Bölüm 7 : Belgelerde Ne Vardı ?
Gözlerini açtığında yüzüne vuran ışık Levi’yi sersemletmişti. Dökülmüş eski duvarlar etrafını sarıyor ve tavandaki küçük lamba içeri loş bir ışık yayıyordu. Tahta bir sandalyede oturuyordu. Karşısında bir masa ve boş bir sandalye vardı. Küçük nemli bir odadaydı.
Sırt çantasına zamanında amcası Victor’dan çaldığı gizli belgeleri koymuştu. Bu belgeler birkaç avcı hakkında ve avcı sisteminin nasıl işlediğine dair gizli bilgiler içeriyordu. Bunların hepsini ezberlemiş olan Levi’nin yaptığı en büyük aptallık onları yok etmemiş olmasıydı.
O gece gazete binasına gelen mafya üyesi, evinin dağıtılması , kendisini bu hale sokan uzun boylu adam , tüm bunları düşününce hepsinin sebebinin bu belgeler olduğunu anlaması pek uzun sürmedi. Levi , gazeteye gelen mafyanın , güvenlik görevlisini öldürdüğünü ise henüz bilmiyordu.
İçeriye uzun boylu , nispeten yaşlı bir polis girdi. Beyaz saçları kafasında bir ibik gibi duruyor , kısık ve kanlanmış gözleri büyük burnunun arkasından Levi’yi süzüyordu. Üzerinde – neredeyse her polisinki gibi – omuzları eskimiş siyah bir deri ceket vardı. Masaya birkaç kağıt ve bir zarf fırlatıp Levi’nin karşısındaki sandalyeye oturdu ve “Sana gönderilmiş.” Dedi.
Levi, polisin işaret etmesiyle zarfı açtı. Zarfın içinden ufak bir kağıt ve küçük bir süper kahraman figürü çıkmıştı. Levi bu figürü ne zaman görse duygulanır , küçüklüğünü hatırlardı. Küçükken hep bu süper kahraman gibi olmak istemişti. Amcası da ona bu figürü satın almıştı.
Almanya’dan dönerken figürü orada kaldığı için çok üzülmüş fakat geri dönme şansı olmadığı için unutmaya karar vermişti. En son 9 yaşında gördüğü amcasının psikolojisinin bozulmuş olmasına rağmen ona bunu göndermiş olması ise oldukça manidardı.
Figürü bir kenara bıraktı ve küçük kağıt parçasını açarak okumaya başladı. Kalbini parçalayan , gözyaşlarının akmasına sebep olan yaralayıcı sözcükler burada yatıyordu.
“Levi , evimden birkaç belge çalarak beni hayal kırıklığına uğrattın. Belgeleri çaldığını öğrenenler peşine düşmüşler bile. Bu mektup sana zamanında yetişir mi bilmiyorum fakat en kısa sürede kaçmalısın. Öte yandan , biliyorsun ben zaten ölmeyi bekleyen bir adamdım.”
Levi , bu kabusun amcasının sakladığı birkaç gizli belgeden bazılarını çalmasıyla tam 12 sene önce başladığını fark etti. Kendisine bir süre annelik ve babalık yapan bu adamın yaptığı hırsızlık yüzünden öldürülmüş olması kalbini büyük bir keder girdabına sürüklemişti.
Levi bu belgeleri kullanarak avcılık sistemiyle ilgili önemli bilgiler elde edeceğini ve bu sisteme bir şekilde dahil olarak bu ülkedeki tüm yanlışları düzelteceğine inanmıştı hayatı boyunca. 9 yaşından beri hayali bir gün masada figürü duran o kahramandan daha çok sevilecek biri olmak ve kötüleri ortadan kaldırmaktı.
Yıllarca bir sürü kitap okumuş , insanları analiz etmeye ve kendini çoğu konuda geliştirmeye çalışmıştı. Fakat yaptığı en büyük hata hayalini rasyonel bir şekilde değerlendirmemiş olmasıydı. Hayaller çoğu zaman gerçekleşmesi güç ya da imkansız olan şeylerdi ve bu yüzden çoğu insan sadece kendini mutlu etmek için hayal kurabilirdi.
Fakat Levi için durum böyle olmamalıydı. O hayalini hayatının amacı haline getirmişti ve bu konuda rasyonel bir değerlendirme yaparak davranışlarına yön vermiş olmalıydı. Sadece eğlenmek veya kendini daha iyi hissetmek için bu hayale inanması hoş sonuçlar doğurmamıştı.
Tüm bunları düşünürken küçük kağıdı elinde çeviriyor ve masanın tek bir noktasına bakıyordu. Polis , elindeki kağıdı hızla çekerek aldı ve Levi’nin suratına bir sağlam bir tokat yapıştırdı.
“Okuduysan konuşmaya başlayabiliriz çocuk , kaybettiğin o belgelerde ne vardı anlat bakalım ! “
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..