Cilt 4 Bölüm 68 [ Ölümün Tadı ] (2/2)

avatar
4502 4

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 68 [ Ölümün Tadı ] (2/2)


Çevirmen : Clumsy 

 

Mezara varan Subaru, soğuk yüzünden bedenini hissedemiyordu.

 

Görüşü karla bulutlanmış, kirpikleri donmuştu ama titreyen dudaklarından bembeyaz nefesler çıkaran Subaru, bunu pek umursuyor gibi görünmüyordu.

 

Ağır ve sağlam düşünceleri tek bir kız üzerine odaklanmıştı.

 

Ayak sesleri taş kaplı koridorda yankılanan Subaru, derinliklere doğru ilerledi.

 

Yargılama odasında kendisini bekleyen bir kız olmalıydı.

 

[???: ――Subaru?]

 

Geniş alana vardığında, ismini söyleyen gümüşi bir çanın varlığını hissetti. 

 

Ayaklarının sese yaklaşmasına izin vererek odaya girdi. Ve onu görmek, az önceki sesin sahibine büyük bir neşe kattı.

 

[Emilia: Ahh, senmişsin Subaru! Tanrım, nereye gitmiştin? Çok endişelendim.]

 

Emilia seke seke koştu ve Subaru’yu elinden yakaladı. Sonra da o eli kendi göğsüne bastırarak bedeninin ılıklığını geçirdi.

 

[Emilia: ……Yorgun musun?]

 

[Subaru: Yeah…… belki birazcık…… yorgun olabilirim.]

 

[Emilia: Ehehee, anlıyorum. O zaman… o zaman…]

 

Emilia, Subaru’nun doğrudan cevabı karşısında kıkırdadı ve yanakları kızardı.

 

Sonra da Subaru’nun elini tutar halde yere oturdu. Bacaklarını katladı ve yarı eğilmiş pozisyondaki Subaru’yu kendisine yaklaştırdı.

 

[Emilia: Hadi gel, Subaru.]

 

[Subaru: ……bir kucak.. yastığı mı?]

 

[Emilia: Yep. Subaru, benim kucak yastığımı seversin, değil mi? Bana öyle söylemiştin. Böyle şeyleri hatırlıyorum, bilesin. Hadi geeeel.]

 

Kucağına hafifçe vurdu ve hem gururlu hem de utangaç bir şekilde gülümsedi. Subaru da itaatkar bir şekilde oturarak kafasını Emilia’nın kucağına yerleştirdi.

 

Kısa saçlar tarafından teni okşanan Emilia, kışkırtıcı bir [Mn~] sesi çıkardıktan sonra o saçları okşamaya başladı.

 

[Emilia: Subaru’ya kaç kez kucak yastığı oldum?]

 

[Subaru: Emin değilim…… üçüncü olabilir… her seferinde bitkin ve tükenmiş oluyorum.]

 

[Emilia: Bilirsin, Subaru, saçların ve yanaklarınla oynamak çok eğlenceli… İşte böyleee~~]

 

Subaru’nun perçemini çeken ve yanaklarında parmaklarını gezdiren Emilia, halinden çok memnundu.

 

Bunun, Emilia’nın şefkat gösterme şekli olduğunu anlayan Subaru ise en ufak bir karşı koyma dürtüsü duymuyordu.

 

Sona eren bir dünyada―― tek isteği Emilia’nın sevgisiydi.

 

――Çünkü kanının ve iç organlarının çoğunu yitirmiş haldeydi.

 

Hiçbir normal insan Subaru’nun şu anki kanlı haline bakmak istemezdi.

 

Sırtı dişlerle yarılmıştı, kıyafetlerinin altından kemikleri görünüyor olmalıydı. Tahrip edilmiş uyluklarından bol miktarda kan akıyordu ve yaklaşan tavşanlardan kaçmak için kullandığı sağ elinde yalnızca başparmağı sağlam kalabilmişti.

 


Bulanık bilincini buraya taşıyabilen şey sıkı sıkıya tutunduğu amacı, azmi olabilirdi. Bu ve dondurucu soğuk, bedenindeki tüm hissiyatı yok etmişti.

 

[Emilia: Subaru, biraz zayıfladın mı sen?]

 

[Subaru: Bir kan kaybı diyeti deniyorum…. bu…… ağırlığı atarak giderek daha… çok zayıflama… tarzında bir şey……]

 

[Emilia: Ne dediğini anlamıyorum ama yine bir başkası için çılgınca bir şey yaptın, değil mi? Sen böyle birisin Subaru. Bunu biliyorum ama…… Yine de geeeeeerçekten endişeleniyorum.]

 

[Subaru: ………]

 

[Emilia: Aslında bunu yalnızca… benim için yapmanı isterim. Ama bunun bencillik olduğunu biliyorum ve benden başka hiç kimseyi umursamayan bir Subaru’yu görmek de istemem……Bu da benim bencilliğim gerçi… üzgünüm.]

 

Emilia’nın sesi giderek uzaklaşıyordu.
Mezarın içi, dışarıdaki soğuktan farklıydı, belli bir ılıklık içeriyordu. Bu da Subaru’nun metabolizmasını normal bir seviyeye taşıyor ve kan akışını hızlandırıyordu.

 

Bedeninden yayılan taze kanlar taş zemini boyarken ağzından da yenileri çıkıyordu.

 

Sıçrayan kan taneleri Emilia’nın beyaz yanaklarına da ulaşmıştı. Ama――

 

[Emilia: Söyle, Subaru, beni dinliyor musun? Sana söylemek ve sormak istediğim çok, çok, çooook şey var. O yüzden lütfen. Benimle kal. Sesimi dinle. Ve senin sesini duymama izin ver, tamam mı?]

 

Emilia yanağına sıçrayan kanı umursuyor gibi görünmüyordu.
Daha ziyade fark ediyor gibi görünmüyordu. Menekşe gözleri Subaru’ya kilitlenmişti ve onu gördüğü kesindi―― ama yansıyan gerçekliği kabullenmiş gibi değildi.

 

Subaru, Köşkten çıkarken Elsa’nın işkencesinin izlerini taşıyordu. Garfiel tarafından Mezara sürüklenmek de bu izleri güçlendirmişti.

 

Ama Emilia o yaraları fark etmemiş, endişelenmiş gibi görünmemişti.
Ve şu anda, bedeninin belli kısımlarının tavşanlar tarafından yenmiş olmasına rağmen farklı bir tepki vermiyordu.

 

Belki de Subaru da aynı durumdaydı.

 

[Subaru: ――――]

 

Emilia’yı yaklaşan tehlike hakkında uyarması, buradan uzaklaştırması gerekirdi.

 

Büyük Tavşan Mezarın dışındaki her şeyi tüketmişti ve yakında buraya da girecekti. O zaman Emilia’nın hiç şansı olmayacaktı.

 

Roswaal ve ateşte ölmeyi seçen tüm köylüler gibi Emilia da zalim ve tüyler ürpertici ölümden kaçamayacaktı.
Ama Subaru, bunu bilmesine rağmen kızı uyarmıyordu.

 

Çünkü canını kaybetmek üzere olduğu bu son anlarda―― Emilia’nın yüzüne bakma arzusundan, bencilliğinden fedakârlık edemiyordu.

 

Roswaal’ın sözleri ve tüketilişi, Garfiel ve Ram’ın ölümlerinin verdiği pişmanlık, Petra ve Frederica’nın kaybının kahrediciliği ve Rem ile Emilia’yı kurtaramayışına sebep olan güçsüzlüğü, Subaru’ya derinden etki etmekteydi.

 

Artık acının veya ölüm korkusunun bir anlamı yoktu.

 

――Şu anda tek isteği, bu dünyadan silinmekti.

 

Subaru’nun bencil ve üşengeç dileği yerine gelmek üzereydi.
Dünya giderek bulutlanıyor, bilinci ve ruhu bu mekânı terk etmeye başlıyordu. 

 

Uzuvlarındaki güç ve bedenindeki son hissiyat yitmişti.
Geriye kalan tek şey, Subaru’nun ayrılışından haberdar olmayan Emilia idi.

 

[Subaru: ――――]

 

Peki Emilia’yı ardında mı bırakacaktı?
Kızın bel bağlayabileceği, dayanabileceği tek kişi olduktan sonra onu bırakıp gidecek miydi?

 

[Subaru: a――]

 

Artık pişman olmak için çok geçti. Herhangi bir şey yapmak için çok geçti.
Hayatı, en ufak bir ses çıkartamadan kayıp gidiyordu.

 

Emilia ise bunu fark etmiş görünmüyordu, tek yaptığı şey sessizleşen Subaru’ya sevimli bir şekilde bakmaktı.

 

Sonra da gülümsedi, yüzünü yaklaştırdı ve――

 

[Emilia: Subaru――]

 

[Subaru: ――――]

 

Sessiz Subaru’yu kaldırarak dudaklarından öptü.

 ――Subaru’nun ilk öpücüğünde Ölümün soğuk tadı vardı.

 

#Emilia Subaru'nun geldiği hali bile fark etmeyecek kadar sıyırmış herhalde. 
Peki bu döngüde Subaru'nun yokluğunda bu hale geldiğini gördüysek, daha önceki döngülerde de bu hale gelmiş olabilir mi? Ya da Roswaal kar işkencesini o döngülerde de yapmış mıdır? 
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr