Cilt 6 Bölüm 84 [ Hoop-pa! Hoop-pa! ] (3/3)

avatar
1768 27

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 6 Bölüm 84 [ Hoop-pa! Hoop-pa! ] (3/3)


Çevirmen : Clumsy



Volcanica: [ーーBenim adım, Volcanica. Kadim antlaşma uyarınca zirveye ulaşan kişinin arzusunu talep ediyorum.]

 

Bu sözcükleri telaffuz ettiği sırada kuyruğunun sütuna indirdiği ağır darbeyle birlikte güçlü sarsıntılar patlak verdi. Darbenin dalgalanışı tüm sütuna yayılırken de o sütundan yalnızca üst bedenleri yükselen buz savaşçıları adamakıllı çatırdayarak bir anda paramparça oldu.

 

Ve eğimli bölgeden Emilia’ya el veren buz savaşçısı da bir istisna olmadı.

 

Emilia: “ーーAh.”

 

Emilia’nın tuttuğu el omuz hizasından parçalanırken desteğini yitiren genç kızın bedeni düşüşe geçti. Buz savaşçısı gözlerinde keskin bir ifadeyle onu durdurmaya çalışsa da artık iki elinin de uzanması mümkün değildi.

 

Ancak ansızın eli ayağı bütünüyle çekilen Emilia’nın riskli sütun tırmanışının boşa gitmesi, her şeyin geçersiz olması ve yeniden birinci kata dönmesiーー gibi bir şey gerçekleşmedi.

 

Emilia: “Tanrım kurtar beni~!”

 

Tırmanmaya çalıştığı sütunun yüksekliğine bakılırsa Emilia’nın onlarca metrelik bir düşüş yaşaması gerekiyordu. Bu önsezi üzerine derin bir nefes alsa da kalçaları beklenmedik bir hızla, bir şey tarafından yakalandı.

 

O şey bir buz savaşçısı değildi. Algıladığı üzere sütundan çıkan tüm buz savaşçıları paramparça olmuştu.

 

Üstelik ellerinin dokunduğu şey kaba ve katıydıーー

 

Emilia: “Yoksa……”

 

Volcanica: [ーーEy, kulenin tepesine ulaşmış olan sen. Birinci katta ilerle, her şeye kadir arzuhal sahibi.]

 

Bu ses çok yakınlardan ulaşırken Emilia, kuvvetli rüzgarları ve kalçalarının altındaki hissiyatı teyit etmiş oldu.

 

O yakınlıktan ötürü gecikmeli bir farkındalığa erişti. ーーYani『Kutsal Ejderha』Volcanica’nın sırtına düşmüş olduğunu anladı.

 

Emilia: “ーー~hk! Dikkatin dağılmasın! Bu noktada başarılı olma ihtimali var.”

 

Volcanica’yı araç olarak kullanarak bir kez daha sütuna ulaşabilirdi.

 

Planladığı şey buydu ama üzerine bunu kolaylıkla gerçekleştiremeyecek olmanın sıkıntısı çökmüştü.

 

Kanatlarını çırpan Volcanica, Emilia’yı üzerinden atma niyetiyle yükseliyor ve bedenini eğip büküyordu.

 

Emilia: “ーーAğh, a~a~a~aaah.”

 

Bedenine saldıran güçlü, kudretli rüzgarlara direnen Emilia, çaresizce ejderin omurgasına tutunuyordu.

 

O ana dek hiç hissetmemiş olduğu fiziki rüzgarlar arasındaーー tutunduğu şey, her biri kocaman ve kuvvetli kayalara benzeyen pullardı ve böyle devam ederse uzun süre direnemeyecekti.

 

Ayrıca Volcanica, gökyüzünde özgürce kanat çırpmakla yetiniyordu.

 

Ejderha nefesi şöyle dursun, kuyruk veya pençe saldırısının bile tadına varmıyordu.

 

Yalnızca üzerine tutunan Emilia’yı düşürecek bir şiddetle uçuyordu.

 

Emilia bunu yitirecek olursa bir daha aslaーー

 

Emilia: “ーーBir daha asla Subaru ve geri kalanların yüzüne bakamam.”

 

Dikkatsizce ağzını açacak olursa ciğerleri şiddetli rüzgarla parçalanabilirdi.

 

Gözkapaklarının ardında değer verdiği insanları canlandırarak bakışlarını eğiyor, azıdişlerini iyice sıkıyordu.

 

Bu ölmek zorunda olduğunu kabullendiği anlamına gelmiyordu.

 

Emilia’nın değer verdiği insanları düşünmesinin altındaki amaç, ileriye bakabilmekti.

 

Onların desteğini alarak ileri itilmek, önüne bakacak cesareti bulmaktı.

 

“ーーーー”

 

Muazzam rüzgarlar tarafından yutulurken bile gözkapaklarını açılmaya zorluyordu.

 

Gücünün tamamını ortaya koymasını gerektiren koşullar söz konusuydu, aksi takdirde gözkapaklarını açık tutması dahi mümkün olmazdı. Tüm bu koşulların ortasında, ametist gözlerindeki gücü yitirmeden, hayatta kalmanın bir yolunu bulmak adına gözlerini açma cüreti gösteriyordu.

 

İnsanlar, korku ve güvensizliğe yenik düştükleri anlarda istemsizce gözlerini kapatırlardı.

 

Ancak Emilia’nın gözkapaklarının ardında resmettiği insanlar, tam da böyle zamanlarda önüne bakan kişilerdi. Tam da böyle zamanlarda gözlerini kapatmayan kişilerdi.

 

Emilia da gözlerini açık tutmak zorundaydı.

 

Bir şeylere uzanmak, birinin elini tutmak veーー

 

Emilia: “ーーO, tuhaflık.”

 

Sağıyla soluyla, her noktasıyla tüm yüzey mavinin egemenliği altındaydı.

 

Evet, Emilia’nın bulutların üzerinde bulunuyor olması da bir sebep olabilirdi ama aynı zamanda tutunduğu『Kutsal Ejderhanın』parlak mavi pullarla kaplı olmasının da etkisi vardı.

 

Aşırı hızlı olmalarından ötürü her şey hızla geçip gittiği için Emilia’nın atılan bir topun rotasını dahi bir iz şeklinde ayırt edebilen hareketli cisim algısı, dünyayı kendi içerisinde yakalayamıyordu.

 

Bu nedenle Emilia’nın farkındalığı, mavilik dışında dünyayı kavrayamıyordu.

 

Volcanica: [ーーBenim adım, Volcanica. Kadim antlaşma uyarınca zirveye ulaşan kişinin arzusunu talep ediyorum.]

 

Volcanica, bedenini döndürerek ve bükerek göklerde süzülüyordu.

 

Emilia’nın tutunduğu bölge, Volcanica’nın kanatlarının merkeziymiş gibi görünüyordu. Tuhaf bir şekilde ejderha, kanatlarını öyle büyük bir uğraşla hareket ettirmiyordu. Kuşların ve böceklerin uçmak için kanat çırpması gerekse de ejderhaların uçma prensibi farklıymış gibi görünüyordu.

 

Puck veya Roswaal’ın uçma mekanizmasına daha yakın olduğu kesindi.

 

Eğer öyleyseーー

 

Emilia: “Roswaal büyü yapıyordu…… Puck da gizemli bir güç kullanıyordu.”

 

Maalesef bunu Roswaal’la ne denemiş ne de buna niyet etmişti.

 

Ama Emilia uzun bir süre boyunca tek olduğunu düşündüğü ailesiyle yaşamış ve vakit geçirmişti.

 

Şu bir yıl içerisindeyse ayrı düşmüşlerdi ve Emilia’nın kendisini inanılmaz yalnız hissettiği pek çok sefer olmuştu. Bazen geceleri gözyaşlarına boğulmasına ramak kalmış ama hatıraları ona destek çıkmıştı.

 

İşte o hatıraların içerisinde var olan ses, şu anda da Emilia’ya umut oluyordu.

 

Yaniーー

 

Emilia: “Yalnızca tahmin yürütüyorum ama, sen de boynunun gıdıklanmasından hoşlanmıyor olabilir misin acaba?”

 

Ametist gözlerini zar zor açık tutan Emilia, bedenini büken『Kutsal Ejderhanın』 uzun boynuna uzandı. O koca ejderha çenesinin altında, tek tip mavi pulların ortasında tek bir beyaz pul yer alıyordu.

 

ーーEmilia’nın aklına Puck’la geçirdiği eğlenceli günler geliyordu.

 

‘Kes şunu, Lia~. Çok yumuşak yaparsan konsantrasyonum bozuluyor, bilmiyor musun?’

 

Emilia: “ーーDoğru söylüyorsun, Puck.”

 

Bu yanıtlayıcı sesle birlikte Emilia, bilincini işine odakladı.

 

Yoğun rüzgarların ortasında doğrudan o beyaz pula uzanacak güce sahip değildi. Ama sütundan öğrendiği bir şey varsa o da karşı tarafın inorganik bir maddeden organik bir maddeye geçse bile yeniden canlandırılabileceğiydi.

 

Emilia: “ーーAsker-san.”

 

Emilia’nın bu idrakiyle birlikte buz askerleri bu sefer de beyaz pulun etrafında göründü.

 

Yalnızca üst bedenleriyle birbirlerine sıkıca destek veriyorlardı ve ortalarında doğmuş olan asker de elini ağır ağır o beyaz pula doğru uzatıyorduーー

 

Volcanica: [ーーーーHaaahraaan!?]

 

ーーBöylece Emilia ilk defa 『Kutsal Ejderhanın』tekrarları haricinde bir ses işitti.

 

△▼△▼△▼△

 

ーーAykırı pul, böyle bir tabir vardı.

 

Kadim Çin geleneklerinden doğan bu tabir, efsanevi varlıklar olan ejderhaların her birinin boyunlarında dokunulmaması gereken ve『Aykırı Pul』adını taşıyan tek bir pul olduğunu iddia ederdi.

 

O aykırı puluna dokunulan ejderha öfkeye kapılır ve rakibini mutlaka öldürürdü.

 

Bu adetten yola çıkarak rakibin dokunulmaması gereken bir yerine dokunma olayı “aykırı pula dokunma” şeklinde ifade edilirdi.

 

Elbette ki Emilia’nın farklı bir dünyanın tarihi tabirlerinin kökenlerini bilmesi için hiçbir sebebi yoktu.

 

O yalnızca boğazındaki beyaz pula dokunarak kendisini düşürmek için şiddetle mücadele eden rakibinin dikkatini dağıtmak ve biraz zaman kazanmak istemişti.

 

Ancakーー

 

Emilia: “Kya~a~a~a~!!”

 

Havaya fırlatılarak yerle göğün etrafında dönüşüne tanık olan Emilia’nın çığlıkları yükseldi.

 

Ama bu sefer havada asılı kaldığı süre, öncesinde ejderhanın omurgasına iniş yaptığı süreden de kısa oldu. Ve katı bir hissiyatla yakalanırken tamamen savunmacı bir duruş alıp sendeledi.

 

Olduğu yerde çevikçe ayaklanırken etrafında olabilecek şeyler karşısında temkinliydi.

 

“ーーーー”

 

Boğuk nefesler alan Emilia, bu şekilde etrafına bakındı.

 

Neyse ki ani bir saldırıya maruz kalacağına işaret eden bir şey yoktu. E bu kadarı da çok normaldi. Çünkü an itibarıyla en temkinli olduğu kişi, yani Volcanica, kendisinden çok ama çok yukarıdaydı.

 

Volcanica: [ーーHaahraan.]

 

Beyaz puluna dokunulduğu için olağandışı bir tiksinti duymuşçasına ıstırap içerisinde gökte yükseldikçe yükseliyordu.

 

Onun göğü çatırdatırmış gibi gelen inlemelerinin yankısını işiten Emilia’ysa istemsizce gözlerini devirmekle meşguldü.

 

Emilia: “Puck’ın hoşuna giderdi ama neyse……”

 

Zevk almak ya da almamak kişiden kişiye değişecek bireysel bir tepkiydi.

 

Kendi kendine fazla kendinden emin olmaması gerektiğini söyleyen Emilia, uzuvlarını hissettiğinden emin oldu.

 

Volcanica tarafından fırlatıldıktan sonra bedenindeki kan akışı birazcık tuhaflaşmıştı.

 

Bedendeki kan akışının engellenişi duruma bağlı olarak beyne kan akışının olmayışıyla görme kaybına yol açabilirdi ama Emilia, zor da olsa direnebiliyordu.

 

Bunu teyit ederken de bir şeyin farkına vardı.

 

Emilia: “ーーAh! Burası...”

 

Etrafına bakınan Emilia’nın karşılaştığı manzara, ilk kata vardığı andan bir kat yukarıya aitti.

 

Etrafta olması gereken beş sütunun eksikliği, daha yukarılarındaki bir irtifaya ulaşmış olduğunu kanıtlıyorduーー yani burası gerçekten de en üst kattı.

 

Emilia, Volcanica’nın sırtından düşerek hedefine ulaşmıştı.

 

Nihayet Pleiades Gözcü Kulesinin en üst katına, ayak basılmamış o bölgeye varmıştıーー

 

Emilia: “Heyt bee, başardım! Çok çalışmama ve sabretmeme değdi!”

 

Bu duygulandırıcı olaya mütevazı bir tepki veren Emilia, bir elini göğsüne koydu ve çabucak en üst katın merkezine yöneldi.

 

Kayıtsız davranacak olursa acılar içerisindeki Volcanica geri dönebilirdi.

 

Subaru ve geri kalanları kurtarmak istiyorsa bu yaşanmadan önce『Sınavı』çözmeliydi.

 

Emilia: “Lütfen yanıtını bilmesem bile bana bir soru ver……”

 

Volcanica’nın『Sınavı』unutmuş olması bir problemken diğer bir problem de Emilia’nın birinci katın『Sınavını』geçip geçemeyeceğiydi.

 

Bu korkuyu taşıyan Emilia, en üst katın merkezine yöneldi. Oradan göğe doğru uzanan bir sütunun dibine geldiğindeyse “Ah” dedi ve gözleri irileşti.

 

İşte oradaydı. Aşağı kattaki altı sütunun sahip olmadığı özellik oracıktaydı.

 

Yalnızca bu en üst kattaki sütunun sahip olduğu esrarengiz tuhaflıkla karşı karşıyaydı.

 

O şey deーー

 

Emilia: “ーーBirilerinin, el izleri mi?”

 

Pleiades Gözcü Kulesinin en üst katının merkezindeki sütunun dibinde, siyah bir monolit bulunuyordu.

 

Ve o siyah monolitin üzerinde el izleri mevcuttu.

 

ーーÇeşitli kadın ve erkeklere ait altı adet el izi.

 

#İlk sınavı Subaru sayesinde, ikinciyi Reid tarafından tacize uğrayarak geçti, üçüncü sınav yerineyse koca ejderhayı gıdıklayarak ulaştı. Yani gerçekten nasıl bir yorum yapsam bilemiyorum bu duruma… Şaka maka bir şekilde monolite ulaştı. Acaba üzerindeki bu el izleri ne anlama geliyor ve oraya ulaşmak bile başlı başına bir sınavken onu bekleyen bir sınav daha mı olacak? Cildi sonlandırmaya giderek daha da yaklaşıyoruz arkadaşlar, hadi okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr