4.Bölüm - Parti #2

avatar
1675 6

Sahte Adam - 4.Bölüm - Parti #2


Partinin üzerinden yarım saat geçti; iki bardak votka içtim ama halen sarhoş değilim. Lisedeki ben böyle şeyler için daha uygundu.


Siktir! Ivan geliyor! Benimle kavga mı edecek?.. Ederse hemen özür dilemeliyim. Yüzümün zarar görmesindense ezik gibi görünmek daha iyi olur.


(Yanlış anlaşılmaya kapılmayın diye söylüyorum, korkak değilim. Sadece arkadaşıma değer verdiğimden kavga etmek istemiyorum.)

 

 

Elini boynuma atıp omzuma yüklendi. "Neden eğlenmiyorsun? Bir şey canını sıktıysa ya da biri, anlat. Ben senin arkadaşınım.''


Sarhoş. Kelimeleri zor anladım.


Ivan benimle küs olduğu için hâlâ kırgın. O yüzden yanıma gelip benimle iletişim kurmak istedi... tabii alkolün sayesinde.


Sarı kafa her seferinde beni kendine düşürüyorken kızlar nasıl etkilenmesin.

 

 

"Sıkıntı yok, teşekkür ederim, Ivan. Ben böyle iyiy-“ sözümü tamamlayamadan beni sürükleyerek kalabalığın ortasına attı.


(Ulan bu iş gitgide gençlik filmlerine dönmeye başladı.)


Bira pong oyununu bilenleriniz vardır. Yoksa ise araştırarak öğrenmeyin, tecrübe edin!

 

"Partinin sahibi olarak ben ve arkadaşıma Beer Pong yarışmasında meydan okuyacak kişileri arıyoruz," diye bağırdı Ivan.


Coşkulu bir gümbürtü koptu; iki tane at gibi desem yeridir, diyebileceğim iki binek öne çıktı. Büyük ihtimal Ivan için geldiler ama sonuçta aynı takımdayız. Bana da pastadan pay düşer. Umarım.

 

"Ivan, sen şimdiden sarhoş olmuşsun. Onlar iyi oynarsa ne yapacağız?"

 

"Cevabı basit: Sen içeceksin. Atışları da ben yapacağım."


O güzel yüzünün altında şeytan yatıyor ibnenin. Kendisi sarhoşken iyi oynayamayacağını bildiği için beni de sarhoş etmek istiyor. 

 

 

Ivan kaçırdıkça izleyenler dalga geçiyor, kızlar attıkça coşuyorlardı; bizim on bardaktan üç kalmışken, onların on bardaktan dokuz kalmıştı.


Sarhoş oldum galiba. Başım fena derecede dönüyor. Gülmem geliyor, Ivan’la kol kola, sarıla sarıla eğleniyoruz.

 

"Ivan...'' diye mırıldandım. ''Tepkim biraz fazlaydı."


(Ben değil alkol söyletiyor.)

 

"Arkadaşlar arasında olur böyle. Sen özür dileme problemlisin ama ben özür dilerim; bilerek sarhoş olmanı istediğim için atmıyordum," deyip sırıttı.

 

Gülümsedim. ''Biliyorum.''

 

Oyunu kaybedip yenilmiştik. İkimiz de fena derecede sarhoştuk. Bahçede, çimenlerin üzerine çökmüştük. Davetlilerin keyfi yerindeydi.

 

"Beautiful, okul bitene kadar arkadaşlığımız hiç bitmemeli. Birbirimizin en iyi arkadaşı olalım."


Bu söz benim için oldukça ciddiydi. Garip duygular hissettirmişti kalbimde.


Lisede arkadaş sandığım insanların hepsi, aslında komik ve eğlenceli olduğum için etrafımda toplanıyordu. Ama beni gerçek benliğimle seven biri...

 

Ivan, çatıdan havuza atlayanları gösterdi. "Hadi, herkes yapıyor, biz de yapalım."


(Kesin öldürtecek bizi.)

 

"Ne gerek var," dedim birazda içten içe ister şekilde. ''Sarhoşuz, denemeyelim.''

 

"Adrenalin ve heyecanı her zaman yaşayamıyoruz,'' dedi Ivan, heyecanla parıldayan gözlerle bakarken. ''Her zaman genç olarak kalamayacağız. Bazı anlarda doğru ne geliyorsa onu yapmalıyız. Atlayalım!"


Sarı saçlar, yüz hatları yetmezmiş gibi, gözlerinin de mavi olduğunu fark ettim...


 "Hadi çıkalım!” dedim, ortamın büyüsüne kapılarak.


Yukarı çıktık; manzara mükemmeldi. Dünyaya tepeden bakıyormuşuz gibi hissettim. Herkes bize bakıyor, herkes yarın yokmuşçasına eğleniyordu.


Ivan bir elinde bira, diğer elinde mikrofonla partideki insanlara seslendi: "Partime katıldığınız için hepinize teşekkür ederim. Umarım eğlenmişinizdir diye sormuyorum, eğlendiğinizi görüyorum.''


Sarhoş kalabalık coşkulu bir uğultu çıkardı.


Nerede ne yapılması gerektiğini çok iyi biliyor.

 

"Bütün senemizin de böyle geçmesi dileğiyle bu birayı arkadaşımla beraber kaldırmadan önce onunda bir kaç söylemek istediği bir şey var, mikrofonu ona takdim etmek istiyorum.''


Lan.


Herkes bana odaklandı.


Dondum kaldım yine.

 

"Hiçbiriniz, hiç kimse umurumda değil,'' diyerek söze girdim. ''Bu partide neden olduğuma dair bir fikrim yok. Fakat bugün eğlendiğimi söylemek isterim. Elinizdeki bardakları bugünü eğlenmeye değer kılan insanlar için kaldırın."


Güzel konuştum. Etkilendim kendimden.

 

Kalabalık elindeki bardağı kaldırıp en yakınındaki dost, yabancı ayırmaksızın tokuşturup bardağın dibini görene kadar kafasına dikti.



Ardından, “Atla! Atla!” diye tezahüratlar yükselmeye başladı.

 

"Aşağıda görüşürüz!” dedi Ivan ve gözümün önünde süzüldü.


Ivan havuza çakılınca şevkli bir uğultu yükseldi. Suyun yüzeyine çıkıp coşkulu bir çığlık attı.


Tezahüratlar tekrar yükseldi, benim için.


Bu tarz şeylerde gaza gelecek birisi değilim, ama bir kere çıktık yani.

 

Zıpladığım anda zamanın yavaşladığını hissettim. Sanki uçuyordum. Hayatımda ilk defa kendimi bu kadar özgür hissetmiştim.


Ivan haklıydı; adrenalin, korku, ölümün kıyısındaki tecrübeleri edinmek mükemmel hissettirmişti.


Havuza çakıldım. Baloncuk seslerini kulağımda işitiyordum. Havuzdan çıkıp gözlerimi açtım; bir yatakta uzanmış vaziyetteydim.

 

Neye sarılıyorum ben? Sıcak ve mükemmel hissettiriyor, sanki bir daha hiçbir kötülük yaşamayacakmışım gibi.


Neredeyim ben? Siktir! Bu kız kim?! Çıplağız! Hassiktir! Bu o, Küt Saçlı Kız!

 

"Saat kaç?" diye uykulu bir ses işittim, bedenimizin bir olduğu kızdan.


Ulan fena utanıyorum. İlk defa böyle bir şey başıma geldi ve ben hatırlamıyorum.


Duvardaki saate baktım. ''Okula iki saat var.''

 

"Bırakma beni,'' dedi, o yumuşak, narin sesiyle. ''Sarıl, beraber uyuyalım."

 

Kalbim.... galiba gidiyorum.


(Bu arada novel seinendi hatırlatayım. Sonra bu karakter ne yapıyor, ulan yatak falan ne oluyoruz demeyin, ben sadece karakterim, şikayetiniz varsa yazarıma sövün.)

 

"Dün gece olanları unutmalı mıyız?"

 

"Havuzdan sonrasını hatırlamıyorum. Ama göründüğü kadarıyla kötü bir şey olmuşa benzemiyor."


"Ciddiyim,'' diye karşılık verdi. ''Hatırlasan iyi olur.


Kıpraştı, döndü. Yüzünü bana çevirdi; göz göze, burun burunaydık. Nefeslerimiz birbirine karışıyordu.

 

"Bu kimin odası?" diye sordum.


Gerçekten nerede olduğumuzu bilmiyorum.

 

"Ivan’dan odasının anahtarını istedim. Senin için olduğunu söyleyince verdi."


Ivan bana karşı gizli duygular mı besliyor?


Benim için olduğunu öğrenince neden hemen veriyorsun?


Aslında buna sinirlenmeme gerek yok.


İyi iş sarı kafa, böyle devam.

 

"Gitmemiz lazım, okul için hazırlanmalıyız," dedi ve giyinmek üzere çarşafı üzerinden attı.


Ansızın neden çıkıyorsun! Hazırlıksız yakalandım. Göğüslerini gördüm. Görüyorum, görüyorum, halen radarımdalar. Hadi artık giyinsen falan diyorum.


Hızlı giyindi...


Kapıya doğru hareketlendi, kapının kilidini açıp kapıyı araladı. "Okulda görüşürüz," deyip çıktı.


Giyinip odadan çıktım.


Parti mensupları basamakların bir köşesine dayanmıştı. Koyun koyuna uyukluyorlardı.


(Krallar gibi uyumuşum haberim yok.)

 

Dış kapıdan çıktım.


Ivan’ı gördüm.


"Beautiful! Güzel bir sabaha uyanmışsın. Umarım gecen güzel geçmiştir."


(Kelime oyunu var yakalayın onu.)

 

"Sana onu soracaktım Ivan,'' dedim. ''Havuza atlamıştım... fakat sonrasında neler yaşandı hatırlamıyorum." 

 

Ivan dudaklarını büzüp kafasını iki yana salladı. "Kötü olmuş. Oysa senin gecen o vakit başlamıştı. Gözüne hiç bakmadın mı?"


Ivan gözüme dokundu.


Gözümdeki sızlama beni bir adım geri çekti.

 

"Ne oldu?" diye sordum, gözümü usul usul yoklarken.

 

Ivan gülümsedi. "Yumruk yedin,'' dedin. ''Bir pısırığa göre şaşırtıcı bir durum."


Çok komik.


Altıma kaçırdım.


Öldüm gülmekten.


"Kız için kavga ettin,'' diye devam etti Ivan. ''Sonra anlatırım. Herkesi evine postalamam gerekiyor. Yoğun bir gün olacak. Okuldan sonra buraya gel. Evi temizleyeceğiz. Kaytarma.''


Başımı yukarı aşağı salladım ve evin yoluna koyuldum.



 

 

Parti bölümü sonlanmış, dediğinizi duyar gibi değilim. Duyamam. Ben bir karakterim. Yazarıma teşekkür ederim, güzel bir bölüm olmuş benim adıma... Tabii hatırlamıyorum. Sizle bölüm sonu muhabbetlerine oldukça alıştım. Hoşuma gitmiyor değil. Bölüm sonrası sohbetlerimin amacı, aslında yazarımı beni biraz daha yaşatmasına teşvik etmekti fakat bu bölüm oldukça geç geldiği için onunla alay etmeye çekiniyorum. O yüzden kendinize iyi bakın veya bakmayın, umurumda değil.


Görüşmemek üzere.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr