Cilt 4 Bölüm 14 [ Sorular ve cevaplar ] (1/3)

avatar
4828 4

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 14 [ Sorular ve cevaplar ] (1/3)


Çevirmen : Clumsy

 

 

[Roswaal: Beyaz balinayı devirdin ve malikaneyi tehdit eden cadı tarikatını püskürttün. Ne kadar bunu diğer aday Crusch-sama ile müttefik kurarak yapsan da oldukça başarılıydın――fu~mu]

 

 

Gittikçe yatağında daha çok yayılan Roswaal çenesine dokundu ve gözlerini kapattı. Subaru’ya o yokken meydana gelen şeyleri anlatıyordu.

 

 

Ve Subaru, konuşmayı raydan çıkarma özelliğini bastırıp, böbürlenmemek için direnerek onun olaylar hakkındaki objektif düşüncelerini öğrenmeye çalışıyordu.

 

 

[Ram: ……Açık söylemek gerekirse, yaptığını söylediğin şeyler o kadar abartılı ki beni hayal gördüğün konusunda şüphelendiriyor. Ne zaman bir aksiyon-macera oyununda karakter oldun, Barusu?]

 

 

[Subaru: Az önce söylediğin şey bana açıklayamadığım çok hoş bir his verdi, bilirsin ……yine de ben de bütün bunları nasıl yaptığım konusunda şaşkınım. Ama kendi değerlendirmelerime göre de başkalarının değerlendirmelerine göre de, katkım küçük değildi, değil mi?]

 

 

Ram bile soğuk dalga geçişine rağmen Subaru’nun başarılarını görmüştü anlaşılan.

 

 

[Roswaal: Tüm beklentilerin ötesinde bir sonuç, bunu baş~ka türlü dile getiremeyiz. Ne büyük bir b~aşarı, ben bile…… hatta hiç kimse bunu hayal edemez~di. ]

 

 

Roswaal nihayet şaşkınlık ve övgü dolu bu sözleri dile getirmişti. Ardından birbirine uymayan ciddi görünümlü gözlerini yatağının yanındaki sandalyede oturan Subaru’ya çevirdi.

 

 

[Roswaal: Ön~celikle, bir kez daha minnettarl~ığımı iletmek istiyorum. ――Arazimi ve halkımı koruduğun için gönülden minnettarım. ]

 

 

[Subaru: Ah, ah oh. Yeah. Bunu nasıl söylesem ah… bunu söylemen bir köşeye kıvrılmak istememe neden oluyor. O kadar da büyük bir şey değ……]

 

 

[Ram: Sanırım Barusu sizin minnettarlığınızın ciddiyetini pek kavrayamıyor Roswaal-sama.]

 

 

Subaru, Roswaal’ın nazik sözlerini durdurmaya çalışırken Ram da bir adım atıp Subaru’nun konuşmasını bölmüştü. Net, durgun gözlerini üzerine dikmişti.

 

 

[Ram: Üstünüzün konuşmasına müdahale edip onun teşekkür edici sözlerini reddetmek affedilemez nieliktedir. Ayrıca bir Margrave olarak Roswaal-sama, Lugnica Krallığı'nın bütün bir kanadının gücünü taşıyan bir kişidir ――Ondan gelen minnettarlık dolu kelimeler Barusu’nun hayal edebileceğinden çok daha kıymetlidir.]

 

 

[――――]

 

 

[Ram: Roswaal-sama’nın pozisyonunda olan biri bırak şükran belirtmeyi, kendi pozisyonunun altında biriyle muhattap bile olmamalı. Bu kadar ileri gitmişken lütfen bunun öneminin farkında olun.]

 

 

Ram Subaru’nun aşırı optimistik düşüncelerine karşı bir tokat gibi savurmuştu bu sözleri. Bunları dinleyen Subaru verecek en ufak bir yanıt bulamayarak başını salladı. Ardından Roswaal [Hayır~ hayır~], diyerek ellerini, önündeki bir şeyleri itiyormuşçasına hafifçe salladı.

 

 

[Roswaal:  Ram’ın söyledikleri biraz abar~tılı oldu. Benim sözlerim bu kadar değe~r taşımıyor.]

 

 

[Ram: Roswaal-sama]

 

 

Ram’ın endişeli seslenişini duyan Roswaal, kafasını salladı ve [Yi~ne de] diyerek konuşmaya devam etti.

 

 

[Roswaal: Şimdilik benim minnettarlığımın sosyal durumumdan kaynaklanan ağırlığını bir kenara koyarsak, Subaru-kun'un başarmış olduğu şeyin ağırlığı herkesin gözünde nettir. Öyle~ki eğer seni düzgünce ödüllendirmezsem, halkın taşıyacağı hayal kırık~lığı ve öfkenin doğruca ba~na yöneleceğini k~olayca hayal edebilirsin.]

 

 

[Subaru: ……Peki o zaman, benim için ne yapacaksın?]

 

 

[Roswaal: Uygun bir ödül vereceğim. ――Subaru-kun, Kraliyet seçimi koridorunda neler olduğunu hatırlıyor musun?]

 

 

Subaru’nun boğazının gıcıklandığını gören Roswaal gözlerini devirdi.

 

 

Bu bakışlar onun içinden geçerken, Subaru'nun aklına gelen şey, artık göğsünü utanç verici bir şekilde yakan günün anılarıydı. Orada yaptığı ilan, pervasız sözleri, gülüp geçilecek anlamsız, aptalca tavırları olayları anlayamayışı... 

 

Ama yine de――

 

 

[Subaru: Hatırlıyorum. Unutabileceğim.……ya da unutmam gereken bir şey değil sanırım.]

 

 

[Roswaal: O zaman, minnettarlığımın karşılığı olarak orda söylediğin sözlere gerçeklik vermeme ne dersin? ――Şafakta, güvenle burayı terk ettiğimizde seni bir şövalye olarak atayacağım!]

 

 

Kafasını kaldıran Subaru, bir an için bu sözlerin anlamını kavrayamadı. Subaru’nun şaşkınca göz kırptığını gören Roswaal kafasını sallayarak açıklamaya devam etti.

 

 

[Roswaal: Kontun yanında beyaz balinayla savaşman ve cadı tarikatından bir günah başpiskoposunu yenmen, bunların gizli kalmasına izin veremem. Senin ismin,  <Şövalye> Natsuki Subaru Krallık boyunca şerefle ve hayranlıkla konuşulacak. ――Böyle olunca da artık hiç kimse koridorda söylemiş olduğun sözlere gülemeyecek.]

 

 

Emilia’ya yardım etmeye çalışırken elleri boş bir çocuk olarak havlayıp dönmüştü sanki.

 

 

Hayal kuran ve bir çok kez gerçeklik yüzünden yıkılan genç,  defalarca umutsuzluğa sürüklenmiş, delilikle karşılaşmış, intikamla her şeyi hor görmeye başlamış ama sonunda sevgiyle kurtarılmıştı.

 

 

 ―― şimdiyse geldiği nokta buydu.

 

 

Roswaal’ın dudaklarından ‘’ Şeref ‘’ kelimesi çıkmıştı … bunun bir değeri, anlamı olmalıydı.

 

 

――Subaru dışında kimsenin hatırlamadığı kızın, Rem’in düşünceleri ilk defa başka biri tarafından böylesine dışa vurulmuştu.

 

 

[Subaru: ……Teşekkür ederim, kabul edeceğim. Eğer bu yaptığımız savaşa bir anlam katacaksa...]

 

 

[Roswaal: Bu gurur duymanız gereken bir başarı ve kimsenin buna karışmasına izin vermeyeceğim. Artık Emilia-sama’nın yanında olma hakkın var. Kendi gücünle bunu hak ettin.]

 

 

[Subaru: ……Sadece benim gücüm değildi.]

 

 

Roswaal’ın konuşmasını dinlerken usulca mırıldandı. Anlamamış gibi görünen Roswaal’ın hafifçe kaşlarını kaldırışını gören Subaru gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı. Ardından gözlerini yeniden açarak özensizce omuz silkti.

 

 

[Subaru: Oldukça ciddi bir etkileşimdi, oy. Dikkatli olmak lazım, bu kadar uzun süre karakter dışı davrandıktan sonra normale dönmek zor olacak. Yüzüm şimdiden yanıyor!]

 

 

[Roswaal: ……Ol~dukça haklısın. Eeya~eya, ben de hiç böyle biri değilim, omuzlarım bile ka~sıldı. Seninle benim aramdaki ilişkide böyle ciddi konuşmalar olmaz gerçekt~en.]

 

 

Sanki Subaru’nun yüzünün aynasıymış gibi Roswaal’ın ifadesi de aynı anda rahatladı, ortamdaki gergin atmosfer ortadan kayboldu. Aralarındaki konuşmayı dinleyen Ram rahatça bir nefes aldı, [Eh] diyerek konuşmaya devam etti.

 

 

[Ram: O zaman, Barusu, Roswaal-sama’ya sormak istediğin bir şey var, değil mi? Bu yüzden Emilia-sama’yı konuşmamızdan uzakta tutuyorsun sonuçta. ]

 

 

[Subaru: Daha önceki kurnazlığın bu konuşmanın gidişatını çok iyi etkiledi, çok memnunum…… Emilia-tan’ı dert olarak gördüğümden değil ama Ros-chi’nin ağzı o burdayken kapanıyor.]

 

 

Ram’ın gözlemi Subaru’ya garip bir gülümseme kazandırmıştı. Bunu gören Ram doğruca gözlerini Emilia’nın olması gereken yere çevirip yokluğundan bir kez daha emin oldu.

 

 

[Ram: Lewes-sama’yı sığınakta bir tur atarken ona eşlik etmesi için görevlendirdim …… Ama Emilia-sama, Barusu'nun burada kalacağını duyduğunda, biraz yalnız hissetmiş görünüyordu.]

 

 

[Subaru: Bana bel bağladığını görmekten mutlu olsam da, sizden gelebilecekleri düşününce her ani arzuma koşturamam. O zaten büyük ihtimalle yolda Otto’yla buluşacaktır. Ne kadar onları yalnız bırakmaktan hoşlanmasam da …… o piç Otto büyük ihtimalle kıza bir hamle yapacak… aaaah ne yaptım ben? Emilia-tan aşırı manyakça sevimli, oof çok endişeleniyorum.]

 

 

[Roswaal: Kendini konuşa konuşa daha çok endişelendirmen kö~tü bir fikir, sence de öyle değil mi? Her neyse, ha~ksız değilsin.. ――Gerçek şu ki, Emilia-sama’nın duymasını istemediğ~im şeyler olduğunda muhtemelen ağ~zımı açmazdım.]

 

 

Subaru’nun kalbinin büyük endişelerle çalkalandığını gören Roswaal kafasını sallamış ve kendisi hakkındaki bu gerçeği söylemişti. Karşılığında Subaru, Roswaal’ın yaptığı gibi tek gözünü kapatıp [Tam da düşündüğüm gibi] dedi.

 

 

[Subaru: Kasıtlı olarak Emilia-tan’dan bazı bilgileri saklıyorsun……Tam olarak kime benzemeye çalışıyorsun bu şekilde?] 

 

 

[Roswaal: Bilgilendirme konus~unda seçici olmak gerektiğini düşünmüyor musun? Bir kraliyet seçimi adayı olarak Emilia-sama’nın ön~emi benim çok üzerimde. Ama şu anda, bedeni ve bilgisi onun niteliğine ve pozisyonuna eşlik edecek seviyede değil, bu yüzden daha cilalanması gerek. Bu sebeple de o hala bazı şeyleri öğrenirken ona bu kadar yük bindirmeye gerek yok ……]

 

 

[Subaru: Bunu yalnızca Emilia-tan için kaygısız bir öğrenme ortamı sağlamayı amaçlayan bir adammış gibi söylemen güzel bir etiket olmuş. Ama onu böyle ciddi durumlarda karanlıkta bırakman, her şeyi bilmene rağmen ona söylememen hiç de sorumlu bir davranış gibi gelmiyor. Senin için bile, bu iyi bir şey ifade ediyor olamaz.]

 

 

Roswaal’ın yüzeysel bir şekilde tartışmayı sonlandırmaya çalıştığını gören Subaru sakin ses tonuyla konuşmayı devam ettirmişti. Subaru’nun sakinliğini gören Roswaal, açık olan gözü aracılığıyla Subaru’ya iyice odaklandı.

 

 

Nazik bir şekilde tek gözü――soldaki sarı göz bebekli olan, Subaru’ya bakmaya devam etti. Bu bakışların anlamını kavrayamayan Subaru’nun bedeni titredi. Onun rahatsızlığını farkeden Roswaal bir kahkaha patlattı.

 

 

[Roswaal: Ee~hh, bunu er ya da geç zorlayacağını tahmin etmiş~tim. Bu yüzden, bu sefer çözümü~mü  hazırladım.]

 

 

[Subaru: Çözüm?]

 

 

[Roswaal: Çözümüm artık Subaru-kun’un sorular~ından kaçmayıp onları yanıtlam~ak. İstesem bile kaçamayaca~ğım için artık mükem~mel bir zaman, sence de öyle değil mi? ]

 

 

#Ve karşınızda 'Şövalye Subaru' !
Sen kalk paralel bir dünyadan hikikomori olarak gel, sonra buralarda şövalye ol, hayata bak 

Bir de Roswaal'ın sonunda ' Artık kaçmak yok, sorularını yanıtlayacağım' çözümüne ulaşması var tabii.
Anlaşılan bizi yine aydınlatıcı bölümler bekliyor.
Hadi inşallah bol bol bilgi edineceğimiz bir bölümde görüşürüz, hoşçakalın! 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr