Bölüm 4: Abilere Sahip Küçük Kız Kardeşler Gerçekten Kutsanmışlar

avatar
5645 8

Shura’s Wrath - Bölüm 4: Abilere Sahip Küçük Kız Kardeşler Gerçekten Kutsanmışlar


 

Çeviri: Yusaince00 Düzenleyici: Malatyalı

 

‘’Oh?’’ Ling Chen‘in ilgisi gözlerinden okunuyordu.

 

Yun Feng ifadesini sakinleştirdi ve nefes aldı: ‘’İşte böyle… Senin gibi benden 2 yaş küçük bir kız kardeşim var. Belki sizler üst sınıf insanların yaşamının lüks ve zengin olduğunu düşünebilirsiniz…Evet, çoğu zaman başkalarının kazanabileceğini ümit bile edemeyecekleri şeyleri kolayca kazanabiliyoruz. Ama bizim de sizin kolayca kazanabildiğiniz birçok şeyden uzak durmak gibi bir sorumluluğumuz var… Evliliğimiz gibi. Bu bağlamda, sayısız fayda zincirinin altında hiçbir özgürlüğe sahip değiliz.’’

 

Ling Chen: ‘’…’’

 

‘’Küçük kız kardeşimin adı Yun Meng Xin. 3 yıl önce çok güçlü siyasi bir ailenin en büyük oğlu gözlerini ona dikti. Babamın önünde ondan başkasıyla evlenmek istemediğine yemin etti. O aile gerçekten çok fazla güce sahip ve eğer bizim ailemizle ilişkili olurlarsa, bu durum ailemize büyük yararlar sağlayacaktı. O zamanlar babam ve ailenin kıdemlilerine bu büyük bir sürpriz oldu. Babam Yun Meng Xin 21 yaşına geldiğinde evleneceklerine söz verdi… İşte bu yüzden kız kardeşimin evliliği, onun görüşü sorulmadan ve gerek görülmeden karar verildi.’’

 

‘’Kardeşin istemiyor mu?‘’ diye sordu Ling Chen.

 

Yun Aile Finansına bu evliliği yemin ettirerek ve onları ezecek gibi hissettiren bu grup kim bilir ne kadar büyük bir güce sahipti? Sessizce kendi kız kardeşi Shui Ruo’ya zorla bir evlilik kararı verildiğini hayal etti… Onu düşündüğünde, bakışları soğuğa büründü ve güçlü bir öldürme hissi gözlerinde büyüdü.

 

Karışık bir ürperti Yun Feng’i doğal olmayan bir şekilde titretmişti. Fazla düşünmeden devam etti: ‘’İsteksiz olmaktan daha fazlası, aslında ölmeyi tercih ediyor. O zamanlar reaksiyonu çok güçlü değildi ama tüm bu yıllar boyunca o kişiyi gözlemledi. Gerçekten onun görünüşüne, geçmişine, yeteneklerine ve gösterdiği davranışlara dikkat edersen, gerçekten mükemmel bir insan olarak kabul edilebilir. Ama bu kişi çok ikna edici ve hedeflerini ne uğruna olursa olsun veya ne feda ederse etsin tamamlıyor… Özellikle o, kadınları birer oyuncak olarak görüyor. Kız kardeşim hayatının geri kalanını bu kişiyle böyle harcamayı reddediyor. Ama ebeveynlerimiz, bu evliliği tüm ailenin kıdemlileriyle birlikte ayarladığından, onu dinlemiyorlar… Eğer evlilik başarılı olursa, bu birçok yıl boyunca klana büyük faydalar getirecek. Eğer başarısız olursa, klana karşı intikam bile getirtebilir. Böyle bir durum altında kız kardeşimin karşı çıkmasına dikkat bile etmiyorlar… Sonuçta, kardeşimi büyük faydalar getirebilecek bir ticaret ürünü olarak görüyorlar.’’

 

‘’Bu olayın beni sokmaya çalıştığın ‘’Mistik Ay’’ oyunundaki oyun loncasıyla nasıl bir bağlantıya sahip?’’ diye sordu Ling Chen.

 

Ç.N: İngilizce çevirmen burada bir şey belirtmemiş ama söyleyeyim. Önceki bölümlerde ‘’Shen Yue‘’ olarak yazıyordu. Bu bölüm Mistik Ay yapmışlar. İkisi de aynı yani.

 

‘’Burada önemli bir bağlantı var.’’ dedi hızla Yun Feng: ‘’Çünkü bu lonca kız kardeşim tarafından kuruldu. Bu evliliğe karşı gelmek için onun son ümidi bu… Gerçi, seninle görüşmeden önce şansı çok düşüktü.’’

 

‘’Yani diyorsun ki…?’’

 

‘’Kız kardeşimin kişiliği küçüklüğünden beri inatçı olmuştur. Yoğun baskı altında bir ay önce babam ve o bir bahse girdiler. Onun için, kazanması imkansız olan bir bahis. Koşullar babam tarafından ayarlandı. Yun ailesinin finansal grubunun tamamının sahip olduğu servet ve şöhrete 2 yıl içinde sahip olursa, o zaman onun güce ve özgürlüğe sahip olduğuna karar verip ona kendi geleceğinde karar verme özgürlüğünü vereceğini, onun yaşamına kimsenin karışmayacağını söyledi. Eğer kabul etmiyorsa klanının düzenlemelerini kabul edecek, o kişiyle 2 yıl sonra evlenecekti ve daha fazla şikayet ya da direnç göstermeyeceğine dair bahse girdiler.’’

 

‘’Yun ailesi finansal grubu bugün ki durumuna gelmek için 100 yıl çabalamıştı. Babanın böyle ağır bir yükü bahis şartı olarak bir kıza 2 yıl içinde ulaşması gerektiğini söylediğini düşünürsek, dünyada böyle bir bahis olduğunu kim bilirdi.’’ Küçümseme ile dolu bir kahkaha attı Ling Chen.

 

‘’Kesinlikle, sadece bu değil, klandaki herkes… Ben dahil, tüm mali ve siyasi işler olarak ona hiçbir finansal yardım ve kolaylık veremiyoruz. Her şeyi kendi yapmak zorunda. Babamın böyle yapmasının sebebi, kız kardeşimin tüm umutlarını yok etmesini istemesindendi. Ama benim inatçı küçük kız kardeşim yine de kabul etti. Aile ona verdiği tüm gelir kaynaklarını kesti. Onun son kararı ve tek seçimi olarak söylenebilecek şey daha yeni açılacak olan ‘’Mistik Ay’’." Konuşmasını bitiren Yun Feng’in yüzü ortaya acı dolu bir ifade çıkardı. O hala, küçük kız kardeşinin her zaman gösterdiği güçlü, inatçı, fakat içinde gizlenmiş olan çaresiz ifadesini unutamıyordu.

 

‘’Kız kardeşine yardım etmemi mi istiyorsun?’’ şu noktada, Ling Chen neden Yun Feng’in kendisine yaklaştığını anlamıştı.

 

‘’Evet.’’ dedi başını sallayarak Yun Feng.

 

‘’Ona Yun ailesi finansal grubuna eşit bir ün ve servete sahip olmasını sağlamak, sırf benim olmamla bunun yapılabileceğini mi düşünüyorsun?’’ diye ifadesiz bir şekilde sordu Ling Chen.

 

‘’Yapabileceğine inanıyorum… Eğer dünyada bunu yapabilecek tek bir kişi varsa. Bunun sen olacağına inanıyorum.’’ diyerekten ciddiyetle konuştu Yun Feng.

 

‘’Ve sen bana bu kadar inanıyorsun!? Beni ne kadar tanıyorsun? Sadece 3 yıl önceki Eve’ye karşı olan dövüşü görmene mi güveniyorsun?’’

 

‘’Gözlerime inanıyorum. Özellikle insanları yargılamaktaki yeteneklerime inanıyorum. Dürüst olmak gerekirse kız kardeşimin loncasına seni katmakla, ben de birkaç nedene sahibim… Her zaman senin o görüntülediğin, Çin’de Eve’ye eşit olan tanrı sınıfı bir oyuncu olduğunu herkese kanıtlamak, batı oyuncularının artık bize yukarıdan bakmayı bırakmasını istedim… 3 yıl boyunca bu hayalim asla kaybolmadı.’’ Son bölümden bahsederken Yun Feng’in gözleri daha da ateşli oldu.

  

 

Ling Chen’in inanılmaz duyuları, yan odadan gelen nefes alış verişlerini duymasını sağladı. Uyuyan Shui Ruo’nun çoktan uyandığını biliyordu. O: ’’Şimdi anladımi. Zamanı gelince beni onu görmeye götür. Onun loncasına katılacağım ve istediğin gibi ona yardım edeceğim.’’

 

‘’Tamam!!’’ Yun Feng başını salladı. Elini cebine soktu, metal küçük bir kutu çıkardı ve onu Ling Chen’in önüne koyarak; ‘’İçindeki 13223 ilacı, kod 08177180, onurum ve gururum üzerine yemin ederim ki, bu kesinlikle sahte değil.’’

 

Küçük metal kutu Ling Che’in ellerindeydi. Yun Feng onun ellerinin heyecanla titrediğini tamamen görebiliyordu. Kutuyu o kadar dikkatli tutuyordu ki, sanki dokunursa çatlayacak kadar kırılgan bir cam parçasıydı.

 

Onun, kız kardeşini kendi hayatından daha değerli olduğunu görmüştü… son derece öldürücü bir hastalığa yakalanmış olsa da, babası ölse de, böyle bir abiyle o hala mutluydu. Yun Feng içinden böyle düşünüyordu.

 

Ling Chen başını kaldırdı ve Yun Feng’e baktı. Gözlerindeki soğukluk gitmişti ve ağzını açarak sordu: ‘’Bunu bana şimdi vererek, sözümden geri döneceğimden korkmuyor musun, kibarlığını kötülükle ödeyecek kötü bir adam olmamdan korkmuyor musun?’’

 

Yun Feng gülerek: ‘’Eve ile eşit kapışabilen bir usta, Isrock ile enfekte olmuş kız kardeşine onun yanından ayrılmayarak bakan bir kişi, sence bahsettiğin nankör ve alçak biri olabilir mi? Sana ve görüş yeteneğime ve kalbime inanıyorum.’’

 

Ling Chen ayağa kalktı ve elini Yun Feng’e doğru uzattı. Ona mutlak bir söz verdi: ‘’Bugün söylediğin sözlerden pişman olmayacaksın.’’

 

Yun Feng elini uzattı ve Ling Chen’in elini kavradı. Sözünü alınca, çok heyecanlanmıştı: ‘’ Ben de, bugünkü kararlarımdan pişman olmayacağıma inanıyorum.’’

 

‘’Ama bundan önce, iki ek şartım var.’’ Dedi Ling Chen.

 

‘’Huh?’’

 

Ling Chen’in ifadesi ciddileşti: ‘’Birincisi, senin kız kardeşinin loncasına katılsam da onunla görüşmeyeceğim. Ayrıca, insanlarla görüşmek için gerçek yüzümü kullanmayacağım. Ayrıca kimseye benim hakkımda birşeyler söyleyemezsin. Benim ve kız kardeşimin huzurunun rahatsız edilmesini istemiyorum.’’

 

‘’Sorun değil.’’ dedi Yun Feng. Buraya gelmeden önce Ling Chen’in böyle bir isteğinin olacağını çoktan düşünmüştü. Yetenekleriyle o ‘’Mistik Ay’’ dünyasına girdiğinde, adı kesinlikle kısa bir sürede tüm dünyada yayılacaktı. Eğer kimliğini saklamazsa, yaşamı huzurlu olamazdı. Belki bunu göz ardı edebilirdi ama kız kardeşine olan dikkati ve kaygısının düzeyine bağlı olarak böyle bir şeyin olmasına kesinlikle izin veremezdi.

 

‘’İkincisi, ben ve kız kardeşim loncaya beraber katılacağız.’’ Diyerek konuşmasına devam etti Ling Chen.

 

‘’Bu… kesinlikle bu daha az sorun çıkartır.’’ Diyerek Yun Feng  rahatlamayla küçük bir nefes aldı. Ling Chen’in söylediği iki koşul, koşul bile sayılamazdı. Ek olarak bir kişi eklenmesiyle, o daha mutlu olamazdı. ’’Bu öğleden sonra, kendinin ve kız kardeşinin saçından bir tel veya onun gibi bir şey ver. Oyun ekipmanlarını bizzat ben getireceğim. Oh doğru, kolye veya bilezikden hangisini tercih edersiniz?’’

 

‘’Mistik Ay’’ için olan oyun ekipmanları iki türe ayrılmıştı. Bilezik ve kolye. Onu  direkt boynuna koyabilirdin veya bileğine giyebilirdin. Görünüşü küçük ve karmaşık bir aksesuardı. Oynarken internet bağlantısı veya karmaşık kontrollere gerek yoktu. Oynarken tek yapman  gereken düz bir şekilde yatıp gözlerini kapatarak oyuna girme komutunu söylemekti. Aynı zamanda oyun cihazı için şarj etmek gerekmiyordu. 7/24 oyunda olsan bile, iç şarjı 50 yıl veya daha fazla bir süre dayanabiliyordu.

 

‘’Bilezik.’’ diye yanıtladı Ling Chen.

 

‘’Tamam!’’ Yun Feng parmaklarını çıtlattı. Başlangıçta buraya gergin gelmişti ama konuşması beklenenden daha başarılı olmuştu. O sadece Ling Chen’in onayını kazanmamış, sözünü de kazanmıştı… Onay ve söz, bunlar tamamen farklı kavramlardı. Hepsi, Ling Chen’in her şeyi aşan kız kardeşine olan sevgisi yüzünden oluşmuştu. Elbette, Ling Chen’e doğru olan koşulsuz güven göstergesi de vardı.

 

‘’Numaranı alabilir miyim?’’

 

‘’…Yok ki.’’

 

‘’Oh, Tamam,öğleden sonra iki tane cep telefonu da göndereceğim. Endişelenme, onlar elektromanyetik radyasyonu çok küçük olan ve tamamen yok sayabileceğin türden olacaklar.’’

 

Ling Chen’in verdiği DNA örneklerini alan Yun Feng saate baktı ve ayağa kalkarak konuştu: ‘’O zaman, hemen şimdi gidip hazırlanacağım. Kız kardeşimi kurtarabileceğine inanıyorum… ve tüm dünyanın Çin’e karşı olan ifadelerini değiştireceğine de.’’

 

Ling Chen gülerek: ‘’Git ve yapman gerekenleri yap.‘’

 

Yun Feng evden çıkana jadar, Ling Chen sürfekli 13223 ilacının olduğu metalik kutuyu dikkatlice tutuyordu. Sanki elinden ayrıldığı an yok olacağından korkar gibiydi. Yun Feng’i kapıdan çıkarken döndü ve yavaşça bir cümle söyledi: ‘’Abilere sahip küçük kız kardeşler gerçekten kutsanmışlar.’’

 

Ling Chen: ‘’…’’

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr