Bölüm 5 - "Anayolda Bir Ölü"

avatar
934 0

SALGIN: Yitirilenler - Bölüm 5 - "Anayolda Bir Ölü"


"Hazırlıkları yapın. Birkaç dakika sonra yola çıkıyoruz." dedi Ethan. "Etrafta yürüyen yokken hızlıca sıvışmalıyız."

"Murphy, hazır mısın?" dedi Jessica. Onun sesi kafamda bir an olsun yankılandı.

"H- hazırım, geliyorum."

Nihayet yola çıkmaya hazırdık. Yanımızda birkaç şişe su, birkaç alet ve yitirilen duygularımızdan başka birşey yoktu. Hepimiz iki gün önce normal insanlardık. Fakat şu an, duygularımızdan arınmış gibiydik. Ethan eğlence adamıdır. Birçok şeye pek takmaz. Ama yinede birşey saklıyor.

"Hadi bakalım. Yolculuğa çıkıyoruz." dedim. Ardından evin kapısını kapatıp caddeye çıktık.

Kafamızı sağ tarafa çevirdiğimizde caddenin sonunda bir ambulans enkazı gördük. Çok da uzak değildi, gidip bakabilirdik. Ambulans enkazını diğerleri de fark ettikten sonra kafamı onlara çevirdiğim anda ikisi de kafasını hayır anlamında iki yana salladı. Sanki ne diyeceğimi tahmin etmişlerdi. Sanki, ambulansa doğru gitmeliydik. Her ne kadar enkaz olsada...

"Hadi Fairplay'e!" dedi Ethan. Önümüzde dümdüz ve uzun bir yol vardı. Sanki bir bıçak üstünde yürüyorduk. Yürüdükçe ayaklarımız daha çok kanıyor...

150 METRE SESSİZLİK İÇİNDE YÜRÜYÜŞTEN SONRA

"Bir yürüyen geliyor!" dedi Jessica. Kalbi yerinden fırlayacaktı. "Murphy, bu işi öğrenmelisin."

"Hayır, abla. Yapabileceğimden emin değilim." dedim titrek ses tonumla.

Ethan bana "Ama bir gün ihtiyacın olacak." dedikten sonra üzerimize seyrek ve güç adımlarla gelen yürüyenin kafasına mutfak bıçağını saplamıştı. Sanki daha önce de yapmış gibi görünüyordu.

"Daha önce hiç onlardan birini öldürmüş müydün?" dedim onun gözlerinin içine bakarak. "Çok rahat halledebildin bu işi."

Bu sözleri söyledikten sonra, Ethan ağlamaya başlamıştı. Yolun ortasına bağdaş kurdu ve kafasını bacaklarının arasına aldı. Belli ki yüzünü gizlemek istiyordu. Ağladığını görmemizi istemiyordu. Daha önce de söylemiştim, eğlence adamıdır. İlk defa ağladığını görüyordum. Yanına oturup "Özür dilerim. Fakat sen kimi kaybettin?" dedim.

O esnada ablam Jessica, bize doğru seslendi.

"Çocuklar bir yürüyen sürüsü buraya doğru geliyor!"

İkimiz de o anda birden ayağa fırlayıp ambulans enkazına kafamızı yönelttik. Yaklaşık iki düzine yürüyen bize doğru geliyordu. Gitmemiz gerekiyordu. Ormanın tam ortasında bir yoldaydık. Sağ tarafımızda orman, sol tarafımızda orman.

"Ormana gidersek görüş mesafemiz azalır. Onları daha seyrek görürüz." dedim. "Anayoldan ilerleyip bizi bırakmalarını ümit edeceğiz."

"Haklısın, hadi koşalım." dedi ablam Jes. Fakat onun bu sözü üzerine. Ethan kılını bile kıpırdatmamıştı. Orada öylece ölmeyi bekliyordu sanki. Yürüyen sürüsüyle aramızda sadece 15 dakikalık bir mesafe vardı. Ancak her geçen dakika kısalıyordu. Ete susamış ölüler, öğlen yemekleri olmamızı istiyorlardı. Ethan da bunun farkındaydı ancak kılını bile kıpırdatmıyordu.

Ethan'a olan ısrarlarımızdan sonra ayağa sekteleyerek kalktı. Vücudundaki teri görebiliyorum. Ethan'ın vücudundan musluktan boşalırmışcasına ter akıyordu. En sonunda karnını açıp bize gösterdi.

O, ısırılmıştı. Karnında bir ısırık izi bulunuyordu. Belkide bu yüzden ağlıyordu. Ölümden korkuyordu.

"Beni bırakın." dedi korkmuş olduğu anlaşılan sesiyle.

"Ne? Tabiki hayır!" dedim. En iyi arkadaşımı bırakmazdım. Ama zorundaydım.

Ethan su şişesi dolu çantayı bana uzatıp konuşmaya başladı;

"Alın, ihtiyacınız olacak. Ben artık anayolda bir ölüyüm sadece."

Gözlerimden birkaç damla yaş akmasına rağmen sinirliydim. Küplere binmiştim adeta. Belki bizle gelseydi yaşayabilirdi. Ama o orada öylece durup birilerinin yemeği olmayı istiyordu.

"Aramızda artık sadece on dakika var. Gidelim mi?" dedi ablam Jessica. Bu konuya sessiz kalmıştı. O da Ethan'ın orada kalmasını istiyordu. Tepki vermemişti. Bu yüzden ona çok kızgındım. Yola devam etmeye başlamıştım. Hatta koşuyordum.

Ablam ona hırslı olduğumu anlamıştı. Kızgındım daha çok. Artık yürüyenleri görmüyorduk bile. Gözden kaybolmuşlardı.

Ancak önümüze nihayet bir tanesi çıkmıştı. Ablam eline bıçağı aldı. Fakat onu durduran ben oldum. "Dur, ben yapacağım. Artık hazırım!" dedim. Ablam "Patron sensin." dedi.

Elime bıçağı aldığım gibi kafasına indirdim. Ama bu beni durdurmadı. Bıçağı çıkartıp tekrar sapladım. Tekrar, tekrar...

Birkaç kere daha sapladığımda ablam ağlayarak beni geri çekti.

"Tamam, öldü artık, öldü!" dedi üzgün ve ağlamaklı sesiyle. Ben artık ağlamıyordum. Aksine, kızgındım. Ablama şu cevabı verdim;

"Onu neden önemsiyorsun ki, anayolda bir ölü sadece..."






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46886 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr