Bölüm 3 - "Yeni Rota"

avatar
977 0

SALGIN: Yitirilenler - Bölüm 3 - "Yeni Rota"


"Murphy, Murphy uyan!" dedi Ablam Jes. "Murphy orada mısın? Saatlerdir orada ne*apıyorsun. Hey, Murphy!"

Ablamın bağırması üzerine zaten uyanmıştım. Ne olduğunu anlamaya çalışırken uyuya kalmışım herhalde.

Uyandığımı belli etmediğinden direkt olarak ablam, kapıyı kırmaya başladı.

"Uyandım, tamam Jes. Sakin ol" dedim. Bu cümleleri sarf ettikten sonra ablamın derin bir 'oh' çektiğini duyabiliyordum.

"Kapıyı açacak mısın?" dedi.

"Tamam,açıyorum."

Kapıyı açtıktan sonra aşağı inip ablam Jessica'nın yanına gittim. Ablam kara kara düşünüyordu. Sanki gemisi batmış bir denizciydi.

"Aklında ne var? Dün okuldan geldiğimden beri hiç normal birşey yaşamadık." dedim ablama yavaş yavaş yaklaşırken.

"Nereye gitmeliyiz, hiçbir fikrim yok. İnsanlar gitmiş. Üstüne üstlük evde de hiç yemek kalmadı. Elektrikler ve sular da kesik." dedi ablamın titrek sesi.

"Benim bir fikrim var. Ben odamdaki haritayı getireyim."

Ben üst kata çıktığım sırada kapının tıklama sesini duydum. Aldırmadan odamın kapısını açtım fakat tedirgindim. Çok korkuyordum. Çalışma masamın üstündeki haritayı aldım, aşağı inmeye başladım. Her basamakta daha çok geriliyordum. Tanıdık bir ses ablamla konuşuyordu, her basamakta bir tık daha hızlı oluyordum. En nihayetinde aşağı, oturma odasına inmiştim.

Karşımda gördüğüm kişi, Ethan'dı. Hah, ne kadar sevindiğimi tahmin bile edemezsiniz.

Ethan'ı gördükten sonra yüzündeki üzüntüyü ve beni gördüğünden dolayı şaşkınlığı görebiliyorum. Sanki benden birşey saklıyor gibiydi. Ama bunlara aldırış etmeden konuşmaya başladım.

"Sen neredeydin, Ethan? Bunca zaman dışarıda ne yaptın?"

"Şey, Murphy. Bak, dışarıda bir virüs var ve bu virüs-"

Ethan'ın lafını bölen ablamın yalancı öksürüğüydü. Yalan olduğu çok açıktı.

"Bir virüs olduğunu biliyorum. Ama nasıl bir virüs?" dedim meraklı bir ses tonuyla.

Oturma odasında bunları konuşurken birisi tekrar kapıya vurdu. Ama sanki kapıyı kırmak istiyormuş gibiydi. Ben iyice sinirlenmiştim.

"Bu sefer bunlara haddini bildireceğim!"

Ağzımdan bu kelimelerin çıkmasının ardından ayağa kalkıp kafamdan dumanlar çıkarken kapıya doğru yöneldim. Adımlarımın hızı arttıkça ablam Jessica ve Ethan da hızlanıyordu.

Kapının olduğu koridora ulaştığımda kapıdaki kadından değişik sesler geliyordu. Kapıya öyle bir vuruyordu ki, neredeyse kapı kırılacaktı. Kapıyı açmak için elimi attım. Kapının kolunu tam çevirecektim ki Ethan bana seslendi.

"Dur, yürüyen olabilir." dedi. Fakat yürüyen de neydi? Bunu az sonra öğrenecektim.

Ethan kapıyı açtığı anda kapıdaki kadın Ethan'ın üzerine atladı. Boğazında sanki birşey vardı. Ağzını açmış, kanlı dişetlerinden düşen kan damlalarını görebiliyordum. Mide bulandırıcı idi. Fakat ben kolay kolay kusmazdım.

Kafamda bu düşünceler dönerken ablam Jes, hızlıca Ethan'ın üstündeki kadının kafasına bıçağı saplamıştı. Gözlerim hemen ablama yöneldi. Bunu yaptığına inanamıyordum. Bi adamı öldürmüştü. Benden saklamak istedikleri şey buydu.

"Murphy, bak. Sandığın gibi katil değiliz biz." dedi Jessica. Benden bir cevap bekliyordu bu sorusuz konuşmasına.

"Annem de buna mı dönüşmüştü?"

"E- evet. Annem birden üzerime geldi. N- ne yapacağımı bilmiyordum. Bunu yapmak zorundaydım. Beni anlıyor musun?" dedi Jes.

Başımı iki elimin arasına alıp düşünmeye başladım. Böyle birşey gerçekten de varmış. Mia haklıymış.

"B- ben, anlamıyorum. Peki bunu bana neden söylemedin?" dedim şaşkın bir yüz ifadesiyle.

"Beni katil olarak görmeni istemedim sadece."

Tam o anda bir kusma sesi gelmişti Ethan'dan. Ablam Jessica ve ben kafamızı Ethan'a çevirdik. Kusmakta haklıydı aslında. Bu durum gerçekten iğrençti. O yürüyenin yanına gidip yüzüne dikkatlice baktım. Bu- bu kişi dün gördüğüm Bayan Brown'du.

"Bu Bayan Brown." dedim. Ablam Jessica bu sözlerimin üzerine hızlı adımlarla yanıma gelip konuşmaya başladı;

"Daha bu virüsün yayılalı iki gün olmasına rağmen bu kadar çok olay yaşamamız garipti. 

Ortamda garip bir sessizlik oluştu. Bunu bozan Jessica idi.

"Hadi buradan sonra nereye gideceğimize karar verelim."

Oturma odasındaki büyük masaya haritayı açtık ve yerlere bakmaya başladık. Gidebileceğimiz sayılı yer vardı.

"Şu an Colorado merkezdeyiz. Küçük kasabalara yönelmeliyiz. Daha az insan daha az yürüyen demek." dedi kararlı Ethan.

"Şuraya gideceğiz." dedi ablam Jes.

"Evet, Fairplay gerçekten güzel bir yer. Çok az insan bulunuyor. Bu da çok az yürüyen demek." dedim.

"Hazırlıkları yapın, yeni hedef Fairplay."






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44362 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr