22.Bölüm: Çete Kuralları

avatar
457 2

Rebels: İsyancılar - 22.Bölüm: Çete Kuralları


Louis'i gözlemliyordu ve onun hakkında fikir edinebileceği hareketlerine dikkat ediyordu.

Louis oldukça cana yakın birisi gibi görünüyordu. Sırasında oturduğu halde ona arka sıralardan seslenen kişiler vardı. Bazen ona basit bir soru soruyorlardı, bazen sadece onunla konuşmak istiyorlar gibiydi. Davin onun davranışları ve sınıfın ona karşı gösterdiği tutumdan yola çıkarak, onun hakkında bir intiba edindi. 


Sınıfın popüler çocuğu, belki de okulun. 


Diye içinden tahminde bulundu. 


Tahmini çokta yanlış değildi. Akıllı, yakışıklı ve cana yakın kişiler herkes tarafından sevilirdi. Louis gerek okul başarısı, gerek sosyal iletişim yeteneği ve herkesi kendine yakın hissettirin bir gülümsemesi vardı. 


Davin bu kişiye ne kadar bakarsa o kadar memnun kaldı. Çocuk bir çetenin gelişmesini sağlayacak tüm becerilere sahip gibiydi. Davin ondaki tek sıkıcı şeyin biraz fazla yakışıklı olması olduğunu düşünüyordu. 


Neyse ki kızlar onunla ilgilenmiyor gibiydi ve sadece sıralarında sessizce oturarak, öğretmenin gelmesini bekliyorlardı. 


Onları kıskanmıyorum ama bu boynuzlarım olması gerektiği anlamına gelmez. 


Davin bu çocuğu nasıl tenhada yakalayabileceğini düşünüyordu. Yanında tek dozluk beta serumu vardı ve onu da şırıngaya doldurmuş, cebinde gezdiriyordu.



Çok düşünmemeye karar verdi ve en basit yolu kullanacaktı. Şimdilik derse katılması gerekiyordu ve teneffüs olduğunda planını başlatabilirdi. 


Bir süre sonra sınıfın kapısı açıldı ve orta yaşlı, biraz kambur bir adam sınıfa girdi. 


Davin bu adamın matematik öğretmeni olduğunu biliyordu ve şansına lanet etti. 


Gerçekten matematik dersine mi denk geldim? Şansımı ***im 


Diye içinden küfür etti. 


Matematik hocasının adı, Tony'di ve onun okulda en sevmediği öğretmendi. Diğer öğretmenlerin dersinde rahatça uyuyabiliyordu ama bu adam, uyuması için bir türlü onu rahat bırakmıyordu. 


Davin öğretmene biraz nefret dolu bir bakışla bakıyordu. Öğretmen sınıfa girdi, öğrenciler onu selamlamak için ayağa kalktı ve öğretmenin izin vermesiyle yerlerine oturdular. 


Davin yerinden kalkmamış ve öğretmeni selamlamamış tek kişiydi. Davin'in ona baktığı gibi, Tony'de ona nefretle bakıyordu. 


Tony: Sınıfın yolunu unutmuş bir arkadaşınız, sonunda yolu hatırladı ve aramıza teşrif etti, öyle mi? 


Dedi ve kamburunu daha belirgin yaparak, Davin'e öfkeyle bakıyordu. Tony, Davin'in dersinde sürekli uyumaya çalışmasını çok sinir bozucu buluyordu. Onun bu hareketini hem ders anlatan öğretmene karşı yapılan bir saygısızlık, hemde devletin onlara sağladığı imkanları boşa harcadığı için devlete karşı yapılan bir saygısızlık olduğunu düşünüyordu. 


Davin onu umursamıyordu ve sadece onun dersine denk geldiği için şansına lanet ediyordu. 


Davin: Biraz zor oldu ama yolu bulmayı başardım. 


Davin  korkusuz bir ifadeyle ona bakıyordu.

Hocayı sevmiyor olması demek, ondan korktuğu anlamın gelmiyordu. 


Tony çok sinirli görünüyordu. Belini biraz daha bükmüş ve hali hazırda belirgin olan kamburu, artık küçük bir dağ gibi görünüyordu. 


Tony derin bir nefes aldı ve öğretmen masasına giderek, yerine oturdu. Davin'e cevap verecek enerjiyi kendinde bulamamıştı çünkü onunla ne kadar konuşursa o kadar çok kızacağını biliyordu. 


Öğrencilerin isimlerini okuyarak hızlı bir yoklama aldı ve daha sonra dersine başlamak için ayağa kalktı. Eline kalemini aldı ve beyaz tahtaya bir şeyler karalayıp, ders konusunu anlatmaya başladı 


Davin bu öğretmenin dersinde uyumak istemiyordu. Bunun nedeni korktuğundan değildi. Uyursa öğretmenle tartışmaya başlayacaktı ve başına ağrı girecekti. Tony bir tartışmaya başladığında dersin sonuna kadar, onu azarlamaya devam ederdi. 


Davin bu durumu dört kez yaşadıktan sonra bir daha Tony'nin dersinde uyumamaya karar verdi. 


Ben kendime psikopat diyorum ama bu adam psikopatların ustası. Ah, pardon. Ben artık kendime sevimli psikopat diyordum. 


Diye içinden düşündü ve bir iç çekti. 


AY: Adam sevimli gardaşsss.. 


Davin bu lanet dersin bitmesini sabırsızlıkla bekliyordu. 


Tony beyaz tahtaya şekiller çiziyor ve bir yandan bugünün konusunu öğrencilere anlatıyordu. Arada bir Davin'e bakıyor ve onun uyumadığından emin oluyordu. Davin'in ona dikkatle baktığını ve dersi dinliyor gibi göründüğünü görünce, yüzünde kötü bir gülümseme oluştu. 


Seni bu kadar çabuk rahat bırakacağımı düşünmüyorsun değil mi? 


Diye içinden düşündü. 


Tahtaya bir soru yazdı ve öğrencilere nazik bir ifadeyle baktı. 


Tony: Bu soruyu kim çözebilir çocuklar. 


Soru biraz karmaşıktı ama yinede sınıfın yarısı ellerini kaldırmıştı. Tony memnuniyetle başını salladı ve bakışlarını Davin'e çevirdi. 


Tony: Davin neden sen çözmüyorsun? Derslerime katılmadığına göre, tüm matematik konularına hakim olduğunu düşünüyorum. 


Davin derin bir iç çekti. Tony'nin onu rahat bırakmaya niyeti olmadığını anladı. Soruya baktı ve içinden; 


Neden birbirinin içinden geçen çizgiler var? Burada tren yolu mu çiziyoruz? 


Diye içinden kendisiyle dalga geçti. 


Davin: Cevabı bilmiyorum. 


Tony onun cevabını duyunca, sanki istediği cevabı almış gibi yüzünde bir gülümseme belirdi. 


Tony: Bu kadar kolay bir soruyu bile çözemiyorsun ve derslere katılmamazlık mı yapıyorsun? O zaman, zamanını ne ile harcıyorsun? Yazık, çok yazık. Louis gel ve soruyu çöz. Belki birkaç tembel seni örnek almak ve kendine ders çıkarmak ister. 


Davin onun konuşmasını duyunca sinirlendi ama ona cevap verip, tartışmayı uzatmaya niyeti yoktu. 


Louis ayağa kalktı ve hocadan beyaz tahta kalemini alarak, kısa sürede soruyu çözdü.

Tony ona memnuniyetle bakıyor ve başıyla onu onaylıyordu. 


Tony: Harika, teşekkürler Louis. Çok çalış ve iyi bir üniversite kazandığından emin ol. 


Louis ona teşekkür etti ve sırasına geri döndü. 


Davin onun ne dediğini duyduğunda gülmemek için kendini zor tuttu. Louis'i çoktan hedefi olarak belirlemişti ve ona beta serumunu uygulayacaktı. 


Yarım saat sonra ders bitti ve teneffüs zili çaldı. Tony ona son bir kez nefretle baktı ve malzemelerini alarak, sınıftan çıktı. 


Dersin bitmesiyle Davin, Louis'i göz hapsine aldı ve onun her hareketini gözlemlemeye başladı. 


Louis sınıfta arkadaşlarıyla konuşuyor ve dışarı çıkmayacak gibi görünüyordu. 


Davin ayağa kalktı ve onun yanına geldi. 


Davin: Louis iki dakika seninle konuşmamız gereken bir şey var, hadi rahat konuşabileceğimiz bir yere gidelim. 


Davin bunu kızların duyabilmesi içinde söylemişti. Kızlar onun işi olduğunu duyunca, yanlış bir şey hissetmediler ve sohbet etmeye devam ettiler. 


Louis onun kendisiyle konuştuğunu anlayınca, biraz şaşırmış görünüyordu. Daha önce hiç bir zaman Davin'le konuşmadığından emindi. Onunla konuşmak istemiyor olsada yinede başını sallayıp, onunla konuşmayı kabul etti. Okulda herkesle iyi anlaşıyordu ve Davin ile ters düşmek istemiyordu. 


Davin onu okul binasının arkasında boş bir alana getirdi. Burada kimsenin onların ne yaptıklarını göremeyeceğinden emindi. 


Davin: Louis sana bir teklifim var, ilgilenir misin? 


Louis onun neden bahsettiğini bilmiyordu ve ilgilenmiyordu. Ama yinede nazik bir tavırla ona cevap verdi. 


Louis: Teklif nedir? 


Davin: Benim astım olmanı ve benim için çalışmanı istiyorum. 


Louis onun ne dediğini duyunca şok oldu. O kim olduğunu düşünüyordu ki? Onun için çalışmasını istiyordu. 


Louis: Başka bir şey yoksa geri döneceğim. 


Davin'in yüzüne kötü bir gülümseme oluştu ve sağ elini pantolonun cebine soktu. 


Davin: Aslında bakarsan senden benim astım olmanı istemiyorum, olmanı emrediyorum. 


Davin şırıngayı cebinden bir anda çıkardı ve Louis'le arasındaki mesafeyi kapatarak, şırınganın iğnesini onun boynuna sapladı. Tüm beta  serumu dozunu, şırıngadan onun boynuna enjekte etti. 


Louis neye uğradığını şaşırmıştı ve ona karşı kaymaya zamanı olmamıştı. 


Davin ona başarılı bir şekilde beta serumu dozunu uyguladıktan sonra, onunla aralarında biraz mesafe açtı ve dikkatlice onu gözlemlemeye başladı. 


Louis: Ne yaptın? 


Davin ona cevap vermedi ve serumun etkisinin başlamasını bekliyordu. 


Louis boynunda bir kaşıntı hissetmeye başlamıştı ve kaşıntı boynundan tüm vücuduna doğru yayılıyordu. Davin'in ona kötü bir şey yaptığını anlamıştı ama ne yaptığını bilmiyordu. 


Bir süre sonra kaşıntı tüm vücuduna yayılmıştı ve göz bebeklerinden sarı bir ışıltı yayılmaya başlamıştı. 


Dizlerinin üzerine çöktü ve başını yukarı kaldırarak, ağzından kurt uluması sesi çıkardı. 


Biraz daha zaman geçti ve gözleri normale dönmeye başladı. Louis, Davin'e bakıyordu ve dizlerinin üzerinde onun önünde diz çöküyordu. 


Louis: Alfa. 


Dedi ve ona boyun eğiyordu. Ne olduğunu bilmiyordu ama aklında "Alfa" kelimesi ortaya çıkmıştı.  Tek bildiği şey alfanın onun lideri olduğuydu ve o ne derse onu yapmak zorunda olduğuydu. 


Davin'in göz bebekleri çoktan kırmızı halini almış ve diz çökmüş ona dikkatlice bakıyordu. 


Davin: Rebels'e hoş geldin. Kuralları iyi dinle, işte kurallar: 


*Çetede olanlar, çetede kalır.

*Çeteye zarar verecek her türlü davranış ve söyleyiş yasaktır.

*Çetenin sırlarının dışarıya yaymak yasaktır.

*Çeteye ihanet etmek yasaktır ve çeteyle yaşar, çeteyle ölürsün.

*Çete üyeleri lider ve üst rütbeye her zaman saygı göstermek zorundadırlar.

*Çete üyeleri üst rütbelerin verdiği emirleri kesinlikle uygulamak zorundadır.

*Çete üyeleri kendi başlarına asla hareket etmemek zorundadırlar.

*Diğer çetelere durup dururken sataşmak yasaktır.

*Çete üyeleri liderden habersiz hiç kimseyle herhangi bir alışveriş yapamaz.

*Herhangi bir kuvvete yakalandığında mekana kaçmak, mekana polis, jandarma.. getirmek yasaktır.

*Çetede Blood in Blood sistemi vardır. Kısacası çeteden ayrılanlar öldürülür.

*Dost Çete/Mafya vs. Kurumlarla iyi geçinilecektir. İyi geçinmeyenler çeteden dövülerek atılır. (Atılan ölür)

*Çeteye ait olan eşya, araba vs. her türlü şeyi izinsiz kullanmak yasaktır. 


Dedi ve daha önce kararlaştırdığı kuralları Louis'e söyledi.

_________________






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46904 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr