Cilt 4 Bölüm 28 [ Çay sohbeti ] (2/3)

avatar
4123 4

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 28 [ Çay sohbeti ] (2/3)


Çevirmen: Clumsy

 

[Subaru: Bu sabah enerjik görünüyorsun.]

 

[Garfiel: Bunu söyleyen ben olmalıyım. Sabahın köründe ne bok yemeye geldin? Beni kızdırmaya mı çalışıyon? Oy! ]

 

Subaru selam vermek için elini kaldırmış ama Garfiel sinir olmuş görünerek gözlerini açarak pis pis bakmıştı.

 

Bu tepkiyi bekliyor olan Subaru, elini indirip minyon figüre doğru döndü―― Garfiel’in arkasında duran Lewes’e.

 

[Subaru: Garfiel’in burda olacağını tahmin etmiştim ama Lewes-san’ın da burda olmasını beklemiyordum. Günaydın. ]

 

[Lewes: Mnn, güzel bir sabah. Su-bo da mı gezmeye çıktı? ]

 

[Subaru: Sanırım öyle diyebilirsin, ama kulağa geldiği kadar hoş değil. Buraya tamamen umut dolu gelmiştim, bilirsin, ama aynı zamanda Garfiel’i kızdırmak için de...]

 

[Garfiel: Sen……]

 

Subaru Garfiel’in alnında beliren mavi damarları görmezden gelirken, Lewes başını salladı. Ardından,

 

[Subaru: Az önce ‘’de’’ dedin, sen de mi gezintiye çıktın demek oluyor bu?]

 

[Lewes: Gezinti benim için bonus oldu. Geçen gece Gar-bo’nun eve gelmediğini ve dışarıda yerde oturduğunu gördüm…… Bu yüzden gelip nasıl olduğunu görmek istedim.]

 

Lewes, uzun ve dalgalı pembe saçlarını okşayarak bu sözleri sarfetmişti. Diğer elinde de küçük bir paket tutuyordu, şekline ve büyüklüğüne bakılırsa içinde hafif bir yemek olmalıydı. Büyük ihtimalle gitmeyecek-kadar-inatçı Garfiel’in kahvaltısıydı.



Subaru, bir anda elini çenesine koydu ve karşısındaki ikiliye baktı.



[Subaru: Garfiel ve Lewes-san, birbirinizi uzun zamandır tanıyor musunuz?]

 

[Lewes: En azından Gar-bo’nun küçüklüğünden beri…… Gerçi o hala küçük.]

 

[Garfiel: Oy, nine. Çoktan senin boyunu geçtim. ]

 

[Lewes: Ama hala olması gerektiği gibi uzamadın. Her neyse, biz onun çok daha küçük olduğu zamanlardan beri beraberiz. Bu süreçte ben bile geliştim.]

 

Lewes Garfiel'in protestolarına pek dikkat etmiyor gibiydi. Dışarıdan küçük bir kız gibi görünse de sonuçta içinde yaşlı bir kadın vardı. Kelimenin tam anlamıyla bir loli-nineydi.



Yine de, Subaru bu sözlerin içinden bir şey kaparak kaşlarını kaldırdı.



[Subaru: Söyleyiş tarzına bakılırsa…… Garfiel sığınağın içinde doğmadı mı?]

 

[Garfiel: ……Gerekmeyen şeylere burnunu sokma. ‘’Botokku’ya saldıran yılan sadece kendini öldürdü’’ konumuna mı düşmek istersin?]

 

[Subaru: Yeah pek bağlantı kuramadım o yüzden beni durduracak bir gücü olmadı. Ee Lewes-san, lütfen bana cevap verin! ]

 

Subaru’nun son uyarısını kesinlikle görmezden geldiğini gören Garfiel dişlerini o kadar kuvvetli sıktı ki neredeyse ses çıkaracaktı. Ama Subaru bunu da görmezden geldi ve konuya devam etmeye çalıştı.



İki adam arasında bakışlarını sırayla gezdiren Lewes yorgun bir şekilde iç çekti.



[Lewes: Gar-bo sığınağa geleli yaklaşık 10 yıl falan oldu. O zamanlar Gar-bo hala yürüyemeyen küçük bi bebekti. Onu buraya Ros-bo getirdi ve……]

 

[Garfiel: ――Nine, daha fazla gereksiz şey söyleme.]

 

Gözlerini kısan Garfiel, kısık sesle bunları söylemişti.


Bunu duyan Subaru’ya hafif bir üşüme geldi ve acaba yanlış bir noktaya mı parmak bastım diye düşündü.



Ama,



[Lewes: Bu ağızla kiminle konuştuğunu sanıyosun sen mankafa!]

 

[Garfiel: Acıttı!]

 

Lewes bu sözler esnasında altın saçlı Garfiel’in alnına bir şaplak indirmişti. Küçük bir kızın elinden gelen vuruş pek güçlü görünmüyordu, ama Garfiel sanki başına yıldırımlar düşmüş gibi sarılarak acı içinde feryat etmişti.

 

[Garfiel: N-nine napıyosun öyle bi anda ……]

 

[Lewes: Asıl bunu ben sormalıyım, seni tek başıma yetiştirdikten sonra benimle ne biçim konuşuyorsun? Bu utanmaz tavrın ağlamak istememe yol açıyor. Al bunu! Al! Al!

 

[Garfiel: Sto-, acıyo, aow, izliyo, biri izliyo! ]

 

“Pok pok pok” sesleri eşliğinde Lewes kolunu Garfiel’e geçirmeye devam ediyordu. Garfiel ise bir çukur kazıp saklanmak ister gibiydi, koluyla darbeleri engellemeye çalışıyordu . 


Bu ikiliyi izleyen Subaru az daha kahkahasını tutamayacaktı.



[Subaru: Sanırım şu anda ilişkinizin ne kadar uzun süreli ve derin olduğuna dair bir fikir edindim.…… Garfiel, gerçekten burda oturmaya devam etmeyi mi planlıyorsun?]

 

[Garfiel: Yapmam gereken başka bi şey çıkmadıkça burda oturmaya devam edicem. Kimsenin ben yokken içeri sızmasını istemem, di mi? ]

 

İçeriye sızmaya çalışan kişi kim olursa olsun Garfiel buna izin vermeyecekti. Zaten bu tavrı bekleyen Subaru pek etkilenmese de yine de hayal kırıklığına uğramıştı.



Garfiel’in inatçılığı hiç değişmemişti.



[Subaru: Düşününce, yargılamalar gece başlamıyor mu? Gün içinde buraya sızmamın bir anlamı olmaz ki. Burda oturmaya devam etmen biraz anlamsız değil mi? ]

 

[Garfiel: Kımıldayacağımı sanarak nefesini boşa harcıyon. Gün içinde içeri sızıp geceye kadar bekliyceksin di mi? Benim uzun bi dövüşe hazır olmadığımı mı sanıyosun? Beni küçümsüyo musun? ]

 

[Subaru: Tch, yakalandım?]

 

Subaru teslim olur gibi iki elini de havaya kaldırdı. Bunu gören Garfiel homurdandı ve Lewes’e döndü.

 

[Garfiel: Yani bi süre burdan kımıldayamıyorum. Nine, yemek. ]

 

[Lewes: Sana yemek getirmek için bu kadar zahmete katlanan birine böyle mi tavır takınacaksın? İçler acısı. Al. ]

 

Şikayetlerine rağmen yemek poşetini ona uzattı. Garfiel paketi alıp açtı ve içindekileri yemeye koyuldu. 


Lewes ona bu şekilde yardım edecekse Subaru’nun tek taraflı savaşı biraz uzun sürecek demekti.



[Subaru: Anlaşılan şu an için bir şey yapmam zor……huh. Oh peki, daha sonra gelirim.]

 

[Garfiel: Gelmene gerek yok bilirsin. Seni içeri sokmiycam her halükarda. Sen de köşede bi yerlerde sessizce oturabilirsin, yeah?]

 

Yemeğini bitiren Garfiel, parmaklarını yalayarak ayrılmak üzere olan Subaru’ya bunları söyledi. Subaru el sallayıp arkasını döndü ve Lewes de onu izledi.

 

[Lewes: Gar-bo’yu beslemeyi bitirdiğime göre, şimdi Su-bo’yla biraz konuşmak isterim.]

 

[Subaru: Ne tesadüf. Benim de Lewes-san’a sormam gereken bir şey vardı. Gerçi önce Emilia-tan’ın yüzünü göresim vardı, ama ……]

 

Gökyüzüne bakıp güneşin daha yeni doğduğunu gördü.



Emila’nın yargılamaların ilk gününde ne kadar bitkin olduğunu ve öğlen uyandığını hatırlıyordu. O yüzden onun uyumaya devam etmesini istedi, onun yerine diğer işleriyle ilgilenmeliydi.



Subaru Lewes’e yandan bir bakış attı. Yaşlı-genç kız pembe saçları savrularak yanında yürüyordu.



Biraz uykulu görünüyordu ve ufacık adımlar atıyordu, ama kendisine yetişmeyi başarıyordu. Onun tam olarak bir loli-nine olduğunu bilse de içini gıcıklayan şeyi dile getirmeden edemedi.



[Subaru: Seni sırtımda götürmemi ister misin?]



#Garfiel tüm inatçılığını sürdürüyor gibi görünüyor. 
Bu arada ben Garfiel karakterini çevirirken aklıma hep iri yarı orta yaşlı bir tip geliyor. Ama Garfiel ufak tefek kamburca bir genç. O yüzden çocukluğundan beri burda olmasını yadırgamayın.
Subaru'nun da 'burda doğmadı o zaman' şeklindeki teorisinin açıklanacağına değinmek isterim.
O zaman Subaru'yla Lewes'in neler konuşacağını görmek için okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr