Echidna’nın kirpikleri, alacağı tepkinin korkusuyla titreşiyordu ve parmakları yerinde duramıyordu. Birkaç kez konuşmaya yeltenmiş ancak tereddüt etmiş, dilini ıslatmakla yetinmişti.
Subaru başını kaldırarak kendisini tutmakta olan Minerva’ya baktı. Subaru ile göz göze gelen Minerva ise hafifçe iç çekerek Subaru’yu serbest bıraktı.
Sonunda kısıtlamadan kurtulan Subaru, kollarını sallayarak ayağa kalktı. Minerva’nın da söylediği gibi kollarında hiç acı kalmamıştı. Hatta bedenindeki bitkinlik bile etkisini yitirmişti. Öfke Cadısının iyileştirici otoritesi gerçekten korkulasıydı.
[Subaru: ――――]
Uzuvlarını sallayan ve her şeyin yerli yerinde olduğunu teyit eden Subaru, düşüncelerini bir düzene koymaya başladı. Yani Echidna’nın eksiksiz ve samimi niyetlerini.
[Subaru: Echidna]
[Echidna: Evet?]
[Subaru: Sen…… beni kullanacak mısın?]
Kullanacak ve kullanılacaktı. Echidna konuşmasında defalarca bunu tekrarlamıştı. Bu yüzden hiç tereddüt etmeden başını sallayarak onayladı.
[Echidna: Evet. Aynı senin de beni kullanabileceğin gibi. Kontrat yalnızca ilkelerimizden sapmamızı engelleyen bir tedbir olacak. Seni tutabilmek için bir şeyler yapmaya çalışmamı eleştireceksen bunu rahatlıkla kabullenebilirim.]
[Subaru: Mesele bunu düşünmüş olmam değil… Söz konusu şeyin ikimizin de iyiliği olduğunu anlayabiliyorum. Bana yüzde yüz iyi niyetle yardım edeceğine inanmak istesem de….. bunu yapmayabileceğin gerçeğine de hazırlıklı olmalıyım. Ancak-]
Subaru, elleriyle yüzünü kapatarak devam etti.
[Subaru: Sadece, bunun anlamı……]
[Echidna: Bunun anlamı ne?]
[Subaru: Bugüne dek yaptığın her şey anlamını yitirdi. Yaptığın tüm arkadaş canlısı hareketler, belki de kötü bir insan olmadığını düşündüren tüm o şeyler….. hepsi anlamını yitirdi.]
İlk buluşmalarından şu anki sahneye dek yaşanan her şey yıkılmaktaydı.
İlk çay partileri, Yargılama sonrasındaki sahne, gerçeklik tarafından kesintiye uğrayışları, Subaru’nun Echidna’nın bilgeliğine ve sözlerine bel bağladığı sayısız sefer. Onunla bir kontrat oluşturursa pişman olmayacağını düşündüğü tüm o zamanlar.
――Şimdi hepsi Natsuki Subaru’nun aptallığına gülüyor olmalıydı.
[Subaru: Niyetin başından beri bu muydu?]
[Echidna: Gerçekten problemin ne olduğunu anlayamıyorum. En uygun geleceğe ulaşmak için önüne çıkan her yolu deneyecektin, tereddüt etmeyecektin ―― ulaştığın kararlılık bu değil miydi? Bunu kendin söylemiştin ve benim tek yaptığım seni onaylayıp bu yola itmekti……]
[Subaru: Ve ben bunu mantıklı bulduğumda……ki henüz bulduğumu söylemiyorum, beni bu yola itmek tamamen planının bir parçası mıydı?]
[Echidna: Yanlış anlamanı istemem. Bu tamamen senin ulaştığın bir görüş. Benim tek yaptığım ufacık bir teşvikti. Kendi sözlerini ve kararlılığını başka birine mal etmen hiç etkileyici değil. Ve ben de bunu sessizce karşılayacak kadar uysal biri değilim.]
Echidna dudaklarını büzmüş ve somurtkan bir suratla isyan etmişti. Bu çocuksu ve yerinde olmayan hareket Subaru’nun tedirginliğini daha da arttırdı.
Nasıl demeliydi―― bunu duygusal bağlamda uyumsuz bulmuş gibiydi.
Echidna’nın duygularını ifade edişinde bir yanlışlık yoktu. Kendisinden şüphe edildiğinde içerliyor, mutlu olunacak bir şey olduğunda gülümsüyor, kötü bir şey olduğunda somurtuyordu. Hepsi doğruydu, hata yoktu.
Ama yine de bir uyumsuzluk, bir güvensizlik yaratıyordu. Çünkü――
[Subaru: Tüm duyguların çok yapmacık… ve yüzeysel.]
[Echidna: ――――]
[Subaru: Mutlu olduğunda da sinirlendiğinde de aynı çocuksu ve sığ tavırla hareket ediyorsun. Az önce öfkelendiğinde yaptığın tek şey somurtmak oldu. Buradaki problem açık görüşlülük, hoşgörülülük falan değil. Tepkilerin…… bütün tepkilerin garip. Önceleri… kolay anlaşılan, atılgan ve rahat biri olduğunu düşünmüşüm. Ama……]
[Echidna: ――――]
[Subaru: Aslında mesele bu değil. Sen―― sen diğer insanların duygularını anlayamıyorsun.]
Echidna’nın şu ana kadarki tüm tavırları sepya tonlu gibiydi.
Tüm tavırlarının ardında duygusal ifadesinin sığlığı vardı. Subaru bunu fark ettiği anda şu ana kadarki tüm etkileşimleri rengini yitirmişti.
Ve Subaru’nun bunu sert sözlerle ifade etmesine rağmen Echidna’nın yüzü az önceki somurtkanlığından öteye gitmemişti. Sanki daha büyük bir rahatsızlığı nasıl göstereceğini bilemiyor gibiydi.
[Subaru: Bu noktada sinirlenmen gerekiyordu.]
[Echidna: ……Anlıyorum. Yani sesimi yükseltmeli ve sana hakaretler savurmalıyım. Anladım, bu faydalı oldu. Bir dahaki fırsatta kullanırım o zaman.]
Echidna’nın ifadesi bu sözlerden sonra silindi.
İfadesizdi―― bu, Subaru’nun Echidna’da hiç görmediği bir haldi ama Açgözlülük Cadısının gerçek yüzüydü.
Sessizliğe gömülen Subaru’nun önündeki Echidna parmaklarını şaklattı ve hasar alan tepe orijinal haline döndü, kırılan masa ve sandalyeler yenilendi.
Echidna sandalyelerden birine oturdu ve karşısındakini işaret etti.
[Echidna: Oturmak ister misin? Kontratın detayları üzerine konuşmak isterim.]
[Subaru: ……Bu durumda hala seninle bir kontrat oluşturmayı değerlendirdiğimi mi düşünüyorsun?]
[Echidna: Böyle küçük bir anlaşmazlık yüzünden beni ret mi edeceksin? Bunu yapmanın mantığı ne? Duygularının seni geçici olarak etki altına almasına izin vermek ve doğru seçimi yapamamak hiç bilgece bir davranış değil. Gerçekliğe bir bakmanı ve rasyonel bir karar vermeni tavsiye ederim.]
Echidna’nın duygusuz sözleriyle karşılaşan Subaru, gözlerini kapattı ve nefesini tuttu.
Echidna haklıydı. Subaru duygularına kapılmıştı, bunu inkâr etmek mümkün değildi. Echidna’nın sözleri mantıklıydı. Yalan da söylemiyordu.
Yaptığı tek şey gerçek niyetini gizlemekti. Subaru’nun girişimlerinden elde edeceği fayda konusunda sessiz kalmaktı.
Eğer bu kontratı oluşturursa büyük ihtimalle doğru sona ulaşacaktı. Echidna’nın işbirliği konusundaki gönüllülüğü de su götürmezdi.
[Subaru: Seni bir dahaki görüşümde sormaya niyetlendiğim bir soru vardı.]
[Echidna: ――Hm, neymiş o?]
[Subaru: Bu sorunun cevabını aldığımda seçimimi yapacağım.]
Echidna Subaru’nun sorusunu bekliyordu. Subaru bu soruyu bir mihenk taşı şeklinde gündeme getirmişti. Subaru’nun bu sorunun cevabı hakkında hiçbir fikri yoktu. Ancak Echidna’nın kesinlikle bir bağlantısı olmalıydı.
[Subaru: ―― Beatrice’i tanıyorsun, değil mi Echidna?]
[Echidna: ……Evet tanıyorum. Onun yaratım sürecine de fazlasıyla dahil olmuştum. Onunla ilgili bir şey mi oldu?]
Echidna bunu masum bir şekilde yanıtlamıştı. Yanıtında gizli bir ima yok gibiydi ve bir soru içeriyordu.
Subaru gözlerini bir kez daha kapattı ve bukleli saçlı kızı anımsadı.
Onu son görüşünde sırtından bıçaklanmış ve dünyadan silinmişti.
Upuzun, ıssız hayatının sonunda Subaru’nun kalbinde kalıcı ve derin bir yara açmıştı.
Subaru’yu kurtarmak için o öldürücü bıçağın önüne atladığı anda yüzünde beliren son ifade―― hala kaçınılmaz bir şekilde anılarına kazılıydı. Ve bu nedenle,
[Subaru: Beatrice kontratı yüzünden ‘’O kişinin’’ gelmesini bekliyordu. Onu bu kontratla bağlayan kişi sen misin? Onu Köşke bağlayan kişi sen misin?]
#Subaru'nun Echidna'ya doğruca yanıt vermemesi, dürtülerine kapılmaması mutlu etti. Bazen kendini küçümseyişiyle sinir bozsa da genel olarak daha akıllı bir hal alıyor gibi.
Bu arada beklediğimiz bir soru geldi ve bölüm adı da kendisini gösterdi.
Bakalım Beatrice'in kontratı ile ilgili ne öğreneceğiz. Okumaya devam!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..