Davin bir süre kımıldamadan orda yalnız başına durmaya devam etti.
Sanki aklını kurcalayan bir sorun vardı ve derin düşüncelere dalmış gibiydi.
Beş dakika sonra bir iç çekiş "huh" sesi çıkardı ve sonunda bir tepki göstermişti.
Kızları bıraktığı tarafa bakmaya döndü ve yürümeye başlayarak, onlara doğru gitmeye başladı.
Kızlar görüşüne girdiğinde, onların yere oturmuş ve birbirlerinin elini tuttuğunu gördü.
Daha yakınlarına gelince ağlamış olduklarını, göz altlarında kalan izlerden anlamıştı.
Davin onların durumlarına üzülmüyordu. Onları bu hale sokan onların davranışlarıydı ama onların sorumluluğunun artık kendisinde olduğu gerçeğini inkar etmeyecekti.
Kızların yanlarına kadar gitti ve sakince bakarak, onlarla konuştu.
Davin: Hadi gidiyoruz.
Dedi ve onlara sırtını dönerek, onların ayağa kalmasını ve onu takip etmelerini bekledi.
Kızlar onun gelişini ve onlarla konuşma tarzını görünce daha çok üzülmüşlerdi.
Üzgün bir şekilde ayağa kalktılar ve başlarını eğerek, ayak ucuna bakıyorlardı.
Davin onların ayağa kalktığını hissedince yürümeye başladı ve kızlarla birlikte meydan parkının çıkışına yöneldi.
Meydan parkından yaptıklarında işlek bir sokağa girdiler ve cep telefonu mağazası aramaya başladılar.
Büyük bir mağaza buldular ve Davin'in yol göstermesiyle mağazaya girdiler.
Mağaza oldukça büyüktü ve sadece cep telefonu değil, birçok çeşit teknolojik eşya satılıyordu.
Mağazaya girdiklerine onları gören bir satış temsilcisi hemen yanlarına geldi ve onları kibarca selamladı.
Satış Temsilcisi: Bayım, bayanlar mağazamıza hoşgeldiniz. Size nasıl yardımcı olabileceğimi öğrenebilir miyim?
Dedi ve onların burada ne aradığını sorar gibiydi.
Davin satış temsilcisine baktı ve onun güzel, sevimli bir kız olduğunu gördü.
Davin: Hoş bulduk. 4 tane telefon almak istiyoruz ve maksimum 500 dolar aralığında ürünlerinizi gösterebilirseniz çok memnun olurum.
Satış temsilcisi kız, Davin'in yakışıklı yüzünü ve ne kadar kibar olduğunu görünce utanarak, yanakları biraz kızardı.
Davin'in arkasında kızlar onun kızarmış yanaklarını görebiliyordu ve Davin'in kıza çok kibar davrandığını düşünerek, içlerinden ona şikayet ediyorlardı.
Satış temsilcisi kız utanarak, Davin'e bakmaya ve onunla konuşmaya başladı.
Satış Temsilcisi: Tabi, beni takip edin. Size istediğiniz fiyat aralığındaki telefonlarımızı tanıtayım.
Davin kıza gülümseyerek, başını aşağı yukarı salladı ve kıza teşekkür etti.
Kız onları mağazanın içlerine doğru yönlendirdi.
Masaların üzeri camla kapatılmış ve içlerine çeşit çeşit telefonun olduğu bir tezgahın önüne onları getirdi.
Satış Temsilcisi: Efendim görmüş olduğunuz telefonların fiyat etiketleri yanlarına yazıyor. Beğenmiş olduğunuz bir model varsa size ürünü tanıtmaktan memnun olurum.
Davin tezgâhtaki telefonlara baktı ve gözüne hemen bir model takıldı. İşaret parmağıyla beğendiği modeli işaret etti ve satış temsilcisine baktı.
Davin: Bu telefonun özelliklerini öğrenebilir miyim?
Kız onun işaret ettiği telefona baktı ve gülümsedi.
Satış Temsilcisi: Apple SE 256gb gösterdiğiniz telefon. Hafızası 256 gb veri depolayabilen, 148gr ağırlığında çok hafif, 4,7 inç ekran büyüklüğü, ön kamera 7mp ve arka kamera 12 mp olmak üzere sadece 499.00 dolar.
Kızın telefonu tanıtmasıyla Davin, telefonun şimdilik onlar için çok uygun olduğunu düşünüyordu. Şık tasarımı, hafifliği ve markasının etkisiyle telefonun bir çok özelliği olduğundan emindi.
Davin: Bu telefondan 4 tane farklı renklerinden almak istiyorum. Renkler sarı, siyah, kırmızı ve bir tanede beyaz olsun.
Dedi ve herkese bir tane telefon aldı.
Kız onun 4 tane telefon aldığını duyunca sevinmişti. Her bir satabildiği üründen %5 komisyon alıyordu ve satacak olduğu 4 adet telefondan 100 dolar kazanacaktı.
Satış Temsilcisi: Tabi, siz kasaya geçin ve ben de ürünleri kasaya yollayacağım.
Davin ona başını aşağı yukarı salladı ve etrafına bakarak kasa yazan tabelayı buldu.
Kızlara bakmadan oraya doğru yürümeye başladı ve kızların onu takip ettiğinden emin oldu.
Kızlarla birlikte kasa tezgahına geldiler ve Davin kasada bekliyen elamanı selamladı.
Davin: Merhaba. Biz 4 tane telefon aldık ve ürünlerin buraya geleceği söylendi.
Kasa elamanı ona baktı ve önündeki bilgisayara bir şeyler yazarak, Davin'le konuşmaya başladı.
Kasa Elamanı: Evet, birazdan almış olduğunuz telefonlar gelecek efendim. O zamana kadar sabırlı olmanızı rica ediyorum.
Davin'in beklemekle bir sıkıntısı yoktu ve kişiye bir sorun olmayacağını işaret etti.
Davin: Telefonlar için SIM kartı almakta istiyoruz, acaba buradan alabilir miyiz?
Kasa elamanı başını onaylarcasına aşağı yukarı sallar ve onunla konuşur.
Kasa Elamanı: Bu mağaza, TelCell teknolojik iletişim operatör şirketinin bir yan kuruluşu. İsterseniz size TelCell SIM kartı çıkarabiliriz.
Davin iletişim operatörü markalarını umursamıyordu ve tek istediği SIM kartıydı.
Davin: O zaman dördümüz de almak istiyoruz.
Kasa elamanı onlara dört tane belge uzattı ve istenilen bilgileri doldurmaları gerektiğini söyledi.
Davin kızlara belgeleri ve tezgahtan kalem alarak, her birine birer tane dağıttı.
Kızlar Davin'in onlarla küs olduğunu bilesede, onun gösterdiği ilgiden memnundular.
Hepsi belgelerdi doldurdu ve kasa elemanına verdiler.
Kasa elamanı her birine bir zarf verdi.
Kasa Elamanı: SIM kartlarınız zarfın içinde olup, önümüzdeki 24 saat içinde aktif olacaktır. İyi günlerde kullanın efendim.
Davin teşekkür etti ve telefonların gelmesini beklemeye devam ettiler.
Bir süre sonra telefonlarda geldi ve Davin kendi banka kartından hepsinin bedelini ödedi ve kızlara öncülük edip, mağazadan çıktılar.
Davin telefonların koyulu olduğu poşeti açtı ve içinden sarı telefon kutusunu aldıp, Alice'e uzattı.
Alice bilinçsizce uzatılan şeyi aldı ve Davin'e bakmaya başladı. Davin'in kutuyu ona verdikten sonra bir daha ona bakmadığını gördü ve üzgün bir şekilde başını eğdi.
Siyah telefon Lucy'e, kırmızı telefon Misty'e ve beyaz telefonu kendisi aldı.
Zarftan SIM kartını çıkardı ve kendi telefonuna taktı.
Kızlarda onun yaptığını taklit etti ve sessizce ona bakmaya devam ettiler.
Davin 4 telefona ve 4 SIM kartına toplam, 2.200 dolar ödedi ve banka kartında 2.600 doları kaldı.
Telefon alma görevini aradan çıkarınca yapacak başka bir şeyleri kalmadı ve kızların önünden yürüyerek, ilk gördüğü restorana girdi.
Pencere yanında boş bir masa buldu ve gidip, kızları önemsemeden boş bir sandalyeye oturdu.
Kızlarda masaya oturdu ve hala sessizce ona bakıyorlardı. Davin'in eski sevimli ve onlara şaka yapmasını şimdiden çok özlüyorlardı. Davin en son onları gideceklerini söylediğinde konuşmuştu ve o zamandan bu yana onlarla tek kelime konuşmadı.
Davin elini havaya kaldırdı ve bir garson çağırdı.
Kısa sonra güzel bir kız yanlarına geldi ve onları selamladı.
Garson: Hoş geldiniz efendim, ne alırdınız?
Davin: 4 tane menü alabilir miyiz?
Garson: İşte, buyurun efendim.
Kız kolları arasından dört menü kitapçığı çıkardı ve herkese bir tane verdi.
Davin: Bir süre menüye göz atmamıza izin verin, karar verdiğimizde ben sizi çağırırım.
Garson kibarca karşılık verdi ve masalarından ayrıldı.
Kızlara bakmadan Davin, kendi menü kitapçığını açtı ve yemekleri incelemeye başladı. Güzel bir etli yemek gördü ve kararını verip, kızlara baktı.
Kızlarda menüye bakıyordu ve henüz ne yiyeceklerini seçmemiş görünüyorlardı. Davin sessiz kalarak, onların seçimlerini yapana kadar bekledi.
Bir süre kızlar seçimlerini yapmış ve ne yemek istediklerini seçmiş görünüyordu.
Davin elini tekrar kaldırdı ve garsonun gelmesi için işaret yaptı.
Güzel garson geldi ve kibarca ne istediklerini sordu.
Hepsi seçtiği yemekleri söyledi ve garson küçül bir not defterine bir şeyler karaladı.
Garson: Birazdan siparişlerinizi getireceğim efendim.
Dedi ve kibarca onların yanından ayrıldı.
Garson gittikten sonra Davin, pencereden bakmaya döndü ve sokaklardan geçen insanları, sessizce gözlemedi. Kızlara bir kez olsun bakmamıştı.
Kızlar Davin'e bakıp, sessiz kalıyorlardı. Onun dalgın gözlerle pencereden dışarı bakışına ve onun yakışıklı yüzüne bakıyorlardı.
Alice kendini çok suçlu hissediyordu ve içinden;
Neden başka bir şey istemedim ki?
Diye düşünüyordu. Eğer o isteği hiç yapmamış olsaydı, şimdi neşeli bir yemek yiyor olabilirlerdi.
Diğer kızlarda üzgün görünüyorlardı. Ne kadar isteği Alice yapmış olsada, sonuçta onlarda başlarını sallamış ve ona katılmışlardı.
Bir süre zaman böyle geçti ve garson gelerek, yemeklerini servis etmeye başladı.
Davin garsona teşekkür etti ve yemeğini yemeye odaklandı.
Kızlarda yemeklerini yiyorlardı ve ara sıra çaktırmadan ona bakış atıyorlardı.
On beş dakika sonra herkes yemeğini bitirdi ve Davin hesabı istemek için garsonu tekrar çağırdı.
Garson yanlarına geldi ve hesabı Davin'e uzattı.
Davin hesabın ne kadar olduğunu kontrol etti ve cüzdanından banka kartını garsona uzattı.
Davin: Ödemeyi buradan yapacağım. Karttan bahşiş alabiliyor musunuz?
Garson: Alabiliyoruz efendim.
Davin: O halde kendiniz için 100 dolar alabilirsiniz.
Garson teşekkür etti ve kartı eline alarak, onların yanından ayrıldı.
Hesap 200 dolar gelmişti ve Davin garsona yüksek bir bahşiş verdiği düşünülebilirdi.
Bir süre sonra garson geldi ve kartı Davin'e verip, tekrar teşekkür etmeyi unutmadı.
Davin ona önemli olmadığını işaret etti ve masadan kalkarak, restoranın çıkışına yöneldi.
Kızlarla birlikte tekrar meydan parkına doğru yürümeye başladı ve en son toplandıkları yere gelene kadar, sessiz kaldılar.
Oraya geldiklerinde Davin, astlarının yarısından azını gördü.
Louis'in orda olduğunu ve Nora ile bir şeyler tartıştığını görebiliyordu.
Davin bir ıslık çaldı ve Louis'in dikkatini çekti.
Louis ıslığı duyunca hemen Davin'in yanına geldi ve onu selamladı.
Louis: Alfa.
Davin başını aşağı yukarı salladı ve onunla konuşmaya başladı.
Davin: Otel odaları tuttunuz mu?
Louis: Herkes kendisine aynı otelden bir oda tuttu ve ben sizin için ekstra 4 tane oda tuttum. İstediğiniz zaman otele gidebilir ve odalarınızın yerini öğrenebilirsiniz.
Davin: Teşekkürler. Kızları otele gönderecek birini bul.
Bunu söyledikten sonra Davin, kızlara bakmadan onları işaret etmişti.
Bu durum Davin'in, kızlarla arasının pek iyi olmadığını Louis'in anlamasını sağladı.
Louis: Anlaşıldı Alfa.
Louis kızlara baktı ve eliyle nazik bir jest yaptı.
Louis: Bu taraftan hanımlar. Sizi otele kadar bırakmama izin verin.
Kızlar Davin'e üzgün bir yüzle baktılar ve ondan bir tepki alamayınca çaresiz kalarak, Louis'i takip etmeye başladılar.
Kızların Louis'le ayrılmalarından sonra, Davin rahat bir iç çekti ve Nora'nın yanına doğru yürümeye başladı.
________________
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..