Soylu Hanenin Kanlı Yıldızı - Bölüm 53


Gece yarısı Gale’in odasında.

 

Gale simya tezgahının başında daha sonradan işine yarayabilecek birkaç ilacı hazırlıyordu. Son zamanlarda düşünceleri çok daha netleşmişti. Önceden göremediği siyasi hamleleri artık çok daha net görebiliyordu.

 

Fakat çok daha büyük bir baskı altına girmişti.

 

Cain Büyü Araştırma Merkezi’ne adım attığı ilk günden itibaren sayısız sorunla yüzleşmişti. Bunların yarısında Gale onunla birlik olmuştu. Ona düzenlenen saldırının üzerinden bir iki gün geçmişti ve çok sayıda olay olmuştu bile.

 

İlk önce Kara Kılıç Tugayı’nın gönderdiği Kara Şövalye takımının lideri ölümün eşiğine gelmişti. Şu anda üst düzey rahip ve doktorlarca Kara Kılıç Kalesi’nde tedavi görüyordu. Onun yaralandığını sadece birkaç kişi biliyordu.

 

Cain’in sahte ölümünün üzerinden bir gün geçmemişti ki Cooper beceriksizliği bahane edilerek görevinden alındı ve yardımcılarından birisi geçici süreliğine yerine geçti. Tüm politik oyunların altında Cain’in ölümü hakkında dedikodular yayılmaya başladı.

 

Daha tam olarak teyit edilmemişti, bu yüzden araştırmalar devam ediyordu. Fakat Gale bu araştırmaların hiçbir zaman sonuçlanmayacağını biliyordu. Çünkü Hayes’in birçok dostu bulunuyordu. Zamanında iyilik yaptığı için ona borçlu insanlar…

 

Tabii bu olaylar çok ama çok az kişinin haberdar olduğu olaylardı. Çoğu kişi için Yıldız Kulesi eski güvenilirliğini kaybetmişti. Bir genç efendiye böyle korunaklı bir alanda büyük çapta bir saldırı düzenlenebiliyorsa onlara neler olmazdı?

 

Kazanç sağladıkları için bir bedel ödemeleri gerekiyordu. Ve bu bedeli Hayes tek başına ödememişti. Tüm Yıldız Kulesi itibarlarına yedikleri darbeyle büyük bir ün kaybetmişti. Ödenmesi gereken bir bedeldi, bu yüzden Hayes hiçbir sıkıntı görmedi.

 

Gale iç çekerek elindeki cam şişeyi salladı. Gözlerini kısarak birbirine karışan iki farklı sıvıya yakından baktı. İlk başta mavi ve kırmızı renkli olan bu iki renk mor renkli bir sıvıya döndü ve etrafa çok iğrenç bir koku yaymaya başladı.

 

Gale kafasını sallayıp tezgahın bir köşesindeki demir kafese gitti. Kafesin içerisinde koyu yeşil tüylere sahip avuç büyüklüğünde bir fare bulunuyordu. Fareler küçük hayvanlar arasında en çok türe sahip olanlardı. Bazı türleri çok güçsüzken bazıları çok güçlüydü. Adaptasyon yetenekleri çok gelişmiş olduğu için bulunduğu ortama göre güçleri değişkenlik gösteriyordu.

 

Kafesin içerisindeki fareye Zehir Faresi denirdi. Laboratuvar ortamında yetiştirilen Orman Faresi türlerinden biriydi. Doğumundan itibaren her türlü zehirle zehirlere dirençli hale getirilirdi. Zehir Faresi’nin en büyük özelliği çok sayıda zehre karşı bağışıklık geliştirmesiydi.

 

Gale bu fareyi yüz altın karşılığında Yıldız Kulesi’nin uluslararası sipariş hattından almıştı. Çok değerliydi.

 

Kafesi açıp fareyi ensesinden yakaladı.

 

Parmakları yardımıyla farenin ağzını açıp şişedeki sıvıdan ağzına küçük bir damla bıraktı. Ardından kafese koydu ve fareyi izledi. İlk birkaç saniye fare hiçbir şey olmamış gibi hareket etmeye devam etti. Ancak yarım dakikayı doldurmaya başlarken hareketleri donuklaştı ve gözleri kanlanmaya başladı.

 

Göz bebekleri bir iğne ucu kadar küçüldükten sonra hareket etmeyi kesti ve yere yığıldı.

 

Ağzından ve burnundan kanlar geliyordu.

 

Gale fareyi dikkatlice inceledi. Ardından çenesini sıvazlayarak şişenin ağzını kapattı ve bir kenara kaldırdı. Tekrardan simya aletlerinin başına geçti ve aynı işlemi tekrarladı.

 

Ürettiği madde çok güçlü bir sinir ajanıydı. Bir damlası Kılıç Uzmanı seviyesindeki bir kişiyi 1-10 dakika arasında öldürebilirdi. Üç damlası ise bir Kılıç Ustası’nı öldürmek için yeterliydi. Fakat tek bir şişe neredeyse bin altına mâl olmuştu.

 

Birkaç saat sonra Gale maskesini çıkarttı. Odayı havalandırmak için pencereyi açtığında doğmaya başlayan güneşin ilk ışıklarını hissetmişti.

 

“Planın bana düşen kısmını hallettim.”

 

 

İç çekip tekrardan içeriye girdi ve oturma odasındaki masanın üzerinden belgeleri alıp dairesinden ayrıldı. Zemin kattaki ışınlanma portalından geçtikten sonra kendini Cheron Şehri’nin birkaç kilometre ötesindeki bir istasyonda buldu.

 

Muhafızları ve istasyondaki yüzlerce insanı umursamadan yakındaki postacıya gitti. Postacılara güler yüzle selam verdikten sonra bir kasa kiraladı ve elindeki belgeleri içine koyup şifreledi. Ardından orada fazla beklemedi. Birilerinin onu tanıması başına gelebilecek en kötü olaydı.

 

Gale hızlıca istasyondan ayrıldı ve Cheron Şehri’nden yüzlerce kilometre uzaktaki Robinson topraklarında belirdi. Robinson Ailesi diğer ailelerle karşılaştırılamazdı ancak kendi çapında varlıklı sayılırdı.

 

Ana gelir kaynakları Büyü Taşı ticaretiydi. Bu yüzden çevredeki pek çok vasal aileden zengin sayılırlardı. Büyük demirci şirketleri, tüccar gruplarının uğrak noktasıydı burası. Robinson Ailesi’nin ana malikanesi Zenica Şehri’ndeydi. Onlar gibi pek çok soylu hane bu şehre yerleşmişti. Bunun en büyük nedeni Zenica Şehri’nin batıya doğru giden büyük bir ticaret yolu olan Titan Yolu’nun üzerinde olmasıydı.

 

Doğunun incisi Cheron ile karşılaştırılamayacak olsa da Zenica Şehri hâlâ adına şiirler yazılmasına vesile olacak kadar güzeldi.

 

Gale portaldan çıktığında Robinson Ailesi’nin şövalyeleri tarafından karşılandı. Her ne olursa olsun hâlâ bir varisti ve gerekli saygı ona gösterilmek zorundaydı. Ayrıca Hayes onu çoktan saf dışı bıraktığına inanıyordu. Gale iyi bir profil çizerek zararsız bir görünüm sergiliyordu.

 

“Hoş geldiniz Genç Efendi. Patriği ziyaret etmek ister misiniz?” diye sordu baş kahya Fabian Mordecai. Kılıç Uzmanı seviyesinin sınırlarında dolaşan aurası Gale’in karşısında ateş böceği misali sönük kalsa da tüm camiada güçsüz sayılmazdı.

 

“Gerek yok. Amcamla görüşmek istiyorum.”

 

“Toplantı odasındalar Genç Efendi.”

 

Gale kafasını salladı ve toplantı odasına gitti. İçeriye girdiğinde Hayes ve Robinson Ailesi’nin önde gelenlerinin bir şeyler hakkında tartıştığını gördü. Başka bir ailede böyle bir toplantı ihanet damgasının yapışması için yeterliydi. Ancak Robinson Ailesi’nde şu anda bir güç boşluğu bulunuyordu ve kendi içerisinde iki gruba ayrılmış durumdaydı.

 

“Tüm dostlarımızı davet etmemiz gerektiği konusunda katılmıyor musunuz?” diye çıkıştı Hayes. Karşısında onunla aynı yaşta gibi duran bir adam bulunuyordu. Adamın kaşları öyle uzundu ki bıyıklarıyla bütünleşmiş gibiydi.

 

Kendisi Hayes’in ve Gale’in babasının kuzeniydi. Aynı zamanda ailenin tüm ticari faaliyetleri ile ilgileniyordu. Yani aile üzerindeki gücü Hayes’in bile üzerindeydi.

 

Kendisi kan hattının gücüne inanan biriydi. Tarafını belli etmemiş olsa da Gale’e daha yakın olduğu kesindi. Hayes bu yüzden ona dayanamıyordu.

 

“Basil,” dedi Hayes ciddi bir şekilde. “Genç Efendi’nin istediğini yerine getirdim. Artık bana büyük bir iyilik borçlu. Başarılı olduğumuz göz önüne alınırsa Genç Efendi’den bizi Kutsal İttifak’ın önde gelenleriyle bir araya getirmesini isteyebiliriz. Bu sayede sen ticaret rotanı büyütebilir ve ailemizin varlığına varlık katabilirsin. Ben de ailemizin hayali olan Kılıç Lordu seviyesine ulaşabilirim.”

 

Basil iç çekerek kafasını iki yana salladı. “Kuzen bir şeyi anlamıyorsun. Senin dostlarını davet edip bir balo düzenlemene karşı değilim.”

 

“O zaman neden bu kadar inatçısın?” diye sordu Hayes, ifadesi birazcık yumuşamıştı.

 

“Eğer Genç Efendi Cain’i gerçekten öldürmüşseniz bu dikkat çekmez mi? Düşünsene. Bir Genç Efendi ölüyor, herkes panik içerisindeyken Robinson Ailesi’nin kıdemlisi balo düzenliyor. Saçma olmaz mı?”

 

Basil’in dikkat çekmek istediği yer farklıydı. O kimin aile reisi olduğunu umursamayacak kadar nüfuz ve güç sahibiydi. Tabii tercihleri vardı ancak önündeki bu mesele baz alındığında bu önemsizdi. Hayes bir genç efendinin öldürülmesinde yer almıştı.

 

Herkes bir anlığına sustu.

 

Ancak Hayes gülümseyerek ayağa kalktı.

 

“Bir bahaneye ihtiyacımız var değil mi?”

 

Basil’in her zaman kısık olan gözleri aralandı. En delici mızraklardan hiçbir farkı olmayan kahverengi gözleri açığa çıktı. Bakışı öyle deliciydi ki karşısındakiler gerilmeden edemiyordu.

 

“Evet. Uygun bir bahanemiz olmalı.”

 

“Bahanemiz var.” dedi Hayes. Masanın ondan tarafında oturan herkes gözlerini sonuna kadar açtı ve onu desteklemeye başladı.

 

“Patrik uzun süredir hasta yatağında. Birinin onun yerine geçmesi gerekiyor.”

 

“Gale henüz yeterince olgun değil. Kıdem ve yetenek bakımından Kıdemli Hayes’ten iyisi yok.”

 

“Evet, bu baloyu onun patrik olmasını kutlamak için yapmaya ne dersiniz? Tüm dostlarımızın burada olması için yeterli bir bahane. Bundan istifade ederek başarılarımızı açığa çıkararak dostlarımız arasındaki nüfuzumu artırabilir ve Genç Efendi’nin elini bağlayabiliriz.” dedi Wyatt.

 

Hayes kafasını salladı. Her şey önceden ayarlanmıştı. En başından beri konuşmanın buraya gelmesini istiyordu.

 

Basil hiçbir şey söylemedi. Bu oyunu ilgisiz gözlerle izliyordu. Onun kadar yaşamış biri Hayes’in aklındaki düşünceleri nasıl fark edemezdi ki?

 

İç çekti ve Gale’e baktı. Kenarda usulca konuşmaları dinliyordu. Yüzündeki ifadeden ve Hayes’e gösterdiği saygıdan anlaşılıyordu ki içindeki hırsı tamamen kaybetmişti.

 

“Gale, hazırlıklar ne durumda?”

 

Hayes’in bu sorusu Gale’in gülümsemesine yol açtı.

 

“Her şey hazır Amca.”

 

Gale’in varlığı kimse için tehdit değildi. Artık Hayes’e bir söz vermişti. Baloda herkesin önünde varislik hakkından vaz geçecekti. Bunun karşılığında Hayes’ten bu olayın içinde olmasına izin vermesini istemişti.

 

Hayes’in istediği de buydu.

 

Gale aradan çekilince güce olan yolculuğunda bir engel kalmamıştı artık. Bu onun resmi bir şekilde Robinson ailesinin patriği olmasın için yeterliydi. Tüm sesler daha duyulmadan kesilmişti ki bu onun için en iyi sonuçtu.

 

Gale sorumluluk ve pay mı istiyordu?

 

Hayes bunu sağlamakta bir sorun görmüyordu.

 

Balonun tüm her şeyiyle Gale’in ilgilenmesine izin vermişti. Davetler ve organizasyon Gale’in kontrolü altındaydı. Hayes yalnızca güvenliğin Wyatt tarafından sağlanmasına izin vermişti. Diğerlerinde bir hata kabul edilebilirdi ancak güvenlikte bir sıkıntı oluşurdu hayatları tehlikeye girebilirdi.

 

Gale’e memnuniyetle bakan Hayes’in ağzı kulaklarına vardı.

 

“Sana güveniyorum Gale.”

 

 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46895 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr