Arte üç gün boyunca hançer, ip ve 'Kalbin Yıldırım Pençeleri' tekniğine çalıştı, Hohan bu sırada ona sürekli yardım etti.
Kalbin Yıldırım Pençeleri 7 farklı saldırı veya savunma duruşundan oluşan bir Dünya seviye teknikti, Arte tekniğin ilk saldırı duruşu olan Kopan Fırtına'yı öğrenmişti fakat 2. Duruş, savunma duruşu olan Yıldırımın Güzü'nü öğrenmekte zorlanıyordu.
"3 gün boyunca performansın gayet iyiydi, artık ölümsüzlük yolunda ilerleyebilirsin fakat sana verdiğim teknik ile ilerleyeceksin." dedi ve Hohan'ın elinde bir parşömen belirdi.
"Bu parşömeni bulduğumda çoktan Temel Oluşturma Alemlerini geçmiştim.. 2. Âlem olan büyü aleminde açabildiğin kadar Meridyen açman gerekiyor biliyorsun." dedi Hohan, "Ama bu teknik sayesinde Meridyen açmaya daha Hazırlık Alemindeyken başlayabilirsin artı olarak temelin daha da sağlam olacak." Hohan yanında getirdiği tavşan dolu kafesten canlı bir tavşan çıkardı.
"Her canlı yaşam enerjisi barındırır ve bunu kullanır, kullandıkları enerji yok olmak yerine evrene salınarak pasif hale geçer, Dantian oluştururken işte bu pasif enerjiden yararlanıyoruz." Hohan soluklandı, "Her canlıda istisnasız olarak 3 meridyen kesin olarak bulunur, bu Meridyenlerden biri olan Yaşam Meridyeni canlıların yaşam enerjisini barındırır." Hohan tavşanın boynunu işaret etti.
"Bu Meridyen kesinlikle açılmamalıdır, eğer açılırsa içindeki aktif halde ki yaşam enerjisi dışarı çıkarak canlıyı öldürür." Hohan iki parmağını kullanarak tavşanın boynuna tek bir yavaş vuruş yaptı, Arte canlının kıvranışını ve hayat ateşinin sönüşünü görüyordu fakat tek gördüğü o değildi, şimdiye kadar gördüğü tüm Yaşam Enerjilerinden daha kuvvetli olan bir yaşam enerjisini tavşanın boynundan fışkırdı ama kısa süre içinde kayboldu.
"Farkettiğin gibi bu enerjiyi absorbe edebilirsen daha sağlam bir biçimde seviye atlayabilirsin!" dedi Hohan, "Ama, burada tek amaç bu değil! Burada taşan enerjiyi absorbe ederken, açık olan meridyenlerini kullanmayacaksın." diye ekledi Hohan.
"Yani bu şekilde enerji üzerindeki hassasiyetimi ve kontrolümü 2. Aleme geçene kadar mükemmelleştirebilirim sadece bununla da kalmam! 2. Alemde harcayacağım süre bayağı bir azalır!" Arte heyecanlı bir şekilde söyledi.
"Aynen öyle!" dedi Hohan, "Fakat uyarmalıyım absorbe ettiğin aktif haldeki yaşam enerjisini eğer iyi kontrol edemezsen hayatında çekmediğin acılar çekeceksin!" diye ekledi.
"Usta, bu mantığa bakarsan aslında kendi Yaşam Meridyenimi kısa süreliğine açıp onunla beraber patlayan enerjiyi kendi lehime kullanabilirim! Belki bu sayede Hazırlık Alemini aşmam 1 günümü bile almayabilir!" Arte'nin düşündüğü şey onu heyecanlandırmıştı.
"Dediğin teorik olarak doğru fakat bu seviyede kendi meridyenlerin üzerinde böylesi bir kontrole sahip olmak gerçekten çok zor ve imkânsıza yakın. Bu dediğin teknik Yüce Boyutun en deli ve büyük dahileri tarafından kullanılıyor!" Hohan başını sallayarak söyledi, "Fakat birçok dahi bu yolda canını kaybetti.." diye uyardı.
Arte daha o kadar delirmemişti ama bunu aklının bir köşesine not etti, eğer hızlı gelişmesi gereken bir durumla karşılaşırsa bunu kullanacaktı.
Arte elini kafese uzattı ama Hohan hemen kafesi geri çekti. "Heyhey! Bunlar benim tavşanlarım, kendin avla bir şeyler her şeyi de ben verecek değilim ya!" Hohan bir kahkaha patlattı.
Arte'nin suratı asıldı böyle olacağını bekliyordu ama şansını yine de denemek istemişti.
"Avladığın canlıyı canlı bırakman gerekiyor, bu senin gücünü kontrol etmeni de sağlayacak! Hemen asma suratını öyle!" Hohan gülerek kafesin kapısını açtı ve tavşanlar dağıldı.
"Ben gidiyorum, Kraliyet Açık Arttırması yaklaşıyor son hazırlıkları yapmam lazım." Hohan, parşömeni Arte'ye verdi ve ormana doğru ilerlerken söyledi. "5 gün içinde seni almaya geleceğim, her an tetikte kal." diye ekledi ve esen rüzgar ile ortadan kayboldu.
Arte 5 gün boyunca tek başınaydı, Gladyatör Pençelerini giydi ve ormanın uzun ağaçlarının arasında süzülmeye başladı.
Kopan Fırtına vahşi bir saldırıydı ama eğer o vahşiliği kontrol edebilirse gerçekten çok güçlü olacaktı. Bu yüzden yaptığı her saldırıda Kopan Fırtına'yı kullanmak istiyordu.
Yarım saat kadar dolandıktan sonra hiçbir canlıyla karşılaşmadı, bugün ormanda bir tuhaflık vardı. Dış kesimin sonlarına doğru ilerlemeye başlamıştı bir yandan yön kabiliyetini geliştirmek için harita tutmaya çalışıyordu.
Dış kesimin son kısımlarında bile tek tük bir iki tane canlı vardı, Arte onlara saldırdığında gücünü kontrol edemedi ve onları öldürdü, 2 saatin sonunda ilk defa orta kısımlara gitmeye karar verdi. Burada büyük bir sorun vardı, dikkatli olması gerekliydi.
Biraz gezindikten sonra açıklıkta bir tane Karakulaklı Geyik gördü, yüksek derecede toprak elementine sahip bir canlıydı en az 3. Kademe'nin başlangıcında bulunan canlılardı. Fakat aksilikler yine Arte'nin peşini bırakmıyordu Karakulaklı Geyikler genelde 10 veya 12 kişilik sürüler halinde otlanırlardı, tek başına gezen bir hayvan iyi bir şeylerin habercisi değildi.
Arte tek bir gizli saldırı ile geyiği indirmek zorundaydı çünkü Karakulaklı Geyik savunması ile ünlü bir canlıydı.
Kopan fırtınanın verdiği hızla fırladı, cızırtılarla birlikte sağ pençesi geyiğin karnına salladı ve geyiğin karnını deşti.
Bu 3 metre uzunluğundaki geyiğin düşmesine yetmedi, Arte sol eliyle geyiğin boynuzundan tutunup kendini havaya fırlattı. Bu sırada geyik acı çığlıklar eşliğinde kendini baştan sona toprakla kapladı, Arte'nin elindeki en güçlü saldırıyı kullanması gerekiyordu.
Arte havadan geyiğe doğru dalışa geçti.
"Kopan Fırtına!"
Yanan toprak ve et kokusu eşliğinde geyik ortadan ikiye ayrıldı, sanki keskin bir yıldırım geyiği ortadan ikiye yarmıştı!
Son hareketi Arte'ye küçük bir aydınlatma yaşatmıştı, soluklanmaya bile vakit bulamadan lotus pozisyonuna geçti ve zihnini arındırmaya başladı, kısa sürede zihninin kör edici beyazlığı ortaya çıkmıştı. Saldırıyı yaparken hissettiği şeyi o 'Yıldırım'ı tekrar hissetmeye çalıştı.
Akan zamanı farkedemeden zihninde bir yıldırım çarptı, bu yıldırımla beraber Arte'nin dingin bir şekilde bekleyen Ruh Denizinden bir yıldırım şekli çıktı.
Sonunda Yıldırım İmge'siyle bağlantı kurmayı başaran Arte ayağa kalktı, pençelerini çıkardı ve yıldırımı vücudunda hissetti sanki her hücresi yıldırım üretmek can atıyordu! O odaklandıkça ruh denizindeki yıldırım o kadar şiddetleniyordu.
Arte geyiği yüzüğüne koydu ve ava devam etmek için karanlığa karıştı fakat bu kısa sürdü.
"O yıldırımın buraya düştüğüne emin misin?" Arte duyduğu sesle birlikte irkildi ve ilerlemeyi durdurdu.
"Gerçekten de burada bir şeyler olmuş! Kokusunu alıyorum burada bir insan varmış." Arte'nin geyikle mücadele ettiği yerde iki tane insansı figür etrafı inceliyordu, Arte onların yüzlerini veya vücutlarını göremiyordu çünkü üstlerinde cüppeleri vardı.
Onlar etrafı biraz daha incelerken, Arte yüzlerini görebilecek bir pozisyona geçti fakat yine hüsrana uğradı, yüzlerinde maske vardı. Maskeleri neredeyse aynıydı, beyaz bir arka plan üstünde gözlerinden, burnundan ve ağzından aşağı doğru akan kırmızı boya bulunan bir maskeydi, figürlerden bir tanesinin alnında altıgen bir şekil vardı.
"Sen burada kal ve insanın nereye gittiği araştır ben bu plan dışı durumu raporlara geçireceğim." Altıgenli figür arkasını dönüp ormana karıştı "Emredersiniz efendim!" diğer figür ise saygı duruşuna geçtikten sonra etrafı incelemeye devam etti.
Arte gittikçe maskeli figüre daha da yaklaşıyordu, "Seni farkettim çık!" Figür doğrudan Arte'ye döndü.
"Bu kadar yakınıma girmesen gerçekten seni farkedemezdim, iyi deneme ama senin için Çavuşu buraya kadar tekrar yormaya gerek yok." maskeli figür ellerini hareket ettirirken etrafa dondurucu bir soğuk yayıldı.
"Ne yazık! Daha gerçek büyünü bile uyandıramamışsın.. Sana aramızdaki farkı göstereceğim!" Maskeli figür ellerini buzla kapladı, o sırada Arte karanlıktan çıktı.
"Ormanı bu hale getiren siz misiniz?" Arte yumruklarını doğrultarak sordu.
"Ya bizdik ya da değildik! Ne farkeder! Zaten buradan sağ çıkamayacaksın!" Maskeli figür arkasında bıraktığı küçük buz dağı ile birlikte Arte'ye doğru fırladı.
Arte'nin ruhu kaynıyordu, öyle ki ruh denizindeki yıldırım çıldırmaya başlamıştı, o da adama doğru şimşekler eşliğinde fırladı.
İkilinin yumrukları havada buluştu, yıldırım ve buzun çarpışmasından çıkan tiz ses ile birlikte ikisi de geriye savruldu.
"Sanırım ciddileşmem gerekecek!" Maskeli figürün elinde ince kısa bir kılıç belirdi.
"Evet benim de.." Arte ağzından akan kanı silerken pençeleri elinde belirdi, ilk defa bir insana karşı ölüm kalım mücadelesindeydi.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..