Cilt 4 Bölüm 55 [ Kristaldeki kız ] (2/2)

avatar
4068 3

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 55 [ Kristaldeki kız ] (2/2)


Çevirmen : Clumsy 

 

[Subaru: ……Kayıt noktası.]

 

Subaru, modern çağda yaşamayan hiç kimsenin anlayamayacağı bir şeyi bilinçsizce mırıldandı.

 

Büyü çemberinin üzerinde soluk mavi ışık saçan bir kristal: Bu, Subaru’nun video oyunlarında sık sık gördüğü kayıt noktalarını andırıyordu.

 

Bu görünüşe bir de sessizliğin verdiği gizemlilik eklenince, Subaru'nun düşüncelerini dışa vuramayacak bir şekilde nefesini tutması çok normaldi.

 

Ama Subaru bu büyüleyici manzaraya bakakalmakla meşgulken,

 

[???: ――――]

 

Onu hiç önemsemeyen kız, büyülü minerali aldıktan sonra tükenmiş minerali atık yığınına benzeyen bir yere atarak odada ilerlemeye başladı.

 

Arkasında duyulmaya başlayan adım seslerini fark eden Subaru, hızlıca dönerek kızın omzuna uzandı.

 

[Subaru: Hey, du-dur…… ah-, dokundum.]

 

[???: ――――]

 

Subaru, kızın hissiz ve tepkisiz görüntüsü yüzünden ona dokunduğunda ellerinin içerisinden geçebileceğini düşünmüştü. Ama neyse ki, parmakları doğruca kızın omuzlarını kavradı ve onu durdurmayı başardı.

 

Tabii bu kızın Kıskanç Cadıyla olan mücadelede patlayan kızlardan biri olması gerektiğini düşünerek tedbiri elden bırakmadı.

 

[???: ――――]

 

Ama kız en ufak bir patlama belirtisi göstermeden sessizce Subaru’ya bakıyordu.

 

Bu gerçekle rahatlayan Subaru, hala sessiz olan kızın bakışlarıyla buluştu.

 

[Subaru: İşini böldüğüm için özür dilerim ama sormak istiyorum… Bu sefer beni görmezden gelmesen olur mu? Biraz başım dertte, bilesin.]

 

[???: ――――]

 

[Subaru: Ee, az önce ne yapıyordun? O kristal neden parlıyor? Ve içindeki kızla ilgili bir bilgin var mı?]

 

[???: ――――]

 

DEĞİŞEN hiçbir şey yoktu.

 

Subaru kaç soru yöneltirse yöneltsin, kızdan aldığı tek yanıt sessizlik oluyordu.

 

Cevap vermeyi reddediyor değildi, daha ziyade böyle bir seçim yapma şansı yok gibi görünüyordu.

 

Yüzündeki ‘’oyuncak bebek’’ ifadesi hiç değişmemişti.

 

[Subaru: En azından evet hayır şeklinde bir cevap verme şekli geliştirebilirsen çok işime yarayacak……]

 

Ama bu da olmuyordu.

 

Bırakıldığı anda gitmeye niyetli görünen kızı serbest bırakmayan Subaru, kristale doğru döndü.

 

İçeride hapis olan kız hakkında değişen hiçbir şey olmasa da yoğun ışık sayesinde belirgin hale gelen bir şey vardı.

 

Kız nefes almıyordu ve nabzının atmadığı da belliydi.

 

――Kristaldeki kızın bedeni en ufak bir yaşam belirtisi göstermiyordu.

 

[Subaru: ……Geçici ölüm… fazla iyimser bir bakış açısı olurdu.]

 

Dondurulan bedenleri hayata döndürmek bile fazlasıyla zordu.

 

Bu kızın bedeni ise donmakla kalmamış, kristalize olmuştu.

 

Onu özgür kılmak iki katı imkânsız bir hayal gibi görünüyordu.

 

[Subaru: Bir kez daha… Elimden hiçbir bok gelmiyor……]

 

Kendi güçsüzlüğü tarafından mağlup edilen Subaru, parmaklarını kristalin yüzeyine değdirdi.

 

Parmak uçlarındaki soğukluğu hissedebiliyordu ama kız bu soğuklukla rahatlıyor mu, yoksa acı mı çekiyor bilemiyordu.

 

Ve bu düşünceler kalbini acıtırken,

 

[Subaru: ――Eh?]

 

Parmak uçlarındaki soğukluk ısıya çevrilerek Subaru’nun koluna ve tüm bedenine ulaşmaya başladı.

 

[Subaru: ――O, ou, ouah!?]

 

Ilıklık olarak başlayan şey, yakıcı bir ısıya dönüşerek tüm bedenini işgal ediyordu.

 

Parmak uçlarından organlarına erişen alevler Subaru’ya acılı çığlıklar attırdı.

 

Boğucu ısının yol açtığı çığlıklar odada yankılanıyordu.

 

Odanın kirliliğine hiç takmadan yere uzandı ve gözleri karanlıkla ışık arasında titreşmeye başladı――ve sonra,

 

[Subaru: ――Hhh, uh?]

 

Cehenneme olan yolculuğu geldiği gibi hızlı bir şekilde sona erdi.

 

Bedenini işgal eden ısı tükenmiş ve Subaru’yu ıstırap fırtınasından uzaklaştırmıştı.

 

[Subaru: ……n-ne boktu bu?]

 

Oturur pozisyona geçen Subaru, mırıldanarak ellerini ve ayaklarını kontrol etmeye başladı.

 

Ani acı, aynı anilikte sona ermişti. Nedenini veya amacını anlayamasa da geriye kalan, acı bir hatıra ve yeni sorular olmuştu.

 

[Subaru: Hiçbir şey yok. Ama hiçbir şey olmadıysa o zaman…]

 

Neden kristale dokunduğunda canı bu kadar acımıştı?

 

Belki de sebebi kristalin altındaki kısımdı. Oraya dokununca elektrik çarpılmış falandı.

 

Bu düşünceye erişen Subaru, acıyla boğuşurken unutmuş olduğu Lewesimsi kızı hatırladı.

 

[Subaru: Ah……]

 

[???: ――――]

 

Ayağa kalkıp başını kaldırdığında kızın hiç değişmemiş olan yüzüyle karşılaştı. Sonra da bu gerilimli anda,

 

[???: ――――]

 

――Kızın başını eğerek derin bir saygıyla eğilmiş olduğunu fark etti.

 

※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※

 

Kızın dizlerini ve eğilen başını gören Subaru, ne yapacağını bilemiyordu.

 

Eğer yanılmıyorsa bu hareket bir çeşit saygı gösterisi olmalıydı.

 

[Subaru: Bi-bir anda ne yapıyorsun böyle?]

 

Şu ana kadar tamamen görmezden gelinmiş olan Subaru, bu ani değişim karşısında şaşırmadan edemiyordu.

 

Kız ona saygı göstermiş olsa da aralarındaki uçurum derindi. İkisi de birbirinin nereden geldiğini bilmiyordu ve mevcut şartlar altında şüphe duymamak imkânsızdı.

 

[???: ――――]

 

Diz çöken kız, temkinli Subaru’nun önünde ayağa kalktı.

 

Sonra da bakışlarını Subaru’nun başının arkasındaki bir şeye çevirdi.

 

Arkasını dönen Subaru, orada hiçbir şey görememişti.

 

Kişinin bir şey düşünürken boş boş duvara bakışı gibiydi. Ve Subaru yeniden kıza döndüğünde,

 

[Subaru: Uuoaa!?]

 

[???: ――――]

 

Kızın nefesi değecek bir yakınlıkta kendisine yaklaşmış olduğunu gördü. Subaru geriye yaslanmaya çalışırken kız ona uzanarak kolunu kavramıştı.

 

[Subaru: ……? Sen… seninle gelmemi mi istiyorsun?]

 

[???: ――――]

 

Hiçbir şey söylemeyen kız, Subaru’nun kolunu dürterek ona kendisini takip etmesini işaret etti.

 

Kızın sorusunu konuşmadan yanıtladığını gören Subaru düşünmeye başladı.

 

Belki de kızın konuşmayı reddetme inatçılığı yalnızca konuşamadığı içindi. Soruları anlıyor gibi görünüyordu. Belki de Subaru’ya beni takip et deme sebebi, önceki sorularını cevaplamaya çalışmasıydı.

 

[Subaru: Ehh, kaplanın yuvasına giremeden yavrusunu alamayız, değil mi?]

 

[???: ――――]

 

[Subaru: Bu benim evimde söylenirdi. ――Hadi bakalım, öne geç, seni takip edeceğim.]

 

Subaru, başını sallayıp kendisiyle geleceğini işaret ederken, kız da Subaru’nun kolunu tutarak harekete geçmişti. Kızın arkasındaki Subaru, kristale son bir bakış attı.

 

――Hiçbir değişiklik yoktu, kız soluk mavi ışığın içerisinde uyumayı sürdürüyordu.

 

Subaru’yu çekiştiren kız önce koridoru aştı, sonra bekleme alanını ve sonra da tesisin kapısını.

 

[Subaru: Yani içeride değil, huh. Peki, dışarısı da olur ama……]

 

Eğer sığınaktan biri onu görürse tesisteki gizli görevi patlardı. Gerçi suçlu hissedeceği bir şey yapmamıştı ama Garfiel’le ilişkilerini düşününce bu döngüde böyle bir olaydan kaçınmayı tercih ederdi.

 

Tam önündeki kızın kendisini sığınağa götürüyor olabileceğinden endişelenirken,

 

[????: ――Bu da ne, oldukça karmaşık bir ifade takınmışsın Su-bo.]

 

[Subaru: ……Oy oy, bu zamanlama da neyin nesi?]

 

Tesisten çıkıp açık havaya adımını attığı anda kendisine seslenen birini işitmişti.

 

Sesin kaynağına dönerek sahibini gören Subaru’nun dudakları gevşedi. Bunun rahatlamadan mı başka bir sebepten mi kaynaklandığı belirsizdi.

 

[Lewes: Konuşmak istediğin pek çok şey olduğuna eminim. Ama önce bir yer değişikliğine ne dersin?]

 

[Subaru: Yeah, kulağa iyi geliyor. Gerçekten de… konuşmamız gereken çok şey var.]

 

Subaru anlaştık dercesine omuzlarını silkti.

 

Peki o anda Subaru’ya bakan kız ne düşünüyordu?

 

――Ay ışığının altında, kendisine tıpatıp benzeyen bir kızla birlikte yürüyen Subaru’yu görmek, orijinal Lewes’e ne düşündürmüş olabilirdi?

 

#Merhaba arkadaşlar, bir sağlık probleminden ötürü birkaç gün şehir dışında olacağım. Bu süreçte bölüm atamayacağım gibi görünüyor. 
Tekrar görüşmek üzere.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr