Yaşananlar pek de şaşırtıcı değildi; Subaru, kendisini kafeslenmiş bir maymun misali aptala dönmüş bir halde bulmuştu.
Subaru:「――――」
Ram ve Emilia onu dizginlemek için bir araya gelmişti; o kadarı barizdi. Subaru’nun aksine onların iş birliği yapma imkanı vardı. Subaru’ysa başından beri bu mekanda tek başına mücadele vermek zorunda bırakılmıştı; muhtemelen tek başına tehlikeli bir kişiyle yüzleşmek onlar için asla bir seçenek olmamıştı. Nihayetinde Subaru’yu yol üzerindeki her adımında avuçlarında oynattıkları kesindi.
Ram:「Bu sahnede benim de yüzeysel görünmem gerekti ama ağzımı senin kadar cüretkar şekilde açmadığıma çok eminim. Bir aktör olarak söyleyebilirim ki senin performansın bırak ikinci sınıfı, üçüncü sınıfın bile altındaydı.」
Ağzından bu sözler dökülen Ram, kollarını önünde kavuşturmuş şekilde kafesin içerisinde oturmakta olan Subaru’ya bakıyordu. Onu izleyen Subaru’nun fark ettiği şeyse kızın odaya giriş yaptığı andan bu yana tek bir adım olsun atmadığıydı. Daha da kötüsü, duruşunu bile değiştirmemişti. İşte Ram ve Subaru, yani iki oyuncu arasındaki fark buydu.
Ram:「Bu oyunculuğunla ancak fena halde ihmalkar birini oyuna getirebilirdin. Bir de buradaki herkes arasında zihinsel olarak en dayanıklı kişinin kim olduğu hesaba katılınca geriye düşünülecek hiçbir şey kalmıyor.」
Subaru:「Bu konuşma tarzıyla…beni övüyor olmuyor musun? Teşekkür ederim.」
Ram:「…Rica ederim.」
Belli belirsiz bir acıyla tepki veren Ram’ın yanındaki Emilia’nın öne attığı adımla gümüş saçlar uçuştu. Ram’ın sözlerinden de anlaşıldığı üzere bu buz kafesi Emilia’nın elinden çıkmaydı ― başka bir deyişle, Emilia’nın kullanabildiği büyü cinsinin bu olduğu sonucuna varılabilirdi.
Subaru’nun böyle bir durumda sıkışıp kalmamış olsaydı sahibinin güzel ve gizemli yüzüne son derece yakışan bu göz kamaştırıcı buz büyüsünden etkileneceği kesindi. Bununla birlikte buzdan kafese atılmış bir mahkuma dönüştüğünü gördükten ve o kafesin gücüne tanık olduktan sonra Emilia’yla arasındaki güç farkını ve kendisinin onun ne denli altında olduğunu anlayabilmişti.
Dolayısıyla『Ölü Kitabı』planını uygulamaya koymak için hazırladığı sıralama büyük ölçüde değişmişti. Ama bundan önce―
Emilia:「―Subaru, bu defa ne yapmaya çalışıyordun? Odada dinleniyor olman gerekmiyor muydu?」
Subaru:「Ben…」
Endişeli görünen Emilia, Subaru’ya bu saatte burada ne yapıyor olduğunu sordu. Gözlerinde ciddi bir endişe ifadesi taşıyordu fakat mevcut durum göz önüne alınınca varılabilecek tek sonuç, yalın bir dürüstlükle aptallık arasında bir yerde olduğuydu. Hepsi de onun bu yolu seçmiş olma sebebi konusunda yanılıyordu.
Bu konuda Subaru’nun bile söz hakkı vardı. Bu hale gelmesinin ardında bir sebep olduğu da kesindi. Fakat bunu onlara anlatmanın havayı tutmaya çalışmaktan farkı yoktu; Subaru’nun sözlerine kim inanırdı ki!
Ram:「Emilia-sama, ona bu soruyu sormanın bir anlamı yok. Sorularını dürüstçe yanıtlayacağından şüpheliyim. Bu meseleyi o gerçekten Barusu’ymuş gibi halletmek konusunda da şüphelerim var.」
Emilia:「Ama Subaru hala Subaru! Ram, bunu anlıyor olmalısın, haksız mıyım?」
Ram:「Bir taklitçinin yalnızca hedefine benzer bir görünüş taşımaktan ibaret olduğunu unutmamalısınız… Ram’ın değerlendirmesi bu şekilde.」
Bu cümleler, Subaru’nun kendisi hakkındaki düşüncelerine yakın bir çizgideydi; Ram, bu şekilde Emilia’yı paylamıştı. Büyük ihtimalle Subaru’dan şüphelenen ve gece vakti yapacakları konusunda ona göz kulak olmayı öneren kişi Ram’dı. Emilia’ysa acil bir durum ihtimaline karşı koruma olarak hazır bulunmuş olmalıydı.
Başka bir deyişle, 『Natsuki Subaru’nun』aslında Subaru olmadığı Ram tarafından çoktan fark edilmişti. Ve sonra da geriye yalnızca hem bu gerçeği hem de ona eşlik eden sıkıntıları teyit etmek için gerekli adımları atmak kalmıştı.
Ram:「Emilia-sama sayesinde zarar görmeden yakalandın. Acaba birazcık acı, seni duymak istediklerimizi anlatmaya razı eder miydi?」
Subaru:「Acı mı… işkenceyi mi kastediyorsun? Bu yalnızca aşırı sadistçe olmakla kalmıyor, aynı zamanda böyle şeyler yapmanın dikkatli düşünmeyi gerektirdiğine dair ünlü bir deyiş de yok muydu!!」
Ram:「Ben gereken neyse onu yapacağım. Ayrıca gerçekten başkalarına acı çektirmekten hoşlanıyor değilim ― ama bu benim uzmanlık alanım.」
Subaru’yu alanı 2 metrekare bile olmayan bir kafeste tutan Ram’ın yumuşak davranacağı yoktu. Parmakları ne kadar solgun ve narin görünürse görünsün Subaru, onun『Acı çektirmek benim uzmanlık alanım』 şeklindeki mütevazı iddiasını korkutucu bir şekilde inandırıcı buluyordu.
Böyle hiçbir şey yapmadan devam ederse ve bir karşı saldırı gerçekleştirme fırsatı doğmazsa bu iş, Ram tarafından sırları sert bir şekilde sorgulanan Subaru’nun acınası davranışlarını anlamsızca itiraf etmesiyle sonuçlanacaktı.
Emilia:「―Bekle. Ona zarar veremezsin. Bunu yapmana izin vermem.」
Ancak Ram’ı ekstrem yollara başvurmadan önce durduran, Subaru’yu buz kafesine hapseden kişinin ta kendisi, yani Emilia oldu. Ve sırtını Subaru’nun içerisinde bulunduğu kafese vererek doğruca Ram’la yüzleşti.
Ram:「…Emilia-sama, Ram’ı desteklemiyor muydun?」
Emilia:「Onu sorgulama fikrine onay verdim, çünkü ben de Subaru’nun tuhaf davrandığını hissettim. Fakat burada kalmaya karar verme sebebim… bunun yaşanabileceğini düşünmemdi.」
Ram:「Böyle bir şeyin yaşanmasını istemediğim için Beatrice’ten Julius ve diğerlerine eşlik etmesini istemiştim. Ama Emilia-sama’nın bu denli… itaatsiz olacağını düşünmemiştim. Çok safmışım.」
Fikir ayrılıklarından duyduğu rahatsızlığı gizlemeyen Ram, Emilia’nın arkasında gizlenmekte olan Subaru’yu işaret etti. Ve ikiliye, 「Ortada bir sorun yok mu yani?」 şeklinde iğneleyici sözlerle hitap etti.
Ram:「Orijinal Barusu’nun bariz şekilde sahip olduğu konularda büyük eksiklikleri var. Su Kapısı Şehri… Pristella hakkında konuştuklarınızı duymuştum. Orada şekil değiştiren bir Günah Başpiskoposuna rastlamışsınız sanırım.」
Emilia:「…Evet. Buraya gelmemizin diğer bir sebebi de o Günah Başpiskoposunun farklı formlara soktuğu insanları eski hallerine döndürmekti.」
Ram:「Öyleyse o Günah Başpiskoposunun aramızdan birine dönüşmüş olma ihtimali nedir?」
Emilia:「――――」
Ram:「O bir Günah Başpiskoposu olsa bile, görünüşünü özgürce değiştirebildiği sürece yalnızca dış görünüşe göre hareket edemeyiz. Ama o kişinin normal davranışları, konuşmaya çalışırken hissettirdikleri, tüm bunlar farklıysa…」
Ram, Emilia’nın duygu odaklı itirazına duyduğu öfkeyi bastırarak mantıklı bir şekilde bu karşılığı verdi. Söyledikleri Subaru’ya yönelik çıkarımlar ve asılsız suçlamalardan ibaret olsa da inkar edilebilecek bir dayanakları yoktu. Ve en az bunun kadar önemli bir diğer şey de Subaru’nun ― Yo, 『Benim』, bu meseleyi reddetmek istememdi.
Subaru:「――hk」
Bir geçmişe dönüş, bembeyaz anılar… O anılar Natsuki Subaru’ya ait değildi,『Ölü Kitabında』görülen anıların ufak bir kesitiydi. Yani『Benim』『Bendeniz』olduğum zamana ait anılardı.
―Eğitim. 『Bana』yaptıkları şeye verdikleri isim buydu.
İçime pek çok kez dehşet kazınmış olsa da başıma gelen en korkunç şey, bedenimin sayılamayacak çoklukta『Kurbağaya』dönüştürülüşüydü.
Bilincim, yalnızca tek bir bedende var olmasına rağmen sonsuz parçaya ayrılmış halde gönlünce daldan dala atlıyor, canı nereye isterse oraya koşturuyordu.
Orijinal benliğime geri dönemeyecek olma düşüncesiyle dehşete düşerken『Orijinal benliğimi』çoktan unutmuş olduğumu fark etmiştim. Canlı bir varlık olarak varoluş sebebim böylesine paramparça edilirken ben, normale döndüğüm anda kalbimin en derinlerinden『Anneye』minnettar olmuştum.
Ve aynı zamanda, ona hangi şartlar altında olursa olsun asla karşı çıkmamam gerektiği fikri ruhuma kazınmıştı.
Subaru:「――hk 」
Bu dehşeti doğrudan, neredeyse bizzat yaşamışçasına hisseden Subaru’nun gözleri kararıyordu. Kişinin görünüşü, kimliği ve benlik hissiyle doğrudan bağlantılı bir şeydi. Ve onu bir anlık hevesle kurcalayıp değiştirme işi yalnızca küfür olarak tanımlanabilir, bundan daha mide bulandırıcı bir eylem olamazdı ―
Emilia:「Bu kadarı çok fazla, sana hiç yakışmıyor Ram! Böyle şeyler söylüyor, beni susturmaya çalışıyorsun!」
Ram:「Peki ortada hiçbir şey yok diyebilir miyiz gerçekten? Arkamızdaki adam daha önce…」
Emilia ve Ram bu şekilde tartışmayı sürdürürken Subaru bir başına ıstırap içerisinde boğuluyor, midesinin çalkalandığını hissediyordu. Bununla birlikte Ram’ın iddiasının bir “probatio diabolica” olduğu açığa çıkmıştı. Yani bir kanıtın varlığıyla doğruluğu ispatlanabilirken yokluğuyla yalanlanamayacak bir iddiaydı.
Bu Natsuki Subaru, onların istediği 『Natsuki Subaru』değildi. Şekil değiştirme gücü gibi bir şeylerin bu teoriyi açıklamaya yardımı dokunuyordu. Olayı basitleştiriyordu― ve aynı zamanda şu anki Subaru için her zerresiyle katlanılmaz bir durumdu. Tüm bu düşmanlığın içerisinde olma hissiyatı kaldıramayacağı kadar ağırdı ve Subaru, acı içerisinde kıvranıyordu.
Ram:「Ağzındaki baklayı çıkartmasını sağlamak zorundayım, hem de hemen! Bunu yapmalıyım ki Meili’nin ve gerçek Barusu’nun nerede olduğunu öğrenebileyim.」
Subaru:「―ah?」
Ram’dan gelen bu şikayet, sürpriz bir saldırı etkisiyle Subaru’nun bilincinde bardağı taşıran son damla etkisi yarattı. Durduk yere çıkagelen, gerçekten beklenmedik bir yorum olmuştu.
Subaru:「――――」
Kafasını kaldıran Subaru’nun bakışları, atışmalarına devam eden Emilia ve Ram ikilisi arasında gidip geldi. Arkası dönük olduğu için Emilia’nın taşıdığı hisleri çözemiyordu; bununla birlikte Ram’ın suratı bariz şekilde görünürdü. Öfkeyle yanıp tutuşan gözlerinde, Subaru’yu burada tuzağa düşürürken kullandığı numaralardan eser kalmamıştı. Yani hiç değilse az önceki sözlerinde samimi olmalıydı.
Başka bir deyişle, Ram ve diğerleri Meili’nin cesedini bulmamıştı. Ram yalnızca Subaru’yu tam da burada pusuya düşürmeye hazır halde beklemiş ve Subaru da onu gerçekten『Natsuki Subaru』olduğuna ikna edemeyecek kadar şüpheli davranışlar sergilemişti. Hepsi buydu. Kafası karışık Ram’ın sorgulamalarının kaynağını anlayabiliyordu. Ama aynı zamanda anlayamıyordu da.
Peki Meili’nin cesedini taşıyan Ram veya Emilia değilse kimdi? Bu ne Subaru’nun ne de Ram ile diğerlerinin işiyse karşısındaki ikili farklı bir amaçla hareket ediyor demekti―
Emilia:「Gerçek veya sahte, hangisi olursa olsun bu şekilde karar veremezsin! Yani, şu anda burada olan Subaru…」
Subaru:「―Ben… hafızamı kaybettim!!」
Ram:「Ha…?」
#Meili’nin cesedini Ram ve Emilia bulmamış, bu da demek oluyor ki cesedi oradan taşıyan başka biriymiş. Kuledekileri düşününce de bunu yapsa yapsa Shaula yaparmış gibi duruyor. Ayrıca cesedin yokluğu Subaru’yu suçlayacak bir dayanakları da olmadığını gösteriyor. Yani son anda hafızamı kaybettim deyişiyle ‘farklı’ davranmasını bir sebebe bağlayıp paçayı kurtarabilir. Bakalım kızların hafıza kaybına tepkisi ne olacak, Subaru gibi olmayan Subaru gerçekten kurtulabilecek mi ve Meili meselesi nasıl çözüme kavuşacak… Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..