Cilt 7 Bölüm 27 [ Varlıklılar ve Yoksullar ] (2/3)

avatar
1712 11

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 7 Bölüm 27 [ Varlıklılar ve Yoksullar ] (2/3)


Çevirmen : Clumsy



Jamal: [Aah?]

 

Todd: […Ne hissettiğini anlıyorum. Ama sakin olman gerekiyor. Birinci Sınıf General Arakiya mağlup edildiğine göre artık içeri girsek bile kazanma şansımız olamaz. Boş yere ölerek kardeşini üzmek mi istiyorsun?]

 

Jamal: [――――]

 

Aile sevgisini kalkan olarak kullanarak onu ikna etmeye çalışıyordu.

 

Ancak bunun işe yarayacağını umarak rakibine baktığı anda bir kol sessizce uzanarak tişörtünün yakasından kavradı. Sonra da bir homurtuyla birlikte dişlerini gösteren tek gözlü Jamal’ın suratına doğru çekildi.

 

Jamal: [Hey, Katya’dan bahsettiğin her seferde geri adım atacağımı sanıyorsan kesinlikle yanılıyorsun.]

 

Todd: [Anlıyorum… Bu kötü oldu.]

 

Kafasını hafifçe sallayan Todd, büyük bir içtenlikle hüsranını dile getirdi.

 

Birkaç yumruk atmak Jamal’ın kendisini daha iyi hissetmesini sağlayacaksa hava hoştu ama böyle bir niyeti yokmuş gibi görünüyordu, bunun yerine dilini şaklatarak Todd’u itip uzaklaştırdı.

 

Her daim bu kadar açık olmasına gerek olmasa da onu durdurmanın bir yolu yoktu.

 

Bu sırada Todd, yüzünü Jamal’a dönmüş şekilde hisarın duvarlarına tek başına tırmanmayı düşünüyordu.

 

Neyse ki gizli geçitleri aradıkları sırada şehrin coğrafyasına hakim olmuştu. Arakiya da hedefine ulaşamamış olmasına rağmen kafa karışıklığı yaratmayı başarmıştı. Açıkçası artık şehirden kaçmak Arakiya’nın gelişinden öncesine kıyasla daha kolaydı.

 

Jamal da dikkat çekmek için yeni bir saldırı gerçekleştirecekmiş gibi duruyordu.

 

Todd: [Jamal, üzgünüm ama ben gidiyorum. Muhtemelen dinlemeyeceksin fakat tekrar söyleyeceğim; yok yere geberip gideceksin. Oraya girsen bile hepsini öldürmeyi başaramayacaksın…]

 

Jamal: [Göt herif! Böyle değersiz bir şey yapmaya kalkışmayacağım! Gidip Birinci Sınıf General Arakiya’yı kurtaracağım.]

 

Todd: […Ne?]

 

Beklediği şey anlamsız bir duygusallıkken Jamal’ın ağzından beklenmedik sözler çıkmıştı.

 

Bunu duyan Todd yürümeyi kesip Jamal’ın yüzüne bakarken Jamal, “Ne?” diye geveleyerek devam etti.

 

Jamal: [Gerçekten ölme arzusuyla içeri dalacağımı mı sanıyordun?]

 

Todd: [Evet, aynen öyle. Bir it gibi ölmek istediğini düşünüyordum.]

 

Jamal: [Saçmalamayı kes! Senin zekandan faydalanıyor olabilirim ama benim de düşünmemi sağlayan bir beynim var herhalde! Yapabileceğim ve yapamayacağım şeyleri ayırt edebiliyorum.]

 

Jamal, Todd’un bu beklenmedik beyanına ciddi anlamda şaşırmıştı.

 

Savaş zamanında gözle görülür başarıları olmuş olsa da bu başarıların ötesinde öylesine düz ve basit bir adamdı ki kafasının pek çalışmadığını varsayıyordu.  

 

Jamal: [Sen korkağın tekiysen yapacak bir şey yok, anlaşılan Katya karakter analizinde iyi değilmiş. Ama ben Birinci Sınıf Generali kurtaracağım. Hoş bir kıçı var.]

 

Todd: [――Bekle, ben de seninle geliyorum.]

 

Jamal: [Oh!? Katya’nın kıçı sana yetmiyor mu yoksa…?]

 

Todd: [İntihar görevine katılmaya hiç niyetim yoktu ama bu öyle bir görev değilse işler değişir.]

 

Bu utanç verici ithamlarla uğraşmak istemeyen Todd, Jamal’ın ağzını avcuyla örttü. Ve onu çenesini kapatmak zorunda bırakarak zihninde plan değişikliğine uygun bir eylem şeması çizdi.

 

Anın rehavetine kapılarak bir şeyler yapmak Todd’un mizacına uygun değildi. Ama maalesef ki Jamal’la geçirdiği vakit arttıkça doğaçlama alanındaki deneyimi de artıyordu.

 

Jamal Belediyeyi geri alma çabasıyla onurlu bir şekilde ölmeye niyetli olsaydı onu bir başına bırakacaktı. Ama amacı Arakiya’yı kurtarmaksa işler değişirdi.

 

Todd: [――――]

 

Belediyedeki durum yavaşça netleşiyordu.

 

Kollanması gereken kişiler Natsumi ve o kırmızılı kadından ibaretti. Onların varlığında harekete geçmek intihardan farksız olurdu. Ancak bu, düşmanlarının durumu hiç zarar görmeden çözümleyebileceği anlamına da gelmiyordu.

 

Temkinli olmayı unuturlarsa bir fırsat doğabilirdi.

 

Jamal: [İçeri girip olay çıkartacağım. Bu fırsatı değerlendirip Birinci Sınıf Generali kurtarabilirsek…]

 

Todd: [Az önce etkilenmiştim ama şimdi geçti gitti… Temkinli olmamız gereken iki kişi var. Onların etrafında bir şeyler yapmaktan kaçınmalısın. Ne, endişelenmene gerek yok ya.]

 

Parmaklarının arasındaki boşluktan Jamal’a bakarak onu bu barbarca dikkat dağınıklığı için azarlayan Todd’un dudakları bir anda gevşedi. Ve dilinin ucuyla beyaz köpek dişlerini dürterek sırıttı.

 

Çünkü göz ucuyla gördüğü şey, Arakiya’nın ölüm döşeğinde olsa da bir yerlere götürülüşüydü.

 

Ve ölü olmadığı sürece onu çıkartmanın bir yolu var demekti.

 

△▼△▼△▼△

 

――Belediyeye sızmak kolay bir işti.

 

Neticede orası, kısa bir süreliğine de olsa karargah belledikleri yerdi.

 

Todd genellikle bir kez uğradığı yerlerin bile haritasını çizer, coğrafyayı aklına not ederdi. Nereye kaçıp nerede gizlenebileceğini aşağı yukarı bilemedikçe kendisini güvende hissetmezdi.

 

Bu yüzden de Buddheim Ormanındaki kamp yakılıp Guaral’a girdikten sonra Belediye de dahil olmak üzere şehrin her noktasını ziyaret etmiş ve haritasını zihnine kazımıştı.

 

Nerede fark edilmeden can alabileceğini ve nerede ortaya çıkarılmadan gizlenebileceğini biliyordu.

 

Nerede, nasıl bir tehditle karşılaşırsa karşılaşsın her daim öldürmenin ve kaçmanın bir yolunu bulabilirdi.

 

Todd: [Beş.]

 

Belediyeye sızan Todd, sağa sola dağılmış birkaç gözcüyü etkisiz hale getirmişti.

 

Bu gözcüler ne İmparatorluk Askeri ne de Shudraq Halkıydı, gözcülük işini üstenmek, şehrin güvenliğini sağlayan yerel yönetim elemanlarına düşmüştü. Şehrin düşüşüne yol açan rahatsız edici unsurlar neticesinde asker olarak göreve çağrılmışlardı―― Bu tarafsız kişilere bir “İsyan Ordusu” demek pek mümkün olmasa da…

 

Jamal: [Size zerre kadar merhamet etmeyeceğim.]

 

Jamal, bir nöbetçinin boynunu iki eliyle kavrayıp kırarken sinir bozukluğuyla böyle söylemişti.

 

Bir asilzadedense bir İmparatorluk Askeri olmaktan gurur duyuyordu. Dolayısıyla İmparatorlukla savaşan isyancılarla iş birliği içerisinde olan muhafızlara duyduğu öfkenin haddi hesabı yoktu.

 

Şehrin düşüşünden önce İmparatorluk Askerlerine destek olurken bu kadar hızlı taraf değiştirmelerine öfkelenmesi anlaşılabilir bir şeydi.

 

Todd: [Ehh, benim düşünce tarzım bu değil.]

 

Todd, bu kişileri yalnızca mecbur kaldığı için öldürüyordu, zorunda olmasaydı bunu yapmazdı.

 

Sadece hayatta kalmak için güçlü tarafı takip ediyorken taraf değiştirdikleri için suçlanamazlardı. Elbette ki bu yanlış seçimin bedelini canlarıyla ödemeleri gerekiyordu.

 

Jamal ve Todd ikilisi de hedeflerine ilerlerken yollarına çıkan o nöbetçileri saf dışı bırakıyordu.

 

Belediyenin bodrum katında bir hapishane vardı ve Belediye tarafından yargılanmayı bekleyen suçlular orada tutulurdu. Haliyle esir alınan Arakiya’nın da orada tutuluyor olma ihtimali yüksekti.

 

Normal şartlarda Dokuz İlahi Generalden biri karşısında demir parmaklıkların pamuk şekerden farkı olmazdı ama elbette bir misafir odası konukseverliği de gösterilemezdi.

 

Todd da onlarla aynı şeyi yapabilirdi――

 

Jamal: [――İşte burada, Birinci Sınıf General.]

 

Merdivenlerin altındaki alanın her iki tarafına birkaç hücre yerleştirilmişti. Ufak suçlar işleyenler öndekilere, tehlikeli suçlularsa en arkadakilere atılırdı.

 

Doğal olarak Arakiya’nın tutulduğu en arka hücre oldukça korunaklıydı.

 

Öncekilerin aksine o hücreyi kollayan kişi sıradan bir nöbetçi değil, bir Shudraq kadınıydı. Saçlarını sarıya boyamış iriyarı bir kadındı ve Todd, tek bakışta onun çok yetenekli olduğunu anlayabiliyordu.

 

Üstelik hücrelerin yerleşimi nedeniyle o kadın tarafından tespit edilmeden Arakiya’nın hücresine ulaşmaları imkansızdı.

 

Başka bir deyişle――

 

Jamal: [Sanırım gizli saklı ilerleme işinin sonuna geldik.]

 

Todd: […Hey, neden bu kadar mutlu görünüyorsun?]

 

Kaçınılmaz bir mücadelenin eşiğindeyken bu mutluluğuna anlam vermek zordu.

 

Todd’un arzusu öldürmekten kaçınmaktı, elinden gelseydi savaşmak da istemezdi. Her ikisinden de kaçınabileceği durumda kolay ve tehlikesiz yolu seçerdi.

 

Ama Jamal, tehlikeye atılmaktan keyif alıyor gibi görünüyordu.

 

Muhtemelen durum ne kadar tehlikeli olur ve ne kadar çok kan akarsa, İmparatorluğa o kadar sadık olacağını düşünüyordu.

 

Jamal: [Bariz değil mi? Bir İmparatorluk Askeri gibi savaşıp kazanacağım! İnsan ancak bu durumda göğsünü kabartarak ben bir İmparatorluk Askeriyim diyebilir.]

 

Todd: [――――]

 

Jamal: [Oi, neye şaşırdın ki?]

 

Todd: [Yo şaşırmadım, tam da aklımdan geçeni söyledin.]

 

Sözleri ve eylemleri bu denli tutarlı birine nadir rastlanırdı.

 

Jamal, Todd’un yanıtından rahatsız olmuş gibi görünse de hızlıca kafasını salladı. Sonra da parmaklarını tıraşı gelmiş çenesinde gezdirerek homurdandı.

 

Jamal: [Ah. Öyleyse şüpheye düşen sensin, öyle değil mi?]

 

Todd: [Senin intihar görevine eşlik edemem. Ama ortada böyle bir şey yoksa bir düşünürüm. Yani şüpheye düşmüyorum, yalnızca düşünüyorum.]

 

Jamal: [Az önce kaçmaya çalışıyordun ama kaçmadın.]

 

Todd: [Kaçarken yanımda bir hediye de götürmeye karar verdim. Planım değişmedi.]

 

Jamal: [Bir öyle diyorsun, bir böyle… Hk.]

 

Jamal öfkeyle dişlerini sıkarken gözleri kıpkırmızıydı.

 

Onun bu haline dikkat kesilmeyi bırakan Todd, karşısındaki hedefe odaklandı.

 

Hücreyi kollayan kadın iriydi ve uzuvları bolca et tarafından korunuyordu. Üstüne Shudraqların atletik kabiliyetleri de eklenince Todd’un baltası bile uzuvlarından birini doğrayamayabilirdi.

 

Öyleyse kaçınılmaz olarak mevzu boynundan yukarıya kayacaktı.

 

Kafasını dağıtmak, kesmek veya yüzünü parçalamak gibi seçenekler vardı ama――

 

Jamal: [――Bu noktada ben devreye giriyorum, değil mi?]

 

Diyen Jamal, aptalca bir hücuma kalktı.

 

Todd’sa bir an için onu durdurmalı mıyım diye düşünse de neticede bir şey söylememekte karar kıldı. Açıkçası en iyi hamle Jamal’ı harekete geçmeye itip kadının dikkatini çekmek, sonrasında işe koyulmaktı.

 

Bu Todd’u bolca zahmetten ve zamandan kurtarırdı ve Jamal buna gönüllüyse cesaretini kırmaya lüzum yoktu.

 

Holly: [Mmmm, sen de kimsin~!?]

 

Jamal: [Buna yanıt vermeme gerek var mı? Sizler Vollachia İmparatorluğunun Kılıç Kurdunu kirlettiniz. Sakın benim olmadığım bir savaşta galip geldiğinizi düşüneyim demeyin!]

 

Holly: [Tuhaf bir tipmiş~!]

 

Alana doğru atılan Jamal’a bakan Shudraq kadını, elinde koca bir mızrak taşıyordu. Öte yandan ona yaklaşan Jamal, suratında delice bir gülümsemeyle ikiz kılıçlarını çekmiş şekilde dans ediyordu.

 

Jamal’ın kendince problemleri olsa da yeteneğiyle ünlüydü. Hiç değilse tek bir Shudraq karşısında başarısız olmazdı.

 

Jamal: [Al bakalım! Ve bunu da! Ve bunu da!]

 

Holly: […Hk! Güçlü biriymişsin~!]

 

Hiddetli ikiz kılıçlar Shudraq kadına defalarca inerken Jamal, tok bir sesle bağırıyordu. Kadınsa mızrağını ucuyla kılıçları savuştursa da tamamıyla savunmaya geçmiş durumdaydı.

 

Arakiya’ya göz kulak olma görevini üstlendiğine göre yetenekli biri olmalıydı. Ama generali hücreye attıkları gibi onu kurtarmaya birilerinin gelmesini beklemiyormuş gibi görünüyordu.

 

Ayrıca güvenilir birlik eksikliği de isyancılar için kritik bir kusurdu.

 

Todd: [Her halükarda şu anda işe yarar kimse yok.]

 

Diliyle dudaklarını ıslatan Todd, Jamal’ın ardından sıçrayıp doğruca hücreye doğru atıldı ve silahlarını çarpıştırıp kıvılcımlar çıkartan ikiliyi ardında bıraktı.

 

Holly: [Ah! Yoldaşı… Kya!]

 

Jamal: [Etrafına bakacak vaktin mi var? Ah!]

 

Böylece Todd, alışılmadık bir zeka sergileyen Jamal’ın yardımıyla baltasını tüm gücüyle hücrenin kilidine indirdi.

 

Anahtarı aramaya ayıracak vakti yoktu. Hücreyi yok da edemezdi ama hiç değilse kilidi kırabilirdi.

 

Baltanın ucu kuvvetli bir çatırtı yayarken donuk bir ses ve sert bir tepkiyle karşılaştı. Ama baltanın yerine kilidin kırılışıyla Todd, gıcırdayan kapıdan içeriye daldı.

 

Todd: [Birinci Sınıf General Arakiya!]

 

#Tahmin edildiği üzere Todd ve Jamal’ın kurtarma operasyonunu okuduk. Herhalde bir sonraki bölümde kaçışı tamamlayıp Subaru ve diğerlerini bıraktığımız sahneye geri döneriz. Peki Todd kadını kaptığı gibi Jamal falan dinlemeden basıp gidecek mi? Holly’nin tek başına koşturup bizimkilere haber verdiğini biliyoruz, öyleyse Jamal ne olacak? Arakiya’nın götürülüşü grup için iyi mi, kötü mü? Tüm bu soruların cevapları için okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr