Bölüm 45: Gale Robinson (1)

avatar
189 2

Soylu Hanenin Kanlı Yıldızı - Bölüm 45: Gale Robinson (1)


Cooper Lorelei’nin vücudunu sandalyeye sabitledi ve bir adım uzaklaştı. Lorelei’nin göz yuvalarındaki yaşlar kurumaya başlamıştı. Hâlâ yutkunmaktan zorlanıyordu ve korkuyordu ancak birkaç dakika önceye kıyasla çok daha sakindi.

 

“Robinson… Robinson Ailesi’ndekiler için Yıldız Kulesi’ne girmek bir aile geleneği gibi bir şeydir. Her on sene de bir ailenin önde gelen gencini Yıldız Kulesi’ne eğitim görmesi için gönderirler. Osborne Ailesi kadar nüfuz sahibi olmasalar da güçleri azımsanamayacak miktardadır. Bunu sizin de bildiğinize eminim.”

 

“Robinson Ailesi’nin fertlerinin her biri gerçekten dahi tanımına uyan kişilerdir. Her biri önde gelen yetkili olarak Yıldız Kulesi’nde görevlendirilmişlerdir. Sizi karşılamaya gelen biri vardı değil mi?” diye devam etti Lorelei, yutkundu.

 

“Gale,” dedi Cain.

 

“Son on sene de Yıldız Kulesi’ne giren Robinson ferdi. Aynı zamanda Yıldız Kulesi’ndeki sekiz Robinson’dan sonuncusu. Sizi karşılamaya gitmesi için görevlendirilmesi emredilmişti. Wyatt, Anthony ve Isaac Robinson ise Gale’in size rehberlik etmesini emreden kişiler.”

 

“Hm…”

 

Gale gençti, yetenekliydi. Ünlü bir hanedanın en yetenekli üyesi olabilecek seviyedeydi hatta. Fakat böyle bir kişinin basit bir plan sonucunda feda edilmesi imkansızdı. Cain rakiplerinin aptal olduğunu fark etti.

 

‘Hayır, bu kadar basit olamaz.’

 

Constantine’nin ona verdiği raporlarda Gale’in adı sadece bir kez geçmişti. O da dövüş sanatlarındaki üstün yeteneği nedeniyleydi. Yanına çek ya da ortadan kaldır kategorisine girmemişti. Fakat Wyatt, Anthony ve Isaac üçlüsü ilk kategorideydi.

 

Her biri Yıldız Kulesi’nde büyük yetkiye sahip jürilerdi. Üstelik Robinson Ailesi Osborne Ailesi ile karşılaştırılamayacak olsa da güçsüz bir aile değildi. Cain’in onları yanına çekmesi stratejik olarak öneme sahip Büyü Taşı ticaretinde bir adım öne geçmesi demekti.

 

“Robinson Ailesi’nin patriği Roman Robinson’un hasta yatağına düştüğünü duydum. Bu yüzden sıradaki patrik için çatışmalar başladı. Gale de bu yarıştaki adaylardan birisi.” dedi Cooper aniden.

 

Cain bir süre düşündükten sonra kafasını salladı. Ayağa kalktı, gülümseyerek Lorelei’ye yürüdü. Lorelei Cain’in birden üzerine doğru gelmesi nedeniyle soğuk terler dökmeye başladı. Cain’in yüzündeki gülümseme onda bir travma bırakmıştı. Ancak zorla da olsa kalbindeki korkuyu dizginlemeye çalıştı.

 

Cain hafifçe eğilerek Lorelei ile göz göze geldi.

 

Minnettar bir gülümsemeyle, “Yardımların için teşekkür ederim Doktor Lorelei, verdiğin bilgiler ışığında ne yapmam gerektiğini gayet iyi biliyorum.” dedi. Gerçekten de artık kiminle uğraştığını anlamıştı.

 

Lorelei’nin kalbinde garip bir duygu uyandı. Cain’in hiçbir şey olmamış gibi ona gülümsemesi onu korkutmuş olsa da hayatta kaldığı için de mutluydu.

 

“B-Bana ne olacak?” diye sordu titreyerek, zor da olsa ağzını açacak cesareti bulabilmişti. Sonuçta doğrudan olmasa da Cain’e suikast düzenlenmesinde katkısı vardı. Başka birisi olsaydı bu öfkeyle onu parçalara ayırabilirdi.

 

Cain doğruldu ve Lorelei’nin arkasında duran Cooper’a baktı. Cooper kafa salladı, böyle bir durumda Cain’in konuşması iyi olmazdı.

 

“Yöneticilikten istifa etmeniz gerekiyor, Doktor Lorelei.”

 

“Ne?!” diye birden ayaklandı Lorelei. “Her şeyi yaparım ancak yöneticilikten istifa edersem bir değerim kalmaz!”

 

“Lütfen sakin olun,” diye araya girdi Cain. Kötü kötü Cooper’a baktıktan sonra tekrardan Lorelei’ye baktı. “Bunu sizi korumak için yapıyoruz.”

 

“Nasıl yani?”

 

“Bana suikast düzenlemek isteyen kişilerin kim olduğunu biliyor musunuz?”

 

“…”

 

Lorelei sessiz kaldı. Bu girişimin arkasındaki kişiyi tabii ki bilmiyordu. O sadece ondan istenilen şeyi yapmış, bir kişiyi yetkilendirmişti. Böylece Cain’in odasına girebilmişlerdi. Bunun dışında sadece birkaç sığ bilgiye sahipti. Yani sadece bir maşaydı.

 

“Beni öldürmek isteyen kişilerin sayısını bilmek mümkün değil. Herkes olabilir ve bunu yapmakta kararlılar. Fakat açıktan yapacak cesarete sahip değiller.” dedi Cain, bariz bir öfkeyle.

 

Tabii söylediklerine kendisi inanmıyordu. Karşı tarafın onu öldürememiş olmasının en büyük nedeni kendine güvenmediği sürece hareket etmemesinden kaynaklanıyordu. Örneğin şu ana kadar hiç kendi başına dışarı çıkmamıştı. Gerekmediği sürece güvenli ortamından çıkmıyordu. Çünkü her yer düşman kaynıyordu.

 

Ortalıkta olmayan birini öldürmek çok daha zordu. Çünkü dolaylı yoldan bunu yapmak gerekiyordu. Cain hiçbir zaman yolculuğa çıkmamıştı ya da gerekmediği zamanlarda açıkta kalmamıştı. Çünkü böyle zamanlarda düşman savaşçılarını gönderir ve onu oracıkta katledebilirdi.

 

Cain kendi çapında güçlü olsa da karşısında bir Kılıç Ustası ya da işinde çok iyi bir suikastçı olduğunda sadece ölmeyi bekleyebilirdi.

 

İşte bu bağlantıların ve hizbin önemiydi. Onu koruyacak birileri gerekiyordu. Ve bunları sadece Cain sağlayabilirdi. En başından beri tek başınaydı, her şeyi kendi başına inşa etmeliydi.

 

Kara Kılıç Tugayı’ndan başlamasının çok büyük bir katkısı olmuştu. Çünkü sadece Kara Kılıç Tugayı’na değil onların bağlantılarına ulaşma imkanı da olmuştu.

 

Cooper da Kara Kılıç Tugayı’ndaki bir subayın akrabasıydı.

 

“Ancak yakında saldırılamaz olacağım. Bunun içinse sizin gibi yetenekli kişileri toplamam lazım. Doktor Lorelei büyük bir potansiyeliniz var. Sizi kısıtlıyorlar çünkü pastayı daha fazla bölmek istemiyorlar. Bu yüzden üstleriniz sizin gibi potansiyel sahibi bir kişiyi büro yöneticiliği gibi boktan bir şeyle uğraştırıyorlar.”

 

Öyle bir konuşuyordu ki Cooper bile büyülenmiş gibi bakıyordu.

 

Lorelei yutkundu.

 

“Beni öldürmek istediler fakat başarısız oldular. Bu günahları üstlenecek birisi lazım ve o da şu anda tam karşımda duruyor. Ne demek istediğimi biliyorsunuz, değil mi?”

 

“Eve-evet…” Lorelei kendine geldiğinde kafa sallayarak onayladı.

 

“İşte bu yüzden istifa etmeli ve cesaretli bir şekilde araştırmalarınıza devam etmelisiniz! Aksi takdirde sizden kurtulacaklar.” dedi birden Cooper, “Sizi ikna etmeye çalışmamızın nedeni bu. Eğer konumunuzu gerçekten elde etmek isteseydik sizi burada öldürebilirdik, değil mi?”

 

Lorelei kafa salladı.

 

Bu mantık dolu açıklamalar onun gibi rasyonel birisi için yeterliydi. Cain’in her şeye rağmen onu affetmesi ve bu kadar sakin konuşması öfkesinin ona yönelik olmadığını düşünmesine yol açtı. Üstelik bu onunda işine geliyordu.

 

“Ancak ben istifa ettiğim de her şey çözülecek değil ya? Jürilerin büyük çoğunluğu onların tarafında. Yoluma taş koymaya devam edecekler.”

 

“Ah, bu konuda.”

 

Cain özgüvenle gülümsedi.

 

“Yakında endişe etmenize gerek olmayacak.”

 

---

 

Cain ve Cooper yarım saati aşkın süre Lorelei’nin odasında kaldıktan sonra çıktılar ve bir süre beraber yürüdüler.

 

Cooper Cain’e baktı.  

 

“Onu öldürmek daha iyi olmaz mıydı Genç Efendi?”

 

Bu işleri garantiye almanın en iyi yoluydu.

 

“Hayır, onu öldürseydik istediklerimizi elde etmek için daha fazla uğraşmamız gerekirdi.”

 

Cooper bir süre düşündükten sonra Cain’e hak verdi. Anlaşılan hâlâ duygusal düşünüyordu. Bir araştırmacı değildi bu yüzden diğerlerini anlayamıyordu fakat onun da hırsları vardı. Herkes gibi şöhret istiyordu. Yıldız Kulesi’ndeki tüm görevlileri ve hizmetlileri kontrol etme gücüne sahip olan Büro Yöneticisi görevi Lorelei veya diğerleri için önemli olmayabilirdi fakat onun için bu görev oldukça değerliydi.

 

Hedeflerinden biri gerçekleştiği için Cain’e minnettardı ve gelecek için heyecanlıydı.

 

“Gelecekteki hamlemiz ne olacak?”

 

Cain düşünceli bir şekilde Cooper’a baktı ve kol yeninden bir mektup çıkardı. Cooper mektubu dikkatli bir şekilde aldıktan sonra Cain’e bir süre baktı.

 

“Lorelei yarın istifa ettiğinde iki gün içerisinde tüm büroyu kontrolün altına almalısın. Özellikle muhafızların ve ışınlanma geçidinin görevlilerini değiştirmen gerekiyor.”

 

“Anladım!”

 

“Mektubun içerisinde bir rapor var. Sıkıntılı görevlilerin geçmişlerine dair. İstersen şantaj yap istersen de onları ikna et. Yöntem sana kalmış. Fakat ne olursa olsun bu kişilerin hiçbirisi bize sıkıntı çıkarmamalı.”

 

Bu konuda ki tavrı kesindi. Lorelei sadece başlangıçtı. Hedeflerine ulaşmak istiyorsa Personel Bürosu gibi önemli bir yönetim organını kesinlikle ele geçirmeliydi.  

 

“Anlaşıldı Genç Efendi!” dedi Cooper heyecanlı bir şekilde. Cain’in onu kullanmak için büro yöneticisi yapacağını biliyordu fakat bu onun için bir önem teşkil etmiyordu. Bu kazan-kazan durumuydu sonuçta. Cain ona bir şey veriyorsa Cooper da karşılığını vermek zorundaydı.

 

“Benden istediğiniz başka bir şey var mı? Sizin için her şeyi yaparım!”

 

Cain bir süre düşündükten sonra Cooper’a birkaç malzeme ismi söyledi. Söylediği malzemeleri duyan Cooper’ın ifadesi bir saniyeliğine değişse de hemen kendini topladı.

 

“Yarına akşama kadar toplayabilirim Genç Efendi.”

 

“Tamamdır teşekkür ederim.”

 

İkili bir süre daha konuştuktan sonra Cain odasına döndü. Simya odasındaki yanık izleri hâlâ duruyordu. Cooper yardımıyla yeni bir simya tezgahı alabilmiş olsa da eskisi kadar kaliteli değildi.

 

Cain duş aldıktan sonra meditasyon yapmaya başladı.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44791 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr