Çevirmen : Clumsy

[Subaru: Sonun sonunun sonu……huh. Oldukça şiirsel bir ifade oldu.]

Tamamen hazır görünen Beatrice ile yüzleşen Subaru, omuz silkti. Beatrice’i süzmeye başlayan bakışları, kollarındaki siyah kaplı kitapta durakladı ―― Roswaal’ın söyledikleri doğruysa bu, var olan iki mükemmel İncilden biri olmalıydı.  

Geleceği anlatan bir kitap. Buna kahince bir bakış açıyla da bakılabilirdi ama Subaru daha çok “Gelecekle ilgili talimatlar veren kitap” kısmına inanıyordu.

İncil’in önemine ikna olan Petelgeuse, tüm emirleri fanatiklik noktasında takip etmişti. Ve o deli adam, tamamlanmamış versiyonun başarısızlığı yüzünden Subaru’nun ellerinde katledilmişti.

[Subaru: Senin şu her şeyi biliyorum ifaden… kitabın sayesinde mi?]

[Beatrice: ……Soru soran taraf ben olmalıyım. Bu kitap hakkında ne kadar şey biliyorsun, sanırım?]

[Subaru: Roswaal tüm bu meseleler konusunda ağzını açtı, bilesin. Temelini aşağı yukarı kavradığımı düşünüyorum.……Cadı Tarikatının sahip olduklarına benziyorlar ama onlardan daha iyiler. Dünyada kalan son iki kitabınsa biri sende, biri Roswaal’da.]

[Beatrice: O boşboğaz Roswaal. Bir bahane verdiğin anda bu konuda mutlu mesut gevezelik ettiğini tahmin edebiliyorum, sanırım.]

Beatrice’in sözlerindeki küçümsemeyi fark eden Subaru’nun kaşları kalkmıştı.  

Subaru, Beatrice’in sık sık Roswaal’ı eleştiriyor oluşunu aralarındaki dostane ilişkiye yoruyordu. Ama Beatrice’in şu anki sözlerinde en ufak bir sevgi belirtisi yoktu.

Aksine, Beatrice’in Roswaal’a yönelik samimi ve içten tiksinişi dışa vurulmuştu.

[Subaru: Hala Roswaal’la aranda ne çeşit bir ilişki olduğunu bilmiyorum. Ama ikiniz İncillerin iki kopyasına sahipsiniz ve onun atalarıyla senin aranda da seni Köşke bağlayan bir kontrat var.]

[Beatrice: Ne söylemek istiyorsan söyle gitsin.]

[Subaru: O zaman sadede geliyorum. Senin pozisyonun çok belirsiz.]

Beatrice gözlerini kıstı. Sevimli görünüşüne hiç uygun olmayan ve Subaru’ya vahşi bir rüzgâr tarafından savrulduğunu hissettiren bir baskı yaymaya başlamıştı.

Beatrice’i çevreleyen atmosfer, ana konuya değindikleri anda büyük oranda değişmişti.

[Subaru: Yani Roswaal’ın konumunu anlayabiliyorum. Açgözlülük Cadısıyla bağlı olan ailesinin mirasçısı olarak belli sorumlulukları var. Sığınağı idare etmek de bu sorumlulukların doğal bir parçası. Ama Emilia’yı Kraliyet Seçiminde neden desteklediği meselesi biraz daha belirsiz.]

[Beatrice: …………]

[Subaru: Diğer taraftan, senin tüm bunlara nasıl dahil olduğunu anlayamıyorum. Roswaal Açgözlülük Cadısıyla kontrat aracılığıyla bağlı. Başka bir deyişle Açgözlülüğün bir Süvarisi.]

Roswaal’ın ona “Açgözlülük Cadısı” yerine inatla “Echidna” demesi de ona olan bağlılığının bir ifadesiydi.

Onun pozisyonu barizdi, Subaru gibi Açgözlülüğün Süvarisi olduğuna şüphe yoktu. Gerçi Echidna Subaru’yu iznini almadan Süvari yapmıştı, Roswaal ise bu pozisyonu ailesinden miras almıştı.

[Subaru: Cadı Tarikatı tarafından kullanılan İncillerin…… sizinkilerle aynı kökenli olup olmadığından emin değilim. Ama yaratıcılarının farklı olduğunu düşünüyorum. Ve Cadı Tarikatı İncillerini kimin yarattığı hakkında hiçbir fikrim olmasa da sizin tamamlanmış İncillerinizi kimin yaratmış olabileceği hakkında bir fikrim var.]

[Beatrice: ……ve kimmiş o, sanırım?]

[Subaru: ――Echidna, değil mi?]

Subaru, bu isim ağzından çıktığı anda Beatrice’in nefes alışının ağırlaştığını hissedebilmişti.

Bahsedilen bu ismin önemi ufak değildi. Subaru, Echidna’nın rüya Kalesindeyken, “Bilgelik Kitabı” adı verilen ve her şeyi bilen kitabı görmüştü.

Bilgelik Kitabının doğası İncillerden farklı olsa da, rehberlik eden ve insan bilgisinin ötesinde içerikler taşıyan büyülü kitaplar olarak benzerlikleri mevcuttu. Ve kitabın sahibi ile Sığınakla bağlantılı insanlar bir araya geldiğinde yanıt kendisini gösteriyordu.

[Subaru: Senin ve Roswaal’ın İncilleri Echidna tarafından yapıldı. Roswaal’ınki nesilden nesile geçerek kendisine miras kalmış olmalı. Ama sen bu İncili nasıl elde ettin?]

[Beatrice: …………]

[Subaru: Sana bir sorum olacak… “Kapı Geçişi” hakkında…]

Tek parmağını kaldıran Subaru, bir anda bambaşka bir soruya geçmişti.

Subaru’nun ani dönüşüne gözlerini kırparak bakan Beatrice de kendisini sıradaki soruya hazırladı.  

Ve Subaru, bunu görerek sorusunu yöneltti.

[Subaru: ――Kapı Geçişinin etki alanı ne kadar? Yani uygun konumlar arasındaki mesafesi nedir?]

[Beatrice: ……Bu bilgiyle ne yapabileceğini anlamış değilim.]

[Subaru: Eğer yanıt düşündüğüm gibi çıkarsa birkaç teorimi onaylayabileceğim.]

Sessiz Beatrice’in karşısındaki Subaru, kollarını çaprazladı ve göğsünü kabarttı. Beatrice’in dudakları ise tereddütle titreşmişti. Ancak bunu bir kararlılık takip etti ve gözlerini kapattı.

[Beatrice: Betty’nin Kapı Geçişi aynı bina içerisinde bağlantı oluşturabilir. Ya da yakın mekanlar arasında. Mesafeye gelince …… fazla uzak bir yerle bağlantı kuramaz.]

[Subaru: Bana söylemediğin bir şart daha var mı?]

[Beatrice: Betty’nin sana bunu söylemesi için bir sebep var mı?]

[Subaru: Peki benim tahmin etmeme ne dersin? ――Varlığınla derin bir bağlantısı olduğu müddetçe uzaklara da bağlanabilirsin. Haksız mıyım?]

[Beatrice: ――――]

Beatrice’in nefesi kesilmiş ve gözleri büyümüştü.

Bu tepkiyi alan Subaru, tahminlerinde haklı olduğuna ikna oldu.

[Subaru: Konsantrasyonun bozukken Kapı Geçişini aktive etmen gerekirse hangi kapıya bağlanırsın?]

[Beatrice: ……dur]

[Subaru: İnsan baskı altındayken en çok aşina olduğu şeylere yönelir. Söz konusu Kapı Geçişi olduğunda aklına gelen ilk yerin de en sağlam anılarının olduğu yer olması hiç şaşırtıcı olmazdı.]

[Beatrice: ……dur, sanırım.]

[Subaru: Echidna’nın İnciline sahip olman ve ve Kütüphaneyle Sığınak arasında Kapı Geçişi bağlantısı kurabilmeni birleştirince. ――Tek bir sonuç çıkıyor…]

[Beatrice: ――Sana durmanı söyledim!]

Beatrice, ahşap merdiveninden kalkmış ve Subaru’ya yalvarırcasına bakmaya başlamıştı. Dudaklarını ısırdı, gözlerinden yaşlar gelmek üzereydi.

Subaru’nun, kızın gün yüzüne çıkmasını istemediği bir noktaya parmak bastığı ortadaydı.  

Göğsündeki acı hissi bastırarak [Hayır] diyen Subaru, başını salladı.

[Subaru: Durmayacağım. Kapı Geçişinin Sığınakta bir noktayla bağlandığını biliyorum. Sebebine gelince, çaresiz inkarların bana bu konuda bir fikir veriyor.]

[Beatrice: …………]

[Subaru: Beatrice. Sığınakla bir alakan var, değil mi? Echidna’yla ilişkin nedir?]

Bir kızın kalbini kırdığını bilen Subaru, yine de tereddüdünü bir kenara bırakmış ve bu soruyla Beatrice’i ezip geçmişti.

Beatrice, bir keresinde Subaru’yu Kapı Geçişi aracılığıyla Sığınakta ölümsüzlük deneyleri yapılan tesise göndermişti.

Darmadağın, üzgün bir haldeyken Subaru’yu oraya göndermeyi seçmişti, yani en derinden bağlı olduğu yer orası olmalıydı.

Nasıl oluyordu, o bir ruhtu ve en derin anıları Lewes Meyer taklitleri üretilen tesis miydi? Buna bir de Echidna’nın İncilini alışı eklenince――

[Subaru: Beatrice…… kontratın kiminle?]

[Beatrice: ――――hH!]

[Subaru: Bir keresinde Puck’a bu konuyu sormuştum, yani ruhların kontratlarının nasıl işlediğini. Detaylara girmeyeceğim ama kontrat şartları gereğince kontrat sahibi ve ruh, eşit şartlarda olmalı. Yasak Kütüphanenin Koruyucusu olarak kontratla bağlandığını söylemiştin. Peki kontratın kiminle?]

[Beatrice: …………a]

[Subaru: Tüm bu süre boyunca Roswaal olduğunu düşünmüştüm. Onun evinde yaşıyor, onun kütüphanesini işletiyordun, haliyle bunu düşünmek çok doğaldı…… ama artık emin değilim.]

Subaru’nun bitmek tükenmek bilmeyen sorularıyla yüzleşen Beatrice, kendisini savunacak en ufak bir ses çıkaramıyor, titreyen dudaklarından hafif iç çekişler çıkarmakla yetiniyordu.

Minik bedeni daha da ufalmış gibiydi, kollarındaki İncili sığınacak bir liman ararcasına göğsüne sımsıkı bastırmıştı. Sanki katlanamayacağı bir şeyle yüzleşiyor gibiydi, bedeni tamamen kırılgan ve fani görünüyordu.

Subaru bunu görebiliyordu. Ama görüyor olmasına rağmen dile getirmeyi tercih etti.

[Subaru: ――Sen Echidna’yla kontratı olan bir ruhsun, değil mi?]

――Ve sonun sonu gelmişti.