――Ne zaman gözlerini kapatsa anıları canlanıyordu, şu anda da öyleydi.
Beyaz. Bembeyaz bir dünya.
Genç Emilia, gümüşi renklerle kaplı bir arazide bir başına yürüyordu.
―― Bunu hatırlamamalısın!
Sessiz bir çığlık yükselse de Emilia bunu duymuyor, başı eğik bir şekilde yürümeyi sürdürüyordu.
Endişeyle aranıyor, umutlarına ihanet edilişinin hayal kırıklığını tatmak için ayaklarını karın üzerinde sürüklüyordu.
――Geri dön! Lütfen! Başka bir şey yapma!
Genç Emilia beyaz bir nefes veriyor ve ağzından çıkan sise merak içerisinde bakıyordu. Bunu defalarca tekrarlıyordu. Üzerinde yalnızca ince kumaştan yapılı iç çamaşırları ve tüm bedenini örten pelerin benzeri bir parça mevcuttu.
Bu, zihnindeki buz soğuğu dünyada seyahat etmeye uygun bir kılık olmasa da yapılacak hiçbir şey yoktu.
Sonuçta bu, Emilia’nın böyle soğuk bir araziyi ilk tecrübe edişi ve ilk defa kar görüşüydü.
Onun tanıdığı dünya ısı ve ışıkla dolu yemyeşil bir ormandı, kara ve buza gömülü bu dünyayla en ufak bir benzerlik taşımıyordu.
Bu pek bilindik mekan yabancı bir yüz takınmıştı.
Ve bu da genç Emilia’nın ilgisini çekiyor, vermesi gereken doğal tepkileri vermesini bile engelliyordu.
――Hayır! Daha fazla ilerleme! Geri dön! Eğer dönmezsen, sen……!
Boğazı yırtılırcasına yalvarsa, kahrolsa, kan tükürse de genç Emilia’nın bacakları hareketi kesmeyecekti. Sesin ulaşmadığı kız, bacakları tarafından kalpsizce ilerletiliyordu.
Çıplak ayaklarıyla bu bilinmeyen karlı arazide yürümesi acınasıydı. Soğuğa veya acıya dair tüm hissiyatını yitirmiş, ayakları karın altında gizli taşlar ve dallarla kesilmiş, kan damlalarıyla izini bırakır olmuştu.
Buna rağmen neden direnerek, acısını unutarak, bu tanınmadık dünyaya yönelik dehşetini gizleyerek ilerliyordu?
――Dur lütfen…… Daha fazla izlemek istemiyorum…… lütfen……
Ricaları hiç kimseye ulaşmıyordu. Dileği yerine gelmeyecekti. Umutları tamamen sonuçsuzdu.
Bunu biliyor olsa da, acımasız gerçekler bu hayal dünyasında yüzüne vurulmak zorundaydı. ――Ona geçmişi ve en büyük hatası eksiksiz şekilde gösterilecekti.
[Emilia: ――――hk]
Genç Emilia’nın menekşe rengi gözleri karın bulanıklığının ötesinde bir umut arar gibi ışıldıyordu.
Gözleri, genç Emilia’nın bildiği kadarıyla dünyanın en uzun ağacının gövdesine değmişti.
“Dualar Ağacı” dedikleri bu büyük ağaç, duaları bilinmeyen ve kutsal olana ileten bir kanaldı. Köyde yaşayan herkes tarafından kıymeti bilinen ve saygı gösterilen bir varlıktı.
Genç Emilia da bu ağacın gövdesine dokunmanın teninde muazzam bir kutsama hissi yarattığına inanıyordu.
Şu anda o ağacın tüm azametiyle, tam olarak olması gerektiği yerde belirmesi ne kadar rahatlatıcı olsa gerekti.
Bu garip ve yabancılaşan dünyanın ortasında bir aşinalık tatmak, günlük hayatının bir simgesi olan o ağacı görmek ne çeşit bir kurtuluş hissi doğururdu…
Nefes nefese kalan Emilia, beceriksizce ağaca koşturuyordu. Kar kendisini dizlerine kadar gömmüş olduğu için ağaç çok uzakta olmasa da düşe kalka ilerleyerek bembeyaz karın üzerinde bolca iz bırakması gerekmişti.
Ve defalarca yüz üstü yere çakılıp burnu karın soğuğuyla kıpkırmızı kesildikten sonra ağaca ulaşmıştı.
O anda gergin ifadesi hafif bir rahatlamayla taçlandı. Kasları soğuktan kaskatı kesilmiş olsa da hepsi bir seğirmeye dönüşmüştü.
[Emilia: ――――?]
Ardından elini ağacın köklerinden birine uzatan genç Emilia, bir şeyleri fark etti. Elini kökün üzerinde kaydırdı ve donuk parmaklarıyla karı kazmaya başladı.
――Dur!!
Kazdı, kazdı ve kazdı.
Genç Emilia tek bir amaçla, sabırsızlıkla yanıp tutuşarak karı kazmayı sürdürdü.
――Dur! Dur dur dur dur dur dur!
İzlemek istemiyor. Hatırlamak istemiyor.
Başka bir yöne bakmayı, gözlerini kapatabilmeyi, kulaklarını tıkayabilmeyi, bu dünyayı dağıtacak bir çığlık koyuvermeyi istiyor.
Ama var olmayan yüzü, gözleri ve kulakları buna müsaade etmiyor.
Bu sırada genç Emilia’nın parmakları bir şeye değiyor.
Kız son kar parçasını da elleriyle bir kenara atıyor――
――KES ŞUNU!!
……
……………………
………………………………………………
{???: ――Gerçekten kurtarılamazsın.}
[Emilia: ――――]
{???: Günahlarının kanıtı. Yozlaşmışlığının kanıtı. Lanetlen, lanetlen, lanetlen ve tüm çilelerinin sonunda……]
[Emilia: ――――]
{???: Öl gitsin. ――Cadının Kızı.}
#Bu bölüme 'SPOİLER OLMADAN' yorum yapmanızı rica edeceğim sevgili arkadaşlar :)
Sonunda Emilia'nın 'karlı' geçmişinden bir kesit gördük. Devamını görecek miyiz veya bu anıları Subaru'yla paylaşacak mı bilemiyorum. Ben de sizlerle birlikte okuyarak öğrenmek istiyorum, eminim pek çoğunuz da bilmem kaç bölüm sonra ne olacağını başkalarından öğrenmek istemiyordur. O yüzden sadece yorumlarınızı, fikirlerinizi ve varsa önerilerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..