Kekin arabuluculuğu sayesinde Su Jian ve An Yize’nin arası bir kez daha düzelmişti.
An Yize’nin Üç Küçük Ayı’dan aldığı keki yiyen An Yirou, Su Jian’a, “Üçüncü Görümce, teşekkür ederim!” dedi.
Su Jian, “Bana neden teşekkür ediyorsun ki? Keki sana abin almadı mı?” diye cevap verdi.
An Yirou mutlu bir şekilde, “Üçüncü abi senin için almıştı ancak aynı zamanda bana da aldı. Elbette sana teşekkür edeceğim.” diye cevapladı.
Su Jian’ın ağzı seğirmişti, “Xiao Rou, kandırılıyorsun! Aslında, abin bu keki yemeyi seviyor. Sadece utandığından kendisi için bir şeyler satın alırken beni bir bahane olarak kullanıyor!”
An Yirou şaşkınlıkla, “Emin misin? Abim gerçekten de tatlıları pek sevmez.”
Su Jian, “Seviyor. Sadece erkekler için tatlı yiyecekleri sevmek övünülecek bir şey değil. Bu yüzden sevmediğini iddia ediyor.” Ananı! Benimleyken rol bile yapmıyor. Ne zaman kek yesem, doğal olarak o da yiyor!
An Yirou hala şüpheliydi ancak ısrar etmemişti. Biraz drama izlemek için Su Jian’ı çekiştirdi ve izlediklerine de olumsuz yorumlar yaptı.
Birden bilgisayar ekranının sağ alt köşesinde bir reklam çıkmıştı. Su Jian hızlıca bakmıştı. “XX Alışveriş Merkezi Sizinle Qixi Festivalini Kutluyor” diyen bir tanıtım reklamıydı.
Su Jian bununla fazla ilgilenmemişti. Ancak, yanında oturan An Yirou, “Ah Doğru. İki gün içinde Qixi Festivali var.” demişti.
Su Jian’ın yıl boyunca en nefret ettiği üç gün, 14 Şubat, Temmuz’un yedinci günü [1] ve 11 Kasım’dı. Eskiden bu üç gün boyunca dünyadaki tüm yalnızlar toplanır ve tüm çiftler onlarla dalga geçmek için etraflarında büyük bir FFF Engizisyonu oluştururdu ve o da yalnızlar gibi hissederdi.
An Yirou, gülümseyen Su Jian’a bakarken heyecanla, “Üçüncü görümce, üçüncü abiyle nasıl romantik bir gün geçirmeyi planlıyorsun?” diye sordu.
Romantik mi? Su Jian bu kelimeyi kendisi ve An Yize ile hiçbir şekilde ilişkilendirememişti. Böylece, başını olumsuz anlamda sallamıştı.
An Yirou anlayamamıştı, “İkiniz yeni evlendiniz, Sevgililer Günü’nü nasıl kutlamazsınız?”
Çift değiliz de ondan! Gerçek sebebi ona söylemezdi. Bu yüzden, Su Jian başka bir bahane bulmuştu. “Qixi Festivali hafta sonunda bir güne denk gelmiyor. Üçüncü abinin çalışması gerekiyor.”
An Yirou çaresizce, “Üçüncü görümce, bu kadar erdemli olmak zorunda mısın? Ayrıca, üçüncü abimin bir günlük izin almasının hiçbir zararı olmaz!”
Zaten "Erdemli" olarak damgalandığından, Su Jian sadece kabul etmeyi seçebilirdi. Cömert ve anlayışlı bir tavırla, “Bence almaması daha iyi. İşi daha da önemli.”
An Yirou, “Görümcem, üçüncü abim onu bu kadar düşündüğünü biliyor mu?” diye dalga geçmişti.
Su Jian son derece ciddiymiş gibi davranarak, “Elbette biliyor. Yoksa neden benimle evlensin ki?” diye cevap verdi.
An Yirou kahkaha atmaya başlamıştı.
Ama yine de An Yirou, Qixi Festivalinden bir gün önce Su Jian’a söylemeden, An Yize’nin işten çıkmasını beklemişti.
“Üçüncü abi, yarın günlerden ne biliyor musun?” diye sormuştu.
“2 Ağustos.” An Yize kız kardeşine baktı. “Yarın doğum günün değil diye hatırlıyorum.”
“Benim doğum günüm değil!” An Yirou birdenbire görümcesinin haksızlığa uğradığını hissetmişti. Ama yine de abisinin hatırlayacağını umuyordu. “Üçüncü görümce ile ilgili!”
“Jian Jian? Yarın?” An Yize başını iki yana salladı. “Onun doğum günü de yarın değil ki.”
An Yirou dermansız bir şekilde, “Bu ikinizle de ilgili.” diye cevap verdi.
An Yize: “Evleneli bir sene bile olmadı. Kesinlikle bizim evlilik yıldönümümüzde olamaz.”
An Yirou başını tuttu. “Üçüncü abi, eskiden üçüncü görümcenin gözüne nasıl giriyordun? Siz ikiniz hiç festivallere katılmadınız mı?”
“Festivaller?” An Yize hızla, “Qixi Festivali mi?” diye tepki vermişti.
“Evet!” An Yirou, “Üçüncü görümceyle Çin Sevgililer Günü'nü nasıl geçireceğinizi düşündün mü?” diye sordu.
An Yize sessizleşmişti.
“Düşündüğüm gibi” ifadesiyle, An Yirou iç çekti, “İkiniz gerçekten birbiriniz için yaratılmışsınız.”
An Yize kaşlarını kaldırıp, “Ne?”
“Görümcem de seninle aynı tepkiyi vermişti.” An Yirou, “Sadece Qixi Festivali'ni unutmakla kalmamış, hatırladıktan sonra bile işten izin almaman gerektiğini söylemişti. İşini etkilemesinden korkuyor.” diye devam etti.
An Yirou’nun sözlerinin ardındaki gerçek anlamı fark eden An Yize bir kez daha sessizleşmişti.
An Yirou aniden, “Doğrusunu söylemek gerekirse, zevkin baya iyiymiş abicim” An Yize ona bakarken, gülümseyerek “Üçüncü görümceyi sevdim” dedi.
An Yize: “HM.”
An Yirou, “Hm”’ın ne anlama geldiğini bilmeden, devam etti, “Bu yüzden ona daha iyi davranmalısın. Tüm kadınların güzel sözlere ihtiyacı var. Qixi Festivali gibi bir günü nasıl unutabilirsin? Aklına gelmese de eminim içinden, günü onunla geçirmeni istiyordur.” diye sözlerini bitiren An Yirou, An Yize'ye iki sinema bileti uzattı.
“Üçüncü görümce daha önce bu filmi izlemek istediğini söylemişti. Onu yarın sinemaya götürmelisin. Biletleri senin için aldım!”
………………..
Akşam, uyumadan önceydi.
An Yize, telefonuyla oynayan Su Jian’a “Süper Kahraman filmi hakkında ne düşünüyorsun?” diye sordu.
Su Jian başını kaldırmadan “Güzel, internetteki yorumlar oldukça olumlu.”
“Ah.” An Yize, “Yarın izleyelim.” diye gelişigüzel bir şekilde cevap vermişti.
“Olur!” diye dikkatsiz bir şekilde cevap veren Su Jian’ın aklı başına geldiğinde başını kaldırıp An Yize’ye bakarak, “Biz? Film mi izleyeceğiz?” diye sormuştu.
An Yize başını sallayıp, “İstemiyor musun?”
Su Jian, “Tabii ki istemiyorum!” diye kararlı bir şekilde cevap verdi. Yeniden doğduğundan beri, kendi cenaze törenine gitmek dışında nadiren dışarı çıkmıştı. Ayrıyeten, An ailesinin villasına gelmişti ve o zamandan beri orada kalıyordu.
Villa lükstü ve bahçesi geniş olsa bile o sıradan bir insandı ve dışarıdaki kalabalık dünyayı buraya tercih ederdi.
Su Jian dışarı çıkma ihtimali olduğu için çok mutlu olmuştu ancak bir şey fark etmişti. An Yize’ye şüpheyle bakan Su Jian, “Birdenbire film izleme fikri de nereden çıktı?” diye sordu.
An Yize doğal bir şekilde, “Çalışanlara sağlanan faydalar” diye cevap verdi.
Su Jian’ın CMI’a olan hayranlığı bir kez daha artmıştı. “Şirketin faydaları kesinlikle harikaymış!”
CMI’nın müdürü Sayın An Yize çok doğal bir şekilde “Hm” diye cevap verdi.
…………………………
Ertesi sabah, An Yize Su Jian’ı sinemaya götürüyordu.
Su Jian’ın sürekli ona baktığını hisseden An Yize “Bir şey mi oldu?” diye sordu.
“Yok bir şey.” Yüreğinin acıdığını hisseden Su Jian ona bakmaya devam etti. Sadece neden her gün takım elbise giydiğinde oldukça olgun görünürken şimdi, sadece siyah bir tişört ve kot pantolon giyerek, genç bir üniversite öğrencisi gibi görünüyordu. Otuz yaşında değil miydi? Hatta benden bir yaş büyüktü!
An Yize direksiyonu tutarken, “Bacağın nasıl oldu?” diye sordu.
“Daha iyi, geçti sayılır.” Hakikaten, sakatlanan bacağı o kadar da kötü değildi. İyileşme günlerinden sonra daha da iyi olmuştu. Dikkat etmiş olsaydı koltuk değnekleriyle gezinebilirdi.
An Yize, “Yardıma ihtiyacın olursa bana söyle.” demeden önce biran sessiz kalmıştı.
An Yize’nin önceden yaptıklarını hatırlayan Su Jian, içinden kesinlikle ona söylemeyeceğim diye düşünmüştü. Dalga mı geçiyorsun? Sinema gibi kalabalık bir yere beni kucağında götürmesindense ölmeyi tercih ederim.
Arabada sevgi dolu ve hafif bir piyano müziği çalıyordu. Kulağa hoş gelse de garipsemişti. Bu yüzden Su Jian AnYize’ye “Müziği değiştir!” dedi.
An Yize “Ne dinlemek istersin?” diye sordu.
Su Jian biraz düşündükten sonra, “Baş Döndürücü Halk Tarzı var mı?”
An Yize: “……”
Sonunda An Yize hareketli bir İngilizce şarkı açmıştı.
En sevdiği davul ritmi eşliğinde Su Jian cama doğru mutlulukla eğildi ve manzaranın tadını çıkardı.
Su Jian dış dünyadan zevk alırken kuşkuyla, “Filmi akşam izleyeceğimizi sanıyordum… Neden gündüz izlemeyi seçtin?” diye sordu.
An Yize “Gündüz çok kalabalık olmuyor.” dedi.
“Ah.” “Gündüz çok kalabalık olmuyor” bu kelimelerin anlamı “Bacağın sakatlandı. Gündüz çok kalabalık olmuyor. Birinin sana çarpma ihtimali daha az.” demekti. An Yize’ye bakarak, Bay An aslında oldukça düşüncelisin diye düşünmüştü!
Birden morali yerine gelmişti.
……………….
Sinema, büyük bir alışveriş merkezinin en üst katındaydı. An Yize, bodrum katındaki otoparka arabasını park etmişti. Daha sonra Su Jian’ı sinemaya götürdü.
Gündüz olmasına rağmen sinema biraz kalabalıktı. An Yize daha az kalabalık bir yer bulmak için bekleme yerinin etrafına iyice bakmıştı. Sonra Su Jian’ın oraya doğru gitmesine yardımcı olmuştu.
Su Jian otururken, heyecanla ekranda dolanan film afişlerini inceliyordu. An Yize yanlarındaki çifti fark etmeden önce ona bakıyordu. Kız yanaklarını elleriyle destekleyerek masanın yanında duruyordu. Çocuk kola ve patlamış mısırla dönmüştü. Kız onu görünce gülümsemiş ve bal kadar tatlı bir sesle, “Sevgilim, süpersin!” demişti.
An Yize etrafına yeniden baktı. Çoğu çiftte kadınların önündeki mini masada bir bardak kola ve patlamış mısır olduğunu fark etti. Arkasını döndü ve elektronik ekranı ciddiyetle inceleyen Su Jian’a dikkatlice baktı.
An Yize ayağa kalkıp “Bir yere kıpırdama, hemen geleceğim.” dedi ve gitti.
Su Jian, tuvalete gitmek istiyordu. Dikkatsizce ellerini sallayarak gözleri ekrandaki film reklamlarına odaklanmıştı.
Vizyondaki filmler iyi gibi görünüyor! Su Jian tüm film reklamlarına bakmıştı. İçinden: Merak ediyorum acaba An Yize’nin şirketi yeniden sinema bileti dağıtır mı? Öyleyse, tekrar sinemaya gelmek hiç sorun olmaz!
Su Jian bunları düşünürken, başını kaldırdı ve An Yize'nin bir şeyler taşıdığını gördü.
Su Jian şaşırmıştı. “Bu ne?”
An Yize “Patlamış mısır.” diye cevapladı.
“Patlamış mısır olduğunu biliyorum.” Su Jian, An Yize'ye inanamayarak baktı. “Bunu yemeyi sevdiğini hiç düşünmemiştim.”
An Yize’nin ağzı seğirdi. Patlamış mısırı Su Jian’a verdi.
Su Jian, sersemlemiş bir şekilde “Ne?” diye sorarken patlamış mısırı kucaklamıştı.
An Yize açıkça, “Henüz tam olarak iyileşmedin, bu yüzden kolaya gerek yok. Maden suyu ve patlamış mısır daha iyi.”
Su Jian şaşırdı, “Patlamış mısır istediğimi söylememiştim!”
An Yize ifadesiz bir suratla, “İnsanlar film izlerken patlamış mısır yemez mi?” diye cevapladı.
Müdür An’ın surat ifadesi nadiren değişmesine rağmen, onunla uzun süre birlikte yaşadığından, Su Jian, içindeki duygularının ne olduğunu küçük ifadelerinden kabaca tahmin edebiliyordu. Dolayısıyla An Yize’nin mutsuz olduğunu hissetmişti. Su Jian hemen cevap verdi, “Haklısın, patlamış mısır için teşekkürler!” Patlamış mısırdan hoşlanmasa da yine de onun için özel olarak satın alınmıştı. Film izlemek için daha fazla olanak istemeyi planladığı için haddini bilmeliydi.
Ancak, Su Jian minnetini dile getirmesine rağmen, An Yize’nin hala mutsuz olduğunu hissediyordu.
Su Jian patlamış mısır yemeye başladı. Bir süre sonra, tadının o kadar kötü olmadığını fark edince neşeyle yemeye başlamıştı. Yukarıya bakarken, An Yize'nin ona baktığını gördü. Aniden kendi kendine eğlendiğini hissedince, patlamış mısırı utanç içinde An Yize’ye doğru tuttu, “Biraz ister misin?”
An Yize başını salladı, “Sen ye.”
Su Jian onu zorlamamıştı. Filmin başlamasına daha vardı bu yüzden An Yize ile konuşmaya başladı.
“Gündüz buranın bu kadar kalabalık olmasını beklemiyordum!”
“Hımm.”
“Gördüğümüz gibi, ülke ekonomimiz hızla büyüyor! Ancak ekonomimizin ve ülkemizin maddi uygarlığının büyümesinden sonra vatandaşlarda ruhsal uygarlıklarını inşa etmek için para harcayabilirler!”
“......”
Birden yan masadaki iki adamın konuşmalarını duymuşlardı.
“Qixi Festivali boyunca neden seninle film izlemeliyim?”
“Çünkü kız arkadaşın yok.”
“Hey! Kurban olarak beni seçmeyi bırak!”
“Neyden korkuyorsun? Zaten kız arkadaşın yok ki.”
Qixi Festivali mi? Su Jian, daha önce hiç o günün tarihini hatırladığı için rahatsız olmamıştı. Bugünün Qixi Festivali olacağını düşünmemişti!
An Yize’ye bakarken, Su Jian kafası karışmış gibi hissediyordu: An Yize onu Çin Sevgililer Günü için bilerek mi film izlemeye getirmişti?
Su Jian, “Şimdi hatırladığım kadarıyla, bugün hafta sonu değil. Çalışman gerekmiyor mu? Sakın bana şirketinin Qixi Festivalinde izin verdiğini söyleme?”
An Yize ifadesiz bir suratla cevap verdi, “Hm.”
Su Jian, “Qixi Festivali sırasında bile tatil var ve ayrıca filmler ücretsiz izleniyor. CMI kesinlikle insaniyetliymiş!”
CMI Müdürü An Yize bir kez daha “Hımm” diye cevap vermişti.
Yazarın Notu: Çiftlerin birbirini tamamladığını söylüyorlar. Aniden Müdür An ve Su Jian Jian’ın birbirini çok iyi tamamladığını fark ettim! Müdür An, Su Jian Jian ile tanıştığından beri, daha da komik biri oluyor...
Dipnotlar:
[1] Temmuz'un yedinci günü (Ay takvimi) - Qixi Festivali (Çin Sevgililer Günü)
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..