"No, Godduyi! Madon nelirus xa vit! Tsuvago vit wi foryufej !”

Cübbeli yaşlı büyücü asasını göğe doğru uzatarak büyülü sözleri söyledi. Ve, gök yüzünde kara bulutlar toplanmaya başladı. Hazine ustası büyücünün karşı saldırı yapmasını beklemesine bir neden olmadığından gülümseyerek, “Hadi, ama!” dedi. Ardından arkasında sarı renkte ufak bir boyut çemberi açıldı. Ve, boyut çemberinin içinden bir kılıç uzanarak dışarıya çıktı. Hazine ustası havada süzülen kılıcı eline alarak ileriye atıldı.

"Seni beklemeye niyetim yok!"

Büyücü büyülü sözlerini söylemeye devam ederken boştaki elini yana doğru savurdu ve cübbesinin kolundan sarkan ahşap kılıcı kavrayarak düşmanının saldırısını engelledi. Bu sırada hâlâ büyülü sözleri söylüyordu. Hazine ustası, saldırısının engellenmesine hiçte şaşırmamıştı. Aksine daha da gaza geldi ve bir adım geri atıp, tekrar düşmanının üzerine atıldı. Fakat, büyücü yerinden kıpırdamasa da yerde kaydı. Ve, düşmanı yanından geçip gitti.

“Daha değil!”

Hazine ustası havayı tekmeleyerek tekrar düşmanın üzerine atıldı ve bu sefer kılıcını düşmanının kellesine savurdu. Ancak, büyücü ahşap kılıcıyla yine engelledi.

"Bir de buna bak!”

Kendi ekseni etrafında dönerek düşmanının üzerinde gök kuşağı çizerek diğer tarafa kondu ve kılıcını düşmanının göğsüne sapladı. Büyücü birkaç damla kan kustu. Ancak, pes etmek gibi bir niyeti yoktu. Ve, düşmanının kolundan kavradı.

"Matta!"

Gök yüzünde toplanan kara bulutlar bütün yıldırım enerjisini büyücünün üzerine boşalttı. Büyücünün gözleri beyaz yıldırımlarla dolup, taşarken öfkeyle düşmanının yüzüne doğru kükredi. Ahşap kılıcını düşmanının kalbine hedefledi. Hazine ustası can havliyle kendi kolunu bir çırpıda keserek ölmekten kıl payı kurtuldu. Tek kolunu kaybeden hazine ustası soğuk kanlılıkla büyü akışıyla kan kaybını durdurdu. Ardından sırtını dikleştirerek, “Demek ciddileşmek istiyorsun,” dedi. Ve, elini havaya kaldırarak parmaklarını şıklattı.

"Phulham wi Nel..."

Büyücüyü ve hazine ustasını içine alan devasa bir alanı kapsayan her yerde boyut halkaları belirdi. Kiminin ağzında kılıç kimininse mızrak vardı. Ve, hepsi büyücüye bakıyordu.  

"Mahliyon!”

Tüm kılıç ve mırzraklar yuvalarından çıkarak büyücünün bedenine saplandı. Saldırı o kadar şiddetliydi ki, büyücünün bedeni buna daha fazla dayanamayıp, irili ufaklı onlarca parçaya ayrıldı. Ama, Yıldırım Ejderhası'nın sureti gök yüzünde belirince büyücünün bedeni sanki hiçbir şey olmamış gibi eski hâline döndü.

"Ben sadece bir büyücü değilim. Aynı zamanda bir Ejderha Avcısıyım.”

Büyücü, ağır adımlarla hazine ustasına yaklaşırken sağanak yağmur yağmaya başladı.

“Su elektrikle iyi anlaşır..”

Büyücü asasını sertçe yere vurdu ve ortaya çıkan milyon voltluk enerji yağmur damlalarına çarparak devasa bir alanı kavurdu. Hatta, yıldırım akımlarının şiddetinden yerden irili ufaklı kopan parçalar dört bir yana savruldu. Fakat, hazine ustası ölmedi. Gümüş kaplama cafcaflı bir zırh bedeninin en uç noktasına kadar sarmalarken sırtında On İki Tanrı Katili'nin kılıçlarından oluşan kanatları vardı.

“Ejderha Avcısı?.. Hıh! Benim gücüm yanında sen sadece bir avuç soytarısın.”

Büyücü, zırhı görünce gözlerinde korkudan daha çok hiddet ve öfke vardı. Bir an önce ileriye atılarak agresif bir tavır sergilemek, tüm gücüyle karşısındakini yok etmek istiyordu. Fakat, tek yapabildiği dişlerini sıkarak, “Sen...” diyebilmekti.

“Tanrılar senin yaşamanı istemiyor. Üzgünüm... Torandes.”

Sol dirseğine kadar uzanan deri eldiveninin etrafı dört adet kemerle sarılmış ve her kemerin başında bir adet kuru kafa vardı. Onlarca bıçak ve ok yarasıyla dolu bedeni yağmurda ıslanırken Tanrı'lara maşa olmuş sözde Tanrı Katili'nin, Yıldırım Ejderha Avcısı'nı nasıl öldüreceğini merak ve biraz da hasretle izliyordu.

"İşler daha da karışmaya başlıyor gibi. Hmm... Bakalım n'apacaksın? Suryi?..”

KÜÇÜK BİLGİ KUTUSU: 1 

---------------------------------------------

    Hazine avcısı, büyücüye "Torandes" derken onun ismini söylemiyordu. Büyücü, antik zamandaki büyüleri kullanmak için antik dille büyülü sözleri söylüyordu. Hazine avcısı da ona antik dilde "Elveda" dedi. Yani; Torandes! 

YAZARDAN NOT: BU BİLGİ KUTUSUNU SERİYE EKLEMEK İSTİYORUM. SİZCE NASIL?