37.Bölüm - Her Erkeğin Hayali

avatar
875 1

Sahte Adam - 37.Bölüm - Her Erkeğin Hayali


O günden beri benimle ne Boris, ne Franz konuştu. Boris yüzüme bile bakmadı. Onu hayal kırıklığına uğratmıştım. Sahiden aramızda bir bağ oluşmuştu ve ben bunu mahvettim.

 

 

 

"Maçın üzerinden bir hafta geçmesine rağmen bok gibi görünüyorsun. Baba'ya benzemişsin, çeneye bak," dedi Gereksiz, sofranın etrafında gezinirken.

 

"Sana reddedemeyeceğin bir soru soracağım," dedim. "Senin şu anda olman gereken ne bileyim, hiçlik falan yok mu?"

 

"Var olmamaktan sıkıldım."

 

"Var olduğun da oldu yani?" dedim çatalın ucunda sıkışıp mahsur kalmış peyniri ağzıma atarken.

 

"Neden ev bu kadar sakin?" diye sordu Gür Sakallı, arkamda dikilirken.

 

"Büyük bir anlaşma varmış. Boris bile gittiğine göre istenmeyen adam olan beni götürmemeleri gayet doğal," dedim. "Ve daha da önemlisi eğitimim umduğum şekilde olmasa da tamamlandı. Artık Ivan'la sahaya çıkabileceğim."

 

Omlete bandığım lokmayı ağzıma götürdüm, öteki elimle de sıkma portakal suyunu kavradım, (klişe bir mafya sofrası oldu değil mi?) o sıra boynuma iki narin el dolandı.

 

"Tamam, koca sakal, sakin ol. Yaşından başından utan. Bana karşı aşka mı geldin? İçinde tut gizli duygularını. Hem sakalın enseme batıyor."

 

"Sakalım değil, saçlarım onlar şapşal," dedi narin, güzel bir notayı andıran ses.

 

"Şapşal ne lan? Zengin ailelerin şımarık ve ergen kız çocuklarını mı taklit ediyorsun?" diye çemkirdim.


Sonra o sesin kesinlikle düşündüğüm kişiye ait olmadığını fark ettim.

 

Bir anda oturduğum sandalyede irkildim. Fakat boynuma dolanmış iki kollar beni özgür bırakmadı.

 

"Gördüğün şeylerle konuşuyorsun," dedi ses. "Abim bahsetmişti."

 

Bu durum karşısında tabii ki heyecanlıydım. Sebebi beni nişanlısı gördüğünde vurma ihtimali veya Boris gördüğünde bayılana kadar işkence edip sonrasında tekrardan işkence için ayıltma ihtimali değildi. Ansızın böyle bir durumda kalmamdı korkum ve paniğim. Ciddiyim.

 

"Branka, beni rahat bırak. Bu durumda görülmek benim için hoş sonuçlar doğurmaz."

 

Tatlı solumasını kulağımda hissedebiliyordum.


"Malikane boş, rahat olabilirsin," dedi, cüretkar bir şekilde fısıldayarak.

 

"Olsun," dedim, "ben yine de joker hakkımı kullanmak istiyorum."

 

Branka burnunu boynuma dayadı ve tüm kokumu içine çekti. Sonra boynumda ıslak ve et parçasına benzer bir şeyin gezindiğini hissettim.


Yılan!


Korkuyla kafamı çevirdim. Sorun yok. Branka'nın dili.


Branka'nın dili mi?


Bu yılandan daha tehlikeli amına koyayım.

 

Suyla ıslanmış kedi gibi iliklerime kadar irkildim. "Ne yapıyorsun!" diye haykırdım.

 

 "Sence ne yapıyor olarak görünüyorum?" dedi ve tam olarak bıraktığı ıslak yerden devam etti.


"Sen bir vampirsin ve kanımı almak için hazırlık yapıyorsun."

 

Gülüşü sebebiyle burnundan soluduğu titreşen nefesi boynumda hissettim. Boynuma ufak bir ısırık attı.

 

Kesinlikle şu an ecchi bir novele düşmüş olmalıyım. Kesinlikle öyle olmalı. Yazarım hep dayak yediğim için beni ödüllendirmiş olmalı. Veya seriyi ergen bir yazara teslim etmiş olabilir. Oh be, dünya varmış. Felsefe, psikoloji, dünya ve toplum sorunları nereye kadar. Biraz da garibanın yüzü gülürsün. Ya da büllüğü. Pisleşmeyelim lütfen. Okuyacaksanız biraz edepli olun. Şu an kaldığım yere dönmem için küfürler yağdırıyor olabilirsiniz. Emin olun, ben daha çok dönmek istiyorum.

 

Branka'nın kollarını savurdum ve sandalyeden kalkıp uzaklaştım.

 

"Benimle derdin ne, Branka?" dedim aşağıdaki elemanın kapıya tıklatıp, 'sert girme usta fırsatı kaçırmayalım' demesine aldırış etmeden. "Senden korkuyorum. Şeytanı şeytanlıktan utandırabilecek kadar sinsisin."

 

Branka, uzun topuklu ayakkabısıyla adım adım üzerime yaklaşmaya başladı.


Adım adım geriliyordum.


Tatlı ve bir o kadar şeytani gülümsemesini yansıtıyordu.


Dudaklarımda bir sırıtma vardı, o sırıtmanın paniklememden doğduğuna eminim.

 

Adımların yerini adımlar takip etti. Nihatinde adımlarım duvarı aşamayınca error verip çalışmayı durdurdu.


İki elini de başımın kenarlarına, duvara sertçe çarptı. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

 

"İlk gördüğüm andan beri," dedi, "seni arzuluyorum."

 

"Bu durumda şanslı olmam gerekirken hayatın getirdiği bazı sonuçlar gereği beni arzulamandan rahatsızlık duyuyorum."

 

Ellerimden tuttu ve ellerimi belinin bir kaç öhhhh altına atıp kendisini kavrattı.


Yavru bir keçiye dokunuyormuş hissi veren o yumuşak, vücudunu dinlendirme enstitüsü, ateşimi daha da yükseltmeye yetti.

 

"Abim senin için hayatını tehlikeye attı, dünyanın altını üstüne getirdi... Senin için. Benden daha fazla ilgi görüyor olman... Bu beni çıldırtıyor. Arzulanan birisisin. Ve bir çocuğa sahipsin... Bana sahip olmanı istiyorum, Beautiful. Senin olmama izin ver."


Dudakları ulaşmaması gereken durağa usulca yaklaşıyordu.

 

Neden şansım hiç yaver gitmiyor?


Tanrı'nın, "İşte böyle yaratılır ezikler," diyeceği güzellikteki bir kadın beni arzuluyor ve o tam anlamıyla çatlak. Boris'den bile daha deli. Ivan'ın böyle bir aileye sahip olup delirmemesi gerçekten mucize.

 

Başımı ve dudaklarımı kaçırabileceğim en uzak mesafeye çektim. "Nişanlın var.''

 

"Bilmesine gerek yok.''


"Belli ki ben bilmek istemiyorum,'' dedim gözlerimi kaçırarak. Sanırım orada anlaşamadık.''

 

Sessiz olmamı isteyen bir hırıltı çıkardı, ardından kiraz dudaklarını dudağıma kondurdu.


Burayı size nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum. Bayan okuyucularımın olduğu tarafa uygulamalı gösterebilirim. Ne? Sadece sizlere yardımcı olmak istiyorum.

 

Dudakları dudaklarımdan ayrıldı. Daha fazlasını isteyen gözlerini dikti üzerime. Ellerimi yavaşça havaya kaldırdı, kendisini duvara yasladı, beni karşısına aldı ve ellerimle zorla kendi bileklerini kavratıp kendisini duvara sıkıca yaslamamı istedi.

 

"Eğer beni bırakırsan, babama her şeyi anlatırım," dedi arzu dolu gözlerle. "Senden çocuk istiyorum. Şimdi, burada, bana sahip olup, çocuğunu karnıma koyacaksın."

 

"Ne!" İki adım geriledim. "Sen ne dediğinin farkında mısın?"

 

Yaşananların ne denli tehlikeli olduğunun farkına varmıştım sonunda.

 

"Sana ne yapabileceğimi söyl-"

 

"Umurumda değil ne söylediğin!" diye bağırdım. "Sen delirdin mi? Ne istediğinin, ne yaptığının farkında mısın? En iyi arkadaşıma ihanet edemem. Nişanlına ihanet etmendeki araç olamam. Sen aklını kaçırmışsın."

 

"Annem öldüğünden beri artık benim için eğlence dışında hiçbir şeyin değeri yok," dedi. "Eğlendiğim sürece sonuçların ne olacağı umurumda bile değil."

 

"Ben olmadan devam et eğlencene," dedim ve dönüp bir an evvel odama varmak üzere hareketlendim.

 

"Mesele O," diye seslendi.

 

"Ne saçmalıyorsun sen?" dedim Branka'ya dönüp.

 

Aramızda birkaç adım mesafe kalana kadar yaklaştı. "Kendini onunla cezalandırıyorsun, onunla sınırlıyorsun, sadece O'nu düşlüyorsun, öyle değil mi? O'nun dışında başka birisiyle mutlu olmanın yanlış olduğunu düşünüyorsun. Ama o sensiz ne yaptı; hayatına devam edip evlendi. Sensizliğe üç hafta bile dayanamadı. Sahiden seni sevseydi, senin olan çocuğu başkasıyla büyütmezdi."

 

"Kendin gibi onun da rahat bir hayatı olduğunu mu düşünüyorsun? Daha da önemlisi, ne kadar varlıklı olursan ol, tek başına çocuk büyütmek basit değil. Ve kim çocuğunun babasız büyümesini ister? Çocuğun biyolojik babası olsam bile ben onun babası olmayı hak etmiyorum. Yanında olan bir babası var. Onun hayatı boyunca yanında olmamış bir adam baba denilmeyi hak etmiyor.''


Salondan çıktım ve hızla odama yol aldım.

 

"İster kabul et, ister etme, o çocuk senin ve bir gün sen bana sahip olacaksın," diye bağırdı ardımdan.

 


 

Yahu ben yaparım yapmasına da, o yazar yok mu o yazar... İşi gücü bizi süründürmek. Naber diyeceğim, lakin bana ne ulan sizin hayatınızdan. Burada önemli olan benim. Sadece ben.  Derdim, tabii hâlâ narsist bir piç olsaydım. Bölüm sonu sizlerle buluşmamı özlediniz mi? Ben özlemedim. Oh, bitti, kurtuldum, yatmaya gidiyorum derken bir de sizlerle sohbet ediyorum. Gereksiz'le uğraşmak zaten bildiğiniz üzere yorucu. Sinirlendiğim için özür dilerim. Libidomun yükselişini o yazar kılıklı işkenceci karşılıksız bıraktığı için insan sakin kalamıyor. Hadi ben kaçtım o zaman. Yeni bölüm ne zaman gelir bilmem. Siz çok gülerdiniz, ben gülmem...






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr