Cilt 4 Bölüm 72 [ Kötü Son 1, 5, 11 ] (4/4)

avatar
4654 3

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 72 [ Kötü Son 1, 5, 11 ] (4/4)


Çevirmen : Clumsy 

 

Bir an sonra Emilia’nın önünde inanılmaz yoğun ve yüksek bir buz duvarı belirdi.

 


Emilia ve Petelgeuse’in arasına yerleşerek onları ayıran duvar, yerden çıkarak genişlemeyi sürdürüyordu.

 


Bu duvar, kısacık bir an içerisinde, Görünmez Elleri olan Petelgeuse’in bile geri çekilmek zorunda kalmasına yol açmıştı.

 

[Petelgeuse: Bu――!]

 

[Puck: Sonunda en önemli şeyin ne olduğunu hatırladım…… Onu koruma pahasına kontratların ve kısıtlamaların canı cehenneme. Ne kadar değersiz bir şeye bağlandığımı… sonunda hatırlıyorum.]

 

Petelgeuse’in sesinde nadiren beliren tereddüdü işiten ufak kedi, sessizce süzülerek bu sözleri sarf etmişti.

 

Tüm kafa karışıklığı silinen ruh, deli adama özgürleşmiş bir havayla bakmaktaydı.

 

[Puck: Artık neden bu hale geldiğimi hatırlıyorum. Kızımı korumak içindi, en sonunda――bunu yapmanın bedeli bu kısıtlanmaysa… o aşağılık pislik…]

 

[Emilia: Puck――a]

 

Emilia, parmaklarını öfkeli Puck’a doğru uzatmış ve bu noktada boğazı donmuştu.

 

Göğsündeki kristal yeşil bir ışıkla parlamaktaydı. Bu, Puck’ın ruhunun konakladığı, ikiliyi birbirine bağlayan taştı.

 

Ve bir anda, en ufak bir temas dahi olmadan toza dönmüştü.

 

[Emilia: Ne…… ne-neden……!?]

 

[Puck: Ben…… Sınırımı ihlal ettim ve sonuçları gözükmeye başladı. Belki de başından beri öngörülmüştü…… ama yine de-]

 

Arkasını dönen Puck, Emilia’nın gözlerinin seviyesine inene dek süzüldü.

 

Emilia’nın gözbebekleri bir şüphe belirtisiyle titreşiyordu. Ancak kızı izleyen Puck’ın gözlerinde, kıymetlisine bakan birinin ifadesi mevcuttu.

 

[Puck: Lia, bu bir veda――]

 

[Emilia: Ne……]

 

[Puck: Kısıtlanmamın dışına çıktım. Artık bu bedene bağlı kalamam. Yanında kalmayı ne kadar istesem de bedeli çok ağır olur. ――Üzgünüm.]

 

[Emilia: Yo, hayır, Puck…… herkes… herkes gitti…… Subaru … o…… ve herkes… gitti! Puck… eğer sen de beni bırakırsan…… ben… yapayalnız kalırım…… Gitmeni… istemi…yorum…]

 

Emilia mızmız bir çocuk gibi ağlaya ağlaya yalvarıyordu.

 

Puck ise uzun kuyruğunu kızın gözyaşlarını silmek için kullanmış ve dudaklarını ağlayan kızın burnuna kibarca değdirmişti.

 

[Puck: Böyle şeyler söyleme ve iyi dinle. Ram hala Köşkte. Betty de var. Eğer gerçekten ihtiyacın olursa daima Betty’e danışabilirsin. O çocuk… seni asla reddetmez. Gerçi bile bile ondan yardım istemek oldukça kaba olur ama...]

 

[Emilia: Ben…! Puck, benim senden başka kimsem yok……]

 

[Puck: ――Git hadi. Bu dünyada en kıymetlim, en sevdiğim, en değerlim sensin Emilia.]

 

[Emilia: Du――]

 

Hiçbir şey söyleyemeyen Emilia, Puck’ın küçük bedeninin alnına yaptığı baskıyla sert bir şekilde itildi.

 

Ve bu beklenmedik kuvvete direnemeyen bedeni geriye doğru süzülmeye başladı――sonra da narin bedeni, havada açılan bir boşluk tarafından yutularak kayboldu.

 

[Emilia: N――]

 

Emilia, göz açıp kapayıncaya dek köyden silinmişti.  

 

――Bu vedayı izleyen Puck, uzunca bir iç çekti.

 

[Puck: Seni buna zorladığım için üzgünüm, Beatrice.]

 

Puck, bu ani yok oluştaki ortağına teşekkürlerini sundu. Ve ardından arkasını dönerek kendisine bakmakta olan Petelgeuse’le yüzleşti.

 

[Puck: Orada oturup sessizce izliyorsun…… fanatik bir dindar için oldukça iyi bir terbiye.]

 

[Petelgeuse: Bir şey yapmaya kalkarsam beni bir anda ezecek gibiydin, desu. Her halükarda Köşke gittiğimde aynı sonucu elde edeceğim, desu. Kaplanın kuyruğuna basmanın manası yok.]

 

[Puck: Anlıyorum. Bir çatlak gibi görünüyor olsan da kafan şaşırtıcı derecede iyi çalışıyor. ――Alçak.]

 

Tükürürcesine bu lafları sarf eden Puck, buz duvarının üzerinden uçarak Petelgeuse’in tarafına geçti. Petelgeuse bile Görünmez Ellerle saldırmak kadar aptalca bir şey yapamazdı.

 

Sonunda yüz yüze gelen ikilinin arasında belli bir mesafe vardı.

 

[Puck: Vakit yok. ――Acele et, başla da bir an önce bitirebilelim. Geri kalanı… Güvenilir kız kardeşime emanet.]

 

[Petelgeuse: Seninle ilgili değişen bir şeyler var, desu. Bir ruh olarak fazla insan kokuyorsun.]

 

[Puck: ――Yeah, sanırım öyle.]

 

Puck küçük elini pembe burnuna sürttü ve alaycı bir gülümseme takındı.

 

[Puck: Şu anda böyle görünüyor olabilirim ama uzuvlarım daha uzunken yüzüm de oldukça yakışıklıydı. Kızım bu kadar tatlıyken benim de öyle olmam normal değil mi?]

 

[Petelgeuse: ……Seni anlamakta zorlanıyorum, desu.]

 

[Puck: Ehh, boşver. Anlamanı beklemiyordum zaten…… ne de olsa ölmek üzeresin.]

 

Bunu söyleyen Puck, kollarını Petelgeuse’e doğru uzattı ve bedeni beyazlaşmaya başladı.

 

Manası tükeniyor ve bu bedene hakim olma kabiliyetini yitiriyordu. Bir kısmı Emilia ile olan bağının kopuşundan kaynaklanabilirdi, bir kısmı da bahsettiği kısıtlamayı ihlal edişinden kaynaklanıyordu. Her halükarda, şu anki formu silinmeye başlamıştı――

 

[Puck: Yok olmadan önce seni de yok edeceğim. Kim ölümüme eşlik eden kişinin fanatik bir dindar olacağını düşünebilirdi ki! İğrenç.]

 

[Petelgeuse: Sana bunu söyleyeceğim için üzgünüm, desu. Ama bu bedeni yok etsen bile işim bitmeye――]

 

[Puck: Ruhunu da beraberinde donduracağım. ――Bunu yaparsam ne olur acaba?]

 

Petelgeuse’in yüzündeki korkusuz gülümseme bir anda donmuştu.

 

Ve deli adamın gözlerinin irileştiğini gören Puck, bir hayli hoşnut bir gülümseme sundu.

 

[Puck: Aaah―― işte tam da görmek istediğim surat, aptal.]

 

Eşzamanlı olarak hem ruhun dış hatları silindi hem de beyaz bir ışık parladı ve――

 

※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※

 

――Dünyaların çöküşüne şahit olmaya zorlanan Subaru, bir kez daha yere yığıldı.

 

Artık nerede olduğunu söyleyemiyordu.

 

Bu gerçeklik miydi yoksa bir rüyanın içinde miydi? Acaba o tekrarlayan kabuslardan birinde olabilir miydi? Ve bu bir kabussa işler nasıl kolayca sonlanıyordu?  

 

Bunlar gerçekten yalnızca olasılıklar mıydı? Yoksa bu dünyalar gerçekten mevcut muydu? Acaba sadece Subaru’nun zihninin ürettiği fanteziler olabilirler miydi? Öyleyse daha önce sahip olmadığı bilgileri görüşünü nasıl açıklayacaktı?

 

Bu dünyalar hayal ürünü müydü? Yoksa birbirini besleyen alternatif gerçeklikler mi? Hangisi olursa olsun Subaru’nun kalbine ettikleri işkence muazzamdı.

 

Katlanamayacaktı. Ne başını kaldıracak gücü vardı ne de başka bir şey yapacak.
Ve――

 

[Rem: Daha fazla dayanamayacak mısın? Subaru-kun?]

 

Yan tarafından işittiği ses, kalbini canlandırdı.

 

Bu sesin sevdiği birine ait olduğunu düşünmüştü.

 

[Subaru ――――]

 

Ve Subaru’nun yanakları, artık akamayacak olması gereken sıcak gözyaşlarının izleriyle lekelendi.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr