Bölüm 25: Yeteneğin Yoksa Başkalarını Taklit Etme!

avatar
1290 2

Reborn as My Love Rival’s Wife - Bölüm 25: Yeteneğin Yoksa Başkalarını Taklit Etme!


Çevirmen: Solevra

Düzenleyen: Gandalf

 

O gece, Su Jian yine bir rüya görmüştü.

 

Rüyasında, güzel bir kadın üstünde uzanıyordu ve pis pis sırıtarak, “Seni zavallı şey! Bağırsan bile kimse seni kurtarmaya gelemez!”

 

Su Jian itaatkar bir şekilde yere uzanıp yardım ister gibi, “Alçak! Alçak! Alçak!” diye çığlık atmaya başlamıştı.

 

Su Jian’ın koynuna girip “alçak” diye bağırmasına uyanan An Yize, “……”

 

“Seni muzip seni!” Güzellik Su Jian’ın üstüne oturup ahlaksızca kahkaha atarak, “Uslu dur! Bağırdığını duymak istiyorum!”

 

Su Jian sevgisinden etkilendiğini hissetmişti ve “Bir-iki-üç-dört-iki-üç-dört.” diye bağırdı.

 

Su Jian’ın sıkıca sarıldığı ve onun “3-2-3-4” diye mırıldanmasını dinleyen An Yize, “……”

 

Böylece, Su Jian her zaman olduğu gibi ertesi sabahta yine An Yize’nin koynunda uyanmıştı.

 

Alışkanlık güçlü bir şeydi. Su Jian uygunsuz bir şeyler olduğunu hissetmemişti ve yanındaki sıcak elemana sıkıca sarıldı. Hatta gözlerini tekrar kapayıp birazcık kestirmişti.

 

Su Jian elini yüzünü yıkarken ağzını görünce aklı başına gelmiş ve dün gece neler olduğunu kanı donmuş bir şekilde hatırlamıştı.

 

Siktir! An Yize, o adam, onu zorla öpmekle kalmamış aynı zamanda dudağında da bir delik açmıştı!

 

Böylece, An Yize kravatını bağlarken arkasını dönünce Su Jian’ın öfkeli bakışıyla karşılaşmıştı. An Yize boş boş bakarak, “Jian Jian?” dedi.

 

Su Jian bilinçsizce ısırılmış dudağını ovuşturup öfkeyle, “Eğer hiçbir yeteneğin yoksa, başkalarını taklit etme ve birisini zorla öpme!” dedi.

 

An Yize şaşkına dönmüştü ve sonra bakışları anlamsızlaşmıştı. Alçak bir sesle, “Acıyor mu?” diye sordu.

 

“Yok ebenin!” Su Jian öfkeyle, “Denemelisin!” dedi.

 

An Yize’nin gözleri kararmıştı ve bakışları Su Jian’ı geçip dudaklarına takıldı. Su Jian’ın dudaklarının şekli oldukça güzeldi. Dudaklarının kenarları çıkıktı ve yüzünün narin güzelliğini ortaya çıkarıyordu. Bir ısırık almasına sebep olan üst dudakları oldukça dolgun ve açık bir renge sahipti.

 

An Yize eğildi. Su Jian’ın çenesini tuttu, yaklaştı ve onu öptü.

 

Su Jian şok olmuştu ve karşı koymak bir süre sonra aklına gelmişti. Ancak, An Yize onu çok sıkı tutuyordu ve öyle içten öpüyordu ki sanki vücudu gevşemiş gibi hissetmesine sebep oluyordu. Sonunda gücünü toplayabildiğinde An Yize onu çoktan serbest bırakmıştı.

 

Su Jian, öfke dolu kızarmış gözlerle “Ne-Ne yapıyorsun sen?” diye bağırdı.

 

An Yize, “Sana şans tanıyorum.” diye cevapladı.

 

“Ne şansı?”

 

“Beni ısırman için.”

 

Su Jian bir süre hareketsiz kaldıktan sonra “Denemelisin” dediğini hatırlamıştı: “……”

 

An Yize, hızlı hızlı nefes alıp verirken suskun olan Su Jian’a baktı. Sonra döndü ve kravatını bağlamaya devam etti.

 

Kravatını bağlamayı bitirdikten sonra, ona bakmaya devam eden Su Jian’a bakıp birden, “Dudağını ben ısırmadım. Dün gece rüya görürken kendin ısırdın.” dedi.

 

Su Jian donmuştu. Sonra sinirle, “Sana inanacağımı mı düşünüyorsun? Oradan bakınca aptal gibi mi gözüküyorum? Kim sebepsiz yere kendini ısırır ki?”

 

“Sen.” An Yize bir an hafızasındakileri gözden geçirmişti: “Muhtemelen rüya görüyordun. Ayrıca gülümsüyordun ve beş yüz yıldır insan eti yemediğini söylüyordun.”

 

Su Jian: “……”

 

Su Jian buna inanmamış olsa da hatırlamak için çok uğraştı. Dün gece rüyasında oldukça güzel birinin onu zorladığını görmüştü. Tam tutkuyla dalmışken, yavaş yavaş önceki yaşamından anıları hatırlamıştı. Önceki yaşamda, Liang Liang denilen gökyüzündeki Ay Sarayı’ndan gelen bir peri vardı. Su Jian ise Dünya’dan gelen Mai Dou denilen bir domuz şeytanıydı ve ona abayı yakmıştı.

 

Mai Dou adında bir domuz şeytanı … Su Jian çok şaşırmıştı.

Az da olsa inanmaya başlayan Su Jian, kızarmıştı: “O zaman neden bana söylemedin?” Ananı! Rüya görürken dudaklarını ısıracak kadar talihsizdi ama yavşak-An tarafından tekrar öpülmek kabul edilemezdi.

 

An Yize sakince, “Benim hakkımda yanlış bir karara vardığın için yanıldığını kanıtlamaktan başka çarem yoktu.”

 

Su Jian şaşkına dönmüştü: “Ne kararı?”

 

An Yize: “Yeteneğin yoksa başkalarını taklit edip birini zorla öpme.”

 

Su Jian: “……”

 

   …….

 

Kahvaltı için yemek odasına indiklerinde An Yirou çoktan gelmiş orada oturuyordu. Çiftin yaklaştığını görünce, tatlı bir şekilde cırıldadı, “Abicim, görümcecim!”

 

Ancak Su Jian’ın ağzını gördüğünde bakışları biraz garipleşmişti. Kız kardeş tereddüt ettikten sonra ona yaklaştı ve “Üçüncü görümce, ağzın…”

 

Tam o anda baba An ve anne An’da gelmişti. An Yirou’nun sorusunu duyduklarında Su Jian’ın ağzına gizlice baktılar.

 

Anne An kaşlarını çattı.

 

Baba An, beğenmeyerek An Yize'ye baktı: “Xiao Jian iyi değil. Xiao Ze, kendini kontrol etmelisin.”

 

An Yize: “……”

 

Kontrol… Su Jian ölmek istiyordu ve aceleyle, “Onunla hiçbir ilgisi yok! Kendim ısırdım!” diye açıklama yaptı.

 

Baba An ona baktı. An Yize’nin çok ciddi ifadesiyle karşılaşan babanın bakışları hoş bir mizahla yumuşamıştı. “İlişkinizin iyi olduğunu biliyorum, ama Xiao Jian, onu korumak zorunda değilsin. Eğer seni rahatsız ederse, bana söyle. Onu senin için cezalandıracağım.”

 

Su Jian: “……”

 

   ……

 

Su Jian sinirden ölecekti ve iki gün boyunca An Yize’ye karşı sessiz bir tavır içindeydi.

 

An Yirou bunu fark etmişti ve abisine destek olmasını gerektiğini hissetmişti. Böylece, Su Jian ile drama izlerken, “Üçüncü abimin çok fazla flört deneyimi yoktur, bu yüzden bir yerde yetersiz kalırsa, lütfen ona biraz müsamaha göster.” dedi. Durakladı, sonra sırıttı ve ekledi, “Sonra onu istediğin gibi eğit.”

 

Su Jian sessizce An Yize’nin önünde diz çöküp “Boyun eğdirme” diye şarkı söylerken onu dövdüğünü hayal ederken morali yerine gelmişti. “An… üçüncü abin hiç biriyle çıkmadı mı? Hiç kız arkadaşı olmadı mı?” diye sordu.

 

An Yirou tereddütle başını salladı: “Sanırım evet. Üçüncü abi daha önce hiç kimseyi eve getirmemişti.”

 

Su Jian kafasını salladı ve : Bu kız gerçekten çok saf! Eve getirmemesi, onu bir otele götürmediği anlamına gelmez! diye düşündü.

 

An Yirou, “Görümcem, üçüncü abimin eve getirdiği ilk kadın sensin ve sonuncu da sen olmalısın.” dedi.

 

Tabii ki sonuncu olamazdı! Su Jian içinden düşündü. Sözleşmeleri bittikten sonra boşanacaklarını ve önünde oturan sevimli kızla hiçbir bağlantısının kalmayacağını veya görüşemeyeceklerini düşününce birazcık morali bozulmuştu.

 

An Yirou, Su Jian’ın bozulduğunu görünce, aceleyle, “Üçüncü görümce, üçüncü abimin kalbinde özel bir yere sahipsin. Annemle babam bir süredir evlenmesi için abimi zorlamışlardı ancak onları dinlememişti. Sonra seninle tanıştıktan hemen sonra seninle evlendi. Biz oldukça şaşırdık! Gördüğün gibi.” dedi. An Yirou sinsice göz kırparak güldü ve “abim seni gerçekten seviyor olmalı.” dedi.

 

Su Jian aptallaşmıştı ancak hazır malzeme ile hayal kurmaktan kendini alamamıştı. Bu sabahki gibi An Yize önünde durup ona bakmak için hafifçe eğildi. Birden çenesinden tutup kaldırdı ve yavaşça dudaklarını öptü. Nazik ve alçak bir sesle “Jian Jian, seni seviyorum” dediğinde onu büyülemişti.

 

Fantezinin büyük bir kısmı gerçekliğe dayandığından, Su Jian’ın fantezisi, An Yize’nin nefesini neredeyse kulağında hissedebileceği noktaya kadar alışılmadık derecede gerçekçi idi. Daha sonra kulağında kaşıntı hissetmeye başlamıştı.

 

Su Jian kendine geldiğinde istemsiz olarak titremişti. Hasiktir! Bunu nasıl düşünebilirdi? Yavşak An’ın iğrenç hareketlerinden etkilenmiş olmalıydı! Olay bu şekilde olmamalıydı! Kendi fantezisine şaşıran Su Jian yeniden hayal kurmaya başlamıştı: An Yize kalçalarını ortaya çıkaran mini hasır bir etek giymişti, yanaklarına kırmızı allık sürmüştü ve şarkı söyleyip dans ederken, “Jian Jian sen benim küçük elmamsın. Seni ne kadar seversem seveyim, bu bana yetmez, kızarmış küçük yüzün kalbimin odacıklarını ısıtır ve hayatımın ateşini yakar, ateşini- ateşini-ateşini- ateşini-” [1]

 

“Hahahaha!” Kendi fantezisi Su Jian’ı o kadar gıdıklamıştı ki kahkahalarına engel olamamıştı. Hayal kurmanın doğru yolunun bu olduğuna karar vermişti.

 

An Yirou Su Jian’ın kahkahalarını duyunca onun söylediği şeylerden dolayı mutlu olduğunu düşündü. Ayrıca baya mutlu hissetmişti ve dramalarını izlemeye devam etmek için Su Jian’ı neşeyle çekiştirdi.

 

 

Dipnotlar:

 

[1] https://www.youtube.com/watch?v=p9tVFjZRvqE 58. saniyeden itibaren dinleyiniz….

    

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr