Ruh Lordu Slade'in ellerinde iki tane değerli nesne havada süzülüyordu. Tohum gerçekten değerli bir şeymiş gibi gözükse de kitap için aynı şeyi söylemek zordu. Yine de bu iki nesnenin onunla bir olmak istemesi tuhaf gelmişti.
"B-Bu şeyler bana gelişim merkezini açtırabilir mi ?"
Aiden'in tek sıkıntısı güç kullanamamasıydı. Bu yüzden böylesine bir fantastik dünyaya geldiği için sevinemiyordu bile. Belki de hikayelerde gerçekleşen şey olacaktı. Tohum onun gelişim merkezini açacak ve özel bir şey verecekti. Kitap ise antik bir gelişim yöntemi bile olabilirdi. Bunların hayali ile heyecanlanmaya başlayan Aiden, Slade'in konuşması ile ona döndü.
"Hayır. Bu nesneler sana gelişim merkezi açtıramaz. Böyle bir hayalin varsa bunu unutsan iyi edersin."
Slade'in konuşması ile birlikte Aiden'in tüm hayalleri, fırtınalı bir denizde alabora olan gemiler gibi batmış, paramparça olmuştu. Bir süre boş boş kitaba baktıktan sonra hayal kırıklığı yerini öfkeye bırakmıştı.
"Ne demek ulan açamaz. O zaman ne s*kime yarayacak bu şeyler!"
Aiden'in neler yaşadığını bilen Slade bu öfkesine pek bir karşılık bile vermemişti. Bu yüzden yavaş yavaş Aiden'e yaklaşmaya başlamıştı. Her şeyi temelden alması gerektiğini düşünmüştü.
"Gelişim Merkezi denen şeyi neden bu kadar arzuluyorsun ?"
Kendisine sorulan bu saçma soruyla kendisine gelen Aiden, hayal kırıklığı ile Slade'e bakmaya başladı.
"Neden olacak... Gelişim Merkezi olmadan bu lanet olası gezegende en ufak bir değerin yok. Gelişim Merkezi olmadan en ufak bir gücün olmuyor. Bir ölümlü oluyorsun. Gelişim Merkezi ile yetişim yapanların sonsuz yaşam güçleri ve fantastik güçleri var. Gelişim Merkezi olmayanların ise karıncadan farkları yok. Bu iki nesne bana Gelişim Merkezi açtırmayacak ise ne yaptıracak ? Bu kitap bana başka gereksiz bilgiler mi verecek ? Yada bu tohum bana bir elma ağacı mı verecek. Büyük ihtimalle yaşadığım olayları biliyorsundur. Gelişim Merkezim olmadığı için 3 koca yıl boyunca bir tarikatta kölelik yaptım ben. Şimdi gelmiş bana neden Gelişim Merkezini arzuluyorsun diye soruyorsun..."
Slade, Aiden konuşurken bile ilerlemeye devam ediyordu. Artık nesneler tek elinde havada süzülürken belirli bir yörüngede dönmeye devam ediyorlardı.
"Anlıyorum... 3 yıldır okuyorsun. Belki de tarikatta okumadığın kitap sayısı azdır. Tabi ki halka açık olanları okudun ama yine de okudun. Okuduklarından ise Gelişim Merkezi dışında bir güç yöntemi olmadığı sonucuna vardın. Sana göre Gelişim Merkezi olmadan bir güç kullanmak imkansız. Tabi ki seni anlayabiliyorum. Başka bir dünyadan geldin ve Gelişim Merkezin olmadığını keşfettin. İşin özünde 3 yıl boyunca yaptığın araştırmalar bile seni güçsüz veya sakat olduğun sonucuna getirdi. Fakat ben sana başka bir yol sunuyorum. Gelişimin bambaşka bir yolunu öğrenmek ister misin ? Gerçi benimki de soru... Öğrenmek zorundasın."
Aiden duydukları işe kaşlarını kaldırmış ve şaşkınlık içerisinde bir kez daha nesnelere bakmıştı. Bu nesneler belki de güce olan yolu ona açabilme potansiyelini taşıyorlardı.
"Lütfen devam et..."
Aiden'in konuşmaları birden değişmişti. Az önce ki isyancı sözleri ve davranışları, yerini uysal olan davranışa bırakmıştı. Bu bariz değişikliğin nedeni kişiliğinden geliyordu. 3 yıldır yılmadan kitaplara gömülmesi, merakından ve pes etmemesinden geliyordu. Eğer bir yola gidiyorsa, hiçbir kuvvet onu durduramazdı. Gelişim Merkezi olmamasına rağmen pes etmemesi bu yüzdendi.
Slade bile Aiden'in bu kişiliğini sevmişti. Bu yüzden hafiften konuşma fırsatı yakalamışken bu fırsatı kaçırmamıştı.
"Eh, ilgini çekebildiğim için sevindim. Bu yolu açıklamadan önce sana bir şey sormak istiyorum. Eski dünyan daki mitolojileri biliyorsun değil mi ?"
Aiden konunun nerelere geleceğini kestiremese de bilgi dolu konuşmaları ve kendisine bir şeyler katacak olan tartışmaları oldu olası sevmişti. Bu yüzden meraklı kişiliğine bürünerek konuşmaya başladı.
"Tabi ki... yunan mitolojilerinden tutun iskandinav mitolojilerine kadar bir çok mitoloji hakkında bilgim var. Ayrıca eski dünyamda noveller ve mangalar okumuşluğum var. Zaten bu sayede bu dünyaya hızlıca alışabildim."
Aiden'in gaza gelerek tüm gerginliğini attığını fark eden Slade de gaza gelmişti. İkili hızlı bir bilgi alışverişine başlamıştı bile.
"Evet.. Ruhundan bunları görebiliyorum. Ruh Lordları, birçok türün ruhlarını kullanarak anılarını ve tecrübelerini görebilir. Eh, boşuna evrenin yüce ırkları arasında değiliz. Her neyse mitoloji olayına dönelim. Bu mitolojilerin gerçek olabileceğini düşündün mü ?"
Aiden sorulan soruyla havada uçan kitap ve tohuma gözü gitmişti. Hemen ardından hafif bir gülümseme ile nesneleri işaret ederek "Eh işte... İnsan düşünmüyor değil." demişti.
Bu cevabı beğenen Slade ise devam etti.
"O gördüğün her bir mitoloji gerçek. Her biri yetişimci sayılır. Thor, Zeus, Athena, Odin gibi bir çok Tanrı figürleri aslında birer yetişimciler. Her neyse olaydan sapmayalım. İskandinav mitolojisinde bir ağaç vardır. Kutsal ağaç Yggdrasil. Bu konuda bilgin var mı ?"
Aiden mitolojilerin hepsine tamamen hakim değildi. Yine de her mitolojinin bilinmesi gereken bazı önemli ögeleri ve figürleri vardı. Örneğin Yunan mitolojisinde Zeus, Ares ve Athena gibi tanrılar önemliyken, İskandinav da Odin ve Thor önemliydi. Yggdrasil ise önemli olan ögelerden birisiydi.
"Eh, İskandinav mitolojisinde alemleri birbirine bağlayan ağaç olarak geçer. Dünyalar Ağacı bir diğer ismidir. Odin'in Rün büyüsünü buradan öğrendiği söylenir. Eh, dalları arasında türlü türlü ara alemler bulunduğu geçer. Fakat konumuz ile ne alakası var" derken havada süzülen tohuma gözü gitmişti.
"Yok canım değildir!" diyerek Slade'e bakmıştı. Slade'in suratında ise bir piç gülümsemesi vardı.
"Şimdilik kaynağını bilmesen de olur. Fakat tahminlerinde haklısın." derken elindeki tohumu ön plana çıkardı.
"Bu arkadaş Yggdrasil ağacının Ruh Tohumu. Bunun bir başka benzeri daha yoktur. Bunun Kozmik bir hazine olduğunu belirtmek isterim. Hazine sınıflandırmalarını daha sonra öğrenirsin. Fakat birkaç bilgi vereyim. Kozmik hazineler sahiplerini kendileri belirlerler ve evrenin neresinde olurlarsa olsunlar hissedebilirler. Bu ufaklık ise bilinmedik bir sebepten sahibi olarak seni seçmiş."
Bu sözleri hisseden tohum ise yerinde duramıyordu. Adeta sahibini görmüş köpek gibi Aiden'e gitmek istiyordu. Fakat Slade'in kaynak basıncı yüzünden elinden ayrılamıyordu. Aiden bile tohum arasında bir tür ilişki hissetmişti. Ama ne olduğunu şu anda açıklayamıyordu.
"Peki özellikleri neler ?"
Bu soru Slade'in yüzünü düşürmüştü. Çünkü kendisi bile bunu bilmiyordu.
"Bilmiyorum... Kozmik Hazineleri sahipleri dışında kimse kullanamaz. Yggdrasil ağacının Ruh Tohumunu daha önce hiç kimse kullanmadı. Ruh Lordları buna dahil. Ruh Lordları bu hazinenin sadece yerini belirleyebildi. Bunun sebebi de Ruhsal özellikte bir hazine olmasından dolayı. Yine de ileri de özelliklerini öğreneceksin. Fakat bildiğim bilgileri sana aktarayım. Yggdrasil ağacının birçok tohumu var. Fakat üç tane hazinesi oldukça değerli olanlar arasında. Birincisi Ruh Tohumu, ikincisi Mutlak Tohum, üçüncüsü ise Habis Tohum denen bir şey. Birisi ruha gömülerek üstün ruhsal gelişim yapabilmene olanak sağlarken, diğeri ikisi Gelişim Merkezine gömülüp üstün bir Gelişim Merkezi gelişimi yapılabilmesine olanak sağlıyor."
"Saydığım üç kutsal tohumdan sadece Ruh Tohumu bu gezegende olsa da, diğer güçlerden bazılarının tohumlarının da bu gezegende olduğunu tespit ettik. Ruh Lordları olarak özellikle güçlü olan bir tanesini hissettik. Bu tohumlardan Çağırıcı Tohumu olarak anılan tohum da bu gezegende fakat çoktan sahibi ile birleşmiş. Bu bilgiye şaşıracaksın ama birleştiği kişi seninle aynı gezegenden buraya gelmiş olan birisi."
Aiden daha fazla şaşıramam dediği noktada bile şaşırmayı başarabilmişti. Gezegende kendisi gibi birisinin daha olduğu gibi oda tohumun diğer parçasını miras edinmişti.
"Bir dakika ya... O da benim gibi geldiyse, Gelişim Merkezi yoktur. Tohum ile nasıl birleşecek ?" Soru sorulduğu anda Slade tuhaf tepkiler vermeye başladı. Bunu nasıl açıklayacağını düşünüyor gibiydi.
"Ehm... Aiden, anlatacaklarım konusunda biraz sakin kalmalısın tamam mı ? Öncelikle henüz bilmesen de romanlarda ki Gökler ve Dao olayları felan gerçek yetişimin içinde mevcut. Bildiğin üzere Gökler her zaman adildir. Sen bir kimsesiz olarak bu gezegene düşmüş ve 3 yıl kölelik yapmış olsan da, seninle gelen kişi buraya ayarlanmış bir kimlik ile geldi. Bu göklerin bir ayarlamasıydı. Geldiği anda Ejderha İmparatorluğunun Prensi olmuş ve direk tohumla birleşmişti. Şu anda 18 yaşında olmasına rağmen Genişleme Aleminin ortalarında sayılır."
Aiden'in tekrardan öfkelenmeye başladığını gören Slade, durumun istediğini gibi gitmeyeceğini fark etmiş ve hızlıca durumu toparlamaya başlamıştı.
"A-Ama merak etme. Gökler adildir. Senin potansiyelin çok daha fazla olduğu için gökler işini zorlaştırmak istiyor. Bu yüzden 3 yıl boyunca böylesine eziyet çektin ve tohumun sana gelmesi uzun sürdü."
Bu konuşma bile fayda etmemişti. Öfkeden kıpkırmızı kesilen Aiden, ağzını açtığı anda küfürler yankılanmaya başamıştı.
"Ben varya o Göklerin ta...&&@@@@@^^+^+%^+%^+%"
"S*kerim lan öyle adaleti... Adalet terimini yeniden yazdılar da haberim mi yok lan. Ben Gökler gibi %%+%&+%/+++%&%/&"
Slade bile trajikomik bir gülümseme ile yaratıcı küfürler eden Aiden'e bakıyordu. Küfür ettiği şey Göklerin ta kendisiydi. Buna rağmen, evren yasaları sesini bile çıkarmıyor. Normal bir kişi bunu yapsa, cennet yıldırımları altında can verirdi.
Bilinen Gelişim Alemleri;
Temel Kurma Alemi -> Genişleme Alemi -> Yükselme Alemi -> Enerji Alemi -> Enerji Çekirdek Alemi -> Dünya Çarkları Alemi -> Kadim Dünya Alemi -> Yeraltı Ölümsüzü Alemi -> Gökyüzü Ölümsüzü Alemi
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..