Cilt 4 Bölüm 86 [ Her Şeye Rağmen ] (1/3)

avatar
4971 5

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 86 [ Her Şeye Rağmen ] (1/3)


Çevirmen : Clumsy 

 

Subaru az önce yaşanan şey karşısında öylesine sersemlemişti ki yumruklanmanın acısı hariç her şeyi tamamen unutmuştu.

 

Yere tepetaklak düşmüş bir pozisyonda, kendisine bakmakta olan Otto’yu fark etmişti. Genellikle acınası, sönük, duygusuz görünen o yüzü taçlandıran gözlerde bariz ve yoğun bir hiddet mevcuttu.

 

Otto Suwen’in Subaru’ya dönük gözleri öfkeyle dolup taşıyordu.

 

[Otto: Ne yapacağını bilmiyorsun ve kafan karman çorman.]

 

[Subaru: ――――]

 

[Otto: Yardıma ihtiyacın olan bir noktaya geldiğinde, kollarının ve zihninin gücü yeterli gelmediğinde yaptığın tek şey, bir başarı elde etmeyecek şekilde çırpınıp durarak zaman kaybetmek, değil mi?]

 

Sessizleşen Subaru’ya bu sözleri sarf eden Otto adım adım yaklaşıyordu. Elleri ve dizleri yere paralel hale gelen ve şişen sol yanağının şiştiğini hisseden Subaru’nun tek yapabildiğiyse Otto’ya bakakalmaktı.

 

[Otto: Sessizliğin bunu inkâr etmediğini gösteriyor. Hiç değilse bizim dünyamızda, kapana kısılmak düşebileceğin en aşağı noktadır. ――Beni duyuyor musun?]

 

Otto, ağzını açmayan Subaru’ya elini uzatarak yakasından kaldırdı.

 

[Otto: Beni duyuyorsan bir şeyler söyle!]

 

[Subaru: ――――!]

 

Keskin, katı bir darbenin etkisi Subaru’nun alnına ulaştı ve başının etrafında yıldızlar uçurdu.

 

Dünyanın dönmekte olduğunu hisseden Subaru, Otto’nun kendisine kafa atmış olduğunu fark etti. Ardından yeni bir kafa darbesiyle geriye doğru uçuruldu.

 

Alnı ve yanakları sızlayarak geriye doğru sendeliyordu. Doğal olarak hiç kimse öylece oturup bu darbeleri yemeye devam etmesini bekleyemezdi――

 

[Subaru: Ne bok yiyorsun sen……!?]

 

[Otto: Oh, az önce seni pataklarken kendindeydin yani? Uykuda birini dövdüğüm konusunda bayağı emindim, bilesin.]

 

[Subaru: Ne ya――!?]

 

Doğruca burnuna yediği ikinci kafa darbesiyle harap olmuş olan Subaru, öfkeyle harekete geçerek Otto’yu yakalamaya çalıştı. Ancak Otto Subaru’nun uzanan kollarından kaçarak bacaklarını savurdu ve Subaru’yu bir kez daha yere yığdı.

 

[Subaru: Gha!?]

 

[Otto: Beynine biraz kan gidince bastığın yeri hemen boşlar oldun. Her zamanki sen değil mi, Natsuki-san, çok acınası…]

 

[Subaru: Oh…… öyle mi!?]

 

Sıçrayarak ayağa kalkan Subaru, yerden aldığı bir avuç dolusu toprağı doğruca Otto’nun yüzüne fırlattı. Ancak hareketlerini okuyabilmiş olan Otto yüzünü kollarıyla kapatarak ve tepki vermesine fırsat vermeyerek hızlıca Subaru’ya yaklaştı. Böylece bir yutkunmalık sürede Otto’nun bir eli Subaru’nun yakasına, diğeri de beline ulaşmış ve onu yere yapıştırmıştı.

 

Sırt üstü yere yapıştırılan Subaru darbenin etkisiyle sekti ve acıya boğuldu.

 

İndiği zemin kalın bir yaprak tabakasıyla kaplı olsa da bu durum darbeyi yarı yarıya bile hafifletmemişti.

 

Soluk soluğa kalan ve uzuvları baştan sona uyuşmaya başlayan Subaru, bir kez daha ayağa kalkamıyordu.

 

[Otto: Her zamanki gibi pis hilelere başvuruyorsun, öyle mi Natsuki-san? Görebildiğim için benim üzerimde işe yaramamaları çok kötü.]

 

[Subaru: …….Ghh, khha]

 

[Otto: Gördün mü Natsuki-san? Gücün bu kadar işte, asla Şövalyelerin veya Roswaal-sama’nın seviyesine ulaşmayacak, Garfiel’i hesaba katmıyorum. Bana karşı bile sonun bu şekilde oldu.]

 

Subaru’nun sıkışan ciğerlerine çaresizce oksijen depolamaya çalıştığını gören Otto öfkeli bir şekilde başını sallamış ve bu sözcükleri sarf etmişti. Ardından Subaru’nun yanına ilerleyerek yüzünü iyice yaklaştırdı.  

 

[Otto: Beyaz Balina ve Cadı Tarikatıyla dövüşmek aptalcaydı. Sen güçsüzsün ve doğrudan bir kavgada bir saniye bile ayakta duramazsın. Eminim bunu anlıyorsundur.]

 

[Subaru: ――――]

 

[Otto: Peki bu kuvvet yoksunluğunu telafi edecek misin? Gördüğüm kadarıyla biraz zeka taşıyorsun…… ama muhakeme ve karar verme kabiliyetleri açısından ortalamanın üstünde olmadığın kesin. Sağduyun bile eksik.]

 

Otto’nun ne söylemeye çalıştığından emin olmayan Subaru’nun rahatsızlığı, aldığı kesik kesik nefesler arasında kendisini göstermeye başlamıştı.

 

Artık ciğerlerinin sıkışması, fırlatılmanın şaşkınlığı, alnındaki ve yanağındaki acı bir şekilde silinmişti. Onların yerini geriye dönen sakinliği ve Otto’nun sözlerinin ardındaki gerçek anlamın yarattığı kafa karışıklığı alıyordu.

 

Subaru’nun anlam vermekte zorlanan, siyah gözlerine bakan Otto konuşmasını sürdürdü.

 

[Otto: Gücün de iraden de eksik ve bunları telafi edebileceğin bir şey varsa…… ehh, pek bir şey de yok doğrusu. Küçüksün, erişimin kısıtlı, her yerde bulunabilecek tipte birisin. Sıradansın ama orantısız büyük şeyleri hedefliyorsun.]

 

[Subaru: Sen…nereye…… varmaya çalışıyorsun?]

 

[Otto: Güçsüz ve zayıf olduğunu biliyorsun, peki bulduğun b planı ne? Kendini iyice köşeye sıkıştırıyor, hiçlikten bir şeyler yaratmaya çalışarak kendini dibe çekiyorsun…… En sonunda Patrasche-chan’ın nasıl hissettiğini anlayabilir hale geldim.]

 

[Subaru: Patrasche……?]

 

Yer ejderinin ismini işitmek Subaru’nun gözlerini şaşkınlıkla irileştirmişti.
Patrasche. Bunu neden yaptığını bile anlayamayan efendisini kurtarmak için yaralanmayı göze alan, Subaru’ya çok şey öğreten ve Subaru’nun çok şey borçlu olduğu―― kendisini Subaru’yla tam anlamıyla ziyan eden ejder…

 

Ve şimdi Otto, onun ne hissettiğini anladığını söylüyordu.

 

Subaru yerde yatıp gözlerini kırpıştırırken Otto parmaklarını gri saçlarının arasından geçirdi, sesi çatlayarak, [Görüyorsun ya] diye devam etti.

 

[Otto: Hoşlandığın kıza gösteriş yapmanda sıkıntı yok. Bu gerekli bir kibir, buna saygı duyarım. Sanırım çapının dışındaki şeyler için böbürlenmen kaçınılmaz. Bu yüzden bunu görmezden gelmeye razıyım.]

 

Emilia’dan bahsediyor olmalıydı. Ve Subaru’nun Emilia’nın karşısındaki davranışlarından.

 

[Otto: Ve senden hoşlanan kıza gösteriş yapmanı da affedeceğim. Bu da bir gereklilik. İşin içine aşk girdiğinde kişinin belli bir sorumluluk taşıdığına inanıyorum. Yani seni seven biriyle beraberken havalara girmek önemli, bunu bağışlayabilirim.]

 

Bu da Rem olmalıydı. Subaru bir defasında Otto’ya birebir aynı şeyi söylemişti. Rem’e gösteriş yapmak istiyordu, çünkü onun tarafından seviliyordu.

 

[Otto: Ama bu noktada durman gerekiyor.]

 

Otto bu cümlenin sonrasında yüzünü daha da yaklaştırdı.
Subaru yeni bir kafa yiyeceği düşüncesiyle omuzlarını büzse de Otto hırlar gibi bir havayla konuşmayı sürdürmekteydi.

 

[Otto: Eksiklerin olduğunu biliyorsun. Yetersiz olduğunu biliyorsun. Hoşlandığın kıza gösteriş yapmak istiyorsun. Ve seni seven kızın seninle gurur duymasını diliyorsun.]

 

[Subaru: ――――]

 

[Otto: Peki o kızların görmesini istemediği kısımları telafi etmek için başkalarından yardım istemen gerekmez mi? ――Mesela bir arkadaştan?]

 

Yüzünü uzaklaştıran Otto, son kısmı avcunu kendi göğsüne yerleştirerek söylemişti.

 

 #Kaldığımız yerden devam ediyoruz arkadaşlar. Otto beklenmedik bir şekilde yumruklar, kafalar falan derken dağıttı Subaru'yu. Bayağı da bir ezdi ama son cümlesiyle her şeyin sebebini açıklamış oldu. 
'Dost acı söyler' temalı bir bölüm oldu tamamen. Bakalım bu dostun sözleri ve eylemleri Subaru'da bir şeyler değiştirecek mi, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr