Cilt 4 Bölüm 18 [ Ebeveyn ve çocuk ] (2/3)

avatar
4128 3

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 18 [ Ebeveyn ve çocuk ] (2/3)


Çevirmen : Clumsy

 

 

{O adamın çocuğu sonuçta}

 

Bunlar genç Subaru’nun göğsünü gururla dolduran sözlerdi.

O zamanlar bunun bir lanete dönüşeceğini bilmiyordu.

 

[Subaru: Sadece dışarı çıkıyor, şehirde boş boş dolaşıyordum. Nereye gidersem gideyim babamın bıraktığı kalıcı izleri görüyordum……bu çok normal sanırım.]

 

Subaru'nun küçük ve kısıtlı dünyası, babasının sırtından göründüğü kadardı hala.

Babasıyla aynı yüksekliğe erişmek isteyen Subaru’ya göre, nerede olursa olsun, bu kısıtlı dünyaya neresinden bakarsa baksın, babasının izlerini taşımayan tek bir yer yoktu.

 

Yavaş yavaş, Subaru için dünya korkunç bir yere dönüşmüştü.

 

O anda, sıradan olduğunun farkına varmanın acısı Subaru’nun içine yerleşmişti, bunun utancını ailesinden ve onları tanıyan herkesten saklamaya çalışıyordu.

 

Herkes tarafından sevilen, herkesin güvendiği, herkesin gülümsediği adam.

 

Yine de aynı Natsuki Kenichi’nin oğlu, Natsuki Subaru, herkesin bakışları altında eziliyordu, dünyanın korkutuculuğundan korkarak kendi kendine sarılıyordu, insanlar tarafından böyle görülmek istemiyordu.

 

Kendisindeki eksiklikler onu sevdiğini ilan eden babası için utanç kaynağından başka bir şey olmamalıydı ve belki bir noktada, o her şeyin üzerindeki babası, gerçekten ondan utanacaktı. Bu, Subaru’nun en büyük korkusuydu.

 

Subaru, ilkokul ve ortaokulda dikkat çekmekten kaçınmak için çabaladı.

 

Alt sınıflardan beri onu tanıyan sınıf arkadaşları, Subaru'nun ne kadar uysal bir hale geldiğini anlayamıyordu ――hassas bir çağda olan çocuklar, sınıf arkadaşlarının kalbindeki karanlığı fark edemediler, kendi neşeli hayatlarını yaşarken böyle önemsiz şeyleri unuttular gitti.

 

Bu arada Subaru, geçmişin gölgelerini yok etmeye, kendisini bilinmezliğe gömmeye çalışırken, evde de ele avuca sığmaz çocuk rolünü başarıyla oynuyordu.

 

Okulda gölgede kalmış bir ot kadar sakindi, eve gittiğinde ise içindeki yabaniliği çıkartıp tamamen farklı bir insan oluyordu.

 

Okuldan eve çeşit çeşit kahramanlık hikayeleriyle gelip ev işlerinin ortasındaki annesinin dudaklarının kenarlarını yumuşatıyor, işten yorgun argın gelen babasının yüzüne bir gülümseme veriyordu.

 

――Ailesi tüm bunların yalan olduğunun farkında mıydı? Subaru, şimdi bile bundan emin değildi.

 

Bu şekilde, ilkokul ve ortaokul boyunca hayatının büyük bir bölümünü, bu yalanları boyamakla, güçlendirmekle ve Natsuki Subaru'nun kurgusal karakterini oluşturmakla harcadı.

 

Herkes Subaru’nun geçmişteki yaramazlıklarını unutmuş, onu adından başka hiçbir şey bilmedikleri bir sınıf arkadaşları olarak görmeye başlamıştı.

 

Yaşıtlarıyla arasındaki bu ilişkiden kaynaklanan yalnızlık hissinin yanı sıra Subaru’nun kalbinde daha samimi bir korku vardı. Taşıdığı soyadının ağırlığı ona büyük bir güç uyguluyordu.

 

[Subaru: Şimdi düşünüyorum da, gerçekten yaşamak için karanlık bir yoldu. Ama bunu yaparak ilkokul ve orta okulu atlattım. Sonra bunları ardımda bırakarak lise öğrencisi oldum …..yerel bir okul olmasına rağmen muhtemelen giriş puanı yüzünden neredeyse hiçbir sınıf arkadaşımla aynı okula girmemiştim …..]

 

Bunca zaman aynı şeyleri tekrar edip duran Subaru, yeni bir ortama girerek bir değişiklik yapıp ilerleme fırsatı elde etmişti, sahip olduğu tüm cesareti bunun için topladı.

 

Cesaretinin son damlasıyla dişlerini sıktı ve başını kaldırdı.

 

Yepyeni bir ortama girecekti. Tanımadığı yüzlerle yeni ilişkiler kurma şansı vardı.

 

Onu Natsuki Subaru olarak yargılasalar da, kimse onu “Natsuki Kenichi’nin oğlu” olarak görmeyecekti. Hatta bu yeni yerde――kaybettiği yıldızları yeniden bulabilirdi bile.

 

Ama cesaretini kullanma şekli Subaru’yu bu yoldan çekip attı.

 

[Subaru: İtiraf etmeliyim ki liseye başlangıcım muhteşem bir hayal kırıklığıydı. Tabii ki öyleydi. İlkokul ve orta okulda hiçbir arkadaşlık geliştirmemiş olan bir çocuğu tanımadığı yüzlerce kişiyle aynı yere koyarsan doğru düzgün nefes alıp gerginliğini gideremez……bir gerizekalı bile işlerin bu şekilde gelişeceğini anlardı.]

 

Bir gerizekalının bile görebileceği şeyi görememiş olan Subaru, daha da kötü olduğunu anlamıştı.

 

Bu kadar detaya girmeden de sonucu hayal etmek kolaydı.

 

İnsanlarla ilişki geliştirme konusunda Subaru’nun babasından başka rol modeli yoktu, iş tamamen yeni bir ortamda arkadaş edinmeye gelince, tek referansı babası olmuştu.

 

――Ama hala çocukken insanları güldürebildiği şakalar, ergenliğin son dönemlerinde meydana gelen psikolojik değişikliklerin ortasındaki sınıf arkadaşları için zehirden başka bir şey ifade etmedi.

 

[Subaru: Zehir. Ölümcül zehir. Üzerinde küçük kırmızı beyaz noktalar olan zehirli bir mantar gibiydim, üzerinde ‘’Yüksek oranda zehirli, yerseniz korkunç bir şekilde ölürsünüz’’ yazan bir tiptim.]

 

Böyle bir tip hiçbir yere uyum sağlayamazdı.

 

Yeni bir ortama giren Subaru, daha ilk adımında tutunacak dalını kaybetmiş ve doğruca kuyunun dibine düşmüştü. Ardından, tek başına vakit geçiren, kesin olarak ‘garip’ diye nitelendirilen, ortamı okuyamayan çocuk bir anda şöyle düşündü:

 

――Ah, bugün okula gitmek istemiyorum.

 

[Subaru: Hatırlıyorum, o sabah sen de annem de evde yoktunuz. Yataktan çıkmak büyük bir yük gibi geldi, ben de kalkmam gereken zaman geçene kadar uyudum…..ve sonunda kendimi yataktan attım, panikliyordum, çoktan öğlen olmuştu ama kalkıp giyinmek üzereydim.]

 

Subaru o an kalbinin ve bedeninin gerçekten sakin olduğunu fark etmişti.

 

Okulda, pencere kenarında tek başına otururken, uyur gibi yaparken, sessizce zamanın geçmesini beklerken Subaru’nun kalbi her zaman stres ve korku dolu olurdu.

 

Orda olmak istemezdi, okula adımını attığı andan itibaren eve döneceği anı beklerdi. Hayır, hatta uyandığı andan beri eve dönüş anını düşünürdü.

 

Zorbalığa uğruyor değildi. Dışlanmış da değildi.

 

Yalnızca, kendine bir duvar örmüştü. Başka insanların nazikliğinden çekiniyordu. Yıldızları yeniden görebilme düşüncesi onu tedirginlikle dolduruyordu.

 

Keşke saatlerce bu ızdırabı çekmeden bir gün geçirebilseydi. O özgürlük hissi, rahatlama hissi yavaş yavaş Subaru’nun adımlarını okuldan uzaklaştırmıştı.

 

[Subaru: Haftada bir dersi ekiyordum, sonra üç günde bire düştü, sonra da iki günde bire ….. sonra da tamamen gitmeyi bıraktım.]

 

Ondan sonraki günler hakkında konuşmaya gerek yoktu.

 

Artık okula gitmeyen Subaru’nun kalbi rahatlama hissiyle doluydu. Okuldan uzak olmak, o ızdırap dolu saatlere zorlanmamak büyük bir özgürlüktü. Artık Subaru’nun kalbi kabullenme ve teslimiyet halindeydi.

 

Hiçbir büyük neden olmadan, gururlu, kendinden memnun bir şekilde okulu bırakmıştı.

 

Bu Subaru’ya bakan hiç kimse ‘’O adamın çocuğu sonuçta’’ diyemezdi artık ve her şeyden öte―― bu kadar acınası bir Subaru karşısında ailesi ne kadar hayal kırıklığına uğramış olmalıydı. O zaman kesinlikle annesi ve babası bile o Subaru’yu ‘sevmeyi’ bırakacaktı.

 

Artık sevgi duymadıkları bir oğlun çöpten farkı olmayacaktı, muhtemelen onlar için hiçbir şey ifade etmeyecekti.

 

Ama sevdikleri halde değersiz olarak etiketlenmiş bir oğul onları sürekli sinirli hale getirecekti. Ve mutsuz da. İnsanlar onları öyle görürse onlara acıyacaktı.

 

Subaru’nun hayatlarından silinmesi onlar için daha iyi olacaktı.

 

Bu yüzden, Natsuki Subaru――

 

[Subaru: “Seni sevmiyorum.” “Seni evlatlıktan reddediyorum.” “Sen benim ……oğlum değilsin.” Bana bu cümleleri kurmanı ve beni kovmanı diledim. Benden vazgeçmeni diledim.]

 

Artık var olmayan yıldızları görebilmeyi biraz umarak gözlerini gökyüzüne kaldırdı.

 

Güçsüz, acınası Subaru, Natsuki Kenichi’nin oğlu olmayı hak etmeyen aptal yaratık, yalnızca serbest kalmayı diledi.

 

―― Subaru bile, bunun kalbinin gerçek içeriği olduğunu fark etmemişti.

 

Kalbiyle yüzleşen, içindekileri dışa vuran Subaru, kalbinin kirliliğini ilk defa gördü. Zayıf ve aptal olduğu düşüncesi, hatalarını kabul edememesi ve gözlerini kaçırması, hepsini başkalarının temizleyeceği karmaşalar haline getirmiş olması, kendisinde kusma isteği yaratmıştı.

 

Yine de sonunda, Subaru’nun kendini terk etmeme sebebi, onu terk etmeyen birinin eli oldu.

 

{Rem, Subaru-kun’u seviyor}

 

Göz kapaklarının ardındaki gri çizgiler artık soluk mavi bir ışık yayıyordu.

Rahatlatıcı bir rüzgar Subaru’nun kalbine esti, onun donmuş kollarını ısıttı.

 

{Hadi burdan başlayalım. Birinci adımdan başlayalım……hayır, SIFIRDAN!}

 

Subaru artık sona geldiğini hissettiğinde, kız onu zorlayarak bunu söylemişti.

 

Subaru daha fazla devam edemez hale geldiğinde, kız onun yüzünü kaldırdı, ellerini tuttu, kollarıyla omzunu sardı, alnına bir öpücük verdi ve onu cesaretlendirdi.

 

Gümüş ışık tarafından cezbedildi ve mavi ışık tarafından ilerlemesi için zorlandı, hikayesi sona ermek üzere olan Natsuki Subaru, bir kez daha Sıfırdan başladı.

 

Çünkü anlamıştı, çünkü hatırlamıştı, çünkü Sıfırdan ilerlemeye karar vermişti. ――Sıfırdan önce, geçmişindeki sorunları çözmeliydi.

 

 

 

#Sonunda 're:zero' muhabbetini bir noktada yaptık.
Yani Subaru, sıfırdan başlamadan önce geçmişini çözmek için burada.

Hayal bile olsa uzun zamandır sesi soluğu çıkmayan Rem'in bahsinin geçmesi de beni mutlu etti.

O zaman geçmişi çözmeye devam ediyoruz arkadaşlar, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr