Cilt 6 Bölüm 72 [ ■■・■ ] (1/5)

avatar
2148 28

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 6 Bölüm 72 [ ■■・■ ] (1/5)


Çevirmen : Clumsy



ーーÖngörülemeyen『Ölümün』gelip çatışıyla Natsuki Subaru, bir ■ kırılma sesi işitti.

 

Ancak bu amansız sesin her işitilişinde bir şeyler oluyor diye düşündü.

 

Bu kesinlikle ilerlemenin durmadığı anlamına geliyordu. Bu, yaklaşan geleceğin adım sesleriydi.

 

O adımlar ne kadar ufak olursa olsun, aştığı mesafe ne kadar önemsiz olursa olsun Subaru, kesinlikle yürüyor ve ilerliyordu.

 

???: “ーーSubaru.”

 

“ーーーー”

 

Bilinci uyanmaya yönlendirildiği anda karakteristik bir desen taşıyan mavi gözlerde kendi yansımasını gördü. Gözlerinin önünden endişeyle kendisine bakan kişi, Beatrice’ti.

 

Beatrice’in elleri kibarca yanaklarını okşarken de derin bir nefes aldı.

 

Beatrice’in ağlamaklı yüzünü ardında bırakalı çok olmamıştı.

 

Bu bilinç geçişi pek iyi gerçekleşmemişti. Ayrılık gibi abartılı bir şeyle ilişkilendirilemese de Beatrice kesinlikle daha az önce Subaru’nun gözlerinin önündeydi.

 

Subaru: “……Ah.”

 

Beatrice: “Bilincin yerinde mi, sanırım? Uyanman epey zaman aldı, endişe vericiydi, doğrusu. Kazara hiçbir hatıranı yitirmediğini teyit etmen iyi olur, sanırım. En başta, Betty’nin kim olduğunu, hatırlıyor mus……”

 

Subaru: “Bea, trice……”

 

Beatrice: “ーー Güzelce hatırlıyormuş gibi görünüyorsun, doğrusu. Uslu çocuk, uslu çocuk, sanırım.”

 

Diyen Beatrice, Subaru’nun yanağındaki elini kafasına götürdü. Aynı hızla o ufacık avcuyla kafasını sevdi ve Subaru’nun bilinci ağır ağır gerçekliğe ayak uydurmaya başladı.

 

Subaru: “Deneme, bir ha……”

 

“ーー?”

 

Beatrice, bu fısıltı karşısında kafasını eğdi.

 

Ancak ne o bu sözlerin anlamını biliyordu ne de Subaru’nun bunu açıklamaya niyeti vardı. Ve Beatrice açıklansa bile anlamayabilirdi, Subaru’nun da ona bunu anlatmak gibi bir arzusu yoktu.

 

O iyi biriydi. Beatrice, fazlasıyla iyiydi.

 

İşte Subaru’nun test edişi, bu yüzdendi. Ona gerçeği söyleyecek olursa buna kesinlikle karşı çıkardı. ーーBu, Beatrice’in bilmesine asla müsaade edilmemesi gereken bir şeydi.

 

Beatrice: “Ee, nasıl gitti, doğrusu? Kitabı okuma amacın sonuç verdi mi, sanırım?”

 

Subaru: “ーーŞey, o konuya gelince.”

 

Beatrice’in kitabı hala dizlerinde tutan Subaru’ya sorduğu soru bu oldu.

 

Az önce yaşananların hemen öncesindeーー yani Subaru’nun kendi fiziksel durumunu hiçe saymasının hemen öncesinde, 『Reid Astrea’yı』yakalamanın bir yolunu arıyorlardı ve Subaru, 『Ölü Kitabını』okumak üzereydi.

 

Karmaşık nedenlerden ötürü bu iş durma noktasına gelmişti ve araya bunu epey eski bir mevzu gibi hissettirecek çok sayıda mesele girmiştiーー gerçi bu olsa olsa Subaru için geçerliydi.

 

Yapması gerekenler, gerçekleştirmeye mecbur olduğu şeyler, hepsi belirlenmişti.

 

İşte bu yüzdenーー

 

Subaru: “Beatrice, durum birazcık kafa karıştırıcı olacak. ーーBana, gücünü ödünç vermelisin.”

 

Beatrice: “ーー O kadarı bariz, doğrusu. Betty Subaru’nun partneri, sanırım.”

 

İşte Beatrice, hiçbir açıklama yapmadan işe girişen Subaru’ya bu yanıtı verdi.

 

Onun varlığı, ■ için gerçekten ama gerçekten güven vericiydi.

 

△▼△▼△▼△

 

ーーO etki, taş kulenin koridorlarında özgürce atlayıp zıplıyordu.

 

???: “Haha ~tsu! Hahaha ~tsu! Bu işi beceriyorsunuz, bayağı iyi beceriyorsunuz, gerçekten beceriyorsunuz, belki de beceriyorsunuzdur, beceriyordunuz, becerdiniz, beceriyor olduğunuz için ~tsu! Oburca içmek ~tsu! Oburluk ~tsu!”

 

???: “Oyun oynayacak zaman mı şimdi? Şu esnekliğe bakın.”

 

Koridorun duvar ve tavanını dayanak olarak kullanıp dönüşüm taktiklerini sırasıyla, özgürce sergileyen kişi, 『Oburluk』Günahı Başpiskoposu Ley Batenkaitos’tu.

 

Ve vücudunun düşük fiziksel formu başka bir yerlerde korunurken çevikçe hareket ederek yüksek bir hızla koşturan kişi de Ram’dı.

Minyon bedeni dalgalanıp dans ediyor ve kendisine eşdeğer bir zalimlikle karşılık veren『Oburluğun』bedenine acımasızca darbeler indiriyordu. İşte o anda bunu bekliyormuşçasına aceleyle araya giren kişiーー

 

Emilia: “ーーGümm ve bumm!”

 

İki eliyle iri bir buz çekicini kuşanıp sayı vuruşu yapmayı hedeflercesine savuran Emilia oldu.

 

Buz çekicinin insan gövdesi büyüklüğündeki zarar verici kısmının Emilia’nın tüm gücüyle bir saldırıya dönüşüşüyle de Ley’in sırtına sağlam bir darbe indi. O ufak cüsse, gök gürültüsü misali bir ses eşliğinde sekip bir sakız gibi zıpladı.

 

ーーYo, sıçradığı mesafe fazla uzaktı.

 

Çünkü buz çekicini anında tekmeleyip kendi başına sıçrayarak darbeyi öldürmüştü.

 

Ley: “Ahavahaha~! Bu işi yapıyorsunuz yapıyorsunuz yapıyorsunu~z! Ama ama, işe yaramayacak! Bununla bizi yenemezsiniz!”

 

Emilia: “ーー~hk, çok hızlı!”

 

『Oburluğun』akrobasi dokunuşuyla sergilediği hareketleri gören Emilia’nın tatlı yüzüne hüsrana uğramış bir ifade yerleşti.

 

Bu, geçmişten günümüze, doğudan batıya her türlü üstün sanatın uzmanlarını çiğneyen ve sahip oldukları kabiliyetleri sergileyerek tam anlamıyla “her türden dövüş sanatının temsiline” dönüşen『Oburluk』Günahı Başpiskoposu Ley’in mücadele gücüydüーー ya da belki de karşıt baskısı denilmeliydi. Her an için geçerli olan tekniklerin en üstün, en uygununu sergileyip hatırı sayılır bir farkla üstünlüğü elde ediyordu.

 

Subaru: “『Hatıralar』, çabalar veya idmanlar da tümüyle dahil ediliyorsa……”

 

Epey nefret edilesi olsa da『Oburluğun』 “hadi onları kullanalım” şeklinde bir bilinç taşımasına bile gerek olmayabilirdi. Otoritesi, bedenin halihazırda harekete geçtiğini görüp her türden sahneye uygun şeyleri çıkartıp kullanıyordu.

 

ーーÇalınan『Hatıralara』fiziksel bedenin tecrübeleri bile dahil oluyordu.

 

Subaru’nun taşıdığı kırbacı kullanmayı anımsamıyor olması da bunu kanıtlıyordu. Hatıralarını yitirişi öncesinde ana silahı kırbaçmış gibi görünse de onu tutup savurmanın doğru yolunu hiçbir şekilde hatırlayamıyordu.

 

Her şeyden önce, neden ana silahı olarak kırbaç gibi bir şey seçmişti ki?

 

Kılıç veya mızrak kullanmaktan daha kolay olacağı şeklinde sığ bir düşüncenin sonucu olmalıydı. Aslında buna bir itirazı yoktu amaーー

 

Subaru: “Keşke hafızamı kaybetme ihtimalime karşı bir b planı yapsaymışım……!”

 

Elbette bunun absürt bir talep olduğunun farkındaydı ama yine de lanetler okuyordu. Bu yolla -hiç değilse bir an için- yitirdiği『Hatıralara』duyduğu kadınsı(?!) kıskançlığını unutabiliyordu.

 

Yitirdiği『Hatıralara』=『Natsuki Subaru’ya』 duyduğu kıskançlığı.

 

Beatrice: “Subaru, tekrar soruyorum, doğrusu. Gerçekten iyi misin, sanırım?”

 

Subaru’nun yana dönük yüzüne bakan Beatrice, böyle söyledi.

 

Bedenini destekleyen kişinin sorusuna cevaben omuz silken Subaru’ysa “Hı hı” deyip başını sallayarak,

 

Subaru: “Şu anki mücadele bir uğraş…… ve o uğraş başarısız olursa bizim galibiyet yolumuz……”

 

Beatrice: “ーーAma Subaru’nun buradan götürülmesi konusunda bir muhalefet var, doğrusu.”

 

Subaru: “Ama, buna mecburum. Anlıyorsun, değil mi, Beatrice……”

 

Beatrice: “Buーー”

 

Subaru: “Bana, gücünü ödünç ver. Bunu senden bir kez daha…… talep ediyorum.”

 

Ardı arkası kesilmeyen şoklar arasında titizlikle temkinli kalmaya gayret eden Subaru, Beatrice’e hiç adil olmayan bir konuşma şekliyle şantaj yaptı.

 

Beatrice ise onun bu acımasızca sözleri karşılığında gözlerini kapatarak gergin bir ifadeye büründü.

 

Bana gücünü ödünç ver, 『Taygeta』 Kütüphanesinde yaptıkları sohbetin akışı da bu şekildeydi.

 

Ancak o sohbet Subaru’nun『Cor Leonis’i』aktive edişinden önce gerçekleşmişti ve Beatrice’in o sırada Pleiades Gözcü Kulesindeki durumun bu kadar sarpa sardığından da haberi yoktu.

 

İşte bu yüzden söz konusu şey, Subaru’nun Beatrice’in nezaketinden faydalandığı iğrenç bir taktikti.

 

“ーーーー”

 

Beatrice, çetin bir yüz ifadesiyle Subaru’nun teklifini ölçüp biçiyordu.

 

Subaru’nun fiziksel durumundaki ani kötüleşme ve Ram’ın mücadele gücünün buna eşlik eden toparlanışıーー ikisi arasındaki ilişki barizdi ve Ram, Beatrice, hatta Emilia bile Subaru’nun bu düşüncesizce azminin farkına varmıştı.

 

Ama yine de ona durmasını söyleyemeyeceklerini biliyorlardı.

 

ーーÖn safın zar zor da olsa tutulabilmesinin nedeni, Subaru’nun katlandığı zorluklardı.

 

Kelimelere dökülecek olunursa Subaru kendi işine bakıp『Cor Leonis’i』gevşettiği takdirde ilk yaşanacak olan Ram’ın çöküşü olur, ardından Emilia『Oburluğa』『İsmini』yedirir, iş birlikleri çöker ve mağlup edilirlerdi.

 

Ve『Oburluk』özgür kaldığı takdirde de kuledeki güç dengesi onarılamaz hale gelir, nihayetinde herkes mağlubiyetle hayatını kaybeder ve oyun sona ererdi.

 

Subaru: “……Sonuç olarak benim bu yükü üstlenmem en iyi, en doğru seçenek.”

 

Aceleci davrandığında bile hiçbir zaman gerçek bir faydası dokunamayan Subaru, Ram’ın düşük fiziksel formunu devralarak mücadele gücü konusunda ilerleme kaydedilmesini sağlıyordu. Bu, kulenin fethi için mutlak bir gereklilikti.

 

Doğru söylemek gerekirse, 『Cor Leonis』'in tesiriyle bile çözülmesi kolay olmayan bir dolap söz konusuydu.

 

O da Ram’ın bilinçli veya bilinçsiz, mücadele gücünün bir kısmını kullanmayışıydı.

 

“ーーーー”

 

Ram, anlaşılabilirliğin ötesinde teknikleri ve üstün duyularıyla sağlam bir denge sağlıyordu.

 

Buna rağmen durumun üstesinden gelmek adına daha ileri gitmeme sebebiyse kendi mücadele gücüne koymuş olduğu limitti. ーーBu tereddüdün sebebi de Subaru’nun durumunu dikkatle değerlendiriyor oluşuydu.

 

Ram varıyla yoğuyla hareket ederse Subaru’nun üzerine muazzam bir yük binerdi.

 

Ve Subaru bu yükü kaldıramayabilirdi. İşte bu olasılık, Ram’ın uzuvlarına bir duraksama getiriyordu.

 

Gerçek şu ki Subaru Julius ve Reid’e doğru giderken de benzer bir şey yaşanmıştı.

 

Subaru’nun Ram’la buluşmasına gerek kalmadan da『Cor Leonis』aracılığıyla düşük fiziksel formunu devralabileceği açığa çıkmıştıーー bununla birlikte Ram, kendi elverişli durumuyla Subaru’nun düştüğü durum arasındaki bağlantıyı bilmediği senaryoda gücünü sakınmamıştı.

 

Sonucunda hiçbir pişmanlık duymaksızın yaşadığı geri tepişler yalnızca Subaru’yu kasıp kavurmuş ve karşılıklı bir zarara yol açmıştı.

 

Bu, aynı zamanda Ram’ın rakipsizlik döneminin de sonu ve karşılıklı hasarın en kötü türü demekti.

 

Oksijen eksikliği çekerken tüm gücünüzle depar atmaya devam etmeniz mümkün olmazdı. Hepsi buydu.

 

Dolayısıyla Ram’ın, 『Cor Leonis』aracılığıyla mücadele gücünün düzene koyulması esnasında kabiliyetlerini bütünüyle sergilememe kararı doğruydu. En iyisi dengeli olmaktı.

 

Bununla birlikte Ram’ın mücadele gücündeki bu gelişme, 『Oburluk』tarafından yağmalamış olduğu sınırsız savaş sanatı aracılığıyla takip ediliyor ve rakibi ona ayak uyduruyordu. Emilia onu zorlayamadıkları kısımları telafi etse de『Oburluk』uzaklaştırılamıyor, olağanüstü bir hayatta kalma kabiliyetiyle yemeye devam ediyordu.

 

İşte bu yüzden, bu doğrultudaーー

 

Beatrice: “ーーMinya!!”

 

Tüm koridoru kaplayacak çoklukta menekşe rengi kristal maddeleşerek tek bir hareketle ateşlendi.

 

Küçük kolunu aşağı doğru savuran Beatrice’in büyüsü doğrultusunda hareket eden, gölge büyüsü denilen konsantre büyü saldırısı, muazzam bir şevkle sırtını o yöne dönmüş olan Ley’in üzerine çullandı.

 

Hemen sonrasındaysa menekşe rengi ışıkların taşkın dansı koridoru etkisi altına alan cam kırılma sesleri eşliğinde minyon bedeni yuttu.

 

“ーーーー”

 

Dalgalanan, dans eden ve düşen menekşe tanecikler arasında saldırının menzilinden çıkanlar Emilia ve Ram ikilisiydi. Ani bir muhakemeyle darbeden hızla kaçınıp sakınarak sergiledikleri fiziksel kabiliyet, beklenildiği gibiydi.

 

Diğer taraftan aynı şartlara maruz kalan ama arkası dönük olduğu için gecikmeli farkına varan Ley’in, Emilia ve Ram’ın yaptığı gibi kolaylıkla kaçınabilmesi mümkün değildi.

 

Vurulan hedefleri kristalize hale getirerek kırılgan, gelip geçici varoluşlara dönüştüren ve un ufak eden korkulası bir büyü söz konusuydu.

 

Minya hafif bir temasla bile hayati bir hasar verebilen bir büyüyken ve böylesine sınırlı bir mesafede pervasızca ateşlenmişken ani değişimler geçiren bir düşmanın bile bu işten yara almaktan sıyrılması çok zor olurdu.

 

Lakin menekşe rengi okların yarattığı ışık dansı sona erdiğinde, muazzam bir hasar almış olması gereken『Oburluğun』bedeniーー orada değildi.

 

#Geçen sefer Julius’la Reid-Oburluk cephesine giden Subaru bu sefer de Emilia-Ram ile diğer Oburluk cephesine gitmiş. Tabii ki Beatrice her daim yancısı. Ancak Beatrice Reid’e karşı başarılı olamadığı gibi buradaki Oburluğa karşı da başarılı olamayacakmış gibi görünüyor. Büyü ortadan kalktığında bedeni orada değildi diyorlarsa kesin bir şekilde sıvışmıştır lanet olasıca. Şu Oburluklara hiç tahammülüm kalmadı valla, bir an önce çözebilsek keşke şu sorunları.
Bu arada bölümü beşe böldüğüm için içten içe kızmazsanız sevinirim arkadaşlar çünkü bütünü inanılmaz uzundu. Böldüğüm parçalar her zamanki gibi İngilizce haliyle 2bin küsür kelime, yani değişen bir şey yok aslında. Geçenlerde arc6nın sonuna kadarki tüm bölümleri kopyalayıp kaydettim, o sırada gördüğüm kadarıyla bayağı uzun ve olaylı bölümler bizi bekliyor. İçeriklerine de azıcık göz atmadan geçemedim, abooo neler olacak neler deyip pisliğimi yaparak susuyorum. Hadi bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44260 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr