Subaru patlamıştı. Bir süre önce Echidna ve Beatrice’in yanında kendisini bir duygu patlamasının kontrolüne bırakmış ve şimdi bir kez daha burada bağırmaya başlamıştı.
Emilia:「――――」
Onun alaylarıyla karşı karşıya kalan Emilia’nın ametist gözleri irileşiyordu. Subaru’ysa bakışlarını ondan hiç ayırmadan hızla gözlerini kırpıştırıyor, içlerinde biriken sıcak yaşları temizliyor, kötücül ses tonunu korumaya çalışan daha da pis bir sesle bağırmayı sürdürüyordu.
Subaru: 「Bir başkasının hatırına canını ortaya koymak! Bir başkasının hatırına doğruca harekete geçmek! Bir başkasının hatırına kaçıp hayatta kalmak! Bir başkasının hatırına canını riske atıp bir şeyler başarmak! Böyle bir şey olabilir mi!? Ben böyle bir şey yapabilir miyim!?」
Emilia’nın tüm hatıralarını dinlemiş ve hiçbirini hatırlamadığı cevabını vermişti. Yok olmadan önce Beatrice’in sorusunu yanıtlayamamış ve kalbinde hala o pişmanlığı taşıyarak Emilia’nın hatıralarından bahsedişini kibarca, neredeyse ikna edici bir şekilde dinlemişti.
Julius ona güvenmiş, Beatrice ona inanmış, Echidna onu bağışlamış, Emilia ona bel bağlamıştı. Hepsi de『Natsuki Subaru』içindi. O bu paralel dünyaya ışınlanırken gerçek benliği―
Subaru:「―Bu konuda şaka yapma! Öyle biri Natsuki Subaru olamaz!」
Herhangi birinin arzularının gerçekleşmesi için Natsuki Subaru’ya güvenmesi mümkün değildi.
Subaru:「Her şeyi gayet iyi biliyorum! Natsuki Subaru’nun ne kadar acınası, mide bulandırıcı, umutsuz ve berbat bir piç olduğunu iyi biliyorum!」
Herhangi birinin Natsuki Subaru’ya tüm kalbiyle inanması mümkün değildi.
Subaru:「Aslında kimi arıyordunuz!? Neden bahsediyordunuz!? Ortada böyle biri yok! Hepsi düpedüz yalan! O herifin gösterdiği şeyler, o herifin söylediği şeyler, hepsihepsi! Yalnızca ağzından dökülen rastgele şeylerdi! Ona inanmanın hiçbir değeri yoktu!」
Herhangi birinin o günah için Natsuki Subaru’yu bağışlaması mümkün değildi.
Subaru:「 Natsuki Subaru’nun bu kadar değerli olduğunu mu sanıyorsunuz!? Natsuki Subaru vebanın ta kendisi! İşe yaramaz, rezil bir piç! Ben bunu herkesten daha iyi biliyorum!!」
Herhangi birinin Natsuki Subaru’ya bel bağlaması mümkün değildi.
Subaru: 「――――」
Değeri yoktu. Ne değeri vardı ne de arzulanacak herhangi bir yanı. Natsuki Subaru vebanın kişiliğe bürünmüş haliydi. Bir başkasıylayken bile her şey yara, kayıp ve ölümlerden ibaret oluyordu. İşte bu yüzden, artık bu işe bir son verilmeliydi.
Emilia ve geri kalanların artık bu herif yüzünden acı çekmemesi gerekliydi.
Subaru:「…Kendim olmak zorunda… değilim.」
Bir başına dikilen Subaru, yüksek sesle bu kelimeleri mırıldandı. Kendisi olmak zorunda değildi ― Yo, Natsuki Subaru olmasaydı çok daha iyiydi. Neden hiçbir şey yapamayan bir adama bir şeyler emanet etmişlerdi ki? Neden ona inanmışlardı ki? Neden onu bağışlamışlardı ki? Neden onu affetmişlerdi ki? Neden ona bel bağlamışlardı ki? İşleri daha iyi idare edebilecekleri başka yollar olmalıydı. İşleri daha iyi idare etmelerine yardımcı olacak başka birileri olmalıydı.
O kişi herkesin arzuladığı『Natsuki Subaru』olsa bile o artık ortalarda yoktu. 『Natsuki Subaru』, onun başından beri sahip olamadığı bir numaraydı. Bir hiçlikti.
Subaru:「Benim gibi birini, önemsemeyin ve bir kenara atın gitsin. Benden daha zeki, daha güçlü biri çıkacaktır. Ben…」
Hiçbir şey yapamadığını söylemişti. Natsuki Subaru’yu yere seren tam da bu katıksız çaresizlik duygusu olmuştu.
Herkesin bir payı vardı. Herkesin kendince bir kişiliği vardı. Subaru, herkes bunu anlasın istiyordu. O, Emilia ve diğerlerinin yanında yürümeye layık değildi. Onları yanında istemeye layık değildi. Ne güçlü ne de zekiydi. Yanlarında Subaru gibi birini istemelerine gerek yoktu. İşte bu yüzden Subaru―
Emilia:「―Benim adım Emilia. Yalnızca Emilia.」
Subaru:「―Ha?」
Katıksız çaresizlik duygusunu dışa vuran, kalbi boşluğa doğru dönüp giderken saçıp kurtulmak istediği şeylerin hükmünde olan Subaru’nun kulaklarında sürpriz bir saldırı misali, çanları andıran bir ses çınladı.
Subaru: 「――――」
O kelimelerin anlamını çözememişti. ―Yo, anlamını değil. Emilia’nın onları söyleme niyetini çözememişti. Subaru, hemen önünde durarak kendisini Emilia şeklinde tanıtan insana bakıyordu. Bir elini dolgun göğüslerinin üzerine yerleştirmişti. Onun ışıltılı gözlerinde kendi yansımasını gören Subaru’nun nefesi kesiliyordu. Emilia’ysa oracıkta konuşmaya devam ediyordu.
Emilia:「Sana söylemem ve sormam gereken bir sürü şey var. Bir sürü bir sürü bir sürü şey. Ama şu anda duymam gereken tek bir şey var.」
Subaru:「――――」
Emilia:「Julius, Beatrice ve Echidna. Ve şimdi de ben. Seni elinden tutup çekiştirerek… seninle birlikte kaçarak… Seni ne pahasına olursa olsun bir şekilde korumak istedim… Ölmeni istemedim… İşte bu yüzden…」
Diyen Emilia, duygu dolu bir şekilde düşüncelere dalarak gözlerini kapattı. Ve birkaç saniye sonra da konuşmayı kesti. Subaru, onun göğsünde çeşitli duyguların belirip kaybolduğunu görebiliyordu. Buna yanında olmayan yoldaşları için duyduğu gerginlik de dahildi. Kiraz çiçeği dudakları zihninde taze olan o duygularla titreyerek,
Emilia:「Sen kimsin ki bizim hakkımızda böyle düşünmeme neden oluyorsun?」
Subaru:「――――」
Emilia: 「Lütfen. ―İsmini duymama izin ver.」
Emilia’nın sorusu üzerine Subaru’nun kalbi en derinlerinden sarsıldı. Niyeti ne gözlerinin önündeki Natsuki Subaru’yu inkar etmek ne de eski Subaru’yu geri kazanmaktı.
―Natsuki Subaru’yu doğrulamıştı.
Subaru:「――――」
Karşımızdaki kişi bir sahtekar, bize gerçek Natsuki Subaru’yu geri ver gibi şeyler söylese, bu tarz bir tavır takınsaydı katlanmak daha kolay olurdu. Tabii bunun tek sebebi, Subaru’nun kendisi için arzuladığı şeyin ta kendisi olmasıydı.
Hala gözlerinin önünde duran bu gerçek haline sahtekar diyen, Natsuki Subaru’yu geri vermelerini isteyen, ona bunları söyleyen, ondan bunları dileyen, ona bu şekilde işkence eden taraflarını, o hallerini yeğliyordu.
Ama Emilia― Yo, yalnızca o da değil. Şu ana kadar Natsuki Subaru’yla konuşan herkes, aynı şeyi istemişti.
Hem de güçlü ya da zayıf olduğuna bakmaksızın. İşte bu yüzden onu bu denli utanç verici bir şekilde görmelerine izin vermiş ve kendisini her şeyi unutmaktan alıkoyamamış ama hiçbir şey değişmemişti. Hala sözleriyle, tavırlarıyla, hayatlarıyla, Natsuki Subaru’ya olan ihtiyaçlarını belli ediyorlardı―
Subaru: 「…Neden?」
Emilia: 「――――」
Subaru: 「Sen neden buradasın, Natsuki Subaru? O herif ne yapabiliyor? Ondan ne bekliyorsunuz…?」
Anlamıyordu. Tüm bu… tüm bu boğucu çaresizliğin içerisinde, umut vadetmeyen sayısal dezavantaj halinde Natsuki Subaru burada olsa ne değişirdi? Bu şekilde durum iyiye gider miydi? Bu işin üstesinden gelebilirler miydi?
Subaru:「Güçsüz, aptal, acınası, omurgasız bir herif… onda ne görüyorsunuz ki?」
Emilia:「―Belki de söylediğin gibidir.」
Diyen Emilia, kendisine bu şekilde yakaran Subaru karşısında bakışlarını yere indirdi ve söylediklerini inkar etmeksizin kafasını salladı. Uzun kirpiklerle çevrili gözleri ve gümüşi çanları delice anımsatan sesi Subaru’nun kalbini gıcıklıyordu; Emilia’yla ilgili her şey, Natsuki Subaru’yu bu dünyaya bağlayan bir çiviymiş gibi görünüyordu.
Emilia:「Subaru’dan güçlü çok fazla kişi var, ondan zeki bir sürü kişi olduğu da kesin. Ama ben her daim Subaru’yla olmayı yeğlerim. Onun başarabileceğine inanır, ona güvenirim. Ve de…」
Subaru:「――――」
Emilia:「İnsanlar bana her halükarda yardım edecekse, bunu elinden geldiği için yapanlardan ziyade orada olduğu için yardım eden birinin ― hoşlandığım birinin yapması beni çok daha fazla mutlu eder.」
İşte Emilia, gülümsemeyi sürdürerek böyle söyledi. Gülümseyerek ve yanakları hafifçe kızararak böyle söyledi.
Subaru:「――――」
Subaru, tuttuğu nefesi bıraktı. Emilia’nın sözlerini işittiği saniyede bedenindeki zaman akışının durduğu kesindi. Kalbinin en derinleri güm güm, güm güm diye çarpıyordu. Ve aynı zamanda çalkalanan duygularının arasında bir yenisi yükseliyordu; o da『Natsuki Subaru’ya』yönelik bir küçümsemeydi.
Subaru:「―Hah」
Demek öyle, 『Natsuki Subaru』. Bu güzel kıza aşık oldun, ha? Muhtemelen seni fazlasıyla aşan birine. Muhtemelen senden yüzünü kaçıracak gencecik bir kadına?
Yakışıklı mı yakışıklı bir şövalye, akıllı mı akıllı bir kadın, tatlı mı tatlı bir kız. Ve son olarak gözlerinin önündeki güzel mi güzel kız.
Sana güveniyorlar, sana inanıyorlar, seni bağışlıyorlar, senin burada olmanı istiyorlar. Senden bir kurtarıcı olmanı istemiyorlar, hatta bir kurtarıcı olmanı beklemiyorlar, yalnızca, o sarsılan duvarlar aşılabilecekse bunu başarabilecek birinden ziyade seninle yapmayı diliyorlar.
Emilia:「―Benim adım Emilia. Yalnızca Emilia.」
Emilia, sessizleşen Subaru’ya bir kez daha ismini söyledi. Ve ametist gözlerini ona çevirdi. Burnunun dibindeki gözler, Subaru’nun koyu kahve gözlerini delip geçiyordu. Ve sonra da,
Emilia:「―Lütfen. İsmini duymama izin ver.」
Subaru: 「Ben…」
Bir kez daha Emilia’nın sorusunu işiten Subaru, kelimelerini şekillendirmekte tereddüt ediyordu.
Defalarca ama defalarca inkar etmişti. Bunu yapamazdı. Bunu yapamazdı. Bunu yapamazdı. Ardı ardına inkar etmişti. Yani bunun işine gelen bir kelime oyunundan fazlası olmadığı kesindi.
―Güvenilmiş, inanılmış, affedilmiş, bel bağlanmıştı.
Çölün ortasındaki bu kulede, Emilia ve diğerleri tarafından bu şekilde davranılmaya layıksa.
Çölün ortasındaki bu kulede, Emilia ve diğerlerini kurtarabilecek biri varsa.
O kişi『Natsuki Subaru’ysa』ve o『Natsuki Subaru』da ortalarda yoksa…
Subaru:「―Benim adım… Natsuki Subaru.」
Emilia:「――――」
Subaru:「Julius’un güvendiği, Beatrice’in inandığı, Echidna’nın bağışladığı, Emilia’nın… senin bel bağladığın kişi. Eğer o adamın adı Natsuki Subaru’ysa…」
Siyah saçlı oğlan, koyu kahve gözleriyle ışıltılı gümüş saçlı kızın ametist gözlerine bakarak sorusunu yanıtladı. Kiraz çiçeği dudaklarından titreye titreye dökülen soruyu, kana bulanmış dudaklarıyla yanıtladı.
Subaru:「BEN NATSUKİ SUBARU’YUM.」
An itibarıyla güçsüzdü, çelimsizdi, zihni ve bedeni çaresizlikle boğuşuyordu ama yine de böyle söylemişti. Emilia için, Emilia ve geri kalan herkes için, senin için, sen ve geri kalan herkes için, onların güvenliği için, huzur ve sessizlik için, arzuları ve istekleri için.
Emilia:「――――」
Subaru kuvvetlice böyle söyledi. İçten içe 『Natsuki Subaru’ya』duyduğu güvensizliğin parçalarını tam anlamıyla silip atabilmiş değildi. Şimdi bile『kendisinin』ölümü zihninden ayrılmamıştı―Yo, kendisinin değil, Meili’nin ölümü. O uğursuz herifin yüzü ve sesi. Belki de silindiği zaman geri dönmezdi.
Ama sorun yoktu. Bu haliyle de sorun yoktu. Ben kurtarılmak istemiyordum ki. Her zaman kurtarılmaya tutunup bunu dileyecek değilim ki.
Ben hepinizi kurtarmayı diliyorum. Hepinize yardım etmek istiyorum.
―Ve bu『Natsuki Subaru』tarafından yapılacaksa, bunu yapacağım.
Aynı noktadan başlayıp aynı hedefe yönelecekti. Kalplerimizdeki yol aynı olduğu sürece… Senden hoşlanmasam bile şikayet etmeyeceğim.
『Natsuki Subaru’nun』Emilia ve diğerlerini kurtarmasına izin vereceğim.
Subaru:「Teşekkür ederim, Emilia. ―Kendime inanmamı sağladın.」
Emilia:「…Subaru, ben―」
Subaru’nun yanıtıyla birlikte Emilia’nın ametist gözlerinde dalgalanmalar belirdi. Dudakları titreyen kız, kendisini bu şekilde adlandıran Subaru karşısında birkaç sözcüğü bir şekilde bir araya getirmeye başladı. Ve hemen sonrasında,
Subaru:「―hk」
O ana dek konuşmaları hiçbir şey tarafından bölünmemişken, huzurunu koruyan ortam ansızın çatırdadı.
Subaru:「―Emilia!」
Üzerinde sohbet etmekte oldukları koridorun yakınları, bir gölge tarafından ansızın parçalanarak un ufak edildi. Koridor şeklini yitirirken Emilia da dengesini, ayak basacağı yeri yitirdi. Onunla karşı karşıya olan Subaru’ysa ayaklarının üzerinde zar zor durarak büyük bir kuvvetle zemini tekmeledi.
O saniyede kule de şeklini yitirdi, parçalandı ve yıprandı. Kum kokusuna bulanmış taş öbekleriyle birlikte son buluyordu. Subaru, düşmeye başlamış olan Emilia’ya doğru atıldı. Mesafeyi kapattı, hala yukarıda uçuşmakta olan gümüş saçlarına yetişti ve nihayet ince bedenini kollarıyla sarmaladı.
Emilia:「Subaru… tch」
Subaru o narin, yumuşak, ılık bedeni sararken Emilia, heyecan içerisinde Subaru’ya seslendi. Belki de sarmalanan kişi olarak pozisyonunu değiştirmeye çalışıyordu. İşte bu gayretin sonucunda yardım eden ve yardım edilen taraflar tersine döndü. Emilia da geri kalanlar da gerçekten birer deliydi. Ama ne yazık ki Emilia’nın çabaları bu senaryoda tamamen nafileydi.
Subaru, Emilia doğrudan yere düşecek olursa yaşanacakları gözünde canlandırmak istemiyordu. Subaru ve Emilia’yı karşılayan ne kulenin sert zemini olacaktı ne de dışarıdaki genişleyen kum tepeleri. Onları karşılayan şey, bu kuleyi kuşatarak her şeyin sonunu getiren zifiri karanlık gölgeler olacaktı.
Yani birbirlerini bu şekilde kucaklayarak gölgeler tarafından yutulup sonlanacaklardı.
―Yo, tam aksine.
Elbette ki bu, başlangıçları olacaktı. Bir kez daha, yeniden, tam da burada sıfırdan başlayacaklardı.
İşte Subaru, bu nedenle bir söz verecekti. Tam da burada, bu dünyada, bu mekanda, Emilia’ya içtenlikle bir şeyler söyleyecekti.
Onları kurtarmak için, onları kurtarma isteğiyle. Hadi her şeyi elimize alarak, sondan başlayalım. Gevezelik vakti sona erdi.
Bir lanet gibi kara sevdaya tutulmak hoş bir şeydir, değil mi? Daima bunu istemişimdir.
Natsuki Subaru’nun sevilmek için gerekli şeye sahip olup olmadığını bilmiyordu. Ama madem ki Emilia tarafından, Emilia ve geri kalan herkes tarafından sevilmesi için gereken her şey buradaydı…
Öyleyse onlar unutsa bile, onlar… onlar bana söyledikleri sözleri hatırlamasalar bile, sona eren bu dünyada, bu dünyada her şey yeniden başlayacak.
Onlar unutsa bile, onlar… her birine söylediğim sözleri hatırlamasalar bile, sona eren bu dünyada, bu dünyada her şey yeniden başlayacak.
Ben hatırlayacağım. Ben her şeyi hatırlayacağım. Çünkü şu anda bile, onlara tutunmam gerekirken, onları unutmayacağım.
Subaru:「Siz unutsanız bile ―Ben hiçbirinizi unutmayacağım.」
―Daima hatırla, Natsuki Subaru.
Gölge giderek yaklaşıyor, karanlığı Emilia ve Subaru’yu kuşatıyordu. İşte bu şekilde Emilia… ve Natsuki Subaru, gölgenin derinliklerine doğru battıkça batıyordu.
Ruh başka vücuda geçiyor, her şey dağılıyor, her şey sıfırlanıyor, beklendiği üzere son geliyordu. Ve her şeyin sıfır olduğu yerde savaş başlıyordu.
― Natsuki Subaru’yu öldürme ve『Natsuki Subaru’yu』geri getirme savaşı.
#Gecenin 12sinden sonra içimde davullar
çaldırabilen bir bölümdü. Hadi be aslanım, hadi be koçum sen yaparsın diye
bağırasım geldi saçma sapan :D
Şaka maka çok karakterli, psikopat Subaru’yu geride bırakıp yeni döngüye sağlam
kafalı bir Subaru’yla ve sağ salim tüm ekiple başlayacağız gibi görünüyor.
Tabii korkunç bir sürprizle kayıt noktası değişmediyse diyerek korku salayım
birazcık. Hadi bakalım neler olacakmış, okumaya devam!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..