Cilt 6 Bölüm 72 [ ■■・■ ] (3/5)

avatar
2361 24

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 6 Bölüm 72 [ ■■・■ ] (3/5)


Çevirmen : Clumsy



Kum Solucanının rotasını değiştirip Gözcü Kulesinin etrafının kullanılabilir olup olmadığını teyit etme teşebbüsleri bir duraksama yaşamıştı.

 

Çünkü üzerlerinden yaklaşan bir hale, Kum Solucanının kalın gövdesini parçalamıştı.

 

“ーーーーHaahraaaan.”

 

Yaklaşık on metre genişliğindeki beli böylece havaya uçarken tiz bir çığlık atan Kum Solucanının ağzından ölüm feryadı yükseldi.

 

Cadı Yaratığının giderek gücünü yitiren kükreyişi bir ulumayı andırırken buna yakın mesafeden maruz kalan Subaru, kulak zarlarındaki şiddetli ihlalle görüşünün beyaza büründüğünü hissetti.

 

Bunu deneyimleyen ve mavimsi mor vücut sıvıları yayılan Cadı Yaratığının bedeninin önden ve arkadan bin parçaya ayrılmasına mani olamayan Subaru ve Meili’nin bedenleriyse aşağı fırladı.

 

Subaru: “ーーAh.”

 

Meili: “Ghーー ~hk!”

 

Ansızın elini uzatan Subaru, Meili’nin minyon bedenini kollarının arasına aldı.

 

Omzunu okşayıp ona seslenmeye çalışmak bunun yan ürünüyken bedenini refleks olarak öne eğen Subaru, Meili’nin düşmekte olan bedenini yakalayabilmişti.

 

Fakat bu, kesin bir çözüm değildi. Kum Solucanının iri cüssesi taklalar atıyor ve yalnızca Meili değil, Subaru da fırlatılıyordu.

 

Yani Meili’yi kendine çekecek olsa bile neticede kumların üzerine, Cadı Yaratıklarıyla çevrili bir alana düşeceklerdi.

 

Bu yaşanınca da kendilerini toparlamaya çalıştıkları sırada Cadı Yaratıklarına yem olacaklardı.

 

Hepsinden öteーー

 

Subaru: “ーーShaula.”

 

Kuyruk iğnesi Subaru ve geri kalanlara bakar halde kulenin dış duvarına tutunan devasa akrepーー Shaula, alacakaranlığa karışmış iri cüssesiyle belirdiği yerde zar zor seçiliyordu.

 

Vakitleri tükenmişti.

 

Kulenin içerisindeki biri, kuralları ihlal etmişti. Buna bağlı olarak Shaula benliğini yitirip devasa akrep formuna dönüşmüş ve tam da kendisi hakkında verdiği raporda olduğu üzere Subaru’yu hedefleyerek saldırısını başlatmıştı.

 

O tek bomba Kum Solucanının gövdesini dağıtmıştı ve havadaki Subaru’yla Meiliーー

 

Meili: “Onii-sa…… ~hk.”

 

Kollarının arasında duran ve çığlık misali bir ses çıkartan Meili’ye sarılan Subaru, gözlerinin devasa akreptenーー yo, Shaula’dan ayrılmasına izin vermedi. Kırmızı bileşik gözleri gecenin varlığında belirgin bir ışıltı yayıyor, herhangi bir hareket tarzından yoksun görüş alanındaki hedefinin Subaru olduğu açıkça anlaşılıyordu.

 

Kuyruk iğnesinde ışıkların toplanışıylaysa bir kez daha bir hale ateşlendi.

 

O iğneyi yedikleri takdirde saniyesinde buharlaşırlardı. Kendilerine temas etmesine izin vermemeleri gerekiyordu.

 

Subaru, ■’ini ne kadar aşındırabileceğinden bağımsız olarak Shaula tarafından öldürülmekten kaçınmak istiyordu. Bu düşünceden uzaklaştığı sürece zalimin teki olacağı kesindi.

 

Bununla birlikte, havada oldukları sırada kendilerini savunmalarının bir yolu vardı.

 

“ーーーーHaahraan.”

 

Halenin ateşlendiği saniyede ıstırap içerisinde kıvranan Kum Solucanı, kendini ateş hattına attı. Subaru, bu yalnızca yaratığın içgüdüsel bir hareketi miydi yoksa Meili tarafından bir şekilde etkilenmiş miydi bilemiyordu.

 

Öyle ya da böyle Shaula’nın Subaru’yu buharlaştırmış olması gereken o tek darbesinden o an için kaçınmışlardı.

 

Veーー

 

Subaru: “Gah, uuğh.”

 

Bu sırada Subaru ve Meili, hararetli bir şekilde kumların üzerine devrildi.

 

Subaru’nun kollarıyla sımsıkı sarmalamış olduğu Meili, güvende olabilirdi. Fakat Subaru, güvende değildi. Kendisini savunamamış, kafası geniş kumların içerisine saplanmıştı.

 

Boğuk bir ses yankılanmış ve darbe almasından kaçınılması gereken eklemleri kırılmıştı.

 

İşte o saniyede görüşü tamamen siyaha bulandı.

 

Parçalanmasından kaçınılması gereken sinirleri bin parçaya bölünmüştü.

 

Yalnızca gözle görünür şeyler değil, sesler, hisler, her ama her şey uzaklaşıyordu.

 

Yalnızca burnu canlılığını koruyordu. Şaşırtıcıydı. Normal şartlarda işe yarar bir şey yapması dahi beklenmeyen burnu çalışıyordu. Her nedense, son ana ulaşana dek, koku alabiliyordu.

 

Tatlı bir, koku.

 

Kollarının arasındaki o tatlı koku, son ana dek, varlığını koruyordu.

 

Belki de hala hayatta kalan, o kokーー

 

△▼△▼△▼△

 

■ Deneme 7.

・ Kulenin dışına kaçmak, Cadı Yaratıklarını çekmek konusunda etkili.

・ Cadı Yaratıklarının hedefi Subaru. Gölge ve devasa akrep için de aynısı geçerli olabilir.

・ ーーYalnızca Natsuki Subaru’yla, Meili’yi korumak mümkün değil.

 

△▼△▼△▼△

 

Subaru: “Ghuーー”

 

İçerisinde yükselen mide bulantısına direnen Subaru, bir kez daha önüne baktı.

 

Yere sertçe bastırıp bacaklarına muazzam bir güç vererek bir şekilde bedenini hareketsiz tutmayı başarıyordu. Istırabı dinmemişti. Yalnızca onu aldatma konusunda başarılıydı.

 

???: “Hiyah! Hiyayah! Eiyah!”

 

Mide suyunun acılığını dişleri arasında ezen kişi Subaru’ydu, şiddetle iki buz kılıcını savuran kişi de Emilia. Emilia’nın o saldırılarından sakince kaçınan, Subaru’nun bakmaktan usandığı alaylı bir gülümsemeye sahip rakipleriyse Ley Batenkaitos.

 

“ーーーー”

 

Subaru’nun『Ölümden Dönüşteki』başlangıç noktası『Ölü Kitabında』Louis Arneb’le yüzleşmelerinin hemen sonrası olduğu için Emilia ve『Oburluğun』karşılaşması kaçınılmazdı.

 

Subaru’nun『Ölümden Dönüş』yaptığı zaman noktasında Emilia ve『Oburluk』arasındaki mücadele çoktan başlamıştı.

 

Durumları değiştirmenin en basit yolu eşleşmeleri kurcalamaktı. 『Ölümden Dönüşün』hemen ardından『Cor Leonis’i』kullanan Subaru, yoldaşlarının kuledeki pozisyonlarını sezebiliyor, haliyle bu mücadelenin kaçınılmaz olduğunu anlıyordu.

 

Bu nedenle Ley’le çarpışan Emilia ve Ram takımında değişikliğe gidebilecekleri bir durum söz konusu değildi.

 

ーーBununla birlikte kendince yapılabilecek şeyler vardı.

 

Subaru: “ーーJulius!”

 

Julius: “Biliyorum!”

 

Subaru’nun sert seslenişiyle birlikte tek bir gölge harekete geçti.

 

O gölge, elinde şövalye kılıcıyla donmuş koridorda koşturan Julius’tu. Açık mor renkli saçları dondurucu rüzgarda savrulurken alçak bir duruşla cesur, delici bir koşuya başlamıştı.

 

Ley: “Haha ~tsu! İsimsiz şövalye-sama bile savaşta yer alıyor ha~!”

 

Julius: “Maalesef bunun bir tahrik olması gerekiyorduysa bir hayli yetersiz kaldı. Subaru çok daha acı verici noktalara değinerek iğneliyor.”

 

Ley: “Acaba, yoldaş olmanıza rağmen bu da neyin nesi?”

 

Delici hücumu hançeriyle savuştururken Ley ve Julius, yakın mesafede konuşuyordu. Bu konuşmanın ortasında bile kılıçlar çarpışıyor, konuşmaların içeriğine ters düşen özel hareketler değiş tokuş ediliyordu.

 

ーーJulius’un bu noktada onlara eşlik etmesi bir nevi kumardı.

 

Subaru, beş engelin Gözcü Kulesine saldırdığı ilk seferde de Julius’u bu şekilde peşlerine takmıştı. O seferde Emilia『İsmini』yedirmişti ve onun savaş stilini bilemez hale gelen Julius’la aralarındaki iş birliğinin kalitesizliğiyle『Oburluğu』köşeye sıkıştıracak yetenekten yoksun olmuşlardı.

 

Bununla birlikteーー

 

Subaru: “Bu defa hiç kimse Emilia-chan’ı unutmadı. Üstüne üstlük……”

 

Emilia ve Julius’un iş birliği Ley’e adamakıllı karşı koymaya yönelikti. O noktada Subaru’nun görüş alanının üzerinden tavanı tekmeleyerek ani bir alçalış gerçekleştiren gölgeーー yani Ram, sertçe araya girdi.

 

Elbette『Cor Leonis』aracılığıyla Ram’ın mücadele gücünü arttırmak Subaru’nun en büyük göreviydi. Bu sefer de aynı şeyi gerçekleştirmişti ve Ram, olağanüstü bir vücut idaresiyle Ley’in gövdesine yaklaşıyordu.

 

Ve-

 

Ram: “Lütfen, çıkışa yönel artık.”

 

Ley: “Ghu, ehh.”

 

Ram’ın soğuk sözleri ve aynı keskinlikteki avcu, yan taraftan Ley’e saldırdı. Kaburgalarının arasındaki boşluk yoluyla doğrudan iç organlarını etkilemeyi amaçlayan o avuç vuruşu sonrasındaysa Ley’in dudaklarının arasından belirgin, acı dolu bir feryat kaçtı.

 

Aynı hızla eğilen bedene diziyle saldırmaya çalışan Ram engellense de rakibinin saçlarını ensesinden tutarak kafasını yere çarptı. Sonra da topuklarını ardı ardına suratına savurdu.

 

Acımasızca bir kudret ve daimi saldırılar, Ley’i mutlak bir mağlubiyete sürüklemenin tek yolu buydu.

 

Fakat tüm bunlar bile Ley’e hasar verme konusunda yetersiz kalmıştı. Ram’ın suratına savurduğu topuğa bağlı ince bileği yattığı yerden savuran Ley, kana bulanmış şeytani bir çehreyle ona aşağıdan baktı.

 

Ley: “Nee-sama, yaka~landın……”

 

Emilia: “Hiryah!!”

 

Ley: “ーーGah ~tsu!?”

 

Ley şeytani çehresinde bir gülümseme sergilerken bedeni, doğrudan yatay bir açıyla gelen saldırıylaーー Emilia tarafından golf oynarcasına şekillendirilip savrulan buz çekiciyle havaya uçuruldu.

 

Tam da Ram’ın bacağını yakalayarak çarpıklığını sergilemek üzere olduğu esnada gerçekleşmiş iyi bir kurtarıştı. Becerikli bir şekilde yerlerde yuvarlanıp taklalar atan Ley’in karşısındaki Emilia, cesurca kaşlarını kaldırarak göğsünü şişirdi.

 

???: “……Her zamanki gibi merhametsiz, sanırım.”

 

Subaru’nun bedenini sağ yanından destekliyor olan Beatrice, Emilia’nın eylemlerine cevaben hayranlık, hayret ve biraz da gururla fısıldadı.

 

Gerçek şu ki Subaru da aynı hislere sahipti. Emilia tatlı bir yüze sahipti ve gerçekten güvenilir biriydi.

 

Ram: “Emilia-sama, beni kurtardığın için minnettarım.”

 

Emilia: “Mhm, mesele değil. Ram yakalandı, çünkü çok fazla gayret edip koşturuyordu. Julius da öyle, buraya geldiğiniz için teşekkürler.”

 

Julius: “Ne demek, 『Oburluk』benim de derinden bağlantılı olduğum bir rakip. Asıl ben Emilia-sama ve Ram Hanımı tehlikeye maruz bıraktığım için içtenlikle özür dilerim. Aslında sizlere geride durmanızı rica edeceğim bir konumda olmalıydım ancak……”

 

Ram: “Böyle bir rakip karşısında şövalyelik veya centilmenliğe uygun hareket etmeye lüzum olmamalı.”

 

Ram, dirseklerine sarılırken Julius’un sözlerini kesin bir dille sonlandırdı. Bu söylediklerine Julius bile karşı çıkamazdı. Bu gerçeğe yönelik hislerinden utanırmış gibi bir hali vardı.

 

Savaşmanın belli bir tarzı, savaşçıların belli kuralları olurdu.

 

Bununla birlikte bu tarz ve kurallar konusunda fazla takıntılı davranmak büyük kayıplarla sonuçlanırdı. ーーJulius için zor bir noktaydı. Lakin karşılık vermekten başka çaresi yoktu.

 

Hiç değilse düşmanları『Oburluk』Günahı Başpiskoposuyken, yani vahşi bir çeteykenーー

 

Ley: “……A~h, bu işi gerçekten beceriyorsunuz. Rakip bizken bu kadarını yapabilmeniz epey etkileyici.”

 

Bahsi geçen Günah Başpiskoposu böyle söyleyip kafasını sallayarak ayaklandı.

 

Emilia’nın omzuna indirdiği darbenin yankıları hala sürüyor, sağ kolu hala hafifçe aşağı sarkıyordu. Omuz kemikleri çatlamış olabilirdi.

 

Bu doğruysa savaş stillerini 『Hatıralar』aracılığıyla yeniden yapılandırmanın Ley Batenkaitos’un Otoritesi için ölümcül olabileceği söylenebilirdi. Bir savaş stili ne kadar usta işi olursa olsun mükemmel bir şekilde icra edilmedikçe bir anlamı olmazdı.

 

Subaru: “……Yoksa bunun yerine kız kardeşinle birbirinizin yerine geçerek bedenleri ve geri kalan her şeyi değiş tokuş mu edeceksiniz?”

 

Ley: “ーー. Vaa~y, anlıyoruz, demek öyle. Anlaşılan onii-san bizim『Güneş Tutulması』ve『Ay Tutulması』yeteneklerimizin farkında. Bak seen, numaramız çözüldü demek. Ama biliyorsu~n ki…”

 

Bu noktada sözlerine ansızın bir duraksama getiren『Oburluk』, Subaru ve diğerleriyle alay edercesine umursamazca dilini çıkarttı. Subaru bu hareket karşısında kaşlarını çatsa da yanıt, kendisini anında gösterdi.

 

İşte o yanıtーー

 

Ley: “ーーBöylesine dezavantajlı bir durumdayken, sa~vaşmaya devam etmemizin bir anlamı var mı ki?”

 

Subaru: “ーー~hk! Bu kötü oldu!”

 

Subaru, bariz bir mantıkla düşüncelerinin sığlığına lanetler okuyarak bu şekilde bağırdı.

 

Onun bağırışını işiten Emilia ve diğerleri de aynı sonuca varmış gibi görünse de artık çok geçti.

 

Ley: “Baha~hayee.”

 

Ley’in figürü elini hafifçe sallayarak olduğu yerde zıpladı.

 

Ve『Sıçrayıcının』tuhaf yeteneğini kullanarak bedenini koridordan yok etti.

 

Julius: “Etrafı kolaçan edin! Bu defa nerede belirebileceğini bilemeyiz!”

 

Ram: “ーーNafile bir çaba. Onlar kaçmalarına izin verildiğinde kaçarlar. Bir kez olsun yakalanmamaları da bu yüzden olmalı.”

 

Bedenini görünmez kılan kişi『Oburluk』olurken Julius, sürpriz bir saldırı ihtimaline karşı temkinli bir şekilde bağırdı ancak Ram, kafasını sağa sola sallayarak durumu soğukkanlılıkla yorumladı.

 

Subaru da Ram’la aynı fikirdeydi. Tam da Ley’in ayrılmadan önce söylediği gibi, böylesine dezavantajlı bir durumdayken savaşmaya devam etmesi için hiçbir sebep yoktu.

 

Ley Batenkaitos, bir Günah Başpiskoposuydu, savaşçı değil.

 

Son ana dek savaşmaya devam etmek veya zorlu mücadelelerden keyif almak gibi bir niteliğe sahip değildi. Louis’in beyan ettiği üzere onların arzuladığı şey en iyi yaşam, en uygun çözümlerin güzergahıydı.

 

ーーZorlu mücadelelerin veya mağlubiyetin taşıdığı risk, onlar için unutulmuş bir arzu dahi olamazdı.

 

Emilia: “……Yani, bitti mi bile?”

 

#Shaula gelip Meili-Subaru eşleşmesine çomak sokarak bilmem kaçıncı denemeyi hızla sonlandırdı. Sıradaki denemedeyse Ley’le çarpışan cephe bayağı kalabalık çıktı. Eh, başarılı olmaları açısından iyi bir seçimdi ama göz korkutarak Ley’in kaçmasına neden oldular. Pek çok sorunun cevabını barındıran Oburluklardan birini elden kaçırmaksa hiç hoş bir sonuç değil. Bakalım sırada ne varmış, okumaya devam!

 

GÜNCEL NOT: Arkadaşlar merhaba, hiç premium almamış olan ve seriyi hala takip eden kaç kişi var bilemiyorum ama bir bilgilendirme yapmak için bugün düşecek bölüme bir not eklemek istedim. Bölümleri aldığımız İngilizce kaynağın kaliteli çevirilerinde güncele gelmiş bulunuyoruz. O sitenin yeni bölümleri çevirme sıklığıysa oldukça az. Bu nedenle yeni bölümün gelmesi biraz vakit alacak. Bu süreçte başka kaynaklardan bölüm alma imkanım olsa da o kaynaklar makine çeviri yaptığı için bölümler pek kaliteli olmayacak, dolayısıyla mecbur kalmadıkça bu yola başvurmak istemiyorum. Özetle belirsiz bir süre boyunca yeni bölüm yükleyemeyeceğim, yani 48 saatte bir sizlere ücretsiz bölüm de açılamayacak. Maalesef devam etmek için premium almanız veya güncele bölüm gelmesini beklemeniz gerekecek. Bu bilgilendirme sonrası hala buralardaysanız bölümlerin altında edilen o eski sohbetleri özledim, umarım iyisinizdir diyerek susuyorum, tekrar görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44225 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr