2.Bölüm

avatar
441 0

Siyah alyans - 2.Bölüm


                    ^Gerçeğin Peşinde^

“Ugh, Ne oldu?”

Neo tekrar kendine geldiğinde havanın hala karanlık olduğunu fark etti.

“Ah, başım.”

Acı içinde başını tuttu ve etrafına baktı ama bayılmadan önce gördüğü kadının göremedi.

“Nereye gitti? Benden ne istiyor? Ugh, baş ağrısı beni öldürüyor.”

Yerden kalktı ve başını tutarak, yavaşça odasına yöneldi.

“Hah, burada neler oluyor böyle?” Koridorda yalpalayarak yürüdü ve sonunda odasına sağ salim ulaştı.

“Neyse, iyi bir uyku çekmeliyim. Yarın Lala’yla birlikte yakındaki şehre gideceğimize söz verdim.” Yatağa yattı.

*Esneme

Zor bir gecenin ardından Neo esneyerek yataktan kalktı ve onu karşılayan,

“Sonunda uyandın demek. Neredeyse öyle oldu, bugün şehre gideceğimize söz verdin. Unutma” Lala’nın hoşnutsuz yüzüydü.

“Biliyorum, tamam mı? dün pek iyi uyuyamadım.” Dün gece olanları ondan saklamanın daha iyi olduğuna karar verdiği için yalan söyledi.

“Uh, eğer hala kendini iyi hissetmiyorsan vazgeçebiliriz.” Lala endişeli bir şekilde dedi.

“Hayır, ben iyiyim. Beni düşündüğün için teşekkürler.” Neo onu rahatlattı.

“Emin misin?” (Lala)

“Sana iyi olduğumu söylüyorum, iyiyim tamam mı? kahvaltı yapayım da çıkarız.” (Neo)

“Tamam.” Lala pek hoşnut olmasa da sonunda kabul etti.

‘Hem benimde biraz kafamı dağıtmam lazım.’ Neo içten düşündü.

“Biz çıkıyoruz!” Neo evin kapısından, içeri bağırdı.

“Pekâlâ, kendinize dikkat edin tamam mı?” (Sely)

“Tamam anne” Neo elini salladı ve Lala ile birlikte yola çıktı.

Bir süre yürüdükten sonra, sessizliğe dayanamayan Lala konuşmaya başladı.

“Hey Neo, senin neyin var? Buraya geldin geleli kendinde değilsin.” (Lala)

“Gerçekten bir şey yok, sanırım yolculuktan yoruldum. Merak etme.” (Neo)

“Eğer bir sorunun varsa benimle konuşabilirsin. Sana yardım etmek için elimden geleni yaparım.” Lala Neo’ya inanmadı.

‘Üzgünüm Lala ama anlatsam da bana inanmazsın.’ Neo acı bir şekilde baktı ve “Gerçekten bir şey yok tamam mı? bu yüzden bu konuyu kapatalım, sıkıldım.”

“Peki, burası çok huzurlu değil mi?” Lala konuyu daha fazla takip etmedi ve değiştirdi.

‘Evet, haklısın. Yine de bu ürkütücü olduğu gerçeğini değiştirmiyor.’ Neo düşündü ve cevap verdi “Doğr-“

Tam konuşurken ağaçların arasında kendine kırmızı gözlerle bakan, uzun siyah saçlı kadını gördü ‘O burada’

“Neo? Bir şey mi oldu?” Lala Neo’nun garip davranışına şaşkınlık ve endişeyle baktı.

“Hayır, aklıma bir şey geldi. Bir oyun oynamaya ne dersin?” Neo sakin davranmaya çalıştı ama yakından bakılınca bolca terlediği görülebilir.

“Nasıl bir oyun?” Lala ilgilendi.

“Yakalamaca, ben ebeyim. 5’e kadar sayacağım sonra koşmaya başlayacağım. Bu sırada sen koşabildiğin kadar koş ve arkana bakma tamam mı?” Kadının yaklaştığını fark ettiğinde telaşlanmaya başladı.

“Tamam ama neden birdenbire?” Lala kafası karışmış şekilde başını eğdi.

“Sadece yürümek sıkıcı değil mi? hem bu şekilde daha hızlı şehre ulaşabiliriz. Ne dersin” Neo iyice sabırsızlanmaya başladı ‘Lütfen çabuk ol!’

“Hm, peki. Ben varım. Sen saymaya başla.” Lala hızla koşmaya başladı.

‘Şükürler olsun.’ Neo, Lala yeteri kadar uzaklaşana kadar sayarmış gibi yaptı.

Sonra kendisine iyice yaklaşmış kadına korkuyla baktı.

Kadın, sanki Lala yokmuş gibi davrandı ve Neo’ya yaklaşmaya devam etti ‘Demek sadece benim peşimde ama neden?’

‘Olabilir mi yüzük? Ama bende bile değil neden hala peşimde.’ Neo düşüncelere daldı ama sonra kadının neredeyse yanına geldiğini fark edince ‘Lanet olsun bunları düşünmenin zamanı değil! koş!’

Neo, Lala’nın peşinden tüm gücüyle koşmaya başladı.

<>

Siyah saçlı kadın, koşan Neo’nun sırtına baktı ve kimsenin duymadığı bir şeyler mırıldanarak, bir anda ortadan kayboldu.

Şehre ulaşan ikili etrafa baktı.

Şehir, çeşitli binaların sıralandığı, her yerde bulabileceğin sıradan bir şehirdi. İnsanlar ve arabalar sokakta ilerliyor ve hayat devam ediyordu.

“Şimdi ne yapmak istersin sevgili kuzenim?” Neo alaycı bir şekilde.

“Hm, bu kadar koşuşturma beni susattı içecek bir şeyler istiyorum.” (Lala)

“Orada güzel bir yer var, ne dersin?” Neo etrafına göz gezdirdi ve bir kafe gördü.

“Neyi bekliyorsun? Hadi gidelim.” Lala koşmaya başladı.

Neo acı bir yüzle kendisini takip etti.

Masaya oturan ikili, meyve suyu ve pasta sipariş ettiler. Dinlendikten sonra çıktılar ve dolaşmaya başladılar.

“Hey, Neo şuna bak. Ne kadar ürkütücü.” Lala, Neo’nun dikkatini telefondaki bir habere çekti.

Haberde; 12 yıl önce ortadan kaybolan 5 genç kızın hala bulunamadığı ve kaybolan kızların ardından gerçekleşen bir dizi seri cinayetten bahsediyordu. Haberin tuhaf tarafı kurbanların hepsinin ortak noktası çok cani ve garip bir şekilde ölmeleriydi. Kurbanların ve ortadan kaybolan kızların fotoğrafları vardı.

“Evet, bu ürkütücü.” Neo başını salladı ama tuhaf bir nedenden dolayı kaybolan kızlardan birinin fotoğrafı dikkatini çekti.

‘Bu nasıl olabilir? Bu, o mu?’ Neo hemen telefonu kaptı ve yakından incelemeye başladı.

Fotoğrafın altındaki bilgileri okudu.

İsim: Mira

Yaş: 15

Adres: *****

Telefon: *****

‘Bingo adresi ve telefonu burada, ne yapmalıyım?’ Bilgileri okuyan Neo tereddüt etti.

“Hey, Neo senin neyin var? Çok garip davranıyorsun.” Tam ne yapması gerektiği konusunda düşünürken arkasından sinirli bir ses geldi.

“Be-ben özür dilerim. Sadece, bu kız dikkatimi çekti de.” Neo başını kaşıyarak telefonu geri verdi.

“Ne? Iyy böyle zevklerin olduğunu bilmiyordum. Seni yanlış tanımışım.” Lala vücuduna sarıldı ve Neo’dan biraz uzaklaştı.

“Ne saçmalıyorsun?” Neo daha fazla dayanamadı ve kafasına hafifçe vurdu.

“Ouch! Sadece şaka yapıyordum! Vurmana gerek yoktu!” Lala başını tuttu ve çömeldi.

“Hah, her neyse.” Neo, başını ovalayan lalaya baktı ve kararını vermiş gibi başını salladı.

“Lala, bana bir iyilik yapar mısın?” Neo, Lala’ya ciddi bir şekilde baktı.

“Yani, burada ne arıyoruz?” Lala önündeki tek katlı, sarı eve baktı ve sakin bir şekilde sordu.

Ev; eski ve terkedilmiş, hatta bazı pencereleri de kırılmıştı, uzun süredir kullanılmadığı ilk bakışta belli oluyordu.

“Verdiğin sözü unutma? Bana hiçbir şey sormayacaksın.”

‘Üzgünüm Lala, ama seni bu işe daha fazla bulaştıramam. Bu senin iyiliğin için’ Neo kararlı bir şekilde konuştu ve eve doğru yürüdü.

“Evet, söz verdim ama beni bu terk edilmiş eve getireceğini düşünmemiştim.” Lala histerik bir şekilde bağırdı ve sanki aklına bir şey gelmiş gibi vücuduna sarıldı “Yoksa…”

“Aklından neler geçiyor bilmiyorum ama düşündüğün şey olmadığına yüzde yüz eminim. Sadece onaylamak istediğim bir şey var, ondan sonra buradan gideceğiz.” Neo ona sinirli bir şekilde yumruğunu gösterdi ‘Belki onun hakkında bir ip ucu bulabilirim.’

“Tamam” Lala, Neo’nun yumruğuna baktı ve itaatkâr bir şekilde başını salladı.

“Hm, kapı kilitli değil. Bu iyi oldu.” Neo kapıyı açtı ve içeri girdi.

Evin içi; mobilyalar olduğu gibi duruyordu ama her yer kirli ve tozluydu.

“Burası çok ürkütücü, Neo korkuyorum.” Lala sulu gözlerle Neo’ya baktı.

Lala’ya bakan Neo bir an tereddüt etti ama sonunda “Pekâlâ sen beni dışarıda bekle ben de işimi hallettikten hemen sonra gelirim.” Dedi.

“Ama-“ Lala bir şey söylemek ve bu yerden beraber gitmek istedi ama Neo’nun ciddi bakışlarını görünce susup dışarı çıktı.

“Üzgünüm, ama henüz gidemem. En azından bir tane ipucu bulmadan olmaz.” Neo, dışarı çıkan Lala’nın arkasına acı bir gülümsemeyle baktı.

“Pekâlâ bu işi hızlı bir şekilde halledelim.”

‘Yine de bu yer oldukça ürkütücü.’ Neo terk edilmiş eve yavaşça baktı ve hafifçe titredi.

“Şimdi önce nereden başlamalıyım? Hm işte orası.” Neo bir kapıdan geçti ve küçük bir odaya girdi.

Odada; çift kişilik yatak ve birkaç mobilya vardı.

‘Burası ebeveyn odası olmalı. Bu bir aile fotoğrafı.’ Neo 3 çekmeceli şifonyerin, üzerindeki fotoğrafı eline aldı ve dikkatlice baktı.

‘Çok mutlu görünüyorlar, acaba ne oldu da bu duruma düştüler?’ Neo, herkesin mutlu bir şekilde güldüğü 4 kişilik aile fotoğrafına baktı ve iç çekti.

‘Pekâlâ bakalım bir şey bulabilecek miyim?’ Neo etrafı aradı ama birkaç kıyafet veya çel çöp dışında hiçbir şey bulamadı.

‘Şimdi sıradaki oda’ Neo pes etmedi ve aramaya devam etti.

“Şimdi kalan son oda burası, yani Miranın odası.” Neo yutkundu ve yavaşça kapıyı açtı.

*Kapı gıcırtısı

Kapı yavaşça açıldı ve pencereleri kapalı karanlık bir oda Neo’nun karşısına çıktı.

‘Çok karanlık bir şey göremiyorum.’ Neo karanlıktan bir şey göremeyince telefonunun ışığını açtı ve içeri girdi.

’Burası diğer odalardan daha korkutucu.’ Etrafa kısaca bakan Neo bunu düşündü.

Oda; diğer odalarda olduğu gibi mobilyalar ve eşyalar dokunulmamış bir şekilde duruyordu, ama diğer odalardan daha korkunç olmasının nedeni uzun zamandır kullanılmamış olmasına rağmen içeride canlı olan hiçbir şeyin izine rastlamamasıydı. En azından birkaç örümcek ağı olmalıydı ama o bile yoktu.

‘Böcekler ve hayvanlar neden özellikle buradan uzak durdu ki? Şey cevabını gerçekten öğrenmek istediğimden eminde değilim gerçi.’ Neo hızla aramayı yapıp bu yerden çıkmak istedi.

Odayı iyice arayan Neo, hiçbir şey bulamadı.

“Hah, bu kadar kolay olmasını beklemiyordum gerçi. Hm” ama tam o anda yatağın yanında, yerde bir şey gördü.

“Bu bir fotoğraf mı?” yatağın yanına yaklaştı ve fotoğrafı eline aldı.

Fotoğrafta; iki kişi vardı biri okul üniforması giyen Mira diğeri ise aynı üniformayı giyen tanımadığı bir kızdı, ama fotoğrafta oldukça yakın görünüyorlardı.

‘Bu kız, sanki daha önce bir yerde görmüştüm. Ama nerede?’ fotoğraftaki sarışın kıza bakan Neo derin düşüncelere daldı.

*Pat

Tam o sırada arkasından yüksek bir ses duydu ve kapının kapandığını gördü.

“Lanet olsun! Hemen buradan çıkmalıyım!” Kapıya koşmaya çalıştı ama o sırada bacağını soğuk bir tuttu ve yere düşmesini sağladı.

“Hyiiiiii”

Ufak bir çığlık attı ve eli tekmeledi ama el bacağını bırakmadı.

“Bırak beni!”

Ne kadar mücadele etse de el onu bir türlü bırakmadı.

“Hayır biri yardım etsin! Lala!” Neo kurtulamayınca son çareyi seslenmekte buldu.

“Hayır! Hayır biri yardım etsin! Lütfen.” Neo önündeki manzara karşısında artık ağlama ve yalvarma noktasına kadar korktu.

Kendisine yaklaşmakta olan gözleri oyulmuş, yüzündeki eti çürümeye ve parçalanmaya başlamış üç ceset gördü.

Cesetler yavaş hareketlerle kendisine yaklaşmaya başladı.

Cesetler yaklaştıkça, çürüyen etin kokusu Neo’nun kusmak istemesine ve gözlerinin yaşarmasına neden oluyordu.

“Neo! Neredesin?” Neo kapının dışında ses duyduğunda umudunu yeniden kazandı ve mücadele etmeye başladı.

“Lala buradayım! Yardım et!” Neo yüksek sesle bağırdı.

“Neo! Geliyorum!” Lala koştu ve kapıya vurmaya başladı.

“Kilitli! Açılmıyor!”

“Lala! Çabuk ol! Bir şeyle kapıyı kır ya da anahtar bul hadi! Beni hemen buradan çıkarman lazım!” Neo yaklaşan cesetleri tekmesiyle uzaklaştırmaya çalışırken dedi.

“Tamam! Hemen geliyorum!” Lala’nın sesi uzaklaştı.

‘Umarım Lala gelene kadar dayanabilirim.’ Tabi ki bu düşüncenin ne kadar naif olduğunu cesetlerden biri üstüne atlayıp onu yere bastırdığında anladı.

Cesedin ağzından akan kokuşmuş ve iğrenç kan, Neo’nun yüzüne aktı.

‘İğrenç!’ Neo kusmamak için kendini zor tuttu.

“Lala! Neredesin? Yardım et!” Neo seslendi.

“Neo! Ne oldu?” Lala endişeli bir şekilde çağırdı.

“Şu anda ölümle burun burunayım! O kapıyı açmalısın yoksa beni bir daha göremeyeceksin!” Neo ağlayarak bağırdı. Artık dayanacak gücü kalmadı.

“Neo beni korkutuyorsun! Neden açılmıyor! Neo!” Lala, Neo’nun ağlamaklı sesini duyunca telaşlandı ve kapıya vurmaya başladı.

‘Bu son mu?’ Neo kendine yaklaşan korkunç yüzlere baktı ve düşündü.

*Çığlık

Ama tam o anda yüksek bir kadın çığlığı geldi ve Neo’nun üzerindeki cesetleri duvara fırlattı.

“Ne? O da neydi? Neo o seste neydi? Hey!” (Lala)

“Sen! Neden?” Neo karşısında ki siyah saçlı ve kırmızı gözlü kadına baktı, bu soruyu istemeden ağzından sızdırdı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46887 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr