Kontrolden sonra Su Jian’ın vücudunda bir sorun olmadığı ortaya çıkmıştı. Ancak ilaç bazı yan etkilere neden olabilirdi. An Yize Su Jian’a bundan bahsetmemişti. Su Jian’a ilacın apandisitini tamamen iyileştirmek için olduğunu söylemişti. Su Jian da pek umursamamıştı. Ameliyattan sonraki kontrol olarak düşünerek An Yize’nin ona verdiği ilacı itaatkar bir şekilde bitirmişti.
Şüphesiz, Su Jian ona ilaç verenin Ji Yan olduğunu öğrendiğinde şok olmuştu. Eğer fail Li Feifei olsaydı yine de bunu anlayışla karşılardı. Ji Yan’ın ona böyle bir kötülük yaptığını öğrenince dehşete kapılmıştı. Ne kadar düşünürse düşünsün Ji Yan’ın bunu neden yaptığını hala anlayamamıştı. Ji Yan’ın nazik ve zarif görünüşünü ve o gece onunla konuşurken olan samimi ve yakın tavrını hatırlayınca daha da korkmuştu.
Su Jian “tanrıça” kelimesiyle yüzleşemedi. Güzel kadınlara olan arzusu eskisi kadar ciddi değildi.
Lanet olsun! Kraliçe Ji gibi kadınlara karşı istekli olmasam bile, An Yize gibi bir adam için de istekli olmamalıyım!
Su Jian son zamanlarda dertliydi.
Belki çok uzun süre cinsel olarak bir şey yaşamamıştı ancak bir kez kırıldı mı Su Jian tekrar yaşamak istiyordu. Yeni nesilden genç bir adam olarak utanıyor ya da seks konusunda korkuyor değildi. Bununla birlikte, seksin hayatın uyumu ve insanlığın geleceğiyle ilgili olduğunu düşünüyordu. Bunun önemli bir şey olduğunu düşünmüştü. Ancak, yeniden doğuşundan önce ya da sonra ne zaman olursa olsun, her zaman hayal ettiği erotizm türünde ana konumda o ve bir kız vardı. Ancak neden bakire çocuk lakabını bıraktıktan sonra adamın birinin bedeniyle ilgilenmeye başlamıştı? *Siktir*
Su Jian ilk başta bunu fark etmemişti. An Yize ile bunu yapmak harika hissettirmişti ancak An Yize ile yapmaya devam etme niyetinde değildi. Fakat, eve dönüp An Yize’ye baktığında vücudu bir nedenden dolayı garipleşmişti.
An Yize’nin yüzünü görünce, An Yize’nin üzerine çıkarken onun vücudunun terden sırılsıklam olduğunu hatırladı.
An Yize’nin dudaklarını görünce, An Yize’nin diliyle yavaşça onu tattığını hatırladı.
An Yize’nin köprücük kemiğini gördüğünde, onu yalarken An Yize’nin nefesini bastırdığını hatırladı.
An Yize’nin pantolonunu görünce… Siktir’ Daha fazlasını düşünemem!
Su Jian duvara yaslandı ve duvarı kazımaya başladı, biraz parçalanmıştı.
An Yize banyodan çıktıktan sonra “Jian Jian?” diye ona dikkatlice seslendi.
Su Jian arkasını döndü. An Yize’nin altını sadece havluyla sarılı yarı çıplak bir şekilde görünce tekrar duvarı kazımak için arkasını dönmek istemişti.
Deyimde de söylendiği gibi, mutluluk yalnız gelir ama sorun asla yalnız gelmez. Li ailesinin yemeğinden döndüklerinden beri An Yize ile birlikte yatıyorlardı. Bunun nedeni anne An’ın ayrı uyuduklarını öğrenmiş olmasıydı. Anne An, ufak bir tartışma yüzünden geçici olarak ayrı uyudukları açıklamasından şüphelenmemişti ancak çalışma odasındaki kanepeyi çıkarması için birini çağırmıştı. Bu yüzden ikisinin aynı yatağı tekrar paylaşmaktan başka çareleri yoktu.
Eskiden olsa birlikte uyumak basit bir şeydi. Eğer özel bir şey olursa her sabah An Yize’nin koynunda uyanırdı. Ancak şimdi…
Su Jian, An Yize’nin göğsünden karın kaslarına doğru damlayan su damlasını havluya düşmeden önce gördüğünde salyalarını silmekten başka bir şey yapamamıştı.
“Namo Amitabha, Om Mani Padme Hum. Şekil boş şeydir, boş şey şekildir… [1].”
Su Jian’ın baktıktan sonra ondan uzak durup bir şeyler mırıldandığını gören An Yize şüpheyle yanına oturdu ve “Jian Jian ne yapıyorsun?” diye sordu.
Su Jian bağdaş kurup oturdu. Duvardan başka bir yere bakmadan, “Kendini geliştirme.” diye cevap verdi.
An Yize: “……”
An Yize eğildi ve yavaşça Su Jian’ın yüzünü öptü. Gülen gözlerle, “İkili gelişim [2] için bana ihtiyacın var mı?” diye sordu.
Su Jian: “……”
Su Jian’ın yüzünün kızardığını gören An Yize ona doğru eğildi. “Jian Jian…”
Alçak ve nazik sesini duyduktan sonra Su Jian’ın kalbi yerinden çıkacak gibiydi ve vücudu kulaklarına gelen sıcak nefesten sonra kaskatı kesilmişti. An Yize’nin yavaşça yaklaştığını görünce içindeki namuslu ve kötü adam birden yine kavga etmeye başlamıştı.
Kötü adam: “Canım git ve havlusunu çıkar! İçinde gizli bir evren olmalı!”
Namuslu kişi: “Tatlım, dayanmak zorundasın! Hala hataların için tövbe edebilirsin! Normal bir yönelim ve sonsuz eylem seni bekliyor!”
Su Jian kararsız görünüyordu. En sonunda, An Yize’nin dudakları dudaklarına yaklaşırken onu itti sonra da acınası bir şekilde ayağa fırladı ve banyoya koştu.
Küvette yatan Su Jian’ın yüzü bitkindi ve gözleri cansızdı. Bu devam ederse, yapacağım tek şey An Yize’yi yatağa bastırıp onunla sevişmek olacak…
Su Jian elleriyle başını tuttu.
Ancak aklı onu dinlememişti. An Yize’yle sevişmeyi düşündüğü anda çalışkan beyni kendi başına çalışmaya başlamıştı: An Yize elleri ve gözleri bağlı bir şekilde altında yatıyordu. Ona gelince, An Yize içindeydi ve An Yize’nin yüzüne bastırıyordu…
Vücudu yavaşça ısınan Su Jian elini bacaklarının arasına soktu. Ancak artık aletin bu olduğunu fark edince utanarak elini geri çekmişti.
Beynini başka bir halini düşünmeye zorladı. An Yize’nin ellerini bağladı ve yatağa bastırdı, yüzü korkuyla doluydu ve gözlerinden yaşlar akıyordu. Acınacak bir şekilde, “Yamete! Yamete!” diye bağırdı. Su Jian’a gelince, An Yize’ye hiç acımadı ve korkunç bir gülümsemeyle onun üzerine atladı. Elini kaldırarak An Yize’nin kalçasına çat diye ses çıkaran bir tokat attı. Ancak o zaman kalbindeki sıkıntı yatışmıştı.
Yorgunlukla banyosunu bitirdikten sonra, Su Jian saçları ıslak bir şekilde çıkmıştı. An Yize ona doğru baktı. Başını sallayarak saç kurutma makinesini almak için ayağa kalktı ve fişe taktı. Sonra yanındaki koltuğa vurup “Gel.” dedi.
Su Jian bir an tereddüt etmişti ancak sonunda oturmak için gitti.
Saçlarını kuruturken ikisi de hiç konuşmamıştı. Kulağındaki saç kurutma makinesinin yüksek sesini dinleyen Su Jian yüreğindeki sıkıntının yok olduğunu hissetti. O duygu yavaş yavaş yerini samimi bir duyguya bırakmıştı.
Saç kurutma makinesini yerine koyan An Yize, Su Jian’ın yüzünün kenarından sarkan saçı aldı ve kulağının arkasına soktu. Sonra samimi bir sesle “Bitti.” dedi.
Su Jian biraz daha istiyordu. “Bu kadar hızlı mı?”
An Yize’nin surat ifadesi nazikti. Su Jian’ın yüzüne dokunmak için elini kaldırdı ve gülümseyerek, “Hıhı” dedi.
Su Jian’ın yüzü ısınmaya başlamıştı. Huzursuz bir şekilde “Teşekkür ederim...O zaman ben yatayım!” diyerek ayağa kalktı.
An Yize elini tuttu ve onunla birlikte ayağa kalktı. Su Jian’a gülümseyerek, “Seninle yatacağım [3]” dedi.
Su Jian: “……”
……
Su Jian An Yize’den uzakta uyumuştu.
Ancak, istediği zaman yatakta yuvarlanma özgürlüğüne sahip olmasına rağmen, yalnız uyuduğu günlere kıyasla An Yize’nin onunla yatmasının ona daha çok huzur verdiği inkar edilemezdi.
Kalbi çelişkili ve sorunlu düşüncelerle doluyken Su Jian iki gün öncekine benzer bir rüya görmüştü.
Rüyası her zamanki gibi +18’di. O ve An Yize 69 pozisyonundaydılar ve yataktan yere, banyoya ve terasa kadar birbirlerine yapışıktılar. Normal pozisyondan İtalyan Avize pozisyonuna…
Sabah uyandıktan sonra, dün geceki rüyayı hatırlayınca An Yize’nin yüzüne bakmaya cesaret edememişti.
Öte yandan, An Yize ona yaklaştı ve her zamanki gibi onu öptü.
“Birazdan seni işe götüreceğim.” An Yize, Su Jian’ın yüzünü hafifçe yüzüyle sürtündü ve tatlı sesi yalnızca uyandığında olan hafif bir ses kısıklığına sahipti.
Su Jian’ın aklındaki ahlaksız düşünceler biraz yok olmuştu. Çaresizce, “Yeni uyandım, iş gibi iç karartıcı şeyleri gündeme getirme!” dedi.
An Yize bir kahkaha attı, göğsüne yapışmış olan Su Jian’ın yüzü hafifçe titremişti. “Çalışmak istemiyorsan çalışma.”
Su Jian da kahkaha attı. “Böyle şeyler söyleyebilirsin çünkü sen bir müdürsün. Senin kadar şanslı değilim. Eğer çalışmazsam bana kim yemek verecek?”
An Yize nazikçe, “Sana ben yemek vereceğim.” dedi.
Su Jian: “……”
Battaniyesinden sürünerek çıkan Su Jian yataktan kalktı. An Yize’nin ondan utanmadan geceliğini çıkarıp kıyafetlerini değiştirdiğini görünce istemsiz olarak tedirgin hissetmişti. Ancak, gizlice An Yize’nin karın kaslarına ve kasların altındaki alana bakmadan da edememişti.
Dün geceki rüyasını hatırlayınca, sekiz kası tekrar tekrar yalama isteği artmıştı…
An Yize aniden ona baktı. “Jian Jian, ne düşünüyorsun?”
Su Jian başını salladı ve “Ah, hiçbir şey!” diye cevap verdi.
An Yize: “Yüzün kızardı.”
Su Jian: “……”
İşe giderken, Su Jian telefonunu çıkardı ve sessiz forumda bir yazı paylaştı.
“Bu yazıyı yazan bir erkektir. Son zamanlarda aniden kankama aşık oldum. Ne yapmalıyım? Acil, cevap bekliyorum!”
İşe giderken herkesin telefonuna bakıp bakmadığını bilmiyordu, ancak kısa bir süre sonra yazısına yanıtlar gelmişti.
“OP (Asıl yazar) eğildi büküldü. Değerlendirme tamamlandı.”
“Kankana bir adım atabileceğini düşünmek... Aferin OP!”
“Yazar kankan nasıl? Vücudu iyi mi?”
“Cesurca onun üzerine atla OP! Daha fazla tereddüt etme!”
“Yukarıdaki kokuşmuş karılar bu kadarı yeter! OP kankan nasıl? Tadı güzel mi? Normalde biraz kimyon eklemeyi severim.”
“Hahaha. Yukarıdaki yemeye meraklı kişi, yeter artık!”
“OP, kankana aşık olmuşsun. Eğer gerçekten onu beğeniyorsan söyle gitsin!”
Dipnotlar
[1]Su Jian iç zihnini temizlemek için dini bir şeyler okuyor.
[2]İkili gelişim- Xianxia hikayelerinde, bu seks yoluyla güçlerini geliştirmek anlamına gelir. An Yize, Su Jian’ın dediği “Kendini geliştirme”’ye şaka yoluyla cevap veriyor.
[3]An Yize, Su Jian’la yatmak ya da seks yapmak anlamına gelebileceğini düşündüğü için burada bir kelime oyunu yapıyor.
(DN: Gençler selam. Orada bazı terimler var, onları kısaca anlatmak istedim. Su Jian bir şeyler mırıldanıyor ve bunlar dinsel şeyler. Kalp Sutrası falan filan, Budizm ile ilgili şeyler yani. Bunların hepsine tek tek direkt link bulamadığımdan dolayı bunlara link koymadım. İtalyan Avizesi pozisyonuysa cinsel ilişki pozisyonu, kadın yan duruyormuş bu pozisyonda, fazla detaya girmeyeceğim, merak eden bakar zaten.)
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..