarının ortasında bir adamdı. İri yarı figüründen anlaşılacağı üzere önceden bir askerdi.

 

Metanet bakımından Ali Rıza’dan sonra en güçlü olandı.

 

“En azından ismini söyleyemez misin?”

 

[Hayır, kimliğim çok hassas ancak Türk olduğumu söyleyebilirim.]

 

“Sana nasıl sesleneceğiz?”

 

Telsizden cevap bir süre cevap gelmedi. Bunu düşünmediği ve şu an düşünmeye başladığı açıktı.

 

Otuz saniye sonra cevap verdi.

 

“Tulpar.”

 

---  






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44788 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr