Aiden su sesinin geldiği yere vardığında, büyülenmiş bir şekilde manzaraya bakmaya başlamıştı. Burası ormanın biraz derinliklerinde bulunan bir yerdi. Burada derin ve geniş bir gölün olması ile birlikte, çevresinde oldukça boş alan bulunuyordu. İşin garip tarafı, gölün etrafında bitkilerin dışında canlı hiç bir şeyin bulunmamasıydı.
Tüm bunları biraz inceleyen Aiden, aklına gelen öncelikleri hatırlayıp, bir ağacın yanına giderek oturdu ve kitabı düşündü. Kitabı düşünmesi ile birlikte sağ elinde ki sonsuzluk mührü parlamış ve holografik görünen kitap yeniden ortaya çıkmıştı. Kitabın üzerinde parlak harfler ile Mutlak Yetişim Kitabı yazıyordu. Bir nevi sadece Yggdrasil ağacının Ruh tohumu için yapılmış bir kitap gibiydi. Aiden bir yandan kan kırmızı parlayan sonsuzluk mührünü incelerken bir yandan da üç yılın sonunda bir güç sahibi olacağından, daha doğrusu okuduğu ve izlediği kadar yetişim kitabında gördüğü şeyleri yapabilecek olmasından dolayı seviniyordu. Bu sayede bir hışımla elini sallamış ve kitabın ilk sayfası bu hareketle açılmıştı. Kalıntıdan çıkmadan önce zaten ilk paragrafı okuduğu için, hızlıca diğerlerine geçmeye başladı.
"Evrende birden fazla gelişim yolu mevcut olmasına rağmen, canlıların büyük çoğunluğu Gelişim Merkezi Yetişimi yapmaktadır. Yetişim yapmanın özünde kaynak seçtiğin yolu geliştirmen gerekmektedir. Bu sayede gelişim merkezinde yetiştirdiğin enerji, gittiğin yola göre senin güçlenmeni sağlayacak bir yetişim yapabilmene olanak sağlar. Yggdrasil ağacının tohumlarının her biri, kişiyi tohumun özelliğinde üstün kılacak kadar geliştirir. Özellikle Ruh, Mutlak ve Habis Tohumları oldukça güçlü oldukları için gizli potansiyelleri çok yüksektir. Ruh Tohumu, aralarında en yüksek gelişme ve güçlü olma potansiyeline sahip olanıdır. Fakat gelişmesi güçlü olduğu kadar zor olduğu için kullanıcısını büyük zorluklar bekliyor olacaktır. Özellikle Yggdrasil ağacının tohumları, birbirlerini hissedebildikleri için, kullanıcının yetişim yoluna başlaması çok önemlidir."
İlk sayfa bu kelimeler ile son buluyordu. Yeni bir bilgi öğrenemediği düşünen Aiden, biraz hayal kırıklığına uğrarken, bir noktayı kaçırdığını fark etmişti.
"Yggdrasil tohumları, kişiyi tohumun özelliği konusunda üstün kılıyor. Mesela ben Ruh konusunda üstün olacaksam, Mutlak Tohum, genel olarak Gelişim Merkezi Yetişiminde, Ateş Elementi Tohumu olan da Ateş Elementinde. Tahminime göre, Yggdrasil ağacının her türlü güç için bir tohumu bulunuyordur. Peki, bir kişi bünyesinde birden fazla tohum bulundurabilir mi ?"
Aiden'in düşüncelerinin son cümlesinden sonra kitap kendi kendine ikinci sayfaya geçmişti. Kan kırmızısı yazılar, kendiliğinden oluşurken, sayfanın ortasında yepyeni diyagramlar oluşuyordu. Aiden, kitabın bir şekilde aynı tohum gibi kendisi ile bağlantılı olduğunu bu olay ile anlamıştı. Bu yüzden kitabın bilgilerini okumaya devam etti.
"Tohum sahipleri birbirlerini hissedebildikleri gibi, vücutlarına başka tohumlarda alabilirler. Bunun tek istisnası Ruh Tohumudur. Ruh Tohumu sahibi, vücuduna başka tohum alamayacağı gibi, Ruh Tohumunu da başkasına veremez veya zorla alınamaz."
İlk paragraf ile bakışlarını gökyüzüne çeviren Aiden, tekrardan küfür etmeye başlamıştı.
"Haydaa... Bu nasıl iş lan ? Bu tohumları aldığımda daha güçlü olabilirdim." derken aklına yeni bir düşünce gelmişti.
"Harbi, tohumu almış olsam bile Gelişim Merkezim açık değil. Yetişim yolunda güçlerden birisi de elementleri manipüle ederek kullanmak. Ben nasıl yapacağım şimdi bunu ?"
Aiden'in ruh bunalımları ayrı bir seviyeye çıkmadan bakışlarını tekrar kitaba döndürdü. Ruh Lordu Slade gittiği için elinde tek bilgi kaynağı bu kitap kalmıştı.
"Ruh Tohumunun sahibi için, diğer tohumlar gereksizdir. Çünkü Ruh Tohumu sahibi, Ruh Gelişimi yapacağı için bir çok sınırlamadan kurtularak yetişim yapabilecek hale gelecektir. Ruh Yetişiminin birden fazla niteliği vardır. Yetişim yapmak, kaynak seçtiğin yolu geliştirmek demektir. Ruh Tohumu, esasında kişinin ruhu ile birleşerek, Ruh Alanında ayrık boyutlar açılmasına sebebiyet verir."
Aiden paragrafı okuduktan hemen sonra bilincinin bir kısmı, ayrı bir alanda uyanmıştı. Bu alan kozmik uzay gibi yıldızlar ile doluydu. Bu yıldızların hemen altında beyaz parlayan bir beden bulunuyordu. Aiden, bu bedeni görür görmez, dili tutulurcasına "B-Bu..." demişti.
Bu sırada Aiden'in önünde kitap tekrardan belirdi ve sayfalarda yeni şeyler yazılmaya başladı. Bu işlemi biraz bekleyen Aiden, kitaptan bir ışıltı gelmesiyle birlikte işlemin tamamlandığını anlamış ve okumaya devam etmişti.
"Ruh, bir kişinin öz benliğini ve varlığını oluşturan yegane şeydir. Senin için konuşursak, vücudunun şekli, insan özelliklerin, duyguların, kısaca seni sen yapan her şey orada duruyor..."
Bu cümlenin ardından yıldızların aralarında kan kırmızısı aura belirmiş ve tüm alanı turlamaya başlamıştı. Her bir tur yapmasında, Aiden'in ruhuna bir enerji tutamı gelerek parlamasını sağlıyordu.
"Ruh Yetişimi, Gelişim Merkezi yetişimi gibi aynı seviyelerden yürüyen bir sistemdir. Bu gezegenin yetişim yolundan ilerlemen senin için çok daha iyi olacaktır. Tek fark, Gelişim Merkezi yerine, Ruh Alanını geliştirmen gerekiyor. Özünde tüm canlılar, Gelişim Merkezini yanlış anlamakla birlikte, eşsiz bir organ gibi ona değer veriyorlar. Fakat Gelişim Merkezi, enerji ile gelişen ve ona göre enerji üreten bir organdan fazlası değil." dedikten sonra ortam bir kere daha değişti.
Aynı ortam olmasına rağmen, bu sefer ruh ortada yoktu. Sadece kozmik uzayın yıldızları gibi küçük beyaz noktalar gökyüzündeydi. Aiden en ince detayına kadar burayı incelerken, kitap tekrardan belirdi.
"Ruh Tohumunun mutlak sahibi olarak sen ruh yetişimi yapacaksın. Bu alanı, bir tür ruh Gelişim Merkeziı gibi düşünebilirsin. Burada enerjiyi geliştirecek ve niteliksel dönüşümler yaparak geliştireceksin. Fakat Gelişim Merkezinin aksine burada her yetişimin sonucunda normal enerjilerden daha üstün olan Ruhsal Enerji geliştireceksin. Tabi ki en ilkel halini..."
Aiden bu cümlelerden sonra "Ruhsal bir Gelişim Merkezi misali..." diye düşünmüş ve ortamın heybetine hayran kalmıştı.
"Burası, ruhsal alanlarından yetişim alanı olarak isimlendireceğin yer olacak." dedikten sonra bilinci bir önce ki mekana geri döndürülmüştü. Mekan nitelik olarak aynıydı. Tek fark merkezde bulunan ruhtu. Her iki mekanda, kendi içerisinde bir sınırı yokmuş gibi hissettiriyordu. Ruh ise, Aiden'in görünüşünden en ufak bir farkı yoktu. Kendine ait bir bilinci de yoktu. Aiden, kitap gelmediği için bir süre ruhu incelemiş ve zayıfta olsa bir tür bağlantı hissetmişti.
Ufak bir parlamanın ardından Kitap birden yoktan var olarak önünde belirdi ve yeni bir sayfada yazılar belirmeye başladı.
"Bir Ruh Yetişimcisi olarak Gelişim Merkezi uygulayıcısı gibi elementleri direk olarak kullanamazsın. Fakat başka yollar ile bu güçleri kullanabileceksin. Öncelikle Gelişim Merkezi Gelişimcileri, evrenin enerjisini, element nitelikli hale getirdikten sonra kullanabiliyorlar. Yada Vücut Gelişim ile ilgili odaklanan Gelişim Merkezleri ilahi yetenekleri Evren Enerjisini dönüştürdükleri Şaman Enerjisine dayanarak kullanıyorlar. Senin yapacak olduğun ruhsal yetişim ile Ruh Enerjisi üretebileceksin."
Aiden bu paragraftan sonra etrafına ruha bakmaya başlamıştı.
"Şu anda iki tane ruh boyutuna sahibim. Birisi Ruhsal Gelişim Merkezi gibi işlev gören Yetişim Alanı. Orası aynı burası gibi. Sadece orada ruh yok, burada var. O zaman burası ne işe yarıyor ? Ruhun beni ben yapan şey olduğunu söylemişti. Şöyle bir etrafa bakıyorum da..." derken alanın genişliği ve ruhun etrafını çevreleyen bir sürü küçük yuvarlakların olduğu görülüyordu. En ortadaki ruhun altında ise altın sarılı bir yuvarlak vardı. İlk geldiğinde ortamın harika olması nedeniyle bu detayları fark etmeyen Aiden, bu yuvarlakların ne işe yaradığını düşünmeye başlamıştı.
Fakat kitap daha bu aşamaya gelmeden yeni bilgiler yazmaya başlamıştı.
"Türlerin güçlerini kullanması bu şekilde gerçekleşse bile, canlılar bu güçlerin ruhları ile ilgili olan kısımları anlayamıyorlar. Hatta ruhlarını bile keşfetme olayından çok uzaklar. Bir canlı, gücünü Gelişim Merkezi ile ortaya çıkarıyor ise, gücünün anlayış kısmını zihninde şekilleniyordur. Fakat bu sırada ruhununda evrim geçirdiğinden bihaberdir. Örneğin, Ateş Elementi kullanıcısı olan bir canlının ruhu, bir Ateş ruhuna dönüşüm geçirmek üzere bir süreçten geçer."
O anda Aiden'in ruhu parlak mavi bir ışıkla yıkanmış gibi parlamış ve etrafı aydınlatmıştı. Kitap bile bu ışıktan fayda sağlıyor gibiydi.
"Ruh Tohumu, senin ruhun ile birleşen bir tohumdur. Ruh Tohumu sayesinde, ruhun diğer ruhları özümseyebilir ve güçlerini kullanabilir hale gelir. Ayrıca depolayabildiğin ruhlara dönüşebilir veya direk onları çağırarak savaştırabilirsin. Ruhun seni sen yaptığını söylemiştim. Kısaca ruhun neyse, vücudunda odur!"
Son paragraf ile birlikte Ruhun etrafında bulunan her türlü yuvarlak halka, parlak mavi ışıkla yıkanmış ve parlamaya başlamışlardı. Adeta bir uyanış gerçekleşiyor gibiydi. Aiden ise heyecanla bu olayı izliyor ve anlamaya çalışıyordu.
"Ruh Yetişimi sayesinde üstün bir yetişim yapmak ile kalmıyor, neredeyse tüm canlıların ruhlarını ve güçlerini kullanabilme potansiyeli ile doluyorum. Adının hakkını veriyor!" derken zihninde daha önce okuduğu bir paragraf canlanmıştı.
"Kaynak Canavarları, normal canlılara göre çok daha güçlü olurlar. Bir çok element ve ilahi teknik, bu canavarların güçlerini kullanmalarından yola çıkarak ortaya çıkartılmış şeylerdi. Bu yüzden aynı seviyede bir canlı türü ile kaynak canavarı savaşırsa, %80 ihtimalle kaynak canavarı kazanıyordu."
Aiden bu bilgiyle ruh olan alana baktı.
"Ben kaynak canavarlarının ruhlarını ele geçirebilirsem, hem kaynak canavarı ordum, hem kaynak canavarı güçlerim yada daha da iyisi, direk kaynak canavarına dönüşerek gücümü katlayabilme şansına sahip olacağım."
Bu düşünceler Aiden'in içinden geçerken, kitaptan gelen kan kırmızısı aura, bilgilerin bununla bitmediğini söylüyordu.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..