4. Bölüm - Antik Kalıntılara Doğru...

avatar
335 3

Ruhani Enerji Hükümdarı - 4. Bölüm - Antik Kalıntılara Doğru...


Tüm ekip at arabalarına yerleştikten sonra kafile harekete geçmişti. Gidecekleri yol ortalama 1 gün sürecekti. Bu yüzden zaman kaybetmemek için orman yollarını takip edecekler ve ara vermeden hızlıca kalıntılara ulaşacaklardı. Öncül kuvvet olmalarında ki amaç ise belliydi. Öncül kuvvet, öncül araştırmaları yapıp sağ salim geri dönerse, bu sefer ana araştırma grubu kalıntılara gidecekti. Öncül kuvvetin bu yüzden denekten farkları yok sayılırdı.

Bu gerçeği bilmeyen Aiden ise sakin bir şekilde yolculuğuna devam ediyordu. Özünde hafiften meraklıydı. Dünyada geçen hayatı çok monoton geçiyordu. Sürekli okul ve ev arasında gidip gelirdi. Arada arkadaşları ile takılsa da gerçek zevklerinden birisi novel ve manga okumaktı. Bu hikaye serileri onu hayatın bu monotonluğundan kurtarıyordu.

Bu dünyaya geldiğinde ise okuduğu çoğu şey gerçek olmuştu. Her ne kadar güçleri olmasa bile, bunların gözünün önünde gerçekleşmesi bile onu ayrı bir mutlu hissettiriyordu.

Yolculuğun sorunsuz bir şekilde ilerlediğini gören Aiden, boyutsal yüzüğünden bir kitap daha çıkararak okumaya başladı. Bu daha çok efsaneler ile alakalı bir kitaptı. Bunu gören Paul gülümseyerek "Demek yanına kitap getirdin. İyi fikir evlat. Yolculuk 24 saat civarı sürecek. Okumana bak sen."

Aiden'de Paul'u onaylayarak kitabına döndü.

[20 saat sonra]

Aiden kitabını okurken uyuya kalmıştı. Aiden'in uyuduğunu fark eden Paul, üstüne bir şey örterek İlahi duyuları ile etrafı gözlemliyordu. Tarikattan çıkarken üstünde olan bakışlardan hiç hoşlanmamıştı. Yolculuğun bitmesine az bir süre kala bir sıkıntı çıkmasını istemiyordu.

"Sanırım yaşlandım... Fazla kuruntu yapıyorum. O ödlekler böyle bir şeye kalkışmaya cüret edemezler." diyerek dışarıyı seyretmeye başladı.

Bir saat kadar yol daha gidildikten sonra Aiden uykusundan kalmıştı. Gece boyu at arabasında gitmek adeta bir beşikte uyumak gibi hissettirmişti. Hemen yüzüğünden bir besin hapı alıp ağzına attıktan sonra Paul'a dönerek "Günaydın kıdemlim." demişti.

Aiden'in uyandığını ve tekrardan kitabına gömülmek üzere olduğunu fark eden Paul, tam günaydın diyecekken ilahi duyularına yakalanan bir grubu fark etmişti.

"Kitabı kaldır Aiden ve sakın arabadan inme!" diyerek duran arabadan aşağıya indi. O sırada paralı askerlerin komutanı olan Rafael ise kükreyerek Enerji Alemi zirvesi enerjisini salmaya başlamıştı.

"Derhal savaş düzeni alın. Formasyon Beta! Öncelik korunma!" diyerek paralı askerleri düzene sokmuştu.

Dışarıdan ciddi patlama seslerini duyan Aiden, ödü bokuna karışmak üzereydi. İçten içe ilk defa bu kadar tehlikeli bir duruma düşüyordu. Karşılarında eski dünyasında ki silah çeken suçlular yoktu. Bizzat doğa üstü suç kullanıcıları vardı. Bu yüzden iyice oturduğu yere pusmuş ve savaşı dinlemeye başlamıştı.

"Ölüm yerinize hoş geldiniz Kıdemli Paul..! Müşterim böylesine manzaralı bir mezar seçerek sizi ne kadar önemsediğini göstermiş oluyor." diyerek kahkaha atmıştı. Onunla birlikte gelen 30 haydut da gülmeye devam ediyorlardı.

Paul ise bu sözlere öfkelenerek Enerji Çekirdeği Yüksek aşama enerjisini ortaya çıkardı ve kükreyerek konuşmaya başladı.

"SİZİ KİM GÖNDERDİ.!"

Bu kükreme üzerine Haydut Liderinin yüzünde ki gülümseme hızla küçümseme dolu bir bakışa dönüşerek "O küçücük Enerji Çekirdeği Yüksek Aşama gücünle bana denk olduğunu mu düşünüyorsun ? "demişti. Hemen ardından daha da kudretli bir aurayı savaş alanının üstünde patlatmıştı.

Paralı asker komutanının bu güç karşısında kaşları çatılmış ve "Kıdemli Paul dikkatli olun. Karşımızda Yarım Adım Dünya Çarkları Aleminde birisi duruyor." demişti.

Paul'da gözlerini kısarak düştüğü duruma bakmıştı.

"Yarım Adım Dünya Çarkları Alemi..!"

Beklediği tepkiyi aldığını gören haydut lideri ise tekrardan gülerek "Güzel... Gücümü bilmeniz güzel. Tek istediğim Kıdemli Paul'un hayatı. Paralı askerlerin burada ölmesine hiç gerek yok." diyerek Rafael'e bir çıkış sunmuştu.

Rafael ise bir askerlerine birde kafileye bakarak aurasını güçlendirdi. Güçlenen aura daha da kaotik bir hale gelmeye başlamıştı.

"Biz Öfke Paralı Asker Grubu olarak şerefimiz için yaşarız. Aldığımız görevlere ise asla ihanet etmeyiz. Ayrıca beni yenebileceğini de nerden çıkardın!" diyerek cevap şansı tanımadan kılıcı ile liderin üstüne atladı.

Orman yolu kısa sürede savaş alanına dönüşmüştü. Ortalık kan gövdeyi götürürken paralı askerler ve haydutlar eşit şekilde savaşıyorlardı.

Kıdemli Paul ise yüzüğünden asasını çıkararak enerjisini asaya aktardı ve büyülü sözleri söylemeye başladı.

"Ey karanlığın yüce varlıkları..! Sesimi duyun ve bana itaat edin. Bu savaşta zaferi bana verin!"

Bir an sonra asasını salladığında meydana korkutucu bir aura yayılmaya ve karanlık bir sis oluşmaya başlamıştı. Bir süre sonra karanlık sisin içerisinde 10 tane iskelet, 10 tane zombi ve 10 tane iskelet atlara binen zombiler çıkmıştı.

İskeletler ve zombiler biraz zeka sahibiydiler. Bu yüzden ölen kişilerin silahlarını alarak haydutlara saldırıyorlardı. Haydutların çoğu Enerji Alemi Düşük seviye olduğu için pek bir etki yaratamasalar da dikkatlerini dağıtmaları bile yeterli geliyordu.

Atlı Zombiler ise hızlı hareket eden savaşçılardı.Hızlıca yaptıkları hareketler ve manevralar ile haydutları mental olarak zayıflatıyorlardı.

Haydut ve paralı askerlerin savaşında çağrılan nekromansi varlıklarının etkisi ile üstünlük sağlanırken, Rafael ve haydut lideri arasında çetrefilli bir savaş devam ediyordu.

Haydut Lideri, Rafael'den iki seviye daha üstündü. Ayrıca yarım adım Dünya Çarkları Aleminde olduğundan dolayı gelişim merkezinin gelişmişlik oranı Rafael'e göre çok daha üst seviyedeydi.

Bu yüzden zaman geçtikçe Rafael zorlanmaya ve baskılanmaya başlamıştı. Bu durumu gören Paul tam yardıma gitmeyi düşünürken, merakına yenilip dışarıya çıkan Aiden'e gözü gitmiş ve dikkati dağılmıştı.

"Aiden!"

Paul'un dikkatsizce bağırması, haydut liderinin de dikkatini çekmişti. Gidişatın durumuna göre yenildiğini anlamaya başlayan liderde hızlıca Rafael'den kurtularak Aiden'in yanına gitti ve arkasına geçerek boğazına kılıcı tuttu.

"Tek bir adım daha atarsanız bu gencin boğazını kesmek zorunda kalırım!"

Aiden neler olduğunu anlayamamıştı bile. Seslerin azaldığını düşündüğü için dışarıya çıkmak istemişti. Çıkar çıkmaz boğazında keskin bir soğukluk hissetmesi bir olmuştu.

Savaş Alanında zaman adeta donmuş gibiyken Paul'un alnından terler akıyordu. Bu 3 yılda Aiden'i bir evlat gibi sevmişti. Bu yüzden ölmesini istemiyordu.

Aiden ise "Şansımı s*keyim! Otur işte arabanda..." derken kılıca bakıyordu. "Ne güzel... Fantastik bir dünyada kılıç gibi bir orta çağ aleti ile öldürüleceğim. Ulan koyundan farkım kalmamış." derken gözleri boynunda sallanan kolyeye kaymıştı.

Hemen ardından Paul'a bakan Aiden, Paul'un kaşlarını kaldırdığını gördü ve söylediği cümle aklına geldi.

"Aiden bu kolyeyi boynuna tak ve sürekli üstünde tut. Bu kolye Enerji Alemi Orta Aşama ve aşağısında ki kişilerin saldırısını 3 defaya kadar engelleyebilir."

Aiden, Paul'un tepkisini gördükten sonra bu kılıç tutan manyağın Enerji Alemi Orta Aşamadan yüksek olduğunu anlamıştı. Haydut liderinin de bir şahin gibi ortalığı izlediği düşünülürse, pek bir şansı kalmadığını anlamıştı.

"Ulan daha kalıntılara giremedim be..!" diye sitem ederken zihninde antik bir ses yankılanmaya başlamıştı.

"Sakin ol evlat... Sakın hareket edeyim deme! 3 yıl bekledikten ve bu kadar yakınıma geldikten sonra seni ölüme terk edemem."

Aiden ilk başta sesin Kıdemli Paul'dan geldiğini düşünmüştü. Fakat bir süre sonra konuşma tarzından ve içeriğinden farklı birisi olduğunu anlamıştı.

Bu yüzden kendi içinden "S-Sizde kimsiniz ? Bahsedilen lanetli ruhlardan birisi misiniz yoksa ?"

Buna karşılık ise sesten sadece bir homurdanma gelmiş ve konuşmuştu.

"Tabi ki de hayır! Onlar ölüm kölelerimden başka bir şey değiller. Oraya seni esir olan salağı yenebilecek güçte bir grup yolluyorum. Dikkat çekmemesi için de ruhların seni esir almış gibi göstermiş yapacağım. Bu yüzden hafif numara yapsan iyi olur. Yanıma geldiğinde merak ettiğin şeylerin cevabını alabileceksin."

Aiden'in bu durumda bir cevap hakkı bile yoktu. Mecburen evet demek durumundaydı. Çünkü işin ucunda en çok değer verdiği arkadaş olan canı duruyordu.

"P-Pekala..." dedikten sonra beklemeye başladı.

Bu sırada haydut lideri de kafasına göre bağırıyordu.

"Bırakın lan silahlarınızı... Adamlarıma direnmeyin. Değerli eşyalarınız ile birlikte Paul denen salağı bize verin!"

Bu lafların üstüne paralı askerler komutanlarına bakmıştı. Rafael ise yanı başında duran Paul'u gözlemliyordu.

"Kıdemlinin bu gence değer verdiği ortada..." derken Aiden'e bakmıştı.

"Tuhaf olan bu gençten hiç enerji hissedemiyor olmam. Bunun anlamı onun bir ölümlü olduğu... Bu dünyada bildiğim kadarıyla enerji olmadan kullanılan çok az güç var." dedikten sonra genci feda etmeyi ve lidere tekrardan saldırmayı düşünmüştü.

Tam harekete geçecek iken Paul onu engellemiş "Pekala... Beni alabilirsin. Fakat esir tuttuğun genci ve kafileyi serbest bırakacaksın. Anlaşma bu kabul mü ?"

Paul'un sözleri üzerine kısa bir şok geçiren Rafael tam itiraz edecekken konuşması liderin gülmesi ile bölünmüştü.

"Hahaha... Büyük bir mutluluk ile kabul ediyorum!" derken içinde sinsi planlar içerisindeydi. "Sanki sizi serbest bırakırım da..."

Paul'un hareketlerinden etkilenen Aiden tam konuşacakken zihninde ilk defa bir varlığın yaklaştığını hissetmişti. Bu duyguyu ilk defa yaşıyordu. Adeta hiçlikten birisi onu gözlemliyormuş gibiydi ve bu varlığın gitgide yaklaştığını hissediyordu.

Zihninde duyduğu sesin konuşmalarına göre lanetli ruh tayfası buraya ulaşmak üzereydi. Bundan da cesaret alan Aiden konuşmaya başladı.

"Beni esir aldın ama fikrimin ne olduğunu hiç sormuyorsun ?"

Aiden'in ölümlü olduğu halde böyle konuşması tüm meydan da bir şok etkisi yaratmıştı. Herkes bu salak ne saçmalıyor tarzı bir bakış atarken, lider Aiden'i boğazından tutarak kaldırdı.

"Ne saçmalıyorsun lanet velet. Ölümlünün tekisin. Bizim gibi ölümsüz yetişimciler için bir hiçsin. Acınası bir karıncadan bile farkın yok. Anlaşma yapmamış olsaydık şuracıkta alırdım canını!"

Bu sözlerin hemen arkasından liderin arkasında bir karaltı görmüş olan Aiden gülümsemişti.

"Bakalım o koca kafan parça parça g*tünden çıkarken de böyle konuşabilecek misin!.."

Aiden'in konuşması bittiğinde zihninde "Hiç fena fikir değil evlat..." diyerek ruhların saldırısını başlatmıştı.

Bilinen Gelişim Alemleri;

Temel Kurma Alemi -Genişleme Alemi -> Yükselme Alemi -> Enerji Alemi -Enerji Çekirdek Alemi -> Dünya Çarkları Alemi -> Kadim Dünya Alemi -> Yeraltı Ölümsüzü Alemi -Gökyüzü Ölümsüzü Alemi 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46884 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr