Cilt 4 Bölüm 69 [ Yalancı ] (3/3)

avatar
4779 5

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 69 [ Yalancı ] (3/3)


Çevirmen : Clumsy 

 

Subaru’nun adımları, katlanılmaz duyguların esiri olmuşçasına hızlandı.

 

Subaru, Garfiel’den ayrıldıktan hemen sonra harekete geçmişti. Soluk soluğa, kaşlarının arasından akan terler eşliğinde koşuyordu.

 

Hedefi ayışığıyla aydınlanan Mezardı.

 

Bu önceki konuşmalarının sonrası idi.

 

Subaru’nun eylemlerine karışmayacağını belirten Garfiel, onu durdurma girişiminde bulunmamıştı.

 

Yani Mezara girme konusunda Subaru'nun önünü kesecek hiç kimse yoktu.

 

Girişe varan Subaru, yüzündeki terleri kollarıyla sildi. Genişlemiş ciğerlerine derin nefesler çektikten sonra da Mezarın karanlığına daldı.

 

Echidna’nın alemindeki Rüya Kalesinde―― yapması gereken şeyler vardı.

 

[Subaru: Eğer kalbinin tam derininden…… “Bilmek istiyorum” dersen…]

 

Davet edileceksin. Beyaz saçlı Cadı ona böyle söylemişti.

 

Subaru’nun Mezara gelme sebebi de tutunduğu bu umuttu.

 

Sormak, konuşmak, yakınmak ve birlikte cevabını aramak istediği dağlar kadar şey vardı.

 

Yalnızca Açgözlülük Cadısına bahsedebileceği ve yalnızca ona bahsetmek istediği şeyler söz konusuydu.

 

Şu anda yapması gereken ve yapmak istediği şey aynıydı.

 

Geriye kalan yalnızca bunu gerçek kılmak, tek başına düşünüp taşınmaktan başka bir yol bulmaktı.

 

[Subaru: ――――]

 

Echidna’nın Kalesine gideceği, tüm endişelerini ve şüphelerini ona yıkacağı, iyi niyetini suiistimal edeceği için utanıyordu.

 

Ayrıca Echidna’ya her şeyi anlatırsa yasağı ihlal ederek Sığınağı tekrar Kıskanç Cadının gölgeleriyle kaplatabilirdi.

 

Buna rağmen umut ediyordu.

 

Cadının rehberliğiyle kaderin bu çıkmaz yolunu aşabileceğini umut ediyordu.

 

[Subaru: Şu anda…… Tüm gereksinimleri karşılıyor olmalıyım.]

 

Ne yapacağı hakkında hiçbir fikri yoktu.

 

Ama yapabileceği her şeyi yapmaya razıydı.

 

Şu anki Subaru Açgözlülüğün gönüllü ve hevesli bir Havarisi değildi de neydi?

 

Sayısız kez canından rahatça feragat etmişti. Ve gururunu bir kenara atmak işe yarayacaksa bunu da yapardı.

 

Çünkü utanmaz, acınası, cahil Natsuki Subaru bu iş için biçilmiş kaftandı.

 

[Subaru: Sana güveniyorum, Echidna……!]

 

Subaru nefes alış verişini düzenlileştirdi ve Mezarda ilerlemek için cesaretini topladı.

 

Bu gece kendisini bir kez mücadeleci olarak kabul eden odayı gözleriyle taradı ve merkezine doğru ilerledi.

 

[Subaru: Nerede durmam ve ne yapmam gerektiği konusunda doğaçlama yapacağım ama……]

 

Subaru, rüyaya ikinci davet edilişinde, bir yanıt için umutsuz bir arzu içerisindeydi ve Ölümden Dönüşten hemen sonraki pozisyonundaydı. Özel bir şey yapmamıştı.

 

Bu kez de aynı noktaya giderek diz çöktü, ellerini birleştirdi ve gözlerini kapattı.

 

Zihninde Beyaz Cadının görüntüsünü canlandırdı ve onu sayısız duygusunun birleşimiyle çağırdı, kendisini bekleyen imkânsız geleceği ve çaresizlik dolu arzularını aktarmak ister gibiydi.

 

[Subaru: ――――]

 

Zaman geçiyor ve Subaru sessizce beklemeyi sürdürüyordu.
Mezarın soğuk havası tenini okşarken kaşlarının arasından dökülen soğuk terleri hissedebiliyordu.

 

İstiyordu. Çaresizce.
Arzuluyordu. Israrla.

 

Eğer bir şeyi fena halde istiyor, arzuluyor ama ulaşamıyorsa――

 

―― Bu Açgözlülük insan kapasitesi için fazla yoğun anlamına geliyor olabilirdi.

 

[Subaru: ――u?]

 

Çaresizlikle iyice boğulmaya başlayan Subaru, gözbebeklerinin ardındaki karanlığa yaklaşan bir beyaz ışık illüzyonunun varlığını hissetti. ――Belki de illüzyon değildi.

 

[Subaru: ――――]

 

Görüşü beyaz ışık tarafından işgal edildi ve kapkara dünya yavaş yavaş aşındı.

 

Daha farkına varamadan diz çöken bedeninin yan tarafa devrildiğini ve bilincinin farklı bir dünyaya taşındığını duyumsayabilir hale gelmişti.

 

――Rüya Kalesine ışınlanışı başlamış olmalıydı.

 

Bu kez, Echidna’nın kendisini beklediği Kalede, gelecek hakkında ciddi bir kavrayış sağlayacağı konusunda kararlıydı.

 

Silinen bilincinde mevcut tek düşünce buydu――

 

{――Erişilemez bir zamana şahit ol.}

 

Farkındalığı yok olurken, bu cümleyi işittiğini düşündü.

 

※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※

 

Subaru, sarhoşluk benzeri bir uyuşukluk hissediyordu.

 

Ne olduğunu bilmiyordu.
Ani uyanışı televizyonda bir kanal değişimi gibi gerçekleşmişti.

 

Sanki tamamen farklı bir kanal türüne geçmiş, tüm bilinci yer değiştirmişti.

 

Bu Ölümden Dönüşten sonra kapıldığı hissi anımsatıyordu.

 

Öldüğü dünyadaki sefaletiyle geri geldiği dünyadaki versiyonunun uyuşmazlığı bedeninde, ruhunda ve zihninde bir aykırılık meydana getiriyordu.

 

{――――}

 

Konuşmaya çalışan Subaru, en ufak bir ses çıkartamadığını fark etti.

 

Bir elini boğazına götürmek istediğinde ise ne elini ne de boğazını hissedebildiğini anladı.

 

{――――?}

 

Uzuvları, gözleri, ağzı, bedeninin hiçbir kısmı mevcut değildi.
Yalnızca uzayda süzülüyor gibi görünen bilinci vardı, belli bir açıdan dünyayı izliyor gibiydi.

 

Bu hiç doğal değildi, bir rüyanın içerisindeymiş de bedeninden ayrılmış gibi hissediyordu.

 

Ama bu durumda ilk bulunuşu olmadığı hissine kapılmıştı. Rüya görüyor olabilir miydi gerçekten?

 

Bu düşünceleri aklının gerisinde oynatan Natsuki Subaru, bilincini zorlayarak gözlerini bu manzaradan koparmaya çalıştı.

 

Ancak bu imkânsızdı.

 

Bedensiz Subaru’nun bırakın başını çevirmesi, gözlerini kapatması bile yasaktı.

 

Tek yapabileceği şey izlemek―― ve gözlerinin önündeki bu sahneyi zorla aklına kazımaktı.

 

[???: ――lancı]

 

Kısık ve boğuk bir sesti.
Öyle zayıftı ki ne söylediği bile zar zor anlaşılıyordu.
Ama-

 

{――――}

 

İçgüdüsel olarak anlamıştı.

 

Bilinci dışında bir şeyi olmayan Subaru, içgüdüsel olarak “Bu kötü” diye düşündü.

 

Bu duymaması gereken bir sesti.

Tanımaması gereken bir ses.

Bilmemesi gereken bir şey.

 

Ama bilinci ona ne söylerse söylesin zihnine kazınan manzara değişmiyordu. Ortadan kalkmayacaktı. Tek yapacağı şey “Sonucu” Subaru’nun içine işlemekti.

 

[???: Yalancı…… Yalancı, Yalancı Yalancı Yalancı Yalancı Yalancı Yalancı……hk]

 

Tekrarlanan bu fısıltıdaki kelimeler şekillenmeye başlamıştı. Sesin sahibi durmayı unutuyor gibiydi, araya yalnızca hıçkırıkları karışıyordu.

 

Yürek parçalayıcı bir manzaraydı. Subaru'nun kulakları bir yasla doluyordu. Gördükleri ve işittikleri, bu dünyanın en büyük çilesi olmalıydı.

 

{――――}

 

Neden buradaydı?

Neden bunu görüyordu?

 

Başarısızlığı. Hatası. Muhakemedeki yanlışlığı. Bunu görmemesi gerekiyordu. Bunu bilmemesi gerekiyordu. Bunu asla bilmemesi gerekiyordu.

 

――Eğer aksini düşünseydi o zaman o……

 

[Emilia: Yalancı… Yalancı! Subaru…… seni Yalancı! Seni Yalancı――!!]

 

Yere yığılan ve menekşe gözleri yaşlarla dolup taşan Emilia çığlıklar atıyordu.

 

Bir ihaneti suçlayan, gözlerinin önündeki kabusu reddeden ve küçük bir çocuk gibi saçlarını darmadağın etmiş olan Emilia, deliler gibi bağırıyordu.

 

 ――Ve Emilia’nın hemen yanında, yani Rem’in uyuduğu yatağın yanında ise boğazında bir bıçak saplı olan Subaru’nun cesedi mevcuttu.

 

 #Subaru Echidna ile konuşmak için girdiği Mezarda ikinci Yargılamaya mı başladı acaba? 
Çünkü şu anda Rem'in başına gelenleri öğrendikten sonra kendini öldürdüğü sahnenin sonrasını izliyor. 
{――Erişilemez bir zamana şahit ol.}  cümlesi de bu mesajı veriyor gibi. Yanlış hatırlamıyorsam ilk Yargılamaya girerken de bir mesaj duymuştu.
Fikri olanlar belirtsin ama ileriyi okumuş olanlar spoiler vermesin lütfen arkadaşlar.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere :)






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr