Çevirmen : Clumsy 

[???: Paralel Evrenler bir düşünce şekli. Yaşadığımız dünyadan ayrı olsa da benzer yolları takip eden pek çok evrenin varlığını ifade ediyor.]

Konuşan kız, sesindeki heyecanı bastırmak için elinden geleni yapıyordu.

Ders verir gibi ifade edişinin yanı sıra parmaklarını da hafif bir ritimle önündeki masaya vuruyordu.

[????: Bu kulağa, huu… şey gibi, haa…… karmaşıkmış gibi geliyor.]

[???: O kadar kafanın karışacağı bir şey değil. Sonsuz Paralel Dünyalar olduğunu ve hepsinin farklı bir seçim sonucunda oluştuğunu hayal et. Mesela evine giden iki yol olduğunu düşün. İkisi de nihayetinde evine ulaşıyor ve bir sola dönen sen var, bir de sağa dönen sen―― bu iki olasılık bile oldukça küçük çaplı Paralel Evrenler yaratıyor.]

[?????: Ne? Yani diyorsun ki sayamayacağımız kadar çok dünya var, öyle mi? Bu çok saçma.]

Uyuşuk sesin yanıtından sonra canlı bir ses de konuşmaya dahil olmuştu.

Ders veren konuşmacı buruk bir gülümseme takındı ve bir parmağını kaldırarak sabırsız yoldaşını susturdu.

[???: Hiç de saçma değil.  Evet son örneğim çeşitliliği anlatmak için çok kısıtlı gelmiş olabilir…… ama bunu kesinlikle büyük bir ölçekte de uygulayabilirsiniz.]

[?????: Büyük ölçek mi…… ne gibi?]

[???: Şöyle ki. ――Boroid Düzlüklerindeki ıssız Elfleri terk edebilmiş olsaydın, ne olurdu?]

[?????: ――――]

[???: ……Hmm. Buna daha çok öfkelenmeni beklemiştim.]

[?????: Öfkelenmeme sebebim çok basit. Durumu onlarca, yüzlerce, binlerce kez bile tekrarlasam her seferinde yumruğumu konuşturmayı tercih ederdim. ――Yani senin Paralel Evrenlerin ya da her neyse, asla gerçek olmazdı!]

Bu güçlü beyanda bulunan konuşmacı, tekmesini doğruca masaya geçirdi. Kelimenin tam anlamıyla “tekmesini masaya geçirdiğini” gören ders verici ise ağzından küçük bir gülümseme kaçırdı. Bunu fark eden heyecanlı kız, güzel yüzünü sinirle buruşturdu.

[?????: Bu kadar komik olan ne!?]

[???: Yo, tavrın çok erkeksiydi ama külotun görünüyor Minerva.]

[Minerva: Aa, kya! Ne, seni aptal! İnanılmaz! Pislik! Aptal! Aptaaaall! Mankafa! Salak! Çok salaksın! Seni salak, aptal!]

Kelime haznesi el verdiğince lanetler savuran sarışın kız―― yani Öfke Cadısı Minerva, ayağını masadan çekti ve yaşlı gözleri eşliğinde bacaklarını çabucak kapatarak eteğini tuttu.

Ve öfkeli bir şekilde―― karşısında oturan beyaz saçlı Cadıya baktı. Ama-

[????: Haa. Kimin haklı kimin haksız olduğu bir yana, huu… külota gelince… haa…… bunu kendi kendine yaptın Minerva, hiç kadınsı davranmıyorsun, huu…… bu konuda kimseyi suçlamanın anlamı yok… haa]

[Minerva: Kadınsı davranmıyormuşum! Söyleyene bak, Sekhmet. Sanki üstündekinden başka bir şey giydiğin varmış gibi…… cidden, en son ne zaman değiştin şu cüppeyi?]

Minerva, öfkeli bakışlarını masanın üzerine uzun, morumsu saçlarını yaymış olan Tembellik Cadısına―― Sekhmet’e çevirmişti.  

Bu saç denizinin altındaki kafa ise hafifçe kıpırdamış ve kesik kesik bir şekilde nefes alarak Minerva’ya bakmıştı.

[Sekhmet: Sadece kafanın üstünden geçiriyorsun işte, huu…en kolay giyileni bu……haa… Typhon bedenimi benim için siliyor…huu…yani pisleniyor falan değilim…haa]

[Minerva: İnsanların davranışlarını eleştiriyorsun ama sen…… Augh, aughh, aughhh……ne istiyorsun!? Suçlu ben miyim? Benim kabahatim mi? Düzeltmek için sizi yumruklayayım mı!?]

Minerva kızgın bir şekilde yumruğunu sallarken Sekhmet tek kelime daha etmeden kafasını çevirdi.

Sekhmet’in konuşmaya dahi enerjisi kalmadığını gören Minerva’nın başında ise mavi bir damar kabarmıştı. Ancak bu öfkeye alışmış gibi görünen Sekhmet, ilgisini tamamen yitirmiş haldeydi.  

Sohbeti Tembellik Cadısının bıraktığı yerden devralan ilk Cadı―― yani Açgözlülük Cadısı Echidna, ellerini çırparak konuşmayı devam ettirmeye girişti.

[Echidna: Öfkeni anlıyorum ama bunu ne kadar keyifli bulsam da konumuza dönmek isterim.]

[Minerva: Hrrmph. En başta beni Paralel Dünyalar saçmalıklarıyla kışkırtan sendin Echidna. Kızdım. Sinirlendim. Öfkelendim…]

[Echidna: Tamam tamam. Şimdi Paralel Evrenlere devam edelim. Son örneğim uygun gelmediyse…… hmm bir bakalım. Eğer Flugel Volcanica ile bir pakt mühürleyemeseydi ne olurdu sence?]

Bir parmağını dudaklarına götüren Echidna, gizemli bir gülümseme eşliğinde Minerva’ya bu soruyu yöneltti.

#Ara bölümlerimiz başladı. Bu bölüm çok kısaydı ama sonrakiler biraz daha uzun olacak. Yine de Cadıların kendi arasındaki sohbetlerini okuyacağımız için enteresan yerlere değinebilir diye düşünüyorum. Şahsen ben Cadılı bölümleri ne olursa olsun seviyorum.
O zaman bir sonraki bölümde görüşmek üzere!