Taşması an meselesi bir sıcaklık yüreğimde birikti. "Ne! Na- Nasıl yani? Bu kaza, başımıza gelenler... Senin yüzünden mi?"
"Evet. Özür dilerim."
Özür dilemek hiçbir şeyi çözmez. Özür dilemek, yalnızca sorunlardan kaçmak için kullanılan basit sözcüklerden ibaret.
"Tehlikeli bir hayatın varsa neden beni veya başkalarını yanında bulundurma cüretinde bulunuyorsun? Ya ölseydim? Vicdanınla yaşayabilir miydin?"
Ivan ciddiydi. Eskisi gibi alttan almayacağı bakışlarından anlaşılıyordu.
"Dediğin ve diyeceğin her şeyde haklısın.'' Sesi kararlıydı. ''Ne kadar özür dilesem anlamsız; ama bazen, beni arkadaşın gibi görmediğini düşünüyorum. Narsistsin. Her zaman aksini düşünmek istedim ama öylesin. Söylediğim zaman kızacağını biliyordum. Ve tabii ki sonunda kadar haklısın. En azından derdime beraber çözüm üretebileceğimizi düşündüm. Yanılmışım."
"Ben?'' diye sordum şaşkınlıkla. ''Ben mi Narsistim? Komiksin, Ivan. Gerçekleri söylemek ne zaman narsistlik oldu? Ve düşünmene gerek yok: Seni ve diğerlerini arkadaşım olarak görmüyorum."
Aniden ağzımdan dökülüvermişti sözler. O anlık öfke patlamasıyla söylemiştim. Ama söylediklerim içimdeki gerçek duygular mıydı, yoksa Ivan'ı kırmak için mi söylemiştim, emin değilim.
Başımı kapıdan taraf çevirdim. Bizi seyreden gözlerle karşılaştım.
"Biz... Kahvenizi getirmiştik," diye mırıldandı Alexa.
Yüreğime külçe misali bir ağırlık çöktü.
Gerçekten onları arkadaşım olarak görmüyorsam, niçin bu kadar umursuyorum? Sözlerimi duyduklarını bilmek, niçin ağzıma acı bir tat veriyor?
İnsanlar zayıftır. İnsanlar zayıf olduğu için her zaman başka bir insana ihtiyaç duyar. Belki de duygularım, düşüncelerimle o yüzden savaşıyor.
"Hemşireyi çağırır mısınız, odama dönmek istiyorum," dedim bakışlarımı kaçırarak.
"Dostu...'' Scott bir anlık duraksadı, ''ben götürürüm seni,"
Odadan çıkacağım sırada Ivan arkamdan seslendi: "Her şeye rağmen intikam almayacak mısın? Onlarla olan derdimi kökten çözüp, intikam almaya kararlıyım.''
"Senin sorunun,'' diye karşılık verdim. ''İntikamını da sen al. Kazada ben olsam bile, bana kasıtlı bir şey yapılmadı.''
Niçin her zaman aynısı yapıyorum? Niçin insanları etrafımdan uzaklaştırıyorum?
Önce kendi duygularımla dost olmayı denemeliyim belki de.
"Biliyorum, benim bu konuda söz hakkım yok, ama senin içinde intikam alacağım, Beautiful. Sen bizi ne kadar arkadaş olarak görmesen de, biz seni... En azından ben seni görüyorum."
Scott, bırak bu shounen anime karakteri klişesini. (Novelin 'kahramanı' olarak hatırlatma yapayım. Okuduğunuz novel: Naruto, One Piece, Fairy Tail vb. animelerin türevi değildir. Zira bu diyalogdan sonra tereddütte kalabilirsiniz.)
"Scott, teşekkür ederim. Ben intikamımın alınmasını isteseydim bunu kendim yapardım.''
Odamın kapısına varmıştık.
Scott bu sözlerden sonra tek kelime etmeden bırakıp gitti.
En azından yatağa uzanana kadar destek verebilirdi. Ya da ben, o yatağıma eşlik edene kadar bok çukuru çenemi kapalı tutabilirdim.
İçimde bir ateş tütüyor. İntikam. Ateş, kimin intikamı için yanıyor? Eğer oraya geri dönersem, onun için döndüğümü düşünür.
Koridorda bir hemşire gördüm.
"Hemşire hanım, beni arkadaşımın odasına götürür müsünüz?"
Suçsuz olduğum halde beni bu hale getirdikleri için intikamımı almam lazım. Ona olan borcumu da en azından bu şekilde kapatmam için bir fırsat.
Hemşire, Ivan'ın odasına dek eşlik etti.
Yüzlerindeki şaşkınlık pek de şaşırtıcı değildi.
Scott, "Biliyordum! Döneceğini söylemiştim!" diye çığırdı.
Isabella, "Hayır, öyle bir şey söylemedin," diye tersledi.
"Düşünmüştüm ama."
Bu sefer de Alexa araya girdi. "Düşünebilme yetin olduğunu pek sanmıyorum,'' dedi alaycılıkla.
"En azından hissetmiştim..."
Ivan, "Bak, bu olabilir," deyip gülümsedi.
Ben dahil hepimiz güldük.
Sonra sessizlik çöktü.
"Neden geri döndü?" diye sordu Ivan, gözlerimin içine bakıp.
"Aslında sen haklısın,'' diyerek başladım. ''Suçsuz bir insanı bu hale getirdikleri için intikamımı almalıyım."
Fikrini doğruymuş gibi kabullendirirsem onu kolayca kandırabilirim.
"Demek öyle..." dedi Ivan ve başını pencereden taraf çevirdi.
Scott, "Dostum kusura bakma da harbiden Narsistsin,'' diye takılgan bir edayla araya girdi. ''Sende cidden özür dileme problemi var.''
"Siz sohbetin ne kadarını dinlediniz?" dedim kaşlarımı çatarak.
Hep bir ağızdan güldüler.
Ivan bakışlarını bana çevirdi; ifadesi yorgun ve kırgınlıkla doluydu. "Her şeyi hallettiğimiz zaman, tekrar bizimle takılacak mısın?"
"Bilmiyorum."
Onlara karşı ağır sözler sarf etmeme rağmen, hiçbir şey olmamış gibi beni aralarına kabul ediyorlar.
"Seni öldürme teşebbüsünde bulunan insanlardan intikam almak söylediğin kadar kolay mı, Ivan?" diye sordum haklı bir şekilde.
"Yanlış anlamanı istemem: Param var,'' dedi Ivan. ''Ve para, sorunlarını çözmek için en kolay araçtır."
Başımı aşağı yukarı sallayarak doğruladım. Hem neden yanlış anlamalıyım? Haklıydı ne de olsa.
"Plan ne, ortak?" diye sordu Scott.
"Plan basit,'' dedi Ivan. ''Parayla güçlü adamlar tutup, onları bir güzel dövdüreceğim. Sonra da Beautiful ve ben hırsımızı atana kadar onları pataklayacağız. Tabii önce iyileşip buradan çıkmamız gerek.''
Ivan'ın sözlerinin bitmesinin ardından suskunluk oldu. Sessizlik, bir sebebi varmışçasına odayı sarmaladı.
"Zahmet olmazsa şu iki yaralı adama yiyecek bir şeyler getirir misiniz?" dedi Ivan sessizliği bozarak.
"Keyfe bak,'' diyerek sohbete yeniden neşe katma girişimlerine atıldı Scott. ''Bebek gibi besleyeceğiz bir de. Karın doyurma işini bana bırakın, altınızı kızlar bezler.''
Isabella ve Alexa, Scott'la uğraşmaktan o kadar bıkmıştı ki, hiç aldırış etmeden Scott'ın koluna girerek dışarı sürüklediler.
Ivan'a ciddi gözlerle baktım. "Neden halen senden ne istediklerini açıklamadın?"
Ivan iç geçirdi. "Boş ver. Önemli değil."
Ivan söylemek istemiyorsa üstelemenin de bir mantığı yok.
"Buraya döndün,'' dedi Ivan. ''Özür dileme amacıyla mı? Başından beri intikam amacıyla gelmediğini biliyorum. Senin özür dileme şeklin bu mu? Sözlerde değil de, yaptıklarında mı saklı?"
"Sen nasıl istiyorsan öyle adlandır,'' dedim gözlerimi pencerenin ötesine, ufka doğru dikerek. ''Ben sadece sana olan borçlarımı bu şekilde kapatmak için döndüm.''
Bu bölümü de bitirdik. Yazarımın işleri olduğu için geç geldi bölüm, ama sizin tabii ki haberiniz yok. Ben onun adına özür dilemek isterdim; lakin kendi sorunu, umurumda değil. Umarım bir dahaki bölümde uçak falan düşmez üstüme. Yeter artık! Sağlam tarafımız kalmadı. Bana olan özleminiz ve sohbetiniz bittiyse, görüşürüz. Yazarımın tuvaleti gelmiş, yoksa sohbetimize devam edebilirdik.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..