BÖLÜM 42
İstaphanın kapısı çalınmıştı, gelen kişinin az çok kim olduğunu tahmin ettiği için sormadan açmıştı, ustası karşısında duruyordu.
‘’Hoş geldin usta.’’
‘’Hoş bulduk, hazır mısın?’’
‘’Evet, gidelim, zaten yeni bir yetenek öğrendim, onu da sana göstermek istiyorum.’’
‘’Yine garip bir şey değil değil mi?’’
‘’Ah, hayır, bu seferki bir saldırı yeteneği.’’
‘’Gerçekten mi?’’
‘’EVET, hem de güçlü bir tanesi gibi duruyor, daha denemedim elbette, ormana gitmeyi bekledim.’’
‘’Hemen gidelim o zaman.’’
Hızlıca ormana gittiler.
‘’Peki neymiş o yetenek?’’
İstapha hemen kitabı açıp gerekli sayfayı ona gösterdi.
AURORA
Kutsal Yang enerjisinin yaşam gücü ve Yin enerjisinin ölüm gücünün karışımı, bu yetenek orijinalde Tanrı katleden seviyededir ama maalesef iki enerjiye aynı anda çok yüksek miktarda sahip (iki enerji de normal insanlardan en az 1 milyon kat yüksek olmalı) birisi kalmadığı için değeri düşmüş vaziyette, sadece enerjilerin birisi kullanılarak yapılabiliyor. Yoksa kitabın en güçlü yeteneği olacaktı. Enerjiyi avuçta birleştirip avuçlar ileri bakacak şekilde tutunca biriken enerjiyi şiddetle ileri yollayın. Yetenek enerji miktarına göre istenildiği kadar uzağa gönderilebilir ve sağa sola çekilebilir. Geçmişte bu yeteneği kullanan Sera isminde bir kadın vardı, sadece Yin enerjisi kullanabiliyordu ve hiç yetişimi yoktu ancak bu yetenek sayesinde savaş alanında Yin enerjisini binlerce metre uzağa kadar yolaldı ve soldan sağa doğru çekti, sadece ellerini sağa doğru yavaşça kaydırması yeterliydi, yetenek durulunca sadece 10 saniye içerisinde 500000 den fazla düşmanı indirmiş olduğu görüldü, ne yazık ki Yin enerjisi çok yüksek değildi ve yeteneği sadece 1 kez kullanabiliyordu, ama buna gerekte yoktu çünkü düşmanın 4/5 ünü zaten yok etmişti. Bunun üzerine adı bütün ülkeye yayıldı ve çok ünlü oldu, ancak kendisiyle evlenmek isteyen çok güçlü adamları kralları ve imparatorlukları reddedip, çocukluğundan beri onu her zaman seven ve destekleyen çocukluk arkadaşı ile evlendi, bu teknikte unutulup gitti, eğer yeteri kadar enerjiye sahip olsaydı adı tüm dünyayı çalkalardı.
Yeteneği kullanmak için iki yöntem var, birincisi adı az önce geçen, diğeri ise iki elinin de avucunda enerji sıkıştırıp hızla birbirine çarparak enerji akımı oluşturmak, öylece enerji şiddetle karşıya gider, bu yöntem daha fazla enerji harcar ama çok daha güçlüdür. Eğer istenirse ve kişi bunlara sahipse yeteneğe element ya da başka şeyler ekleyebilir, tabii ki önce yetenek üzerinde tam kontrol sahibi olması gerekir. Ve sonra….
‘’Ne? Demek bende bunu kullanabilirim, bu harika. ‘’
Theodora heyecanlanmıştı, elbette ki gücün her şey olduğu bir dünyada böyle bir güç elde etmek harika bir şey olacaktı, yıllar önce yaşamış olan o kadın, Yin enerjisi çok yüksek olmasa bile ordulara korku salabilmiş. Kendisi ise enerjisiyle övünüyordu, belki de muhteşem şeyler yapabilirdi. Hemen Yin enerjisinden bir küre oluşturdu, böyle şeyler pratik olmadan olmazdı, bu yüzden yavaşça ve dikkatlice bir güç küresi oluşturmayı denedi, başarınca diğer elinde de aynı şeyi yaptı, iki elinde de sarı küreler vardı, bu küreler ses çıkararak etrafa güç yayıyordu, İstaphayı arkasına alıp ormana doğru dönerek ikisini şiddetle birbirine vurdu.
-Boooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooom!!!
Sarı bir enerji dalgası tıpkı Dragon Ball animesinde ki Kamehameha gibi ileri gitmeye başladı, ağaçları yok ederek gitti ve 300 metre kadar ilerdeki küçük tepeye vurarak onu bir gürültüyle yok etti.
‘’Fiziksel gücüm hala favorim ve muhtemelen hep öyle olacak ama, eğer bu yetenekte ustalaşabilirsem, imparatorluğa saldıran ordular bile bana karşı anlam ifade etmez, saldırıma dayanamadıkları sürece binlerce metre içerisindeki herkesi öldürebilirim, ve yeteneği ara vermeden yollamaya devam ederek saniyeler içerisinde tıpkı o kadın gibi yüz binlerce kişiyi yok edebilirim. Bu yetenekte kesinlikle ustalaşmam gerek, şu anda sadece binde birlik bir yoğunluk sağlayabiliyorum, eğer binde bin yoğunluğa erişebilirsem, sanırım bu yetenek eksik haliyle bile çok güçlü, kesinlikle 7. Ya da 8. Seviye bir yetenekle bile takas etmezdim, tabii eğer onları kullanabilseydim.’’
Ustasının memnun olması İstaphayı da memnun etmişti, kesinlikle bu yetenek harikaydı.
‘’Usta, istersen bende bir deneyeyim.’’
‘’Tabii ki de, neyi bekliyorsun zaten, şunu hedef al.’’
Onu başka bir tepeye doğru yönlendirmişti, tepeyle aralarında 400 metre kadar vardı, ustası saldırısını ona yapmasını istiyordu.
‘’Usta.’’
‘’Efendim.’’
‘’Biz bu ormanı yok ediyoruz ya.’’
‘’Evet.’’
‘’Neden bunu yapıyoruz? Yani ağaçları yok etmek çok kötü bir şey.’’
‘’Merak etmene gerek yok, imparatorluğumuzda bir orman büyücüsü var, her türlü bitkiyi kontrol edebiliyor, sen akademine geri döndükten sonra buraya gelecek ve bütün ormanı eski haline geri döndürecek, o yüzden kendini tutma, kafana göre saldır.’’
Onayı aldıktan sonra ustasının dediğini yapmaya karar verdi.
Önce sağ elini açtı, hemen bir enerji küresi oluştuğunu hayal etti, ancak ne kadar uğraşırsa uğraşsın başaramadı.
‘’Bekle İstapha sana yardım edeceğim.’’
‘’Theodora seni fark etmez mi?’’
‘’Hayır, edemez merak etme, beni senden başka hiç kimse fark edemez, şimdi dediğimi yap….
Alicenin söylediklerini teker teker yapmaya başladı, bir süre sonra elinde bir küre şekli oluşmaya başlamıştı bile, aslında Theodora ona yardımcı olacaktı, sonuçta ustasıydı ama en azından konsantrasyonunun bozulmasını beklemişti, çünkü bu şekilde ona karışmak kötü olabilirdi, ancak bir süre sonra küre şekli oluşmaya başlayınca artık gerek kalmadığını görüp vazgeçmişti.
İstaphanın sağ elindeki küre artık belirginleşmişti, Kıpkırmızı bir küre sürekli dalgalar oluşturuyor ve çok ağır sesler çıkararak dönüyordu, sürekli hareket halindeydi, Theodoranın oluşturduğu küreden çok daha hızlı bir şekilde dönüyor resmen yerinde duramıyordu. Ancak yoğunluğu ve gerilimi durmadan artıyordu, Theodora Yang enerjisinin gerilim konusunda çok daha iyi olduğunu bildiği için bunu bekliyordu ki zaten kitapta da Yang enerjisinin çok daha etkili olduğu yazıyordu, ama yine de bu akdarını beklememişti,, bu gerilim çok fazlaydı, İstaphanın kontrolünü kaybetmesinden korkuyordu. Fakat bu endişe gereksiz sayılırdı, Alicenin de yönlendirmesiyle her şey kontrolü altındaydı zaten. En sonunda küre kan kırmızısı bir renkle parlıyor ve bütün ormanı rüzgara boğuyordu, sesi de tamamen kesilmişti. Nihayet diğer elinde de aynı şekilde bir küre oluşturdu, ancak İstapha farkında olmadan kürenin içerisinde siyah bir nokta belirti.
‘’İstapha, dur!’’
Alice onu uyarmaya çalışmıştı ama artık çok geçti, İstapha zaten iki küreyi birbirine vurmuştu bile. Theodoranın yaptığından bile çok daha büyük bir gürültüyle beraber kırmızı bir Yang enerjisi ileri atıldı, ancak içinde ufak bir siyahlıkta vardı. Direk olarak karşıda ki ufak tepeye vurdu, normalde ormanın içerisinde tepe olmazdı ama Theodora açıklamayı okuduktan sonra ormanın güneyine ilerleyerek dağlık bir alan olan Serap Vadisine yaklaşmıştı, burası ormanın vadiyle kesiştiği bir yerdi, bu yüzden bolca tepe vardı, en küçüğü 300 metre adar olan bu tepelerin en büyüğü de 700 metreye yakındı, Theodoranın vurduğu tepe ise yaklaşık 400 metre kadardı, şu anki tepe de hemen hemen aynı boyutlardaydı. Aurora tepeye vurunca ise şiddetli bir patlama oluştu, kırmızı enerji hemen hemen Theodoranın patlamasına eşit bir güç oluşturmuştu ama hemen ardından Siyah bir enerji dalgası yükseldi, şiddetli gerilimiyle devam etti.
‘’Dikkat et!’’
Theodora tehlikenin farkında olduğu için hemen yardımına koştu, bir anda önüne atlayarak şiddetli bir Yin enerjisi kalkanı oluşturdu, ama bir tane yetmeyeceği için binlerce kalkanı üst üste yerleştirmişti, ancak siyah dalga temas ettiğinde yok etmesi bir salise bile sürmemişti.
‘’BOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM!!
Gürültü o kadar şiddetliydi ki İmparatorluk bile sadece sesten dolayı titremiş, dağlar ve roman tamamen yok olmuştu, her yer birbirine girmiş bir halde bulunuyordu, ancak dakikalar sonra ortalık duruldu, orman yok olmuştu bile.
İstapha yavaşça gözlerini açtı, her tarafı acıyordu, sanki vücudu yok olup tekrar bir araya gelmiş gibiydi, ayağa kalktı, etrafına bakındı, ama hiçbir şey yoktu. Her şey harabeye dönmüştü. Gözü ustasını aradı, bulamadı. Birkaç dakika dolandıktan sonra yerde bir şey olduğunu gördü, bir vücuttu bu, ama vücut denirse. Neredeyse paramparça olmuş vücuduyla Theodora yerde yatıyordu. Ölmüştü.
Devamı yarın…..
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..