7.Bölüm - Ölüme Yaklaşmak Yaşamayı Sevdiğimizi Hatırlatır

avatar
1532 4

Sahte Adam - 7.Bölüm - Ölüme Yaklaşmak Yaşamayı Sevdiğimizi Hatırlatır


Tırtıllar, kelebek olmanın bir günlük ömrü olduğunu bilse, yine de kelebek olup bir gün boyunca özgürce uçmak ister miydi? Sanmıyorum. Çünkü kelebeklerin bir günlük ömrü olduğu palavradan ibarettir.

 

"Uyanıyor! Koşun!"

 

"Başına üşümeyelim. Soluklanması için müsaade edin."

 

Uzun zamandır baygın olmalıyım. Işığa olan hassasiyetimden dolayı gözümü ilk başta açmakta oldukça zorlandım.


İlaçlar yüzünden kendimi aptal gibi hissediyordum.

 

"Soruyu sormak biraz salakça ama kendini nasıl hissediyorsun, Beautiful?" dedi Isabella yumuşak bir dille.


(Kim olduğunu hatırlamıyorsanız diye söyleyeyim: Güzel fizikli, Brezilyalı hatun.)

 

"Kafam partidekinden daha güzel. Hastanenin malları epey sağlam olmalı.''


Hepsi de ferahladıkları belli olan bir şekilde güldü.


Ivan ve benim için endişelenmiş olmalılar. Oldukça rahatladıkları yüzlerinden anlaşılıyor.


Vücuduma bakındım; boynumda boyunluk vardı ve sol kolum ile sağ bacağım alçılıydı. 


Ben hiç rahat değilim...

 

"Ivan nasıl?" diye soru yönelttim.


Ya düşündüğüm şey...

 

"O, ahh... şey...'' diyerek gevelemeye başladı Isabella. ''Yoğun bakımda.''


Yüzleri bir karış düştü.

 

"En kötüsünü söyleyin," dedim.


Bilmeliyim. Ivan'a bir şey olursa ne yapacağımı bilmiyorum. Onu ne kadar kıskansam da, bu kadar iyi olmasından nefret de etsem, o bana en yakın insan. Arkadaşım bile diyebilirim.

 

"Doktor bir daha yürüyemeye bileceğini söyledi. Ameliyata alınacak.'' Isabella yutkundu. ''Hastaneye getirildiğinde baygın değildi. Sedyede yarı baygın vaziyetteyken,'' başını iki yana salladı, ''bize sorduğu soru: 'Beautiful iyi mi?' oldu."


İlaçların etkisi geçmediği için pek fazla acı hissedemiyordum, ama bu cümlelerden sonra kalbimdeki acıyı hangi ilaç bastırırdı ki?

 

"Demek öyle..." diye mırıldandım.


Etrafıma kümelenmiş Isabella, Scott ve Alexa, kapının tarafından çekilip, görüş alanımı genişlettiler.


Küt Saçlı Kız...

 

"Biz biraz dinlenmene izin verelim,'' dedi Scott. ''İyi olduğuna sevindik. Dışarıda bekliyoruz. İhtiyacın olursa seslenmen yeterli.''


(Scott kim diye soracaksanız, Ivan'ın arkadaşı, İskoç bir çocuk. aksanı bile zor anlaşılıyor pezevengin. Ona sonra geliriz.) 

 

Odada sadece Küt Saçlı Kız kalmıştı.


Küt Saçlı Kız yanaştı. Elimi tuttu.

 

"Haberi aldığımda ne yapacağımı bilemedim.'' Sesi titriyordu. ''Çok endişelendim.''


Gözleri, bir pencerenin yağmur sonrası oluşmuş solgunluğunu taşıyordu.


Ağlamış...


"Hep bu anı bekliyordun demek,'' dedim, sesime olabildiğince neşe katarak. ''Hoşuna gidiyorsa bu durumda olmam, arada sırada kolumu bacağımı kırayım. Hem seni görmem için de bir bahane yaratmış olurum.''


(Eh, ne yapalım, biz de böyle delikanlıyız: Komiklikler, şakalar.) 

 

Biraz olsun gülümsedi. Fakat endişeli ve üzgün olduğu vazıhtı.

 

"Kazayı yapanlara ne oldu?" diye sordum.

 

"Kaçmışlar,'' dedi. ''Kamerada kayıtlarında üç kişi arabayı terk ediyor."


Hemşire elinde iğne ve serumla içeriye girdi.

 

"Ben seni biraz yalnız bırakayım. Biraz dinlen.'' Tebessüm etti. Elleri, ellerimden uzaklaştı. ''Arkadaşlarının yanında bekliyor olacağım." 


Arkadaşlarım?..


Daha fazla uzaklaşmasına müsaade etmeden yeniden yakaladım. "Geldiğin için teşekkür ederim.''

 

Yenini tutan elime baktı. Ardından bana bakıp gözlerini sevecenlikle kırptı.


Hemşire bana iğne yaptı ve serumumu değiştirdi.


Mayışmıştım. Gözlerime tatlı bir yorgunluk çöküvermişti.


                                   ***


"Dostum! Dostum uyan! Beautiful! Ivan ameliyattan çıktı! Sakat kalma tehlikesini atlattı!"


Dost mu?

 

"Scott!'' diye çığırdı biri, Isabella'yı andıran bir ses. ''Ne yapıyorsun? Rahat bıraksana çocuğu! O da kaza geçirdi farkındaysan! Hayvan gibi dürtüklemesene!''


Biraz huzur verin amına koyayım.


Gözümü açtım; güneş pencereden içeri düşüyor, yüzümü yakıyordu.


"Güne kötü uyandırılarak başlasam da, güzel haber almak iyi oldu,'' dedim, yatakta doğrulmaya çabalarken.


Alexa ile Isabella sırıttı. Scott mahcup bir şekilde başını aşağı düşürdü.


"Onu görme imkanımız var mı?" diye sordum.

 

"Sadece camın arkasından,'' diye cevap verdi Scott. ''Bilinci yerine gelip bizi gördüğünde gülümsedi. Sonra uyumaya devam etti. Neredeyse alçıda olmayan bir tek alt takımlar var, anlarsın ya.''


Scott omzuna Isabella'dan sağlam bir dirsek yedi.

  

"Bugün görmemize izin verecekler,'' dedi Alexa. ''Eğer kendini iyi hissediyorsan tekerlekli sandalyeyle seni de götürebiliriz."


(Alexa Amerikalı. Vücut ölçülerinin güzelliğinin meraklısı varsa ona da bir gün geliriz... Aslında hemen de gelebiliriz: Kolları dövmeli, saçları üç numara, saç rengi siyah, gözleri yeşil, teni beyaz, sıra dışı ama oldukça güzel bir kız.)

 

"Olur," deyip kafa salladım.


Ağrılarımın ilk güne nazaran azalmış olduğu gerçek olsa da, hâlâ rahatsız edici.


"O, nerede?"


Alexa dövmeli pazısını kaşıdı. "Sen uyuduktan sonra odana girip sabaha kadar karşındaki tek koltuklu koltukta oturdu,'' başımı söylediği koltuğa çevirdim, ''sen uyanmadan bir saat önce işe gitmesinin gerektiğini söyleyip gitti."


Demek bütün gece başımda beklemiş...


Kapı tıklatıldı.


Hemşire, Ivan'ı görebileceğimizi haber ettti.


O sıra odayı coşkulu bir uğultu sardı.


Isabella hemşireye döndü, "Tekerlekli sandalye verebilir misiniz?" diye sordu. 

 

Hemşire başıyla onaylayarak ayrıldı.


Scott kızları uzaklaştırdı. "Bana bırakın,” dedi böbürlenerek. “Siz kızlar elinize yüzünüze bulaştırırsınız. Bebek suratı tek hamlede bindiririm.”


Isabella ile Alexa elini yüzüne götürdü ve başını aşağı düşürdü.


(Yandık. Bu dengesize kalırsam kazanın iki katı hasar verir.)

 

"Scott. Tamam. Teşekkürler. İyi niyetin genelde insanlara zarar veriyor. Bırak biz halledelim," dedi Isabella. 


Kahramanım!


Alexa ve Isabella bana dikkatle eşlik etti, ardından tekerlekli sandalyeyi Scott'a bırakıp Ivan'a kadar götürmesine izin verdiler. 


Tekerlekli sandalyeyi bile düzgün süremiyor. Yoksa... Bize çarpan şoför Scott olmasın!

 

Odasına vardığımızda, "Hoş geldiniz," diye karşıladı Ivan bitkin gözlerle.


Olabildiğince mümkün şekilde yatağında doğrulmayı denedi.


Göz göze geldik


Ivan'ın suratında huzurlu bir gülümseme vardı.


Gerçekten Scott'ın dediği gibi. Bir tek malum bölgesinde sargı yok. Belki de var. Göremediğim için yanlış bilgi vermek istemem. 


Scott yine boş beleş konuşup ortamı şenlendiriyordu. Alexa ve Isabella klasik hasta ziyaretlerine uygun sorular soruyordu. Ben ise Ivan ile tek kelime edememiştim. Ne zaman göz göze gelsek hep aynı gülümseme beliriyordu.


Bir süre sessizlik çöktü. Ivan bu anı fırsat bilip, "Sevgilimle yalnız kalabilir miyiz, müsaade ederseniz?" diye ricada bulundu.


Sonrasında tek hatırladığım, yatakta sımsıkıca sarılarak uyuduğumuz...


Şakaydı. Yapmayacağım artık. Gerçekten.

 

Üçlü kahve almaya gideceğini söyleyip odadan ayrıldı.


Ivan aniden ciddileşti. O sahte tebessümden eser yoktu.


"Sana olanlardan ötürü kendimi suçlu hissediyorum. Özür dilerim, Beautiful."


 "Senin hatan değildi. Tabii geleceği görebiliyorsan başka."


Ivan hiç tepki vermeden devam etti: "Sana söylemem gereken bir şey var, onlara da söylemedim.''


Ciddileşmesi iyiye alamet değil.


"Ne söylemek istiyorsun, Ivan?"

 

"Kaza... tesadüf değildi. Bize çarpıp kaçan kişiler bana mesaj vermek istedi. Ama neden anlaşmamız bitmeden yaptılar emin değilim. Yani, kazanın olmasının sebebi benim."






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr