43.Bölüm - İki Günlük Mühlet

avatar
800 1

Sahte Adam - 43.Bölüm - İki Günlük Mühlet


Özgürlük, daha önce özgürlüğü kısıtlanmamışlar için hiçbir şey ifade etmez. Özgürlüğü kısıtlanmamış canlı var mı? Öncelikle bunu sorgulamak gerek.

 

 

 

Gözlerimi açtım. Demir parmaklıkların açıldığını işittim. Panikle halinde yatakta doğrulup etrafa bakındım.


İstemeden uyuya kalmışım.

 

"Endişelenme.'' Kahel'in sesini alt ranzadan işittim. "Gördüğüm kadarıyla mışıl mışıl uyudun."

 

"Senin sözlerin benim için ne kadar güvenilir beni endişelendiren o," dedim ranzadan aşağı inerken.

 

Kahel güçlü kollarıyla omzumu kavradı.


İrkildim Kahel'e döndüm.


"Kardeşim, ciddi gözlerle süzüyordu, "bana güvenmemekte haklısın. Güvenmemeni isterim. Doğrusu bu.'' Kafasını ciddiyetle iki yana salladı. ''Uyarıyorum: Arkadaşın ile senin üzerinde hayal bile edemeyeceğin güçlü gözler var. Bana güvenme, ama bazılarına daha fazla güvenme.'' Hücreden çıkıp gözden kayboldu.

 

Hücreden çıktım. Ivan'ı bulmak için göz gezdirdim.


Birisi, "B," diyerek seslendi.

 

Dönüp bakmadım.


"Birisi ismini sorduğunda kısacası B, de," dedi Ivan yanımda bitmişken.

 

"Çok geç," dedim, onunla beraber yemekhaneye yol alırken. "Siyahi dostuma söyledim."

 

"Nasıl biri?" diye sordu Ivan.

 

"Kıçıma ulaşmak için yol mu yapıyor emin değilim."

 

"Alaycı tavrına bakılırsa, iyi olduğunu varsaymak istiyorum?"

 

"İyi nedir ki? Belki kıçıma ulaşması iyiliktir."

 

"Bu akılla burada hayatta kalabilirsin," dedi Ivan, kinayeli ama soğuk duruşunu hiç bozmadan.

 

"Seninki nasıl?"

 

Ivan omuz silkti. ''Yalnızım.''

 

İmrendiğim apaçık belli olan bir ifadeyle ona döndüm. "Uygun bir fiyata odamı sana bırakabilirim. Bedava. Hatta sen yabancı değilsin, üstüne ben para vereyim."

 

"Böylesine dosta sahip olmak ne kadar da sevindirici."

 

Yemekhaneye girip sıraya geçtik.


Masalara çökmüş bazı oluşumların gözü üzerimizdeydi.


İlgi odağı olmak insanların hoşuna gider ama nedense benim pek hoşuma gitmedi.

 

"Yemek sonrası havalandırmada ne yapacağız?"


Ivan'ın hemen arkasındaydım.

 

"Havalandırmaya çıkamayacağız,'' diye karşılık verdi Ivan.


Tekrardan etrafıma göz gezdirdim: İçeri girdiğimde gördüğüm üç kişilik kel grup, artık beş kişiydi ve önlerinde yemek olmadan boş masaya çökmüş, bizi seyrediyorlardı.

 

"Su aygırı gibi olan iştahım nedense sen ipucu verince uzaklaştı.''

 

Tabağımıza pilav, makarna, çorba koyulmuştu ama çorba bile lapaydı.


Ivan'la sıradan çıktıktan sonra oturacak boş yer aradık.


Sonunda Kahel'i yalnız gördüm; Ivan'a yanına oturabileceğimizi işaret ettim. Masasının yanına gittik, Kahel başını kaldırıp bize baktı, sonra eğdi.

 

Ivan'la birbirimize baktıktan sonra yanına oturmaya karar verdik.

 

"Ben Ivan, bu da daha önce tanıştığın arkadaşım, B."

 

Kahel başını kaldırıp Ivan'a ve bana baktı. "Masamdan gidin," diye hırıldadı. "Birazdan yanımda olmasını istemediğim şeyler olacak."

 

Ivan başını kaldırıp biraz etrafa göz gezdirirken bir noktada duraksadı; beş kişilik kel ordusu, daha doğrusu tüysüz tayfadan oluşan grup bize doğru yanaşıyordu.


Ivan'la beraber başımızı eğip yemeğe gömüldük.


Dazlak tayfa masamızı çevreledi.

 

"Havalandırmaya çık, Kahel," dedi içlerinden biri.

 

Kahel masadan kalkıp gitti.


Ivan'la aynı anda önümüzdeki tabağı uca kadar ittik.

 

"Adım Thiric,'' dedi dazlak. ''Ama tanışma faslını geçelim, çünkü ben sizi zaten tanıyorum." Ivan'a döndü. ''Sarışın, neden bu masada olduğumu biliyorsun."

 

Ivan ateş gibi gözlerini hiç şaşmadan ona dikti.


"Ben amcanın yerinde olsam bu fırsatı yakalamışken işe ortak olmak değil, işin tamamını isterim. Fakat kendisi böylesini uygun görmüş-"

 

"Anlaşma falan yok," diye kestirip attı Ivan.

 

Thiric usulca Ivan'a sokuldu. "Bana bak yakışıklı çocuk; eğer istersem burada senin gırtlağını keserim ve öldüğünden emin olunana kadar hiçbir gardiyanın sana elini uzatmasına müsaade etmem. İki gün sonraki görüş için sana mühlet veriyorum. Eğer ki Boris, amcanla anlaşmaya varmazsa, kendini görüşten dönmeden bir an evvel öldürsen iyi olur."

 

Ivan duruşunu bozmamış, tek kelime etmemişti.


Etrafımıza toplanmış kel ordusu dağıldı.


Ivan yemeğine kaldığı yerden devam etti.

 

"Boris'in amcanla oturup, anlaşıp, el sıkıştığı bir düşü hayal edemiyorum...'' iç geçirdim, ''çok ütopik kaçıyor.''

 

"Babam uzlaşmacı biridir,'' dedi Ivan ağzındaki lokmayı çiğnerken. ''Amcamın ölü bedeniyle el sıkışabilir."

 

"Öleceğiz.''

 

Ivan iç çekti. "Her canlı gibi."

 

"Aslında," dedim, "bir deniz anası var. Ona bir şey yapılmadığı sürece dünyanın sonu gelene kadar yaşayabiliyor. Yani kısaca ölümsüz diyebilirim."

 

"Her 'insan' gibi,'" diyerek düzeltti Ivan.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr