Bölüm 79: Efsanevi Aşk Bu mu?

avatar
930 0

Reborn as My Love Rival’s Wife - Bölüm 79: Efsanevi Aşk Bu mu?


Çevirmen: Solevra

Düzenleyen: Gandalf

 

Su Jian bir erkekten hoşlandığını kabullenmesinin zor olacağını düşünüyordu. Ancak, beklenmedik bir şekilde, An Yize’ye duygularını itiraf ettikten sonra çok daha rahatlamış gibiydi.

 

An Yize’nin nadir olarak görülen etkilenmiş yüzünü görünce Su Jian’ın yüreği ısınmıştı.

 

Daha önceki ayrılmaya isteksiz olma ya da delicesine aşık olma duygularını yerini bulmuş gibiydi. Su Jian tam rahatlamış gibiyken aniden anlamıştı.

 

Bu yüzden, An Yize onu öpmek için eğildiğinde Su Jian ondan kaçmamıştı.

 

Eskiden, An Yize onu öptüğünde bilinçsizce tepki verirdi. Şimdi ise bilinçli tepki verdiği için doğal olarak farklı olmuştu. Birisi fiziksel olarak tepki verebilirdi ancak birinin kalbindeki tepkiyi durdurması çok zordu.

 

Az önce samimi bir şekilde konuşan ikili şimdi kanepede çok yakın davranıyorlardı.

 

An Yize elini Su Jian’ın kıyafetinin altına atmıştı. Daha sonra Su Jian düğmelerini kendisi açmıştı. An Yize kemerini çözdü ve Su Jian da An Yize’nin pantolonunu çıkardı.

 

An Yize hafifçe güldü.

 

Su Jian biraz utanmıştı. “Neye gülüyorsun? Yeme ve cinsellik insanlar için gereklidir!”

 

An Yize onun dudaklarını ısırdı. “Haklısın.”

 

Yine de son adıma yaklaşırken Su Jian biraz tereddüt ediyordu. Tükürüğünü yutup nefes nefese, “Kapı ve pencere...Biri içeri girebilir mi?” Buraya yalnızca An Yize’yi alma niyetiyle gelmiştim. Bu ofis sahnesini hiç beklemiyordum! Ama… Su Jian onun dudaklarını yaladı. Burada sevişmek biraz heyecan verici. Bir dahaki sefere buraya geldiğimde muhtemelen bu kanepeye bir daha aynı şekilde bakmayacağım...

 

An Yize durmuştu. Sonra ayağa kalktı ve Su Jian’ı kollarının arasına aldı.

 

Su Jian aceleyle boynuna sarıldı. An Yize’nin onu ofisindeki odaya doğru götürdüğünü görünce hemen anlamıştı. Ancak, ona bir kez daha hatırlatmadan duramamıştı, “Kapıyı sıkıca kapat!”

 

Odadaki yatak büyük değildi. Yatağa uzanan Su Jian, “Yatak çok küçük. Fırsatımız olunca daha büyüğünü alalım.” diye mırıldandı.

 

An Yize onu gülümseyerek öptü. “Tamam.”

 

Seviştikten sonra dinlenirlerken, Su Jian aniden bir şeyi hatırlamıştı ve kocaman gözlerle An Yize’ye, “Yine mi içime boşaldın?” diye sordu.

 

O anda, An Yize Su Jian’a su içiriyordu. Bunu duyduğunda bardaktaki su sallanmıştı.

 

Bir bardak suyu yere döken An Yize, Su Jian’ı kucakladı. Su Jian’ın terli yüzünü okşayarak birden, “Jian Jian, hadi çocuğumuz olsun.” dedi.

 

   ……

 

Henüz An Yize’yi kabullendim ve şimdi de çocuk doğurmaya zorlanıyorum. Hayat, bu kadar yoğun ve hızlı bir şekilde acele ettirmeyi bırakır mısın?

 

Eve dönerlerken Su Jian sıkıntılı bir şekilde An Yize’nin yanına oturdu.

Neredeyse unutuyordu. Eğer An Yize ile kalacaksa çocuk doğurmaktan kaçamazdı. Erkek olsaydı doğum yapamazdı ve bu da harika olurdu. Ancak artık gerekli sisteme sahip olduğuna göre bir çocuk doğurması an meselesiydi.

 

An Yize’ye çocuk vermek istemediğimden değil, sadece düşüncesinden korkuyorum!

 

Su Jian istemeden karnına dokunmuştu.

 

“Yize,” Su Jian yanındaki araba süren An Yize’ye baktı ve yavaş yavaş, “Bence bu kadar erken yaşta çocuk sahibi olmayı düşünmemeliyiz.” dedi.

 

An Yize sakin bir şekilde, “Neden?” diye sordu.

 

Su Jian, “Bak, eğer bir çocuğum olursa ve engellenmiş bir doğum yaşarsam, anneyi mi yoksa çocuğu mu kurtaracağına karar vermek zorunda kalmaz mıydın?”

 

An Yize: “……”

 

Ayrıca, ya tahammül edemezsem? Su Jian hiçbir şey söylemedi ve An Yize’ye üstünkörü bir bakış attı.

 

Sıradan bir kadının bile, çocuğunu doğurması için adamı çok sevmesi gerekiyordu. An Yize’yi sevdiğimi artık kabul ediyorum. Ancak, dürüst olmak gerekirse, bu şekilde bir çocuk doğurmak için yeterli olup olmadığımdan emin değilim.

 

Su Jian bekledi ve devam etti, “Ayrıca, şimdi kırsal kesime gitmem gerekiyor.”

 

An Yize, “Tam olarak nereye gideceğini biliyor musun?” diye sordu.

 

Su Jian, “Sanırım bölge B ortaokulu.”

 

An Yize’nin sesi alçalmıştı, “Eğer otobandan gidersem en fazla iki saat sürer.”

 

Su Jian niyetini hemen anlamıştı. Başını iki yana sallayarak, “Dağlık bir alandır. Otobandan sonra keskin viraj olduğunu duydum. Orada araba sürmek zor olur.” dedi.

 

An Yize ona baktı. “O zaman, hafta sonları geleyim?”

 

Su Jian başını iki yana salladı. “Gerek yok.”

 

An Yize’nin gözlerinin donuklaştığını gören Su Jian, “Şehre giden bir otobüs var. Otobüsle gideceğim.” diye yavaşça ekledi.

 

   ……

 

Su Jian ilk başta kendi isteğiyle başvurduğunu söylememişti.

 

Okul başka bir kadın meslektaşını göndermeyi planlıyordu. Ancak, kadın hala okula giden çocuğuna bakmak istediği için çok istekli değildi. Okul, son sınıf derslerine giren öğretmenleri göndermeye istekli değildi ve öğretmenlerin çoğunun çocuğu vardı. Çocuksuz birkaç ikinci sınıf öğretmeni ise hala deneyimsizdiler. Bu yüzden, en uygun seçim Su Jian olurdu.

 

Bu yüzden, Su Jian’a nasıl iyi eğitim vereceği konusunda birçok yol gösteren kadın meslektaşı, utana sıkıla Su Jian’ın onun yerine gidip gidemeyeceğini sorduğunda, Su Jian önce biraz tereddüt etmişti ancak sonra kabul etmişti.

 

Şöyle düşünmüştü: Bu iyi olabilir. Eğer An Yize’den bir süre ayrı kalırsam, bazı şeyleri daha net bir şekilde düşünebilirim.

 

Kısa bir süre sonra gidecek olmasına rağmen, An Yize ile her zamankinden çok daha samimi bir şekilde etkileşimde bulunduğu için çok memnun olduğunu fark etmişti.

 

Sabah uyandığında An Yize onu öpüp “günaydın” diyor. An Yize kravatını seçerken renk ve şekli üzerine önerisini sunuyor ve An Yize’nin kravatını takması için de bizzat yardım ediyordu.

 

Gece ise An Yize kanepede belgelere bakıyor, Su Jian, An Yize’nin kucağını yastık olarak kullanırken telefonuyla oynuyordu.

 

Su Jian, An Yize’den çekinmeden ayak parmaklarının arasını temizleyebiliyordu ve An Yize, Su Jian kulaklarını temizlesin diye Su Jian’ın kucağına yatabiliyordu.

 

Ofisteki sevişmeden sonra bir daha yapmamışlardı. Ancak, yine de öpüşüyor ve kısıtlama olmadan birbirlerine dokunuyorlardı.

 

Efsanevi aşk bu mu?

 

Su Jian gizlice kahkaha attı, ancak kısa süre sonra burnunu buruşturdu. Neden yaşlı bir çift gibi görünüyoruz?

 

Su Jian gitmeden önce film izlemeye gitmişlerdi.

 

An Yize çift koltuklu salonu seçerken, Su Jian nazik bir şekilde An Yize’nin korku filmi seçmesine yardım etmişti.

 

Film iyi bir hızda ilerliyordu. Korku atmosferi de yeterliydi. Bu yüzden, sadece kadınların çığlıkları ve onları rahatlatmak için şans bulan erkeklerin sesi duyulabiliyordu.

 

Su Jian bir an düşündü ve An Yize’nin koynuna nazik bir şekilde sokuldu.

 

An Yize ona sarıldı ve nazikçe, “Korktun mu? Eğer korktuysan korkunç sahneler sırasında gözlerini kapat.” dedi.

 

Su Jian, “Gözlerimi açık tutmazsam korkunç olup olmadıklarını nasıl bileceğim?” diye cevap verdi.

 

An Yize, “……”

 

Korku dolu çığlıklarla görünüşe göre ikisi kendi dünyalarındaydı ve birbirlerine yapışmışlardı.

 

Su Jian: “Dişi hayalet kesinlikle klozetten çıkacak!”

 

An Yize: “Aynadan da olabilir.”

 

Su Jian: “Söylesene, sence hayaletler gerçek dünyada gerçekten var mı?”

 

An Yize: “Hayaletlerin aslında zayıf elektromanyetik dalgalar olduğu söylenir.”

 

Su Jian: “O zaman bu elektromanyetik dalgalar ile beyin dalgalarımız arasında bir bağlantı olabilir mi?”

 

“Dong dong.” Tam çığlıklar içinde konuşmaya dalmışlarken yan koltuklardan bir kafa aniden onlara uzanmıştı.

 

“Korku filmi izlerken bu kadar ciddi olmayı bırakabilir misiniz? ‘Bilime Yaklaşım’ı izlemek istemiyorum!”

 

“……”

 

   ……

 

Su Jian’ın yola çıkacağı gün, An Yize önemli bir anlaşma yapmak için bir iş gezisine çıkmak zorunda kalmıştı. Su Jian’ı yolcu etmek için iş gezisini ertelemek isteyen An Yize reddedilmişti.

 

“Para kazanmak hala önemli.” Su Jian kahkaha attı, “Neyse, o kadar da uzak değil. Kendim gidebilirim.”

 

An Yize ona sarıldı ve “Endişeleniyorum.” dedi.

 

An amca, sence de bu çok banal değil mi? Su Jian içinden lanet ediyordu ancak gözleri gülümsüyordu. “Arabayla gittiğim için endişeleniyorsun, ben de sen uçakla gidince endişeleniyorum! Sanırım bu yıl çok uçak düştü!”

 

Su Jian konuşmasını bitirdikten sonra söylediklerinin uğursuzluk olduğunu düşündü ve hemen, “Ama bu yıl düşen miktar yeterli olmalı. Bu yüzden kesinlikle bir şey olmayacaktır. İnince beni aramayı unutma.” diye de ekledi.

 

An Yize onu öptü ve “Tamam, seni oraya götürmesi için şoförü çağıracağım. Yeterince hazırlandın mı? Wang amcadan senin için bir şeyler almasını isteyeceğim. Kıyafet de alsın. Hava son zamanlarda soğudu. Daha fazla yiyecek götür…”

 

Su Jian ona baktı ve birden “Hehe” diye kahkaha attı.

 

An Yize de gülümsedi, “Neye gülüyorsun?”

 

Su Jian, “Geçen sefer böyle davranmamıştın. Bir anda bir eş gibi davranmaya başladın, buna alışamıyorum!”

 

“Geçen sefer nasıldım ki?”

 

“Soğuk ve asil.”

 

“……”

 

   ……

 

Yardımcı olacağı ortaokulun koşulları iyi değildi. Ancak çevresinde bir dağ ve nehir vardı. Manzara oldukça güzeldi.

 

Okul Su Jian’a yaşaması için bir yurt odası vermişti. Odada fazla bir şey yoktu: sadece bir yatak, bir masa ve bir dolap. Neyse ki, odanın kendi tuvaleti vardı bu yüzden Su Jian mutlu olmuştu.

 

Su Jian odayı temizledi ve elektrikli ocağın yanı sıra diğer birkaç günlük ihtiyacını yerleştirdi. Sonra, biraz toparlanmış odanın ortasında elleri kalçasında durdu ve memnun bir şekilde gülümsedi.

 

Su Jian yemek yerken An Yize aramıştı.

 

“İndin mi?”

 

“Otele şimdi girdim. Durumlar nasıl?”

 

“Hava temiz ve manzara çok güzel. Bulunduğun yerden kötü değil.”

 

“Peki ya yaşadığın yer nasıl?”

 

“Bir güzellik eşliğinde yumuşak ve rahat bir yatak.”

 

“……”

 

“Hehe, sıkıntı yok. Sade ve derme çatma olmasına rağmen, hayal ettiğimden daha iyi.”

 

“Her neyse, Jian Jian, kendine dikkat et.”

 

“Tamam tamam! İçin rahat olsun!”

 

“Olamaz.”

 

“……”

 

“Akşam yemeği zamanı olmadı, yedin mi?”

 

“Şimdi yiyorum!”

 

“Ne yiyorsun?”

 

“Dünyanın en lezzetli şeyini…”

 

“Noodle mu yoksa dondurulmuş köfte mi?”

 

“Canım, çok zekisin.”

 

“At ve bir şeyler pişir.”

 

“Hah? Hayır, yiyeceği israf edersem yıldırım çarpar!”

 

“Senin yerine alacağım. İyi yemekler ye.”

 

“Yize…”

 

“Hı?”

 

“Hala senin soğukkanlı ve asil tarzını tercih ediyorum.”


“……”


Yazarın notları: Herkesin yardım eğitimini uzak bir yere gidip bir yıl dönmemek anlamına geldiğini düşündüğünü görüyorum. Bu öyle bir şey değil. Destek, yalnızca bir süre çalışmak için öğretmenlerin şehirden köye gittiği bir şeydir.

 

Ayrıca, bazılarınız Su Jian’ın net olmadığını ve kesin bir cevap vermekten kaçındığını düşünüyor. Nasıl söylesem? Sanırım insanların nasıl baktığıyla alakalı. Ben, Su Jian’ın bu sorundan kaçınmadığını düşünüyorum. Anlaşılması zor kişiliğiyle, ilk başta duygularını fark edemedi ve sonunda An amcadan gerçekten hoşlandığını fark edince hemen itiraf etti. Hatta dürüstçe bile yaptı. Duygularının derinliklerinden bahsedelim, Su Jian’ın duyguları kesinlikle An amcanınkinden daha azdır. Bu yüzden dürüstçe itiraf etti. Bunda yanlış bir şey görmüyorum. Senden hoşlanıyorum, ama muhtemelen istediğin kadar değil. Seninle kalmaya devam edip edemeyeceğimden emin olamıyorum. Bu nedenle, sana zarar vermekten korktuğum için tereddüt ediyorum. Belki bazılarınız bunun net olmadığını düşünüyor. Ancak, bunun gerçek olduğunu hissediyorum, neden örtbas edeyim ki? Su Jian, Ji Yan gibi davranıp, An amcayı sevmese bile hep ona yanıltıcı kelimeler söylese, bu An amcaya daha fazla zarar verirdi!

 

Jian Jian bir kadın olmasına rağmen her zaman kadınları sevdiğini hissetti. Birdenbire bir adamdan hoşlandığını fark ettiğinde tereddüt etmemiş olsaydı bu garip olurdu. Tıpkı söylediği gibi, ilişkileri normal bir erkek-kadın ilişkisinden biraz daha zahmetli olurdu. Daha önce hiç ilişkisi olmamış ve kadınları hep sevmişti. An amcaya karşı duyguları yeterince güçlü değilse ve sonsuza dek An amca ile olacağını körü körüne vaat ederse, normal bir çiftle karşılaştırıldığında gözüne güzel gelen bir kadınla tanıştığında daha çok etkilenecektir. Bu noktada An amcaya verilen hasar çok büyük olurdu.

 

Etrafımda olan iki gerçek durum hakkında konuşmak için biraz zaman harcayayım. Bunlardan biri üniversiteden sınıf arkadaşımdı, öğrenci A, bir kadın ve bir lezbiyen. Üniversite günlerimizde, kadın başka bir kız öğrenci olan B'yi sever. Bu yüzden A, B’ye iyi davranır. B aslında lezbiyen değildir. Ancak, A’dan etkilenmiş olabilir ya da belki evden uzakta öğrenim gördüğü için ya da başka bir sebepten dolayı yalnız hissetmiş olabilir. Her neyse, A ve B birlikte olmaya başladı. Üniversite yıllarında ikisi arasında oldukça iyi bir ilişki vardı. Dışarıdan görenlerin bakış açısından, iyi bir ilişkiye sahip kız arkadaşlara benziyorlardı. İçeriden görenlerin bakış açısıyla, ömür boyu birlikte kalacak gibiydiler. Mezun olduktan sonra B, ileri eğitim için başka bir şehirdeki bir üniversiteyi kazandı. A iyi ödeme yapan bir iş buldu, bu yüzden bir ev satın almak için para biriktirmek istediğinden geride durmaya karar verdi. Ancak, bir yıldan az bir sürede B ayrılmak istedi. Nedeni, A’dan ayrıldıktan sonra erkek arkadaşını bulmasıydı, hala erkekleri gerçekten sevdiğini fark etmişti. A’ya: “Seni gerçekten sevdim. Ancak, o zaman, duygularımı yeterince iyi anlamamışım ve arkadaşlığı aşk ile karıştırmışım.” dedi.

 

Bir diğeri sadece normal bir erkek-kadın ilişkisiydi. Meslektaşım C yaşlanmıştı, ama hala evli değildi. Kadının eşi olacak kişiden yüksek beklentileri vardı. Ancak, yaşlandıkça, ailesi koca bulması için onu zorlamaya başlamıştı. Kendisi de endişeli hissediyordu. Bu yüzden, bir tanışma randevusuna gitmişti. Her açıdan kabul edilebilir biriyle olmak için birbirleriyle evlendiler. Bir buçuk yıl evli kaldıktan sonra kadın boşanmak istedi. Söylediğine göre gerçek aşkını bulmuştu. Ona iki kez düşünmesini tavsiye ettik. Lisede ve üniversitede hiç erkek arkadaşı olmadığını ve çalışırken tanışma randevularında hiç uygun kimseyle tanışmadığını söyledi. Birisi aşkta hiç deneyimi olmadığını söyleyebilirdi. İhtiyaçtan evlenmişti. Kocasıyla arasındaki hoş hissin aşk olduğunu düşünmüştü. Ancak, şimdiki adamla tanıştığında gerçek aşkın böyle bir şey olmadığını fark etmişti. Boşanmanın ahlaka aykırı bir şey olduğunun farkında olduğunu söylemişti. Ancak bu küçük ahlaksızlık için hayatının geri kalanını boşa harcamak istemiyordu. Bu yüzden hala çocuğu olmadığı için boşanma şansını yakalamıştı. Bizse susmuştuk.

 

Pekala, zamanı fazla boşa harcadım gibi gözüküyor. Söylemeye çalıştığım şey, Su Jian’ın tereddüt etmesi size Su Jian net değilmiş gibi gelebilir. Ancak, ihtiyatlı olma sonu daha eksiksiz hale getirecekse biraz kararsız olmak o kadar da kötü değildir. Lise öğretmeni olan arkadaşım, elli ila altmış öğrenciden oluşan bir sınıfta öğrencilerin üçte birinin boşanmış bir aileden geldiğini ve çok üzüldüğü bir şey olduğunu söyledi. Şu anda temkinli olsa bile, gelecekte herhangi bir sorun olmayacağını garanti etmek zor. Ancak, Jian Jian ve An amca için endişelenmemize gerek yok, çünkü — bu yazar bir masal aşığı. Prens ya “prenses” ile birlikte kalmayacak ya da çocuğu olmayacaktı ancak birlikte kalırlarsa sonsuza dek mutlu yaşayacaklardı!

 

 

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44666 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr