Kızlarla birlikte kalabalıktan uzakta durarak Davin, yetimlerin birbirleriyle vedalaşmasını izliyordu.
Davin: Hadi kızlar, bizimde gitme zamanımız geldi.
Dedi ve kızlarla konuştu.
Yeteri kadar vedalaşma sahnesi izlediğini düşünüyordu. Daha fazla zaman kaybetmeden planlarına başlamak istiyordu.
Dikkat çekmemek için çete üyeleri küçük gruplar halinde kalabalıktan ayrılacaklar ve Osprey ilçesinde kararlaştırdıkları bir konumda buluşacaklardı.
Onun konuşmasını duyunca kızlar, başlarını kaldırdılar ve ona baktılar.
Alice: Gidiyor muyuz?
Dedi ve ses tonundan biraz endişeli olduğu belliydi.
Onların yetimhaneden ayrılacakları için endişeli olduklarını bilen Davin, onları sakinleştirmesi gerekiyordu.
Davin: Sevimli Alice'im, bundan sonra benim sorumluluğumda olduğunuzu zaten söyledim değil mi? Endişeli olmana gerek yok tamam mı?
Kızların endişesi, onun sözlerine güvenmedikleri için değildi. Yeni bir maceraya atılmak için ilk adımdaydılar ve ister istemez biraz endişeli hissediyorlardı. Daha önce yetimhaneden hiç çıkmamış masum kızlardı ve yetimhaneden ayrılma zamanı geldiğinde biraz endişeli olmaları çok doğaldı.
Konuşmasından sonra bile kızların endişeli olduklarını görünce Davin, ilk adımı onun yapması gerektiğini ve aynı anne ördeğin yavruları gibi kızların onu takip edeceğini biliyordu.
Davin kızlara sarılmayı bıraktı ve iki adım öne atıp, onlara sırtı dönük bir şekilde durdu. Bir süre hareketsiz bekledi ve kızlardan bir tepki gelmeyince ilçeye giden yolda yürümeye başladı.
Yetimhaneyi ilçeye bağlayan bir yol vardı ve ilçeye gitmek için yarım saat yürümek yeterliydi.
Bazı yetimler ilçeye gitmek için yürümek istemiyordu ve taksi çağırarak, devletin onlara verdiği parayı harcamaktan çekinmiyorlardı.
Davin onların bu hareketlerini görmüş ve içinden onları küçümsüyordu.
Banka kartlarında 5.000 dolar olabilirdi ama bu onların tüm mal varlıklarıydı.
5.000 dolar çok büyük bir meblağ gibi görünebilir ve uzun bir süre harcamaları için yeteceğini düşünüyor olabilirleri.
Ama ihtiyaçlarını karşılamak için harcamaya başladıklarında, paranın ne kadar hızlı bittiğini anlayacaklar ve çok şaşıracaklardı.
- Barında ihtiyacı
- Beslenme ihtiyacı
- Giyinme ihtiyacı
- Bilgi edinme (Teknoloji) ihtiyacı
Bu 4 ihtiyacı karşılamaya çalıştıklarında, 5.000 doların yetmediğini bile göreceklerdi.
En basit örnek, kullandıkları telefon devlet tarafından verilen bir modeldi ve yetimhaneden ayrılırken telefonları teslim etmeleri gerekmişti. Telefonda bir çok kısıtlama olup, yanlarında götürseler bile işlerine yaramaz olacaklardı. Telefonun tek bir işlevi vardı ve bu da yasaklı olmayan internet sitelerinden bilgi edinip, okuldan verilen ev ödevlerine yardımcı olması için araştırma yapmaktı.
Bir telefon almak en az 250 dolar tutacaktı ve paralarının %5'i harcanmış olacaktı.
Davin onlara dikkat etmeyi bıraktı ve kızları arkasında bırakarak, yolda yürümeye başladı.
Davin'in onları geride bırakıp, önden yürüdüğünü görünce kızlar sadece onun sırtına şaşkınlıkla baka kalmışlardı.
Bir ara bakışları birbirleriyle buluştu ve birlikte çığlık atıp, onu yakalamak için arkasından koştular.
Onların çığlığını ve ayakkabıların yere çarpma sesini duyan Davin, nazik bir ifadeyle gülümsedi ve yürümeyi bıraktı.
Yürümeyi bıraksada, onlara bakmak için arkasına dönmedi. İki elini geriye doğru uzattı ve beklemeye başladı.
Alice ile Misty, Lucy'ye göre daha endişeli görünüyorlar ve Davin'e doğru daha hızlı koşuyorlardı.
Onun durduğunu ve iki elini arkaya uzattığını gördüklerinde hemen ikiside onun bir elini tuttu.
Daha fazla tutacak el kalmadığını gören Lucy, onun arkasından gömleğini köşesini tuttu ve Alice ile Misty'ye üzgün bir bakış attı.
Kızlar onun üzgün bakışını gördüler ve gözlerini kaçırarak, Davin'in elini daha sıkı tutuyorlardı.
Lucy onların davranışını görünce biraz sinirlenmiş hissediyordu.
Lucy: Hey, bende onun sevgilisiyim ve bende onun elini tutamak istiyorum.
Kızlar başlarını Davin'in omzuna yasladı ve onu görmezden geldiler.
Lucy üzgün bir "hmp" sesi çıkardı ve yüzünü Davin'in sırtına koydu.
Alice onun sesini duyunca, endişelendi ve ona bakmak için başını kaldırdı. Onun Davin'in sırtına yaslanıp, yüzünü gizlemeye çalıştığını gördü ve bu duruma çok üzülmüş görünüyordu.
Davin'in elini bırakıp, onun arkasına geçti ve kollarını açarak, onu belinden kucakladı.
Misty onların sarıldığını görünce o da duygusal hissetti ve Davin'in elini bıraktı. Alice'in arkasına geçti ve Kollarını genişçe açıp, ikisinede sarılacak şekilde onları kucakladı.
Davin onların bu noktaya nasıl geldiğini görünce şaşkına dönmüştü.
Drama ve daha çok drama, huh.
Diye içinden düşündü ve çaresizce iç çekti.
Davin: Kızlar ben üçünüzede yeterim, benim için kavga etmeyin.
Dedi ve ses tonundan onlarla alay ettiği belliydi.
Onun ne dediğini duyunca kızlar, birbirlerine sarılmayı bıraktı ve ona öfkeyle bakmaya başladılar.
Daha sonra birbirlerinin ellerinden tuttular ve onun yanından geçerek, ilçeye giden yolda birlikte yürümeye başladılar.
Davin onların davranışını görünce, kahkaha attı ve kızların arkasından takip ederek, onların sallanan popolarına bakıyordu.
Davin: Manzara çok güzel, sizcede öyle değil mi?
Davin sırayla her birinin poposuna bakıyor ve içinden;
Çok dolgun ve esnek görünüyor, mükemmel oran.
onları övüyordu.
Kızlar Davin'in sapık davranışlarına alışmışlardı. Onun neyi ima ettiklerini anlamışlar ve biraz utanıyor olsalarda, sessiz kalmayı başarmışlardı.
Davin: Hey, bana küsmediniz değil mi? Yemin ederim ben suçsuzum, tamam mı?
Kızlar onu duydu ve kıkırdadılar. Sessiz kalmaya ve birbirlerinin elini tutup, önden yürümeye devam ettiler.
Davin başının büyük belada olduğunu anlamıştı. Birden onların dibine kadar sokuldu ve üçünün poposuna da sert bir tokat vurdu.
Popolarından gelen ani acı ve uyarımla, kızlar garip bir çığlık attı.
Davin ilk tokattan sonra durmadı ve üst üste popolarına iki tokat daha vurdu.
Kızlar acıdan ve hissettikleri diğer garip duygudan dolayı, vücutlarının kontrolünü bir süreliğine kaybedip, ona karşı koyacak durumda değillerdi.
Kızlar acıyla karışık inleme çığlıkları atarken Davin, onlara tokat atmayı bırakmış ve kollarını genişçe açarak, üçünü de kucağına çekmişti.
Üçünü den başını yanyana gelecek şekilde göğsüne yaslamış ve onların şaşırıp, boş bakan gözlerine bakıyordu.
Davin: Benim ve sizin kimin olduğunuzu unuttunuz sanırım güzellikler. Ben sizin adamınızım ve sizler benim kadınlarımsınız. Beni görmezden gelmek mi istiyorsunuz? O zaman popoya tokat yemeye hazır olmalısınız.
Kızların şaşkın gözlerine bakan Davin, onların dudaklarına bir öpücük kondurdu ve onları bırakıp, üçünün de ellerinden tuttu.
Alice ile Misty'nin elini bir eliyle tutarken, Lucy'nin elini diğer eliyle tutuyordu. Daha sonra ilçeye giden yolda onları ellerinden çekerek yürümeye başladı.
Alice, Misty'nin biraz arkasından yürüyor ve yürürken birbirlerine çelme takmamak için adımlarını senkronize ediyorlardı.
Bir süre kimse konuşmadan böyle yürüdükten sonra Davin, onların ellerini bıraktı ve birkaç adım daha öne geçerek, onların arkasından yürümesini sağladı. Böylece kızlar daha rahat yürüyecek ve birbirleriyle konuşmaları için onlara alan vermiş olacaktı.
Onları ellerinden çekerken çok sessiz kalmalarından, onların çok utanıyor olduklarını anlamış ve birbirleriyle konuşurlarsa hızlıca sakinleşeceklerini düşünmüştü.
Bir süre sonra düşüncesinin çok doğru olduğunu anladı ve fısıldaşarak, kızların kendi aralarında konuştuğunu duyabiliyordu.
__________
Yarım saatlik yürüyüşten sonra kızlar eski hallerine geri dönmüşler ve Davin'in ellerini tutmaya inisiyatif almışlardı. Bir elinden iki kişi tutmak zorunda kalsalarda, hallerinden memnun görünüyorlardı.
Davin bu durumdan çok memnundu ve üçünün de burunlarını sıkmıştı.
Bu arada yolda baya mesafe kat etmişler ve Osprey ilçesinin ana hatlarıyla görüş masefelerine girmişti.
Osprey ilçesi 100 binden fazla nüfusuyla ve gelişmiş turizm sektörüyle çok müreffeh bir yerleşkeydi.
Davin ilçeye girdiğinde kaldırımlarda yürüyen insanları, yol kenarındaki mağazaları, marketleri ve bir çok farklı dükkan görmüştü.
Ama onun dikkatini çeken bir şey vardı ve bu otellerdi. Her kırkı adımda bir otel görmek mümkündü. Oteller, pansiyonlar ilçenin turizm sektörünün ne kadar gelişmiş olduğunun göstergesiydi.
İlçenin sokakları ve çift yönlü yolların ortaları yeşillendirilip, bir çok renkte çiçek çeşidi dikilmişti.
Osprey ilçesi gerçektende hem görünüm hemde gelişen ekonomi yönünden çok iyi olduğu belli oluyordu.
kızlarla birlikte Davin, insanların sürekli hareket halinde olduğu bir kaldırma çıktı ve betalarla buluşacakları yere gitmek için kızlara yol gösterdi.
İnsanların sürekli gelip, gittiğini görünce kızlar biraz korkmuş ve ona daha da yaklaşmışlardı.
Davin kızların elini sıkıca tuttu ve onların yanında olduğunu hissetmelerini sağladı. Daha sonra kızları yanında çekerek, ilçenin meydanına giden yolu takip ettiler.
İlçenin meydanı kocaman bir park alanıydı ve parkta bir sürü oturulacak yerler inşa edilmişti. Bunlar: Çardaklar, banklar, küçük kafeler ve insanlar acıktığında karnını doyurabileceği küçük restoranlardı.
Meydanın en ilgi çeken kısmı bunlar değildi fakat meydanın ortasında ki küçük göldü.
Göl küçük olsada yinede çok geniş bir alanı kapsıyor ve meydanın cazibesini arttırıyordu. Gölün suyu, güneş ışığının yansımasıyla parlıyor ve gölün üstünde uçan kazlar, leylekler gibi kuş çeşitleri görülebiliyordu.
Betalarla buluşmayı kararlaştırdıkları yer, Osprey ilçesinin meydanındaki gölün ıssız bir köşesiydi.
Davin kızların ellerinden tuttu ve gölün kenarından yürüyerek, gölün daha tenhada kalan tarafına doğru yürümeye başladılar.
Onlar yürüdükçe gördükleri oturma alanları gittikçe azaldı ve en sonunda tek bir tane oturma alanı görmeyene kadar yürümeye devam ettiler. Şimdi sadece göl ve yeşillik arazi görülebiliyordu.
Davin kızların ağır nefes aldıklarını duymuş ve onların sürekli yürümekten yorulduklarını anlamıştı.
Davin sırt üstü bir yeşilliğe yattı ve kızlarını kucağına çekerek, onları üstüne düşürdü.
Alice ile Misty'yi omuzlarına ve Lucy'yi göğsüne gelecek şekilde üstüne düşmesini sağlamıştı.
Kızlar onun üstüne sessizce düştüler ve başlarını onun vücuduna yaslayarak, gözlerini kapattılar.
Davin'in vücudunun yumuşaklığından ve temiz havanın verdiği rahatlıkla derin bir nefes aldılar. Sonunda yürümeyi bırakıp, biraz dinlenebileceklerini biliyorlardı.
Hem Davin hemde kızlar sessiz kaldılar ve anın sıcaklığından keyif aldılar.
Yarım saat sonra onlara doğru yürüyen kalabalığın bir grubun ayak seslerini duyuyorlardı.
Davin ayak seslerinin kimlere ait olduğunu biliyordu ve onlarla görüşmek için yerden kalkmaları gerekiyordu.
Davin: Hadi güzelliker, ayağa kalkmama izin verin. Betalar geliyor ve sanırım bizi böyle görmelerini istemezsiniz değil mi?
Kızlar isteksiz bir ses çıkardı ama yinede onun kalkmasına izin verdiler. Onlarda ayağa kalktı ve Davin'in bir adım arkasında durup, kalabalığın gelmesini beklediler.
İki dakika sonra 50 kişilik bir grup, Davin'in tam karşısında duruyordu. Davin'in önüne geldiklerinde hep birlikte diz çöküp, başlarını eğerek ona saygı gösteriyorlar ve hep bir ağızdan konuşuyorlardı.
"ALFA."
Davin'in arkasında duran kızlar bu manzarayı görünce çok şaşırmış ve daha önce hiç hissetmedikleri bir üstünlük duygusu hissediyorlardı.
Davin'in beta serumunu kullanıp, kendisine sadık kişiler bulduğunu biliyorlardı. Davin'in onlara verdiği sözü tutmadığını öğrendiklerinde çok üzülmüşler ve onların gönlünü alana kadar, Davin'le küs kalmışlardı.
Barıştıktan sonra ona tekrar söz verdirmeye çalışmışlar ama Davin bu sefer çok inatçı davranıp, onları bu konuya karışmamaları için ikna etmeyi başarmıştı.
______________
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..