[Theta: ――――]
Emilia’nın bu uğurda çabaladığı kesindi. Ve Subaru pek emin olamasa da Kraliyet Seçimdeki adayların en az yarısı böyle bir dünya için çabalıyor olsa gerekti.
Sonuçta hiçbir insanın değeri ırkıyla ölçülmemeliydi. Subaru’ya çok doğal gelen bu görüş eninde sonunda tüm dünya tarafından kabul edilecekti.
[Theta: Bu sadece bir hayal. Ama kulağa hoş geldiği kesin.]
[Subaru: Evet. Peki bu kalbini çarptırdığım anlamına mı geliyor?]
[Theta: Benim gibi bir ihtiyarla flört ettiğine göre günahkâr biri olmalısın, Su-bo.]
Yükselmekte olan kahkahaları tutan Theta’nın genç görünümü ansızın bir ihtiyarı andırır olmuştu.
Subaru’nun şaka yollu omuz silkişini görmekse ifadesini bir kez daha canlandırdı.
[Theta: Bu hoş sözlerle kandırılmayı ne kadar istediğime bakılırsa gerçekten yaşlanıyorum herhalde.]
[Subaru: Belki de içindeki küçük kız tehlikeli cazibeme kapılıyordur.]
[Theta: Pff.]
[Subaru: İlk defa bir Lewes-san tarafından azarlanıyorum, bilesin!]
Ellerini havada arka arkaya sallayan Subaru yenilgisini dışa vururken Theta bu garip tavırlar karşısında başını sallamakla yetinerek boş bardağını masaya yerleştirdi.
Sonra da duvarda çapraz halde asılı kalkanlara döndü.
[Theta: Sığınağın dışındaki dünyanın―― da bir Sığınak olacağı zaman, ha!]
[Subaru: O zaman gelecek. Ve geldiğinde burada takılıp kalmanız yazık olur. Bir şeyi başaramayacağını söyleyen şerefsizlere orta parmağını sallamaktan daha neşeli bir şey yoktur hem.]
Başaramayacağının düşünüldüğü bir şeyin üstesinden geldiğinde gerçek değerini gösterirdin. Tüm mücadeleler ve savaşlar böyleydi. Çünkü en büyüleyici mücadeleler imkânsız bir hayalin ardından gerçekleşenlerdi.
[Theta: ――Peki, Su-bo. Senin ve Emilia-sama’nın hayaline ayak uyduracağım.]
[Subaru: Theta-san……]
[Theta: Kararımı en başta vermiştim. Buraya ilk gelen sen olduğun takdirde hikâyeyi anlatacak ve kararı sana bırakacaktım. Artık hikayeyi duydun ve görüyorum ki hala Sığınağı özgürleştirmek istiyorsun…… hatta endişelerime gülüp geçmeyi bile başardın.]
[Subaru: Gerçekten onlara gülüp geçecek kadar cesur olabileceğimi sanmıyorum…]
[Theta: Olsun, mm, bu kadarı yeterli.]
Theta bu cevabı üzerinden ağır bir yük atmışçasına başını defalarca sallayarak vermişti.
Bu cevabı alan Subaru, kızın sonunda onca yıl hiç kimseyle paylaşamadığı anılarının hapsinden elini çıkartmış olduğunu sezebiliyordu.
Bu elle dış dünyaya yönelip yönelmeyeceğiyse―― Subaru’ya bıraktığı bir karardı.
[Subaru: Yani artık Sığınağın özgürleştirilmesine karşı çıkan bir Lewes-san yok, öyle mi?]
[Theta: Öyle.…… Ama Sığınağın Bariyeri kaldırılana dek bunun bir anlamı olmayacak. Her şey hala Emilia-sama’nın Yargılamaları geçmesine bağlı, bu kadarı değişmedi.]
Büyük bir problemi ortadan kaldırdığı için göğsüne rahatlamış bir şekilde vurmak üzere olan Subaru Theta tarafından gerçekliğe döndürülmüştü. Bunu işitmek rahatlayan yanaklarını bir kez daha gerginleştirdi.
Theta’yı bulmanın rahatlatıcı olduğu kesindi. Ama çözülmemiş pek çok problem olduğu da değişmeyen bir gerçekti.
Evet, Theta’yı Garfiel’den önce bulmuştu.
Ama Emilia hala ortada yoktu.
[Theta: Emilia-sama’nın Yargılamayı aşma ihtimaline güveniyorsun herhalde?]
[Subaru: Onu cesaretlendirecek…… ya da cesaretlendirmesini umduğum her şeyi denedim. Ama ilaç fazla güçlü kaçmış olmalı, Emilia’nın izini bulmakta zorlanıyorum. Durumu çabucak çözmeyi umut ediyoruz.]
[Theta: S-sen onun nerede olduğunu bilmiyor musun!? B-başarılı olacağınızdan emin misin!? Sana anlattığım onca şeyden sonra Emilia’nın bunu eline yüzüne bulaştırdığını mı fark ediyorsun, tüm kararlılığım ziyan mı olacak!?]
[Subaru: Endişelenmekte sonuna kadar haklısın, o yüzden şikayet etmeye hakkım yok ama…… şey, hikayeni dinledikten sonra aklıma bir şey geldi.]
Lewes Meyer Sığınağı korumak adına canını feda etmişti.
Son ana dek kendisini herkesin gerisinde tutmasıyla daima başkalarını ön plana atan 'o kıza' çok benzediğini göstermişti.
Subaru, o kızın kalbi sonsuz çile ve dağ gibi zorluklarla dolup taşmış olsa da sorumluluklarından ve kendisine bağlanan umuttan kaçabileceğine inanmıyordu.
[Subaru: Sanırım nerede olabileceğini biliyorum.]
[Theta: ――――]
[Subaru: Ve öyle değilse bile bu küçük Sığınağın altını üstüne getirip onu bulacağız. Dostum şu anda yarı ağlamaklı bir şekilde her yeri arıyor olmalı. Henüz onu bulamadıysa geriye bakamadığımız tek bir yer kalmış demektir.]
Subaru’nun kendinden eminliğini görmek hafiften panikleyen Theta’nın uzunca bir iç çekmesine yol açmıştı. Daha fazla onaya gerek duymadan devam etti: [Öyleyse…],
[Theta: Emilia’yı bulabileceğini ve onun da Yargılamayı geçeceğini söylüyorsan…… kalan tek engel Gar-bo olacak.]
[Subaru: Sigma-san’dan duyduğum kadarıyla Garfiel’in geçmişi annesinin vedasıyla bağlantılı olmalı. O gece sen de Mezardaydın, bu konuda bir bilgin var mı?]
[Theta: Çok doğal… o çocuk ailesiyle ilgili konuşmak konusunda son derece hoşnutsuz. Belki bunun bir sebebi ne hissedeceğimden endişelenmesidir…… ve Frederica’yla yaşananlar yüzünden de zor zamanlar geçirdi.]
Frederica ve Garfiel’in vedası kalıcı olmuş, Garfiel dış dünyaya çıkan ablasının elini bırakmıştı.
Garfiel’in Sığınakta kalma sebebiyse kendisi ve ablasının aksine oradan ayrılamayan halkı potansiyel tehditlerden korumak olabilirdi.
――Ve bir de Echidna’nın Garfiel’in dış dünyadan korktuğuyla ilgili verdiği ufak ipucu söz konusuydu.
[Subaru: Annesinden ayrılmanın yarattığı travma…… Dış dünyadan nefret ediyor olmalı. Gerçi dışarı çıkıp bana birkaç konuda yardım etmesini umut ediyordum.]
[Theta: Su-bo ve Gar-bo yan yana savaşıyor…… hm. Mm, kulağa iyi geliyor.]
Garfiel’i düşünmek Theta’nın gülümseyen yüzündeki genç ifadeyi silmiş, yerini torununa yönelik koca bir sevginin dolup taşışı almıştı.
Belki de Lewes rolünü oynayan dörtlü bağımsız olsa da Garfiel’e duydukları aile sevgisi gerçek ve ortaktı.
Ve Garfiel’in de onlara aynı hisleri beslediği kesindi.
[Subaru: …… Ehh, önce gidip Emilia’yı bulmam lazım.]
Subaru, Garfiel konusunda en kötüsüne hazırlanmalıydı. Roswaal’la kontratını mühürlemişti―― bahis şartlarına göre Garfiel’le yapacağı yüzleşme kaçınılmazdı.
Aynı şey Roswaal’ın “İmkânsız” dediği şey olan Emilia’nın Yargılamaları geçişi için de geçerliydi. Ama Subaru, sağladığı teşvikler dışında Emilia’nın bunun üstesinden kendi başına gelmesine izin vermek durumundaydı.
Puck’la olan bağını yitiren Emilia kalbindeki desteği de kaybetmişti. Ve karşılığında, ilk Yargılamayla gerçekten yüzleşebilmesini engelleyen “Kabul edilemez anılarının mührü” ortadan kalkmıştı.
Yani hiç değilse Puck’ın planına göre kalkmış olmalıydı.
Emilia gerçeği kabul edip Yargılamayla bir kez daha yüzleştiğinde farklı bir manzarayla karşılaşmalıydı.
Peki bu olduğunda da aynı yanıtı verebilecek miydi?
―― Natsuki Subaru o anda yanında olamasa bile Emilia’nın bunu başardığından emin olmak için gücünün elverdiği her şeyi yapacaktı.
[Subaru: Şu anda Garfiel’e sarılmak istediğini biliyorum ama burada birazcık daha kalabilir misin Theta-san? Böylece buraya yaklaşmak istemediği için Garfiel’i biraz daha oyalayabilmiş oluruz.]
[Theta: Ve Gar-bo’nun aklı başka bir şeydeyken sen de akıllıca bir kurnazlık yapacaksın galiba?]
[Subaru: Neden herkes benim yaptığım şeyleri “kurnazlık” veya “hain kumpas” olarak nitelendiriyor? Cidden beni işbirlikçi bir düzenbaz falan mı sanıyorsunuz?]
Subaru’nun başını kaldırdığını gören Theta cevap vermemiş, bu sessizlikten biraz rahatsız olan Subaru ise iç çekerek kafasını kaşımıştı.
[Subaru: Neyse… hala bugünün belirleyici, yarınınsa ekstra olduğundan eminiz değil mi……? Eğer Emilia düşündüğüm yerdeyse geriye sadece Garfiel ve Roswaal’la baş etmek kalıyor.]
O ikili Sığınaktaki galibiyete erişmek için karşılaşılacak son kırılma noktalarıydı.
Subaru ve Otto onları uzak tutmak için dikkatli planlamalar yapmıştı. Artık her şey zamanlamaya, hazırlıklara ve yapılan işlerin sağlamlığına bağlıydı.
Zamanlama ne kadar uygun, boş vakit ne kadar bol olursa şansları o kadar artardı. ――Bu kadarı barizdi.
[Subaru: Gülecek miyiz yoksa ağlayacak mıyız sorusunun cevabı yarından sonra belli olacak. Bu kritik anda işleri batıramayız…… Değil mi, Theta-san?]
[Theta: Benden onay bekliyorsun ama ne söylememi istiyorsun ki? ―― Bir erkeğin yüzüne kararlılık yerleştikten sonra geriye yalnızca o işi koparmak kalır. Büyük beklentilerle beklemede kalacağım.]
Theta Subaru’nun heyecanını paylaşmasa da aynı niyette olduğunu teyit etmişti.
Yüzündeki tuhaf gülümsemeyse zamanında Lewes Meyer’in yüzünü sık sık süslemiş olsa gerekti. Bu, mutlaka Beatrice’in de tanıdığı bir ifadeydi.
Subaru Garfiel’i ikna edecek, Emilia’yı destekleyecek ve Beatrice’i getirecekti.
Hala yapılacak çok şey ve önüne çıkacak çok engel vardı.
Fırtına bulutları toplanıyordu ve onları bir kenara atmanın kolay bir yolu yoktu.
Ancak Subaru her şeye rağmen garip bir iyimserliğe bürünmüştü.
Çünkü yapması gereken şeyler, aynı zamanda yapmayı arzuladığı şeylerdi.
Gözlerinin önündeki engelleri aşmak ne kadar zor olursa olsun ne yapacağını bilemediği zamanlardan çok daha iyi bir durumda olduğu kesindi.
Hiç değilse artık kader denilen elle tutulamaz şeyi kavramak için uzanmaya hazırdı.
Yanaklarını gerip ufak bir tokat atarak kendisini gaza getirdi. Sonra da gözleri irileşen Theta’ya gülümseyip el sallayarak binanın çıkışına yöneldi.
Ve tam bir elini kapıya yerleştirmişken aniden bir şey hatırlamışçasına bakışlarını arkasına çevirdi.
[Subaru: Lewes Meyer yaşına gayet uygun bir şekilde konuşuyormuş, siz taklit Lewes-san’lar neden nine gibi konuşuyorsunuz ki? Bu edindiğiniz bir karakter özelliği falan mı?]
[Theta: Neden bahsediyorsun sen? ――Ben gayet de yaşıma uygun konuşmuyor muyum?]
Theta içerlemiş bir şekilde ellerini kalçalarına yerleştirmiş ve düz göğsünü kabartmıştı.
Tabii bu harekete yaşına uygun demek kesinlikle imkânsızdı.
Aklına yıllar geçmesine rağmen bedeni hiç gelişmeyen abartılı elbiseli kızı getiren Subaru bu düşünceyle binadan ayrılarak rüzgârla yıkanmaya başladı.
Ve canlandırıcı bir hissiyata tutunarak son mücadelesine yöneldi.
――Natsuki Subaru’nun Sığınağın sonu ve bir yenisinin doğuşu uğruna verdiği mücadele başlamıştı.
#Theta ile konuşmamızın sonuna geldik. Bu konuşma Sığınağın geçmişiyle ilgili bilgi vermiş olsa da Garfiel ve bahis konusunda nasıl bir işe yarayacak bilemiyorum.
Ve Subaru Emilia'nın Mezara gittiğini düşünüyor gibi görünüyor. Gerçekten öyle mi sorusunun cevabını yakında almayı umuyorum.
Bu arada kaynağımızın koyduğu son bölümü de çevirip sizinle paylaşmış bulunuyorum. Bu yüzden bir sonraki bölüm ne zaman gelecek sorusuna net bir cevap veremeyeceğim. Yine de orada görüşmek üzere!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..