Alice onun serumu bulmaya kararlı olduğunu anladı ve ona yardım etmek için elinden geleni yapmaya kararlıydı. Davin ona güvenen ve onu korumaya söz veren yek kişiydi. Onu umursamayan kişileri korumak için Davin'e sırtını dönmeyecekti. Alice nazik bir kız olsada bir koruyucu melek değildi ve onu umursamayanları, umursamamaya karar verdi. Davin'e güvenebileceğini, Davin’in onu koruyacağını biliyordu ve bu ona yardım etmesi için yeterli bir sebepti.
Alice: Tamam, dediğin gibi yapalım.
Davin onun kararlı görünmeye çalışırken nasıl sevimli olduğunu gördü ve bir elini uzatıp, onun yanağından makas aldı. Alice'i ilk hedefi seçmesi konusunda ne kadar şanslı olduğunu anladı. Alice yanağını tuttu ve ona öfkeyle bakıyordu.
Davin: Kızma, çok sevimliydin yapmadan duramadım.
Diye ona nazikçe bakar. Alice'in yüzü kızardı ve başlarını ayaklarına indirdi. Davin, Alice'in yanındayken psikopat tarafının devre dışı kaldığını hissetmeye başlamıştı. Çok düşünmemeye karar verdi ve Alice'in onun üzerindeki etkilerini kabul etmeye karar verdi.
Davin: Şimdi yapmamız gereken, profesör hakkında daha çok bilgi toplamak ve bu bilgilerin bizi seruma götürmesini ummak.
Alice başını salladı. Bir kişiyi tanımanın, onun gibi düşünmeyi kolaylaştıracağını ve bulmak istedikleri serumu daha kolay bulabileceklerini biliyordu.
Alice: Tamam, benden ne yapmamı istiyorsun?
Davin istedikleri bilgilerini en kolay nasıl elde edebileceklerini düşünmeye başladı. Profesörün kayıtlarının tutulması gereken genel yönetim binası en iyi seçenekti ama kayıtların tutulduğu yere nasıl girileceğini bilmiyordu.
Davin: Genel yönetim binasının en sakin olduğu zamanın kaç olduğunu biliyor musun?
Davin onu da konuşturmaya çalışıyordu. Böylece o Rebels'i benimseyebilir ve onun zihniyetini değiştirebilirdi. Alice'in her zaman masum sevimli kız olmasını istemiyordu. Onun aşağılık kompleksi olduğunu biliyordu ve bu kompleksi aşabileceğini umuyordu.
Alice: Hayır bilmiyorum.
Diye sevimli bir ses tonuyla konuştu. Davin bir iç çekti.
Bu kız sevimli olmayı bir an olsun bırakabilir mi?
Diye içinden şikayet etti. Alice konuşurken gözlerini kocaman açıyor ve yanaklarını biraz şişirerek konuşuyordu. Davin çaresiz kalmıştı ve bu hareketlerinin onun kişiliğinin bir parçası olduğu anlamıştı.
Neyse, bazen sevimli olmakta işe yarabilir.
Diye kendini teselli etti. Alice'i önemsiyordu ve ona dünyanın gerçek yüzüyle bir an önce tanışmasını istiyordu. Ama bunun biraz zor olacağını da anlamıştı. Bu konuyu bırakmaya karar verdi ve elindeki sorunlara odaklandı. Genel yönetim binasına girmeleri be kayıtların tutulduğu yerden profesör hakkında bilgileri almaları gerekiyordu.
Davin: Binaya nasıl gireceğimiz ve nasıl profesör hakkında bilgileri alabileceğimizin bir yolunu bulmamız gerekiyor. Sevgili Alice biraz düşün tamam mı? Ve lütfen midemi bulandıracak sevimli yöntemler düşünme.
Alice ona gözlerini devirerek baktı. Bir "hmp" sesi çıkardı ve ona cevap vermedi. Davin onun bu hareketini bile sevimli buluyordu.
Siktir, neden bu kadar sevimli? Ergen olmak çok zor, huh.
Diye içinden konuştu ve tüm suçu ergen olmasına yükledi. Nasıl bir yol bulacaklarını düşünmeye başladı.
Gizlice binaya girsek ve kayıtların tutulduğu yeri bulsak bile, kapının kilitli olacağından eminim.
Diye içinden düşündü. Önemli bir odanın açık tutulacağını düşünecek kadar saf değildi.
Önce anahtarı alabileceğimiz bir kişi bulmalı ve anahtarı çalmalıyız.
Diye içinden düşünmeye devam etti. Alice düşünmeye ara verdi ve Alice bakmaya odaklandı. Alice bir elini çenesinin altına koymuş ve diğer eliyle yüzünün önüne düşen saçlarıyla oynadığını gördü.
Bu kız beni psikopatlıktan çıkaracak ve deli edecek.
Diye içinden onu azarladı. Alice bir yol düşünüyordu ve Davin'in ona baktığını fark etmemişti. Yaptıklarına devam ediyor ve pencereye dalgın bir şekilde bakıyordu.
Belki birinden yardım isteyebiliriz. Off çok zor, bunu Davin'e söylesem bana kızacağını hissediyorum. Benim fikirlerimi duymak istemiyorsa kendisi bir yol bulsun, hmp.
Diye kendi içinde tartışıyordu ve Davin'i günah keçisi ilan ediyordu. Davin'in onun aklını okuyamadığı iyi bir şeydi, yoksa gerçekten delirirdi. Davin uzun süre düşündü ve bir plan oluşturdu.
Harın genel yönetim binasına gideceğiz ve Alice müdürü odasından çıkarmanın bir yolunu bulacak. Onun için zor olmamalı çok sevimli ve o yaşlı moruğun onu reddetmeyecektir. Bu sırada kapısını kilitlemeyi unutacak ve ben gizlice odaya girip anahtarı bulacağım. Biraz tehlikeli ve bir çok değişkenle karşılaşabilsek de, aklıma başka fikir gelmiyor.
Davin bu plana karar verdi ve Alice bakmaya başladı.
Davin: Bir plan yaptım ve sana büyük görev düşüyor.
Davin planını ona anlattı ve ne düşündüğünü söylemesini bekledi. Alice planı duyunca biraz panikledi ve planın ona kalan kısmını yapabileceğinden emin değildi. Davin onun çok endişeli olduğunu gördü. Bir elini onun saçlarına uzattı ve nazikçe okşadı.
Davin: Endişelenme, yakalanırsak tüm suçu ben üstlenirim. Zaten yetimhanede çok iyi biri olmadığımı herkes biliyor ve bir odaya gizlice girmek yaptıklarım şeyler karşısında çokta büyük bir olay olmaz.
Davin onu rahatlatmaya çalıştı. Alice onu duyunca yüzünde bir gülümseme oluştu ve kararlı bir tavır takındı. Davin'in avucundan gelen sıcaklığı başında hissetti ve onunla her şeyi yapabileceğini düşündü. Davin'in gözlerine baktı ve yanaklarını şişirerek onunla konuştu.
Alice: Hmp. Kim endişeli olduğumu söyledi? Senin için elimden gelenin en iyisini yapacağım, usta.
Davin onun yine usta dediğini duyunca biraz tahrik olmuş hissetti.
Bu kız ateşle oynadığının farkında değil.
Diye içinden konuştu. Bir elini yanağına uzattı ve yanağını şekilden şekle sokarak sıktı. Alice yanaklarını şişirdi ve ona kızgın bir şekilde baktı.
Alice: Neden sürekli yanaklarıma oynuyorsun? Yanaklarımda garip olan bir şey mi var?
Davin ona baktı ve iç geçirdi.
Lanet olsun, bu kız beni öldürmek istiyor. Huh, bundan sonra kendime psikopat demesem daha iyi.
Diye içinden üzgün bir şekilde düşündü. Alice'in şişirdiği yanaklarına ve kocaman açılmış ela gözlerinin güzelliğine kendini kaptırdı. Bakışları dudaklarına doğru kaydı ve dudağının yanında oluşan gamzesini gördü. Kırmızı dudaklarıyla çok güzel görünüyordu. Biraz dikkatlice ona baktı ve üst dudağının üstünde bir "ben" gördü.
Gerçekten benim ölümüm olacak. Neden bu kadar güzel bu kız? Huh.
Diye içinden geçirdi ve bir iç çekti. Kendine gelmeye çalıştı ve Alice'e bakmayı bıraktı.
Davin: Çok güzel ve sevimlisin. Yanaklarını sıkmaya engel olamıyorum ve bu beni bile şaşırtıyor.
Alice onu duydu ve çok utanıyordu. Davin'in ona bakmaktan nasıl kaçındığını gördü ve utanması biraz azalarak, kıkırdamaya başladı. Davin daha fazla onunla uğraşmak istemiyordu ve kendini tutmanın sınırlarına gelmişti.
Davin: Planı yaptık ve yarın planı uygulayacağız. Akşam oluyor ve çok geç olmadan odana gitmelisin.
Gerçekten gökyüzü kararmaya başlamıştı ve çok geç olmadan evine gitmesini istiyordu. Alice onun için endişelendiğini görünce yüzünde nazik bir ifade oluştu. Ama birden odasına dönünce Lucy'i göreceğini hatırlayınca yüz ifadesi düştü.
Alice: Tamam öyleyse gitsem iyi olacak.
Diye üzgün bir ses tonuyla konuştu. Davin onun neden üzüldüğünü bilmiyordu.
Davin: Neden bu kadar üzgünsün, Alice.
Alice'i üzgün görünce kendisinin de üzüldüğünü hissetti. İçinden kendine küfür etti ve iç çekti.
Alice: Odama dönünce görmek istemediğim birini görmek zorunda kalacağım.
Onu odasında kalmaya davet etmeyi düşündü ama birden yasağı hatırladı.
Davin: Biraz daha dayan serumu aldıktan sonra tüm sorunlar çözülecektir.
Alice ona başını onaylıyor gibi salladı. Ayağa kalktı ve odasına gitmeye hazırlandı.
Alice: Yarın görüşürüz usta.
Alice üzgün bir ifadeyle ona veda etti ve odadan çıkmak için kapıya yürümeye başladı. Davin içinden kendine küfür etmeye devam etti. Alice'i bu halde görmek onu Lucy'i öldürmek istemesine neden oluyordu. Ayağa kalktı ve henüz odadan çıkmamış Alice'e sırtından sarıldı. Ellerini beline doladı ve onun sırtını göğsüne yapıştırdı. Başını omzunun üstüne koydu ve onun şaşkın yüzüne baktı.
Davin: Üzülme sevgili hizmetçim, usta en kısa sürede sorununu çözecek.
Bunu söyledikten sonra onun şaşkın yüzüne, kendi yüzünü yaklaştırdı ve dudaklarına masum bir öpücük kondurdu. Dudakları bir an birleşti ve sonra hızlıca ayrıldı. Alice ne olduğunu anlamadan tüm bunlar bir anda gerçekleşti. Kendine geldiğinde ve ne olduğunu anladığında çok utanıyordu. Belindeki güçlü kolları ve omzuna baskı yapan başını hissedebiliyordu. İkisinin gözleri buluşmuştu ve Davin ona sevgiyle bakıyordu. Alice'in utançtan yanakları kızardı ve bakışlarını ayaklarına çevirdi. Davin onu bıraktı ve nazikçe onun arkasından saçlarını okşadı.
Davin: Üzülme tamam mı? Usta seni korumak için her zaman yanında olacak.
Diye onu sakinleştirmeye çalıştı. Alice onu duydu ve bir "hm" sesi çıkararak, odadan rüzgar gibi hızlı çıktı. Davin onun ayakkabılarının yere çarpma sesini duyabiliyordu. Yüzünde bir gülümseme oluştu ve içinden;
Belki bu duygular o kadarda kötü değildir.
Diye düşündü ve gülmeye başladı.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..