Cilt 4 Bölüm 92 [ Yalan ] (2/3)

avatar
4210 6

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 92 [ Yalan ] (2/3)


Çevirmen : Clumsy

 

{Puck: …………}

 

{Subaru: Ve seni susturdu mu……? Neden bahsediyorsun sen? Emilia sana sesleniyor, ağlayıp sızlıyor ve yardımını diliyordu…… böyle bir şeyi nasıl söyleyebilirsin…! Ben değildim, bir başkası da değildi, harap olmak üzereyken ve bitkin düştüğünde seslendiği isim senin ismindi! Peki o zaman neden……!}

 

{Puck: …… Ah, doğru. Lia’nın başka bir ismi telaffuz etmesinden rahatsız olan ilk kişi sen olmalısın, Subaru.}

 

{Subaru: ―――Tch!!}

 

Bu kelimeler tamamen konu dışıydı ama düşüncelerinin özünün isabetli bir şekilde yakalandığını fark eden Subaru’nun boğazı anlaşılamaz ve sert hislerle kenetlenmişti.

 

Bugüne dek Emilia’nın kalbinde öncelikli olma umuduyla mücadele vermiş ve didinmişti. Ve o konuma erişememek canını çok acıtıyordu. Gerçek buydu.

 

Aynı zamanda Emilia’nın kalbinin bir numarası olan kişinin Subaru’dan çok daha güçlü olmasına ve Emilia’yı tüm dünyanın üzerinde tutmasına rağmen onun adına bir hamlede bulunmadığını görmek de Subaru’yu deliye döndürüyordu.

 

Şimdi de sebebin Puck değil de bizzat Emilia olduğunu işitmişken böyle bir şeyi nasıl kabullenebilirdi ki?

 

{Subaru: Ne yani… Emilia’nın Yargılamalarda yıkıldığı, yalnızlıkla hırpalandığı, acılı geçmişine gözyaşlarıyla gülümsediği anların her biri bir performans veya bir yalan mıydı? ――Buna inanmamı mı bekliyorsun!?}

 

Eğer o gözyaşları, o çığlıklar ve o ağıtlar etraftakileri kandırmak adına bir rolden ibaretse Emilia gerçekten yetenekli bir aktris olmalıydı. Bu durumda tahtı hedeflemek yerine Oscar’ı hedeflese daha iyiydi.

 

Emilia’nın ne böyle bir yeteneği ne de Subaru’yu kandırmak için bir gerekçesi olduğu gerçeği yok sayılırsa durum bu olabilirdi.

 

{Subaru: İmkanı yok…… Bırak her daim etrafındaki herkesi kandırmayı, en ufak bir yalanda dahi suçluluk duygusuyla ezilir o. Emilia öyle bir kız……}

 

{Puck: Subaru, sakin ol. Ben Emilia’dan senin hayal ettiğin gibi kötü bahsediyor değilim. Sakinleş hadi. }

 

{Subaru: Benim hayal ettiğim gibi kötü mü……? Ne hayali… Seni piç, beynime girmeyi kes! Bununla hiçbir alakası yok…! Ne olursa olsun Emilia hakkında asla öyle düşünmem……}

 

{Puck: ――NATSUKI SUBARU!}

 

O anda Puck’ın sesi, heyecanlanan ve öfkelenen Subaru’nun beynine nüfuz etti. Bu kısa çağrının içerisine gizli yoğun duygular yeterli olmuş, Subaru’nun titreyen bedeni donakalmıştı. Ancak Subaru’nun katılaşan bakışlarının karşısında ufak bir kedi figürü yoktu, hala Emilia’nın göğsünde inorganik ışıklarla parıldamakta olan taşla yüzleşiyordu.

 

{Puck: …… Sakinleştin mi?}

 

{Subaru: …… Demek ki sesini yükseltebiliyormuşsun… Senin durumun ciddiyetine zerre kadar önem vermeyen umursamaz bir tüy yumağından ibaret olduğunu düşünmüştüm.}

 

{Puck: Çok nadiren böyle bağırırım. Yalnızca Lia…… veya itaatsiz bir veledi azarlamam gerektiğinde sesimi bu şekilde yükseltirim.}

 

{Subaru: İtaatsiz velet ha.}

 

Subaru bu acımasız tarif karşısında ufak bir iç çekmişti. Ancak bunu reddedemezdi. Nahoş tavrının sorun yaratmakta olduğunu görebiliyordu.

 

Subaru uzun zamandır beklenen bu konuşma esnasında kaç defa sükûnetini yitirmişti? Ve Puck kaç defa onu azarlayıp konuşmayı rayına oturtmuştu?

 

Subaru'nun kendisine hakim olamayışı acınasıydı. Ve arzuladığı o çelik kalbin bir zerresine bile sahip değil miydi cidden?

 

{Puck: Dürüst olmak gerekirse Lia için bu derece duygusallaşan biri olduğuna memnunum. Onun için sergilediğin kuvvet az olmasa gerek.}

 

{Subaru: ――huh?}

 

{Puck: Daha önce Lia’nın kalbine bu derece girmeyi başarabilen hiç kimse olmadı. Lia’yı ormandan çıkartıp Kraliyet Seçimine sokan Roswaal bile onun düşüncelerinin derinliklerine dokunamadı. Ama o adamın tek niyeti başka bir amaç uğruna Lia’yı tahta oturtmak olduğu için bu da pek şaşırtıcı değil.}

 

{Subaru: ――Sen… Roswaal’ın amacından haberdar mısın?}

 

{Puck: İncili takip etmek, değil mi? Belki de bu açıdan Betty’e çok benziyordur. Gerçi Roswaal’ınkinde pek çok şey yazılıyken Betty’ninkinde hiçbir şey yazmıyor. Benzer ama farklı, bu şekilde ifade etsek daha iyi.}

 

Görünen o ki Puck, Roswaal ve Beatrice’in durumlarıyla ilgili pek çok şey biliyordu. Subaru bu bilginin Emilia’ya da verildiğinden şüpheliydi ve bu da Puck’ın her şeyi kendisine saklamasının ardındaki sebeplerle ilgili daha da huzursuz hissetmesine yol açıyordu.

 

Ama bunu soracağı takdirde Puck’tan alacağı yanıtı aşağı yukarı tahmin edebiliyordu.

 

{Subaru: Emilia ile alakalı olmadığı için bir şey yapmak konusunda acele etmene gerek yok…… huh.}

 

{Puck: Eğer Betty’i kastediyorsan onun için elimden gelen her şeyi yapmak isterdim. Ama….. Lia Roswaal ile bir işlere bulaştığı için ona odaklanmaktan başka şansım yok.}

 

{Subaru: Ehh, olacakları bilmene rağmen hiçbir şey söylemediğin için hepsi senin kahrolasıca hatan, değil mi?}

 

{Puck: Buna söyleyecek hiçbir şeyim yok. Gerçi sonuçlarla yüzleşmeyi sana bırakmamın adil olmadığını düşünüyorum.}

 

Niyeti ne olursa olsun, tüm bunların arkasındaki sebep Emilia hariç herhangi bir şeyi ön plana almayı reddetmesiymiş gibi görünüyordu. Eğer Emilia’yı şu anki zorluklarına kavuşturan şey kendi tepkisizliğiyse, ufak bir hata diye gülüp geçebileceği şey büyük bir karmaşaya dönüşmüş demekti.

 

{Subaru: Ben Roswaal’ın planlarını baltalıyor olacağım, yani şimdilik bunu boş ver. Ve Beatrice…… Onu sana bırakmaya niyetim yok. Yani seninle birlik olabileceğim tek konu Emilia.}

 

{Puck: Peki. Şu anda Lia dışında herhangi bir şeye harcayacak gücüm yok. En kıymetlimden başka bir şeye çaba sarf etmek durumu kötüleştirmek olur.}

 

{Subaru: Söyle o zaman, Emilia’nın dışarı çıkmanı engellediğini söylerken ne kastediyordun? Onun herkese yalan söylüyor olabileceğine bir saniyeliğine dahi inanamam.}

 

Geçen sefer duygularından kaçmaya çalışıyordu ama düşünceleri hala aynıydı. Emilia’nın kalbinde neler olduğunu bilmesine imkan olmasa da onun etrafındakileri kandırıp herkesin düşüncesini yabana atabilecek biri olmadığına emindi.

 

Bu düşünceyi işiten Puck, Subaru’nun zihnine rahatlama benzeri bir ses iletmişti.

 

{Puck: “Endişelenmene gerek yok” gibi şeyler söyleyecek bir pozisyonda değilim. Ama benim dışarı çıkmamı engelleyen şey Lia’nın iradesi olsa da…… sebep bizzat Lia’nın beni bundan alıkoymaya çalışması değil.}

 

{Subaru: …… Pardon ama ne söylemeye çalıştığını anlamadım.}

 

{Puck: Açıklaması zor. Lia’nın yardımımı arzulaması, kristale seslenmesi ve benim sesimi işitememesi, bunların hepsi gerçek. Yalnız kalmaktan korktuğu ve desteksiz kalarak güçsüzleştiği de gerçek. Ama…}

 

{Subaru: ――――}

 

{Puck: Lia’nın bilinci benim maddeleşmeme veya onunla iletişim kurmama izin vermeyi reddediyor. Kalbinin ön ve arka yüzleri çelişiyor… bu şekilde tarif edebilirim sanırım.}

 

Kalbinin ön ve arka yüzleri. Subaru bu kelimeler karşısında yutkunmuştu.

 

Farklı kişiliklerden bahsediyor olamazdı, değil mi ama? Subaru da bu dünyada çaresizliğe sürüklendiği her anda kendi kalbinin ihanetine uğrardı.

 

Eğer Emilia için de mevzu bu şekildeyse,

 

{Subaru: Sen Emilia’yı etkileyemez misin?}

 

{Puck: Bu biraz alengirli bir iş. Arka yüzün direnci önden çok daha güçlü. Ve öne ulaşmayı başarsam dahi Lia’nın zihninde bir sorun yaratmakla kalırım.}

 

{Subaru: Bir sorun oluşacağını düşünme sebebin nedir? Yani ortaya çıkarsan onu üzecek bir şeyler mi olur……}

 

{Puck: Ama bu sorunun yanıtını zaten biliyorsun, değil mi?}

 

Subaru’nun sorusuna müdahale eden Puck’ın sesinde alaylı bir tını mevcut gibiydi.

 

Bununla karşılaşan Subaru anlık bir sessizlik sonrasında bakışlarını eğdi.

 

{Subaru: ――Yalnızca bir tahmin.}

 

{Puck: Hm, hadi, söyle de duyalım. Söylemiştim, değil mi? Senden büyük şeyler bekliyorum Subaru.}

 

Puck Subaru’nun mırıldanışına onay vermiş ve ortamın bu yetersiz onaya rağmen yumuşadığını hisseden Subaru, devam etmişti.

 

{Subaru: Eğer sen ortaya çıkarsan Emilia……}

 

{Puck: Mhm, mhm?}

 

{Subaru: …… geçmişindeki bazı uygunsuz şeyleri kabullenmek zorunda kalacak. ――Bu yüzden senin müdahale etmeni istemsizce engelliyor.}

 

        ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※

 

#Emilia'nın bir parçasının Puck'ın ortaya çıkmasını istemediğini öğrendik. Acaba Puck'ın varlığı ona ne anımsatacak da bilinçsizce böyle bir engel koyuyor? Yakın zamanda yargılamayla birlikte bu durumlar da çözülür inşallah. Bol bol bilgi alacağımız bölümler diliyorum, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr