Çevirmen : Clumsy 

Dinleyici, Subaru’nun ilanı karşısında ne diyeceğini bilememişti. Yüzü yere dönüktü ve hafifçe, sessizce ayağa kalktı.

[???: A-ama bana……bö-böyle…… söylememişti?]

[Subaru: ah……?]

Mavi saçlarını sallayarak başını eğen taklitçi, bu sözleri sarf etti.

Bunu duyan Subaru ise şüphe dolu bir ses çıkarttı ve sonra――

[Subaru: ――――]

Gözlerinin önündeki kızın görünüşü bulanıklaşırken Rem’in figürü belirsizleşti.

Görüşü gece yarısı çıkan fırtınada karıncalanan televizyon misali bulanıklaştı ve göz açıp kapayıncaya dek aynı noktada yeni bir kişi belirdi.

――Bu daha önce hiç görmediği biriydi.

Pembe saçları sırtının yarısına kadar inen, narin―― ya da daha ziyade ürkek havalı bir kızdı. Yüz hatları çekiciydi ancak sıra dışı bir güzelliği yoktu. Daha ziyade sıradan, yaygın görülen bir sevimliliği vardı.

Beyaz, uzun kollu bir cüppe giyiyordu ve kıyafetinin içerisinde görünmeyen ellerini yanaklarına koymuş, gergin bir şekilde Subaru’yu izliyordu.

[Subaru: Kimsin…… sen?]

[Camilla: Be-ben Şehvet Cadısı…… Camilla’yım… Ta-tanıştığımıza…… memnun oldum.]

Kızın―― Camilla’nın yanıtını alan Subaru, farkında olmadan nefesini tutmuştu.

Az önce kendisine “Şehvet Cadısı” demişti. Yani,  

[Subaru: Bu garip, açıklanamaz mekan…… Echidna’nın rüyası mı?]

[Camilla: Evet… ve hayır……belki. Echidna-chan Ya-Yargılamayı izliyor……ve Yargılamanın ke-kendisi de bir nevi rü…ya…… yeah.]

[Subaru: Bu tam olarak doğru noktaya parmak basmadı ama yo, ondan önce……]

Camilla’nın konuşma şekli Subaru’nun sinirlerine dokunuyordu. Subaru’nun sertleşen bakışlarını fark eden Camilla da hemen titremeye başlamış ve kafasına sarılmıştı.

[Camilla: Lü-lütfen bana…… vurma……]

[Subaru: Öyle bir şey yapacak değilim. Yapmayacağım ama…… az önce ne yapmaya çalışıyordun?]

[Camilla: Az……önce?]

[Subaru: Önümde belirip Rem gibi davranırken! Bu senin gücün falan mı!?]

Tüm Cadılar özel bir Otoriteye sahip olarak bir günahın ismini alırdı.

Şehvet Cadısının da bir istisna olmadığı varsayılırsa, onun da bir Otoritesi olmalıydı. Eğer az önceki dönüşüm onun Otoritesiyse o zaman――

[Subaru: Ehh, sanırım diğer Cadıların yapabildikleriyle kıyaslanınca dönüşüm bir hayli geleneksel bir yetenek…]

[Camilla: A-ama be-ben …… dönüşmedim ki? B-ben sadece sana bi-bir başkası gibi gözüktüm…… çü-çünkü…… gö-görmek istediğin kişi oydu… yeah?]

[Subaru: Ne?]

[Camilla: Yani…… B-ben seninle gö-görüşmek bile istemedim ki……. E-Echidna-chan i-istedi…… ve bana ya-yalan söyledi……]

Camilla’nın kekeleyişi Subaru’nun sinirini iyice tepesine çıkartıyordu.

Konuşma şekli, bakışları, kendisine bakıldığını fark ettiğinde kafasını eğişi, hepsi sinir bozucuydu. O korkak ses tonu ve somurtarak şikayet edişleri… bu kızın problemi neydi? 

Söylediği hiçbir şeyle açık bir iletişim sağlayamıyordu ve az önce Subaru için ne kadar önemli bir şeyi çiğnediğinin farkında değildi.

Sinir bozucuydu. Çileden çıkartıcıydı. Subaru bunu anlasın diye kıza bağırmak istiyordu.

[Subaru: Sen…… az önce ne yaptığının farkında mısın……?]

[Camilla: Echidna-chan, o…… de-dedi ki, s-seni üzmeliymişim…… birazcık. Ve so-sonra her şey…… i-iyi olacakmış…… A-ama ben istemedim, o-ona söyledim-]

[Subaru: Beni dinle……!!]

[Camilla: He-herkes…… toplanmıştı, be-be-beni seçtiler…… öylece. Echidna-chan’ın yaptığını ya-yaptılar. O, o, o …… çok kaba.]

[Subaru: SANA BENİ DİNLE DEDİM; BUNUN NE ANLAMA GELDİĞİNİ BİLMİYOR MUSUN――!!??]

Çığlık atmaya çalışan Subaru, ciğerlerindeki havanın sıkıştığını ve sesinin zayıfladığını fark etti. Bunu fark etmiş ancak içindeki öfke alev alev yandığı için bu gerçeği zihninden silip atmıştı.

Havasız kalmak, şu anda göğsünde hissettiği rahatsızlığa kıyasla ikinci plandaydı.

Kızın kekeleyen, mızmızlanan ağzını kapatmak, onu tüm öfkesi ve ıstırabıyla tokatlamak ve az önce yaptığı şeyi anlamasını sağla――

[????: ――Daha fazlasıyla hayatını riske atarsın.]

[Subaru: ――――gh!?]

Subaru o anda kulağına fısıldayan bir sesin varlığını sezdi ve kendine geldi.

Aynı anda tamamen oksijensiz kalmanın verdiği acıyla vuruldu ve buna devamlı açık olan gözlerindeki kuruluk hissi de eşlik etti.

[Subaru: Aa―― a, aah?]

[????: Bunlar sert önlemler ama dönmene sevindim. ―― İnsanlar Camilla’yla, yani Şehvetin “Yüzsüz Tanrıçasıyla” karşılaştığında nefes almayı unutmaya meyillidir. Eninde sonunda kalpleri de atmayı keser.]

[Subaru: Egha, ghpt…… hha, hhaa]

Boğazını tıkayan salyayı tüküren ve elleri ile dizlerinin üzerine çöken Subaru’nun bilinci gidip geliyordu.

Ancak ses kulaklarına doluyor ve kelimelerin anlamı beynine iletiliyordu.

Ve Subaru, kıyafetinin kollarıyla dudaklarını silerek bu olayın arkasında olması en muhtemel kişiye seslendi.

[Subaru: Tam olarak ne bok yapmaya çalışıyorsun―― Echidna!?]

Subaru’nun nefret dolu bakışlarıyla yüzleşen beyaz saçlı Cadı, saçlarını hafifçe savurdu ve dirseklerini doğal bir şekilde masaya yerleştirdi.

[Echidna: Belli değil mi? ――Ben bir Cadıyım. Tabii ki alçakça bir şeyler planlıyorum.]

Dedi gülümseyerek...