Cilt 6 Bölüm 77 [ Karşı Saldırı Sinyali ] (2/2)

avatar
2007 31

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 6 Bölüm 77 [ Karşı Saldırı Sinyali ] (2/2)


Çevirmen : Clumsy



“ーーーー”

 

Tanıdık ve yabancı hissiyatların bir arada var olduğu Otoritenin aktive edilişiyle Subaru’nun zihninde tuhaf ve derin duygular belirdi.

 

Çarpan kalbinin konumuna odaklanarak o merkezde olacak şekilde radarının yakın menzilinde ne var ne yoksa büyüttü. Çevreyi seslerin yankılarına dayanarak algılayan sonara yakın bir sistemdi.

 

Fakat Subaru’nun hissedebildiği şey, yoldaşlarının sıcaklığı ve yanıp sönen ışıklarıydı, dolayısıyla bağlayıcı bir hissiyattı.

 

ーーBununla birlikte her şeye kadir bir güç olmaktan ziyade yalnızca yoldaşlarının varlığını hissetme konusundaki bu uzmanlık, şu an için Subaru’nun en değerli Otoritesiydi.  

 

O yanıp sönen ışıkların konumunu teyit eden Subaru, kafasını kaldırdı.

 

Tıpkı ilk iş olarak aceleyle Emilia’yla buluştuğu gibi şimdi de onun kaçmalarına olanak tanıdığı üyelerle buluşmaya öncelik verecekti.

 

Başka bir deyişleーー

 

Subaru: “ーーİlk önce, tatlı partnerimi geri alacağız!”

 

△▼△▼△▼△

 

ーーSubaru, 『Cor Leonis’ten』aktarılan hissiyatlar aracılığıyla Pleiades Gözcü Kulesinde olup bitenleri büyük ölçüde kavramıştı.

 

Otoritenin etkisiyle anladığı şey -en fazla- yoldaşlarının şahsi koşulları ve Subaru'nun merkezde olduğu belirsiz bir mesafe duygusuydu. Yoldaşlarının görüş alanlarını da paylaşabiliyor ancak durumlarını net olarak kavrayamıyordu.

 

Yine de yaralandıkları takdirde yaralarını üstlenebiliyor, bir geri tepmeye maruz kalırlarsa o geri tepmeyi üzerine alabiliyordu. Subaru’nun『Açgözlülük』Otoritesinin etkileri bu şekildeydi ve çeşitli kullanım yolları düşünülebilirdi.

 

Emilia: “Subaru, sen iyi misin? Yüzün solgun görünüyor……”

 

Subaru: “Mhm, hı hı, iyiyim iyiyim. Şey, birazcık güçlüymüş gibi yapıyorum ama yine de iyiyim. Bu seviyede çalışabilirim.”

 

Koridorda yan yana koştukları esnada Emilia, ağır ağır iç çeken Subaru için endişeleniyordu. Emilia’nın gümüşi çanları andıran sesi ve ametist gözleri Subaru’nun kalbine dokunurken ise Subaru, dürüstlükle düşüncelerini açık etti.

 

Evet, acı vericiydi. Ama yine de dayanabiliyordu. Bunlar onun gerçek düşünceleriydi.

 

“ーーーー”

 

Emilia’nın dile getirmiş olduğu solgunlukta elbette ki 『Hatıraları』kurtarmak için Louis’le yaşadığı kaosun etkisi vardı. Zihinsel yıpranmanın iyileşmesi epey zordu ve bitap düşmüş bir kalbi yeniden ayağa kaldırmak çocuk oyuncağı değildi.

 

Ancak şu anda Subaru’nun çektiği acının esas sebebi çok daha basit, açıktı. ーーRam’ın düşük fiziksel formu. Subaru, daha önce de yaptığı gibi, Ram’ın her zaman çekiyor olduğu acıları üstleniyordu.

 

Subaru: “İzni olmadan yaralarını üstlenmem karşısında mutlu olmayacağı kesin……”

 

Kendi acılarını başkalarının üstlenmesine izin vermek, esasında güçlü bir sorumluluk duygusuna sahip olan Ram’a pek uymuyordu. Subaru karşısına geçip de “Seninle birlikte acılarını sırtlanmak istiyorum” diyecek olsa Ram homurdanarak gülmekle yetinir ve burnuna haşlanmış patatesi sıkıştırırdı.

 

Dolayısıyla Subaru, Ram’ın düşük fiziksel formunu keyfi olarak sırtlanacaktı. Onun bunu reddetmesine izin vermeyecekti.

 

İşte bu yüzdenーー

 

Emilia: “Subaru!”

 

Koridorun parçalanmış köşesinden ileriyi rahatlıkla görebilen Emilia, Subaru’ya seslendi. Bu çağrının ardındaki anlam, 『Aslanın Kalbi』çarpan Subaru tarafından biliniyordu.

 

Emilia Ley’le meşgul olurken yoldaşları savaş alanından kaçmış ve uzaklaşmıştı.

 

Yani simsiyah Yer Ejderi ve sırtındaki mavi saçlı genç kız. Ejderin dizginlerini tutan, o kızla bir elmanın iki yarısı misali tıpatıp aynı yüze sahip olan ablası ve yanında da elbiseli küçük bir kızーー

 

Subaru: “Beako!!”

 

Emilia: “Beatrice!”

 

Beatrice: “ーー~hk, S-Subaru ve kim bilir kim kız mı gelmiş, doğrusu!?”

 

Diyen Beatrice, kafasını çevirerek enerjik bir şekilde kendilerine doğru koşturmakta olan Subaru-Emilia ikilisine baktı.

 

Onun şaşkınlığını umursamayan Subaru ve Emilia ikilisiyse hemen hemen aynı saniyede Beatrice’e yetişti.

 

Subaru aynı hızla onu kucaklayıp kaldırır ve kız “Vaahya~” diye bağırırken de,

 

Subaru: “Oh, Beako! Beako, ne kadar hafifsin! Çok tatlısın! Nasıl da zeki görünüyorsun!”

 

Beatrice: “Be, be, be, be……”

 

Emilia: “Bak, Beatrice! Subaru her şeyi hatırladı! Ah, bir saniye, sen benim kim olduğumu bilmiyorsun, öyle değil mi…… ama Subaru hatırladı! Bu da beni gerçe~kten çok mutlu etti……”

 

Beatrice: “Be-bekle, sanırım! Bekle, doğrusu! Hem bilinen hem de bilinmeyen bir olay yaşanıyor gibi geliyor, o yüzden Betty’nin kafası allak bullak oldu, sanırım!”

 

Havada sallanırken Subaru ve Emilia’nın sözleriyle karşılıklı olarak afallatılan Beatrice’in gözleri kafa karışıklığıyla etrafta geziniyordu. Ancak hızlıca avcunu öne doğrultup Emilia’yı susturdu ve-

 

Beatrice: “……Subaru.”

 

Subaru: “Evet.”

 

Beatrice: “Sen, gerçekten, her şeyi hatırlıyor musun, doğrusu? Betty’i ve Betty ile geçirdiğin vakti, her şeyi?”

 

Subaru: “Evet, aynen öyle. Böyle gergin görünme. Her şeyi hatırlıyorum ve hatta bir sürü şey de uydurabilirim. Seninle aramda yaşanan ve yaşanmayan her şeyin tarihine sahibim.”

 

Beatrice: “Olmayan şeyleri uydurmana gerek yok, sanırım! Ahh tanrım!”

 

Subaru’nun kolları arasında havaya kaldırılan Beatrice, onun yüzünü elleri arasında sıkıştırdı. Birkaç santim uzağındaki sessiz sedasız Subaru’ya bakıp uzunca bir iç çekti.

 

Ve belirgin bir desen taşıyan gözleri titreşerek,

 

Beatrice: “Gerçekten, Subaru’nun tek yaptığı Betty’i döndürmek, doğrusu.”

 

Subaru: “Kontratımızın koşulu benim senin sıkılmana asla müsaade etmeyecek bir kontrat sahibi olmamdı sonuçta. Ve sen de benim bir süper kahraman olmadığımı söyledin……”

 

Beatrice: “ーー?”

 

Subaru: “Objektif olarak bakıyorum da bayağı süper kahramanımsıyım bence, öyle değil mi?”

 

Tek gözünü kapatan Subaru, göz kırparak Beatrice’e gülümsedi. Onun bu karşılığı nedeniyle Beatrice’in gözleri bir an için irileşse de hemen ardından suratı asıldı.

 

Beatrice: “Gaza gelme, sanırım!”

 

Subaru: “İzin ver de biraz gaza geleyim. Ben gaza geldiğinde işleri yoluna koyan bir adamım. Ayrıca……”

 

“ーーーー”

 

Göz ucuyla yan tarafa bakan Subaru, sersemlemiş bir ifadeyle dikilen Ram’ı fark etti. Ram da açık kırmızı gözlerini kısıp Subaru’ya deliciーー yo, bıçak misali saplanan bakışlar attı.

 

Subaru: “Ah, nee-sama?”

 

Ram: “Karlar bayağı hızlı erimiş, ha. Nihayetinde, Barusu’ya yaraşır anlamsız bir yaygaraymış.”

 

Subaru: “……Ehh, esasında, yalnızca bir gün sürdü sanırım.”

 

Subaru, yaşadıklarının anlamsız bir yaygara şeklinde etiketlenişi sonrası buruk bir şekilde gülümsemekten öteye geçemedi.

 

Esasında yaşadığı yirmi civarı ölümün hepsini kendine aitmiş gibi kabullenmenin doğurduğu zihinsel geri tepme hesaba katılınca tüm bunların yalnızca tek bir günden ibaret olduğunu düşünmek imkansız hale geliyordu.

 

Subaru’ya bu hafıza kaybı birkaç yıl sürmüş gibi geliyordu.

 

Subaru: “Ama her şeyi kabullendim ve geri döndüm. Herkes uğruna gücünün %150sini veren adam, Natsuki Subaru, yanınızda olmaktan mutluluk duyar.”

 

Ram: “Hah! Ne hoş. Canın ne isterse söyle lütfen. Ama Ram’ın fazlasıyla yardımsever benliği bunu görmezden gelecek……”

 

Subaru: “Görmezden mi gelecek? ……Bangladeş!?”

 

Beatrice: “Kya~, doğrusu?!”

 

Ram son derece anlamlı sözler sarf ederek duraksadı, bu sözler karşısında kafasını eğen Subaru’ysa aynı saniyede Beatrice’le birlikte, kör noktasından gelen Yer Ejderinin kuyruk saldırısıyla havaya uçuruldu.

 

Döne döne uzaklaşan Subaru ve Beatrice ikilisi, yumuşak bir his tattı ve dönüşlerine bir son veren Emilia oldu. Ve Subaru’nun bedenini sırtından hafifçe destekleyip gülümseyerek,

 

Emilia: “Patrasche-chan da Subaru geri döndüğü için gerçe~kten mutlu anlaşılan.”

 

“ーーーー”

 

Emilia’nın görüş hattında burnundan nefes veren simsiyah, görkemli bir figür bulunuyordu.

 

Onun güçlü kuyruk saldırılarından birinin tadına bakmış olan Subaru, kollarında taşıdığı Beatrice’in konumunu yeniden ayarlayarak,

 

Subaru: “Oldun olası bir tsundereydin zaten…… yo, benim hatam. Seni de çok endişelendirdim. En başta……”

 

“ーーーー”

 

Emilia’nın desteğini alan Subaru, duruşunu düzeltip kendisine gözlerinde keskin bir ışıltıyla bakmakta olan Patrasche’yle yüzleşti. Ve sevgi dolu ejderin 『Hatıralarından』yoksun olduğu süreçte bile değişmeyen sadakatini düşünerek,

 

Subaru: “Gerçekten, beni öyle çok kurtardın ki. Seni seviyorum.”

 

“ーーーー”

 

Subaru: “……Ee, beni hep yaptığın gibi tokatlamayacaksın, değil mi?”

 

Patrasche’nin Subaru’nun eften pütfen bir aşk itirafında bulunduğu her seferde kadınsı benliğiyle onu disipline etmesi alışıldık bir durumdu ancak bu itirafında aynı şey olmadı. Diğer taraftan,

 

Beatrice: “Anlaşılan Yer Ejderi bile senin ne zaman şaka yapıp ne zaman ciddi olduğunu anlayabiliyor, sanırım.”

 

Subaru: “……Aynen.”

 

Ne zaman bu denli yakınlaştıklarını kimse bilmiyordu fakat Beatrice, Patrasche’nin kalbinden geçenleri dile getirmişti. Bir kez daha kuyruğunu savurmuyor olması da Beatrice’in doğru yorum yaptığını gösteriyordu.

 

Beatrice de yorumlama ve tercüme etme yeteneklerini edinebilirse Otto nihayet görevinden azat edilebilirdi.

 

Subaru: “ーーRem.”

 

Patrasche’nin sırtındaki Rem’in bedeni eyere yaslanıyordu.

 

Elbette ebedi bir uykuya yatmış benliğinden Subaru’nun『Hatıralarının』geri dönüşüne dair mutlu bir tepki gelmesi mümkün değildi. Ancak onun yan profiline bakan Subaru’nun kalbinde yükselen duygular bambaşkaydı.

 

“ーーーー”

 

Ya o beyaz dünyada Louis Arneb’in tatlı sözlerine kanıp ikna olsaydı, gerçek anlamda『Oburluğun』zehirli dişlerinin arasına düşeceği anda umutsuz zayıflığını tekmeleyen o ses olmasaydı?

 

Rem olarak bilinen varlık, sahiden de Subaru’nun gevşemesine, kendisini unutmasına dahi izin vermemişti, vermeyecekti.

 

İşte bu yüzden, toplam 40『Ölümün』üstesinden gelmesinin ardından Subaru, bir kez daha geri gelmişti.

 

Subaru: “Düşüncelere dalmayı sonraya bırakacağım. Her halükarda hatıralarım geri döndü. Hepinizin bunu kutlama isteğini anlıyorum ama önce şu durumu bir halledelim.”

 

Ram: “Kutlamak ha, gerçekten bu nasıl bir kendini abartmadır. Bu kadar kısa sürede neler oldu merak ediyorum doğrusu…… ayrıca...”

 

Emilia: “ーー. Ah, ben mi?”

 

Subaru’nun kısılan ses tonu karşısında burnundan homurdanan Ram, bakışlarını Emilia’ya çevirdi. Gözlerinde her zamanki kibrine denk bir huzursuzluk da yer alıyordu.

 

Beatrice’in tepkisinden anlaşılıyor olsa daーー

 

Emilia: “Ben Emilia. Hatırlamıyorsun, sanırım, hı hı……”

 

Ram: “……Ram ve diğerlerinin kaçmasına izin veren kişisin, bunu biliyoruz. Ama, hepsi bu kadar, daha fazlasını hatırlayamıyorum. Sende durum ne, Beatrice-sama……”

 

Beatrice: “Betty için de aynısı geçerli, doğrusu…… 『Oburluğun』Otoritesinin etkisi, söz konusu, sanırım.”

 

Ram’ın beyanı sonrası Beatrice de tıpatıp aynı şekilde kafasını eğdi.

 

Pristella’da Julius’un başına gelen şey, bu kulede de Emilia’nın başına gelmişti. Bunun varlığını hiç yitirmeyen bir yara açışıyla birlikteーー

 

Emilia: “Doğru ya! Ben Emilia, yalnızca Emilia. Söylemek istediğim çok şey var ama ben hem Beatrice hem de Ram’la aynı doğrultuda olan bir aile ferdiyim!”

 

“ーーーー”

 

Emilia: “Hiç değilse bu kadarını anlayabilirseniz, şimdilik bana yeter. Subaru’nun beni hatırladığını öğrendim öğreneli kendimi gerçe~kten iyi hissediyorum.”

 

Emilia güzel kollarının pazılarını sıkıp yüreklilikleーー yo, yalnızca yürekli gibi davranarak değil, gerçekten hiçbir şeyden korkusu yokmuş gibi görünerek gülümsedi. Onun bu yoğun özgüveni karşısındaysa yalnızca Subaru değil, Beatrice bile ne diyeceğini bilemedi. Alışılmadık bir şekilde Ram bile şaşkınlığını gizleyemedi ve gözleri irileşti.

 

Emilia: “Ha? Tuhaf bir şey mi söyledim?”

 

Subaru: “……Şey, tuhaftan ziyade, acayip havalıydı.”

 

Yanaklarını kaşıyan Subaru, Emilia’nın hafiften telaşlı tepkisine karşılık verirken Ram da onun bu yanıtının ardından “Aynen öyle” diyerek derince bir nefes aldı.

 

Emilia’nın davranışlarını kararlılıkla onaylayarak,

 

Ram: “Emilia’ydı, değil mi? Tuhaf olsa da Ram sana bakınca zihninin korkunç derecede huzursuz olduğunu hissediyor…… Aynı şey, Rem’le de yaşanıyor.”

 

Emilia: “Bu……”

 

Ram: “Senin zihnimden kayboluşun ve yerini bir boşluğun alışıyla ilgili her şey beni zorluyor, hislerimin bu anlama geldiğinden eminim. Ram’ın Rem dışında böyle bir kişiye sahip olduğuna inanmak zor gerçi.”

 

Gözlerini kısan Ram, Emilia’nın içerisinde kaybolan benliğinin izlerini sürermişçesine parmağıyla alnına dokundu. Sözleriyse Subaru’ya yersiz bir şey hatırlattı.

 

Ram ne derse desin ikisi arasındaki ilişkiye tanık olan Subaru’nun gözünde Ram’ın Emilia’ya değer verdiği kesindi. Elbette ki o zamanların silinişiyle bu gerçeğin Ram’ın aklına gelmemesi çok doğaldı.

 

Ancakーー

 

Ram: “Ram’ın sana bakarken hissettiği zihin acısı ve sancısı, Ram’la arandaki ilişkiyi yanıtlıyor. O yüzden, için rahat etsin. ーーRam, mağlup kalmaktan hoşlanmaz.”

 

Emilia: “ーー. Aynısı, benim için de geçerli. Ne olursa olsun, kesinlikle, karşılık vereceğiz.”

 

Ram: “Aynen öyle, onlara bedelini yüz milyon katıyla ödetelim hadi.”

 

Emilia: “O kadar çok mu!?”

 

Subaru, korkusuzca gülümseyen Emilia ve Ram’ın güvenilirliğini hissedebiliyordu.

 

Neticede 『İsmi』yağmalanan kurban, tüm ilişkilerinin yitip gidişiyle yalnızlığında boğulurdu. Ancak Emilia o yalnızlığa boyun eğmemiş ve kalbinin özünü korumayı başarmıştı. Bu sayede onunla başlaması gereken çöküş, Subaru, Ram ve diğerlerinin temelini de çökertemeyecekti.

 

Üstüne üstlükーー

 

Ram: “Barusu, önerilerde bulun lütfen. Ama unutkan benliğin yeniden hatırlamaya başladı diye şu ana kadarki tüm yanlış adımların kurtarılabileceğini zannetme.”

 

Subaru: “Sen değinmesen de biliyorum zaten, daha kaç konuya değinmeyi planlıyorsun acaba!”

 

Yine de ikna edilmelerine gerek kalmadan iş birliğine yanaştıkları için minnettardı.

 

Her halükarda kum denizindeki bu kulede baş gösteren çıkmazlar, güven inşa etmek, durumu açıklamak ve bağ kurmaya çalışırken her biriyle tek tek yüzleşmenin mümkün olamayacağı kadar yakındı.

 

Bu nedenleーー

 

Subaru: “Hadi beterin de beteri o üç kardeşin bağlarımızın gücüyle başlatmış olduğu bu aşırı yeme festivaline bir son verelim.”

 

Emilia: “Evet!”

 

Beatrice: “Doğal olarak, doğrusu.”

 

Ram: “Hah!”

 

Üç taraf da Subaru’nun en büyük üç düşmanına yönelik sözlerini kendince yanıtlarken Subaru, her birinin kelimelerini başını uzun uzun sallayarak onayladı.

 

Ve,

 

Subaru: “ーーHer şey hala karman çorman ama evime dönmüşüm gibi hissediyorum!”

 

Diyerek her şeyden önce değerli ve katiyetle derin duygularını dile getirdi.

 

#Benim bu seriye başlamamın üzerinden 4 yıl geçmek üzere ve artık şu karakterlere o kadar alıştım ki hepsi benim de tanıdığım kişiler gibi. O yüzden onların böyle kavuşması ve olağan rutinlerine, sohbetlerine dönmüş olması beni çok mutlu ediyor. Umarım bu ciltte yaşanan tarzda bir uzaklaşmaya ve kopmaya bir daha tanık olmayız. Hadi bakalım, başrollerimiz gaza geldiğine göre artık tüm sorunların icabına bakma vakti, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr