Cilt 4 Bölüm 118 [ Alpha Orionis'in Gülümsediği Gün ] (3/3)

avatar
3834 3

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 118 [ Alpha Orionis'in Gülümsediği Gün ] (3/3)


Çevirmen : Clumsy 

 

Juice: “Sen neden... yo, Regulus Corneas! Onu neden buraya getirdin?!”

 

Juice dişlerini sıkmış ve içinde yükselen duyguları bastırmaya çalışmıştı.

 

—Bu şey tehlikeliydi.

 

Regulus: “Benim başkalarının iradelerini ihlal ederek ‘birilerini bir yerlere getirmek’ gibi bir hüner sergilememin mümkün olduğunu mu düşünüyorsun? Bu onun kendi istemiydi. Her şeyi benim hatammış gibi gösterme çabaların da harika bir önyargı gösterisi. Nasıl bir insan olduğumla ilgili istenmemiş muhakemeler yapmayı es geçersen sevinirim.”

 

Kız: “Kardinal Regulus. O sadece şaşırdı. Onu bu kadar suçlama.”

 

Regulus hissettiği şevk sonucu dudaklarının titrediğini belli etmemek adına gösterdiği delice çabayla saygı dolu bir şekilde eğildi.

 

Tuhaftı.

 

Regulus ezici, bunaltıcı bir yabancıydı. Onun bu kızın arzularına itaatkarca boyun eğişiyse kızın ne derece anormal olduğunun göstergesiydi.

 

Juice kıza bakarak gözlerinde titreşen şok ve karmaşa ile başını salladı.

 

Juice: “Bu… dikkat çekici derecede acımasızcaydı... Pandora-sama...”

 

Juice'in sesi kızın hafifçe gülümsemesine yol açmıştı.

 

Kızın gülümseyişi adeta dünya tarafından kutsanmıştı, daha harika bir şeylerin alametiydi. Bu kız, Pandora, kendisine dönen tüm bakışları her şeye onay veren bir toleransla karşılamaktaydı.

 

Kollarını iki yana açarken ufacık bünyesiyle var olan her şeyi kuşatabilecekmiş gibiydi.

 

Pandora: “Artık başlayalım mı? —Biz cadı tarikatı üyelerinin kardinalin arzusunu yerine getirmesi gerek.”

 

Fortuna: “PANDORAAAAAAAAAAAAA!!”

 

Fortuna genç Emilia’yı arkasına geçirmiş ve kollarıyla önünde mavi bir büyü halkası oluşturmuştu. Ezici bir ivmeyle maddeleşen buz saçakları doğruca Pandora’ya dönüktü.

 

Pandora: “Tanrım.”

 

Fortuna: “Saçaklarımın hedefi olup abimden ve diğerlerinden özür dile!!”

 

Pandora rahat bir tavırla elini ağzına götürdü. Ve Fortuna saldırısını gerçekleştirdi.

 

Buz saçaklarının her biri yetişkin bir insan kolu iriliğindeydi, sayılarıysa yirmiye yakındı. Art arda aralıksız ilerleyecek derecede de hızlıydılar— Her saçak şaşkın haldeki kıza ulaşarak beyaz bir buhar halinde patlıyordu.

 

Parçalanan buzların yarattığı yağmurun sonu gelmiyor, beyaz dumanlar etrafı kaplarken Fortuna bir an olsun duraksamıyordu.

 

Genç Emilia ise güzel yüzü öfkeyle seğirerek kollarını sallayan Fortuna’yı açık bir ağızla izliyordu.

 

Fortuna: “Veeee şimdiiii—!!”

 

Fortuna’nın kollarını aşağı indirişiyle ormandaki ağaçları yok edebilecek güçte bir buz topu alçalmaya başladı. Hedefi Pandora’nın bulunduğu noktaydı, doğruca orman zeminine gömülecek ve mezarını hazır edecekti.

 

Büyük Emilia’nın bile Fortuna’nın sergilediği boğucu büyü gücü karşısında söyleyebileceği bir şey yoktu. Emilia Puck'ın yardımıyla bile hayatta böyle ustaca büyü yapamazdı. Daha önce de annesini güçsüz görüyor sayılmazdı fakat gücünün anımsadığından da fazla olduğunu görmek ürpermesine yol açmıştı.

 

Fakat-

 

Regulus: “Söylesene... tüm bunları yaparken bana hiç ama hiç dikkat etmedin, değil mi? Bana en ufak bir şekilde dikkatini vermeden beni de içine katacak bir saldırıda bulundun, sahiden bunu hiç düşünmedin mi? Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun? Benim varlığımı, canımı ve haklarımı ihlal etmenin ne demek olduğunun farkında mısın?”

 

Bu uzun şikayetlerin hemen ardından devasa buz topu parçalara ayrıldı.

 

Buz kristallerinin havaya rüya gibi bir şekilde parça parça dağılışı ve Regulus’un orada rahat bir tavırla duruşu fazlasıyla anormaldi. Aynı şekilde Pandora’nın arkasında hiç yara almadan dikiliyor oluşu da…

 

Regulus üzerindeki tozları silkeler gibi bir şov sergilemişti. Saldırının yoğunluğuna rağmen en ufak bir yara almamış, kıyafetleri bile lekelenmemişti. Pandora ise havadaki baskı yüzünden hafifçe dağılmış olan saçlarını düzeltmekle yetindi.

 

Muhtemelen önündeki Regulus tarafından korunmuştu—ama bu tamamıyla akıl almazdı. Emilia’nın ne yaşandığına dair en ufak bir fikri yoktu.

 

Echidna: “O bu neslin Açgözlülüğü. Buna tanık olmanın benim için ne kadar da imkânsız denilebilecek bir şansın ürünü olduğunu düşünmek çok büyüleyici.”

 

Emilia: “Sen onun ne olduğunu biliyor musun?”

 

Emilia bir ağaç gölgesine, mücadeleyi daha iyi gözlemleyebileceği bir noktaya geçmiş olan Echidna’ya bu soruyu yöneltmişti. Echidna ise kısılan gözlerini Emilia’ya çevirdi.

 

Echidna: “Bir tahminde bulunabilirim ama tahminim kesin olmaktan çok uzak. Eğer biraz daha izlersek neler döndüğünü çözebilirim ama… Şartlar buna müsaade edecek gibi görünmüyor.”

 

Emilia: “Sen ne...”

 

Echidna: “İşte başlıyorlar.”

 

Emilia lafı kesilmiş olmasına rağmen bakışlarını önüne çevirdi.

 

Fortuna'nın saldırısı mücadelede hiçbir sonuç doğurmamıştı.

 

Regulus’un hoşnutsuz bir şekilde bir adım öne çıktığını gören Juice kollarını iki yana açtı.

 

Juice: “Fortuna-sama, Emilia-sama’yı alıp çekilmeni rica ediyorum! Şu anda Regulus Corneas karşısında güçsüzüz!”

 

Fortuna: “Sen...! O kadın tam karşımda dururken çekilmemi mi söylüyorsun!?”

 

Juice: “Durumu değerlendir! Şu anda koruduğun kişinin kim olduğunu düşün!”

 

Fortuna: “—!”

 

Juice savaş taraftarı olan Fortuna’ya bağırırken Fortuna şaşkınlıktan katılaşan bir suratla arkasına döndü, genç Emilia’nın tedirgin bir şekilde kıyafetlerini çekiştirmekte olduğunu fark etti.

 

Emilia: “A-anne...”

 

Fortuna: “Emilia!”

 

Juice: “Lütfen geri çekil. Sonra da köyü kurtar. Bana burada eşlik eden takipçilerim hislerimi paylaşıyor. Onlar mutlaka sana yardımcı olacaktır.”

 

Fortuna: “Peki biz bunu yaparken sen ne yapacaksın?”

 

Fortuna Juice’in sakin sözleri eşliğinde eğilerek Emilia’yı göğsüne bastırmış, sonra da onu kucaklayarak ayağa kalkıp endişeli bakışlarını Juice’e çevirmişti.

 

Juice: “—Lütfen endişelerini yatıştır. Hiçbir planım olmadan geride kalmayacağım.”

 

Juice tüm gerginliğine rağmen Fortuna’nın endişeli bakışlarına bir gülümsemeyle karşılık vermişti.

 

Bunu gören Fortuna gözlerini kapattı.

 

Fortuna: “Sana yardım etmek için geri döneceğim.”

 

Fortuna bu sözler eşliğinde kollarında Emilia’yla ormana doğru koşmaya başladı.

 

Emilia ise mücadele ediyor, Fortuna’nın omzunun ardından Juice’e bakmaya çalışıyordu.

 

Emilia: “JUICE!!”

 

Juice: “—”

 

Juice de Emilia’ya bakışıyla karşılık verdi ve rahatlamış bir ifadeyle elini kaldırdı. Bununla birlikte Juice, ormanda koşturan Fortuna ve Emilia’nın görüş alanından çıktı.

 

Emilia: “...Tuhaf. Ben oradan götürülüyorum, yani burada olanları göremiyor olmam gerekirdi.”

 

Echidna: “Benim anı dünyamın mimarisini küçümseme. Senin anıların başlangıç noktası olabilir ama bu inşa süreci benim algoritmalarım ve Bilgelik Kitabının verileriyle gerçekleşiyor. Bir bağlamda görmemiş olduğun olayların tazmini. Gerçi...”

 

Afallamış haldeki Emilia’nın yanındaki Echidna’nın bakışları Fortuna'nın kaçış rotasını takip ediyordu.

 

Echidna: “Yargılamanın üstesinden gelmek hatırına onları takip etmemiz daha doğru olur. Ne düşünüyorsun? Değişelim mi?”

 

Echidna Emilia’ya Fortuna’yı takip etmeleri gerektiğini dolaylı olarak duyurmuştu. Mantıken de doğrusu buydu. Yargılama Emilia’nın geçmişini ilgilendirdiğine göre önceliği Genç Emilia’nın gördüğü ve yaptığı şeylere vermeliydi. Ama-

 

Emilia: “Echidna... kulağa beni oraya yönlendirmeye çalışıyorsun gibi geldi.”

 

Echidna: “...”

 

Emilia: “Fazla detaylı düşünüyorum... değil mi? Söylemlerin ve tavrın bir tuhaftı.”

 

Echidna: “... Ne düşüneceğin sana kalmış. Ayrıca bu taraf da yeniden harekete geçiyor.”

 

Echidna Emilia'nın sorusunu yanıtlamadan boş bir ifadeyle bir miktar geriledi. Muhtemelen geri çekiliş sebebi başlamak üzere olan mücadelenin yan etkilerinden kaçınmaktı.

 

Darbeler ne kadar korkunç olursa olsun Emilia veya Echidna’ya etki edemezdi. Ama etrafa bir şey olacak olursa üzerlerindeki durdukları toprağın aldığı hasardan kaçınmaları mümkün olmazdı.

 

Regulus: “Ne kadar da hoşsun, Petelgeuse. Ama bu şeyleri yapmana kim izin verdi acaba? Neden burada olduğumla ilgili herhangi bir fikrin var mı? Nasıl düşünürsen düşün, burada iş için bulunduğum bariz. İşim seninle değil, diğeriyle. Senin önüme çıkmansa beni yapmak zorunda olduğum şeyden alıkoyduğun anlamına geliyor. Bu da benim haklarımın ihlali demek.”

 

Juice: “Ne dersen de Regulus Corneas. Ama söz konusu ben olduğum sürece daha fazla ilerlemene müsaade edemem!”

 

Regulus: “İyi dedin. Cadı Tarikatının kurucusunu daha az umursayamazdım ama işgal ettiğin koltuktaki ufak katkılarınla ne kadar da harika bir şey söyledin. Ben koltuğuma haklı bir şekilde oturmuşken beni yenmeye dair en ufak bir umudun olduğuna nasıl inanırsın?”

 

Juice: “Bunu... şimdi göstereceğim.”

 

Regulus'un öfkesi egoist mantığı çerçevesinde yoğunlaşmıştı. Juice ise sessizce karşılık verdi. Elini kıyafetine yerleştirirken ifadesi tam bir kararlılığa erişmişti. Emilia’nın gözüne ölmeye karar vermiş bir adam gibi görünmekteydi.

 

Emilia: “Yo... Juice, ne yapıyorsun!?”

 

Emilia geçmiş tecrübelerinden ötürü ona lakabıyla seslenmişti. Onun ölmeyi kafaya koyduğu bu durum karşısında onu durdurmak adına aceleyle kollarını uzattı. Fakat bugünün Emilia’sı geçmişe hiçbir şekilde etki edemezdi.

 

Uzattığı elleri öylece içerisinden geçip gitti, hiçbir dokunuş etkisi yaratamadı.

 

Regulus: “O...”

 

Bu sırada Juice cebinden ufak, siyah bir kutu çıkarttı.

 

Regulus'un ilk önce kaşları çatıldı, o şeyin ne olduğunu aşağı yukarı tahmin edebildiğindeyse gözleri irice açıldı. O ilk defa bir şaşkınlık sergilerken Juice’in kararlı bakışları onu delip geçmekteydi.

 

Juice: “Hissedebiliyor olmalısın. Daha önce sen de ellerine almıştın.”

 

Regulus: “Farkındayım. Son derece farkındayım ve bu yüzden çenem senin adi aptallığın karşısında çalışmakla meşgul. Belki de onu kozun olması düşüncesiyle veya bulduğun herhangi bir fikirden ötürü saklıyordun ama onu yanına aldığın anda fark edemedin mi? Sen! Sen ona layık değilsin! Buna karar veren de başka bir şey değil, bizzat o şey!”

 

Juice: “... Evet, sahiden de ona hiç uygun değilim. Bu yüzden sadece bana emanet edilen şeyi tutmakla yetindim, başka bir şey değil. Fakat bu tarz önemli anlara da hizmet edebiliyor.”

 

Pandora: “Kardinal Petelgeuse Romanée-Conti.”

 

Juice çileden çıkmış haldeki Regulus’a sessizce karşılık vermişti.

 

Bu sırada başlangıç noktasından bir milim olsun kıpırdamayan Pandora konuşmaya dahil oldu. Durgun bir surat ifadesi vardı. Juice ise başını kaldırdı.

 

Pandora: “İyi yolculuklar.”

 

Juice: “—”

 

Ne bir düşmanlık ne bir iyi niyet ne de bir kötü niyet… Yalnızca basit bir dua.

 

Ve karşısında ne Emilia dehşetinin önüne geçebilmişti ne de Juice.

 

Bu dua adeta Jucie’i ezip geçmiş, acısını bastırarak suratını ekşitmesine yol açmıştı. Ardından kutuyu ellerinde çevirerek kapağını kaldırdı.

 

Avcundaki kutunun içerisinde siyah, kıvranan BİR ŞEY vardı.

 

Juice: “Yalvarırım beni bağışla, Flugel-sama.”

 

Juice bu sözler eşliğinde kutuyu ve içerisindeki siyah şeyi göğsüne bastırdı.

 

Ansızın bedeninde su damlaları misali bir şeyler oluştu ve patlayıcı bir sesle tamamen kuşatıldı.

 

Bir yaratık tarafından çekilmiş gibiydi. O ŞEY Juice’in bedenini ele geçirirken Emilia sessiz bir keder içerisindeydi.

 

Regulus: “Aptal.”

 

Regulus ilk defa düşüncesini kısa ve öz bir şekilde dile getirmişti.

 

Küçümseyici bakışlarının kilitlendiği Juice ise BİR ŞEY tarafından sarmalanmış şekilde kollarını göğe doğru kaldırmış, ağzını açmış, çığlık atıyordu. Bu bir sevinç çığlığı değildi, acı haykırışı da değildi, daha ziyade farklı duyguların karmaşası gibiydi.

 

Emilia: “—”

 

Çığlıklarına eşlik eden bir ses işitildi.

 

Birinin ellerini çırpma sesi.

 

Pandora: “Harika.”

 

Pandora bu fısıltı eşliğinde alkışlamıştı.

 

Duygusal bir karmaşa içerisinde yutkunan ve soluğu kesilen Juice’i izlerken yanakları heyecandan kızarmıştı.

 

Nefes alış verişindeki hafif aksaklığın bu manzara karşısında duyduğu heyecandan kaynaklandığı aşikardı.

 

Regulus: “Pandora-sama?”

 

Pandora'nın tavrını sorgulayan tek kişi Emilia değildi, Regulus da şaşkındı.

 

Alkışlamakta olan Pandora’ya kaşlarını çatarak bakmıştı. Pandora hala kırmızı haldeki yanaklarıyla tekrar Regulus’a döndü.

 

Pandora: “Kardinal Regulus Corneas.”

 

Regulus: “Evet.”

 

Pandora: “O geliyor.”

 

Regulus ansızın tepetaklak dönerek göğe doğru yükselmeye başladı.

 

Regulus: “Nn—?”

 

Bu bir oyuncağı bacağından kavrayıp fırlatma türünde bir şiddet gösterisiydi. Regulus’un ne yaşadığıyla ilgili en ufak bir fikri yoktu ve fırlatılışının etkisiyle aptalca bir ses çıkarmıştı—ardından doğruca toprağa çakıldı. Düşüşündeki süratin yüksekliği bacaklarının hala tutuluyor olduğunun göstergesiydi.

 

Regulus çaresizce kafa üstü yere toslamıştı.

 

Toprak bir patlama sesiyle birlikte yarılırken ağaçlar Regulus’un darbe aldığı noktada art arda düşmeye başladı. İkinci saldırı ise Regulus’u kerestelerin altına sokarak ormana bir sessizlik çökmesini sağladı.

 

Emilia’dan da çıt çıkmıyordu, boş zihni az önce ne halt olduğunu çözmek için delicesine mücadele veriyordu.

 

Hiçbir şey görmemişti. Ama çıkartabileceği bir şey olduğunu varsayarsak—

 

???: “Bilgi verdiğime... eminim.”

 

Dizlerinin üzerine çöken siyah cüppeli adam kan sızan gözlerini önüne dikmişti.

 

Ağaçların arasındaki boşluğa, yükselen toz öbeklerinin arasına bakan, kesik kesik nefes alan bu adam kararlılığını galibiyete çevirmişti.

 

Siyah ŞEY tarafından kuşatılmanın verdiği ıstıraptan kurtularak ayağa kalkmıştı.

 

O artık—Juice değildi. Petelgeuse Romanée-Conti’ydi.

 

Petelgeuse: “Onları takip etmenize izin vermeyeceğim...—DAHA İLERİ GİDEMEYECEKSİNİZ!!”

 

#Bayağı olaylı bir bölümdü, bu 3 bölümümüz de gerçekten heyecanlı ve bol karakterliydi. Emilia'nın ailesinin bahsi geçti, Regulus ve Pandora ile tanışıldı, Juice 'Flugel' karakterinden özür dileyerek kutuyu kullandı, 'bir şey' tarafından ele geçirildi ve daha neler neler... 
Tüm bunların ardındaki gizemleri hemen öğrenebileceğimizi sanmıyorum ama kısacık bir göz attığım kadarıyla 119. bölümde de bu olaylara devam edeceğiz gibi görünüyor. O zaman orada görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr